gözde - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

gözde



Sens de "gözde" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 26 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
gözde favourite n.
gözde favorite n.
gözde favorite adj.
gözde pet adj.
gözde favourite adj.
General
gözde minion n.
gözde mistress n.
gözde fair boy n.
gözde blue boy n.
gözde engle n.
gözde dearest adj.
gözde popular adj.
gözde in adj.
gözde much thought of adj.
gözde in demand adj.
gözde golden adj.
gözde go-to adj.
gözde fave adj.
gözde eligible adj.
Phrases
gözde in favour expr.
gözde in favor expr.
Idioms
gözde a hot number n.
gözde blue-eyed girl [uk/australia] n.
gözde a blue-eyed boy n.
gözde in the limelight expr.
gözde in good graces expr.

Sens de "gözde" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 121 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
(gözde) çapak (eye) gum n.
General
en gözde şey prize possession n.
(gözde) arpacık sty n.
gözde mekan favorite place n.
gözde ön ve arka odacıkları dolduran sıvı aqueous humor n.
gözde konu hobby-horse n.
çekici ve gözde kadın belle n.
gözde bekar eligible bachelor n.
bölgenin gözde yerleşim alanı/merkezi regional destination n.
gözde turizm merkezi popular/favorite/top vacation spot/center n.
gözde turizm merkezi favourite tourist destination n.
(gözde) çapak sleepyseed n.
(gözde) çapak eye bogeys n.
(gözde) çapak sleep n.
(gözde) çapak eye goop n.
(gözde) çapak eye boogers n.
(gözde) çapak sleepysand n.
(gözde) çapak sand n.
(gözde) çapak ocular diamonds n.
(gözde) çapak sprinkle treasure n.
(gözde) çapak sleepers n.
(gözde) çapak fump n.
(gözde) çapak sleepydust n.
(gözde) çapak crusties n.
(gözde) çapak eye gunk n.
(gözde) çapak sleepys n.
(gözde) çapak eye poo n.
(gözde) çapak goobers n.
(gözde) çapak eye crust n.
(gözde) çapak winkiepies n.
(gözde) çapak eye snot n.
(gözde) çapak eye sick n.
gözde ünlüler glitterati n.
gözde kimse white-haired boy n.
gözde kimse white-headed boy n.
gözde proje hobbyhorse n.
gözde oluşan beyazımsı perde pearl [dialect] [uk] n.
gözde eş adayı parti n.
(gözde) arpacık stian n.
gözde kız belle n.
gözde olmak catch on with somebody v.
gözde olmak come in v.
gözde büyütmek overrate v.
gözde olmak catch on v.
gözde canlandırılmış pictured adj.
tek gözde olan uniocular adj.
gözde canlandırılmamış undepicted adj.
gözde canlandırılmamış unpictured adj.
gözde olmayan unfavourite adj.
gözde canlandırılmamış unpictured adj.
gözde canlandırılmamış undepicted adj.
gözde tütmeyen unsight adj.
gözde (kimse) white-haired adj.
gözde (kimse) blue-eyed adj.
gözde (kimse) fair-haired adj.
gözde (kimse) white-headed [ireland] adj.
(gözde) siliyer cisim anlamına gelen ön ek cycl- pref.
(gözde) siliyer cisim anlamına gelen ön ek cyclo- pref.
Colloquial
popüler/gözde yer/mekan/semt the place to be n.
gözde, popüler şey a thing n.
gözde adam blue-eyed boy n.
gözde adam fair-haired boy [us] n.
gözde olan at a premium expr.
Idioms
gözde ürün/marka big hitter n.
gözde uyuşturucu drug of choice n.
gözde/en sevilen/ilk sırada gelen alışkanlık drug of choice n.
gözde konu a hobby horse n.
gözde adam your blue-eyed boy [uk] n.
gözde adam your fair-haired boy [us] n.
çok gözde olmak go a bomb v.
çok gözde olmak go like a bomb v.
gözde olmak be in fashion v.
gözde olmak come into fashion v.
gözde olmak come into vogue v.
gözde olmak be in vogue v.
gözde olmak be the toast of (the town) v.
çok gözde in high favour expr.
Technical
(gözde) camsı cisim vitreous humour n.
Computer
gözde uygulama killer app n.
Telecom
gözde uygulama killer application n.
Medical
gözde yabancı madde nedeniyle oluşan iltihap xenophthalmia n.
gözde çıkan kızıl leke lenticula n.
sağ gözde ağrı pain in the right eye n.
radyoterapi sonrası gelişen gözde kuruluk dry eye after radiotherapy n.
retinoblastoma tümörlerinde görülen gözde beyaz leke retinoblastoma leukocoria n.
sol gözde ağrı pain in the left eye n.
sol gözde ptozis left eye ptosis n.
(gözde) arpacık hordeolum n.
(gözde) arpacık stye n.
(gözde) çomak hücresi rod n.
eskiden gözde olduğu ve ölüm veya körlük başlangıcında koptuğu düşünülen tendonlar eyestrings n.
gözde akomodasyon yetersizliği hypocyclosis n.
gözde çift gözbebeği bulunması diplocoria n.
(gözde gelişen) püstül pouke [dialect] n.
gözde vitamin eksikliği nedeniyle oluşan bir tür hastalıkla ilgili xerophthalmic adj.
gözde kullanılan ophthalmic adj.
her iki gözde oküler görüntü boyutu eşit olan iseikonic adj.
Anatomy
(gözde) camsı cisim vitreous humour n.
Psychology
gözde büyüme looming n.
sol gözde proptosis proptosis of left eye n.
Physiology
(gözde) camsı cisim humour n.
görüntünün gözde sabitlenmesi optography n.
Pathology
her iki gözde nitelendirilmemiş görme kaybı unqualified visual loss in both eyes n.
tek gözde körlük blindness in one eye n.
tek gözde görme azlığı low vision in one eye n.
tek gözde nitelendirilmemiş görme kaybı unqualified visual loss in one eye n.
retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğu aniseikonia n.
retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğu anisoconia n.
bağ dokusundaki bir proteinin üretimini kontrol eden gendeki sorundan kaynaklanıp kalıtımsal olarak aktarılan, uzun kemiklerin aşırı uzaması ile gözde ve dolaşım sisteminde birtakım sorunlarla karakterize edilen bir bağ dokusu bozukluğu marfan's syndrome n.
gözde retina ve koroid iltihabı choridoretinitis n.
gözde koroid iltihaplanması chorioiditis n.
retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğuna ait aniseikonic adj.
retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğunun özelliklerini gösteren aniseikonic adj.
Pharmaceutics
gözde lokal anestezi yaratmak için kullanılan kristal yapıda bir baz phenocain n.
Veterinary
gözde inflamasyon atakları şeklinde seyreden bir at hastalığı moon blindness n.
Sport
(oyuncu) gözde first-string adj.
Archaic
(gözde vb.) benek nubecula n.
gözde kimse whiteboy n.
Slang
çok gözde all the fashion expr.
çok gözde all the rage expr.
çok gözde all the go expr.