eligible - Turc Anglais Dictionnaire

eligible

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "eligible" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 27 résultat(s)

Anglais Turc
General
eligible n. hak sahibi
We demand that interim financial aid packages be made available now to those eligible.
Geçici mali yardım paketlerinin hak sahiplerine hemen sunulmasını talep ediyoruz.

More Sentences
eligible adj. uygun
Co-finance projects must involve expenses that are normally eligible for structural funds.
Eş-finansman projeleri, normalde yapısal fonlar için uygun olan harcamaları içermelidir.

More Sentences
eligible adj. uygun şartlara sahip
Eligible Persons may apply the value of the Netflix Offer to a different Netflix streaming plan.
Uygun Şartlara Sahip Kişiler, Netflix Teklifinin değerini farklı bir Netflix yayın planına uygulayabilir.

More Sentences
eligible adj. seçilebilir
The President is not eligible for re-election.
Aynı kişi, ikinci bir defa Cumhurbaşkanı seçilemez.

More Sentences
eligible adj. hak kazanmış
My son is eligible for a university scholarship.
Oğlum üniversite bursu almaya hak kazandı.

More Sentences
eligible adj. gözde
He was the most eligible bachelor in London.
Londra'nın en gözde bekarı oydu.

More Sentences
eligible n. uygun kimse
eligible n. seçilebilir kimse
eligible adj. elverişli
eligible adj. seçkin
eligible adj. nitelikli
eligible adj. haklı
eligible adj. muvafık
eligible adj. intihap edilebilir
eligible adj. münasip
eligible adj. makbul
eligible adj. uygun kimse
eligible adj. geçerli
eligible adj. (evlilik için) uygun
eligible adj. bekar
Politics
eligible adj. seçilebilir
Technical
eligible adj. seçilir
Sport
eligible adj. hücum pasını karşılama kurallarına uygun
Archaic
eligible adj. tercihe bağlı
eligible adj. uygulanabilen
eligible adj. benimsenebilen
eligible adj. mümkün

Sens de "eligible" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)

Anglais Turc
General
eligible bachelor n. gözde bekar
Tom is one of the most eligible bachelors of Boston high society.
Tom Boston yüksek sosyetesinin en gözde bekârlarından.

More Sentences
eligible consumer n. serbest tüketici
make something eligible v. elverişli hale getirmek
be eligible to vote v. oy kullanma yaşında olmak
be eligible for the lottery v. çekiliş için hak kazanmak
be eligible for the lottery v. çekilişe katılmak için hak kazanmak
be eligible to attend the university v. üniversiteye girmeye hak kazanmak
be eligible to enter the university v. üniversiteye girmeye hak kazanmak
be eligible to vote v. oy kullanma ehliyeti olmak
eligible for adj. -e seçilebilir
eligible for adj. -e uygun
re-eligible adj. tekrarlı geçerli hal almış
Trade/Economic
eligible costs n. komisyonca kabul edilen masraflar
eligible commercial paper n. merkez bankası tarafından reeskonta kabul edilebilen ticari senetler
eligible paper n. bankaca kabul edilebilir senet
eligible paper n. elverişli senet
eligible cost n. geçerli masraf
eligible for capitalisation adj. aktifleştirilebilir
Law
eligible survivors n. birinci derece mirasçılar
Politics
eligible voter n. seçmen yaşını doldurmuş kişi
eligible voter n. rey verme hakkına sahip seçmen
eligible voter n. oy kullanma yetkisine sahip seçmen
re-eligible adj. yeniden göreve gelebilir
re-eligible adj. yeniden seçilebilir
Computer
eligible users n. uygun kullanıcılar
Aeronautic
eligible flight n. uygun uçuş
eligible traffic n. uygun trafik
Military
eligible recipient n. ehil alıcı
pere (person eligible to receive effects) n. vefat eden ordu mensubunun şahsi eşyalarının alınmasından sorumlu kimse
person eligible to receive effects n. vefat eden ordu mensubunun şahsi eşyalarının alınmasından sorumlu kimse
be not eligible to serve in the military v. askerliğe elverişli olmamak
be not eligible for military service v. askerlik yapmaya elverişli olmamak
be not eligible for military service v. askerliğe elverişli olmamak
be not eligible to serve in the military v. askerlik yapmaya elverişli olmamak
be eligible for military service v. askerliğe elverişli olmak
be eligible to serve in the military v. askerliğe elverişli olmak
eligible for separation adj. hizmetten ayrılmayı hak eden
eligible for separation adj. askerlikten ayrılmaya uygun