hesaplı

Sens de "hesaplı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	hesaplı	economical adj.
General
2	General	hesaplı	calculated adj.
The Netherlands' calculated efforts in particular have failed. Özellikle Hollanda'nın hesaplı çabaları başarısız olmuştur. More Sentences
3	General	hesaplı	keen adj.
We offer exceptional cleaning services for keen prices. Hesaplı fiyatlara mükemmel temizlik hizmetleri sunmaktayız. More Sentences
4	General	hesaplı	economic adj.
5	General	hesaplı	planned adj.
6	General	hesaplı	temperate adj.
7	General	hesaplı	thrifty adj.
8	General	hesaplı	measured adj.
9	General	hesaplı	moderate adj.
10	General	hesaplı	carefully considered adj.
11	General	hesaplı	economical adj.
12	General	hesaplı	moderable [obsolete] adj.
13	General	hesaplı	fendy [dialect] adj.
Colloquial
14	Colloquial	hesaplı	budget adj.
Trade/Economic
15	Trade/Economic	hesaplı	supersaver adj.

Sens de "hesaplı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	hesaplı klinik	clinic n.
This clinic offers low-cost medical services for people who cannot afford regular healthcare. Bu hesaplı klinik, düzenli sağlık hizmeti almaya imkanları yetmeyen kişilere düşük maliyetli tıbbi hizmetler sunuyor. More Sentences
2	General	hesaplı hareket	gambit n.
3	General	hesaplı tatil	affordable vacation n.
4	General	hesaplı tatil	affordable holiday n.
5	General	hesaplı hareket etmek	act thoughtfully v.
Idioms
6	Idioms	hesaplı ürün	a good five-cent cigar n.
7	Idioms	hesaplı para harcamak	haul in (one's) horns v.
8	Idioms	hesaplı yaşamak	live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.
9	Idioms	hesaplı yaşamak	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.
10	Idioms	hesaplı yaşamak	live off smell of an oily rag [australia/new zealand] v.
Trade/Economic
11	Trade/Economic	hesaplı alışveriş	budget shopping n.
12	Trade/Economic	hesaplı alışveriş	thrift shopping n.
13	Trade/Economic	gelir hesaplı yardım	income-tested benefit n.
14	Trade/Economic	hesaplı ürün	supersaver n.
15	Trade/Economic	hesaplı olmayan	uncommercial adj.
Law
16	Law	hesaplı sağlık hizmetleri yasası	affordable care act n.
17	Law	abd'de 2010 senesinde yürürlüğe giren ve herkesin sağlık sigortasına sahip olmasını şart koşan hesaplı sağlık hizmetleri yasası olarak bilinen yasa	obamacare n.
Politics
18	Politics	bütçe hesaplı yardım	means-tested benefit n.
19	Politics	abd'de herkesin sağlık sigortasına sahip olmasını şart koşup hesaplı sağlık hizmetleri olarak bilinen bir federal yasa	obamacare n.
Automotive
20	Automotive	hesaplı otomobil	plain vanilla n.