harshest - Turc Anglais Dictionnaire

harshest

Sens de "harshest" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 45 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
harsh adj. haşin
If the climate is harsh and severe, the people are also harsh and severe.
İklim sert ve haşinse, insanlar da sert ve haşin olur.

More Sentences
harsh adj. sert
You were, of course, a little harsh about the level of the payments.
Elbette ödemelerin seviyesi konusunda biraz sert davrandınız.

More Sentences
General
harsh adj. acımasız
You're harsh.
Sen acımasızsın.

More Sentences
harsh adj. acı
The harsh and tragic figures are there for all to see.
Acı ve trajik rakamlar herkesin görebileceği şekilde ortadadır.

More Sentences
harsh adj. ağır
The Council knows that conditions in Egyptian prisons can be harsh.
Konsey Mısır hapishanelerindeki koşulların ne kadar ağır olduğunu bilmektedir.

More Sentences
harsh adj. şiddetli
The light was harsh, I felt cold.
Işık şiddetliydi, üşüdüğümü hissettim.

More Sentences
harsh adv. sert bir şekilde
The Prestige disaster cast a harsh light on marine pollution.
Prestige faciası deniz kirliliğine sert bir şekilde ışık tutmuştur.

More Sentences
Technical
harsh adj. sert
Even if it sounds harsh, technical improvements are necessary.
Kulağa sert gelse de teknik iyileştirmeler gereklidir.

More Sentences
General
harsh adj. göz kamaştırıcı
harsh adj. kırıcı
harsh adj. huysuzca
harsh adj. merhametsiz
harsh adj. cırtlak
harsh adj. kulakları tırmalayan
harsh adj. dağlı
harsh adj. huysuz
harsh adj. kaba
harsh adj. ters
harsh adj. (renk) cırtlak
harsh adj. parlak
harsh adj. cırlak
harsh adj. (söz) acı
harsh adj. (ses) kulağı tırmalayan
harsh adj. kubat
harsh adj. göze hoş gözükmeyen
harsh adj. onaylamayan
harsh adj. beğenmeyen
harsh adj. duyulara hitap etmeyen
harsh adj. büyük partiküllü
harsh adj. yüzeyi pürüzsüz olmayan
harsh adj. keskin kokulu
harsh adj. keskin tatlı
harsh adj. soğuk ve ciddi
harsh adj. büyük partiküller nedeniyle işlemesi zor
harsh adj. konforsuz
harsh adj. yavan
harsh adj. kaba görünümlü
harsh adj. sert görünümlü
harsh adj. ürkütücü görünümlü
Technical
harsh n. fazla zorlama
Food Engineering
harsh n. buruk lezzet
Photography
harsh adj. kontrastlı
Slang
harsh v. mutluluğunu yok etmek
harsh v. sevincini bitirmek
harsh v. olumsuz eleştiri yapmak

Sens de "harshest" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 50 résultat(s)

Anglais Turc
General
harsh climate n. sert iklim
Difficulty of access, harsh climate and declivity should also be taken into account.
Erişim zorluğu, sert iklim ve eğim de dikkate alınmalıdır.

More Sentences
harsh criticism n. sert eleştiri
For harsh criticism to be justified it must be based on fair play and impartial treatment.
Sert eleştirilerin haklı olabilmesi için adil oyun ve tarafsız muameleye dayanması gerekir.

More Sentences
harsh reality n. acı gerçek
Has anyone given any consideration to how these fine words can be reconciled with the harsh reality?
Bu güzel sözlerin acı gerçeklerle nasıl bağdaştırılabileceğini düşünen var mı?

More Sentences
harsh words n. acı dil
harsh penalty n. ağır ceza
harsh words n. ağır sözler
harsh environment conditions n. sert çevre şartları
harsh criticism n. ağır eleştiri
harsh word n. katı söz
harsh response n. sert tepki
harsh conditions n. ağır şartlar
harsh light n. şiddetli ışık
harsh criticism n. acımasız eleştiri
a harsh criticism n. sıkı bir eleştiri
harsh climatic conditions n. sert iklim şartları
harsh weather conditions n. sert hava koşulları
harsh weather conditions n. sert hava şartları
harsh climatic conditions n. sert iklim koşulları
harsh climate conditions n. sert iklim şartları
harsh climate conditions n. sert iklim koşulları
take harsh measures v. sıkı önlem almak
give harsh criticism v. sert biçimde eleştirmek
give harsh criticism v. acımasızca eleştirmek
work under harsh conditions v. zor şartlar altında çalışmak
work under harsh conditions v. zor şartlar altında görev yapmak
sound harsh v. kulağa acımasız gelmek
harsh-tasting adj. acı tat veren
harsh-tasting adj. acı
harsh-voiced adj. cırtlak sesli
Phrasals
harsh on v. yerden yere vurmak
harsh on v. sert eleştirmek
Colloquial
harsh grader n. notu kıt hoca
harsh grader n. notu kıt öğretmen
harsh grader n. notu kıt (hoca)
harsh grader n. sıfırcı hoca
harsh grader n. sıfırcı hoca
harsh statement n. zehir zemberek açıklama
Speaking
the harsh truth n. acı gerçek
Technical
harsh feel n. sert tutum
Textile
harsh feel n. sert tutum
Construction
harsh concrete n. katı beton
harsh mixture n. katı karışım
harsh concrete mix n. katı beton karışımı
harsh sand n. köşeli sert kum
Slang
harsh toke n. esrar içerken zorlanarak çekilen nefes
harsh toke n. esrar içerken boğazını yakan/acı veren nefes
harsh toke n. marihuanadan/esrardan alınan tahriş edici nefes
harsh toke n. hoş olmayan kişi/şey
harsh toke n. sevimsiz kişi/şey
harsh toke n. antipatik kişi/şey