glimpse - Turc Anglais Dictionnaire

glimpse

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "glimpse" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 26 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
glimpse n. anlık bakış
General
glimpse n. kısa bakış
The video showed us a glimpse of what life would be like on Mars.
Video bizlere Mars'ta yaşamın nasıl olabileceğine dair kısa bir bakış sağladı.

More Sentences
glimpse n. gözüne ilişme
She caught a glimpse of the movie star before he left the hotel.
Otelden ayrılmadan önce film yıldızı gözüne ilişti.

More Sentences
glimpse n. göz atma
We can get a glimpse of that by examining Jesus.
İsa'yı inceleyerek buna bir göz atabiliriz.

More Sentences
glimpse n. (bir anlık) görüntü
Some dreams are a glimpse of the future.
Bazı rüyalar geleceğin bir anlık görüntüsüdür.

More Sentences
glimpse v. görür gibi olmak (birini)
Tony glimpsed her among the crowd.
Tony onu kalabalığın arasında görür gibi oldu.

More Sentences
glimpse v. bir an için görmek
Suddenly he glimpsed the truth about the case: He was framed!
Aniden davayla ilgili gerçeği bir an için gördü: Ona komplo kurulmuştu!

More Sentences
glimpse n. görüverme
glimpse n. anlık bakış
glimpse n. işaret
glimpse n. belirti
glimpse n. belirsiz bulgu
glimpse n. muğlak belirti
glimpse n. belirsiz düşünce
glimpse n. ima
glimpse n. sezme
glimpse v. bir an için görmek (bir şeyi)
glimpse v. görünüp kaybolmak
glimpse v. göz atmak
glimpse v. gözüne ilişmek
glimpse v. kısa görmek
glimpse v. görür gibi olmak
Archaic
glimpse n. ani ışık parlaması
glimpse n. hafif ışık parlaması
glimpse v. hafifçe parlamak
glimpse v. hafif ışık vermek

Sens de "glimpse" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Anglais Turc
General
brief glimpse n. kısa bakış
catch a glimpse v. bir an için görmek
catch a glimpse v. gözüne ilişmek
catch a glimpse v. görür gibi olmak
get a glimpse of v. bir an için görmek
Idioms
catch a glimpse of someone v. birini bir an için görmek
catch a glimpse of (someone or something) v. (biri/bir şey) gözüne ilişmek
catch a glimpse of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bir an için görmek
catch a glimpse of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) görür gibi olmak
catch a glimpse of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) göz ucuyla görmek