planned - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

planned

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "planned" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 14 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
planned adj. planlanmış
planned adj. planlı
General
planned adj. tasarlanmış
planned adj. hesaplı
planned adj. planlı
planned adj. planlanan
planned adj. amaçlanan
planned adj. tasarlanan
planned adj. hedeflenen
Trade/Economic
planned adj. planlı
planned adj. planlanmış
Technical
planned adj. planlanmış
planned adj. planlı
Ottoman Turkish
planned adj. mutasavver

Sens de "planned" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 87 résultat(s)

Anglais Turc
General
planned development n. planlı kalkınma
planned urbanisation n. düzenli kentleşme
planned urbanisation n. düzenli şehirleşme
planned urbanisation n. planlı kentleşme
planned urbanisation n. planlı şehirleşme
planned urbanization n. planlı kentleşme
planned urbanization n. planlı şehirleşme
planned urbanization n. düzenli kentleşme
planned urbanization n. düzenli şehirleşme
non-planned urbanization n. evrimleşemeyen karmaşıklık
non-planned urbanization n. çarpık şehirleşme
a planned visit n. planlanmış ziyaret
priorities and planned actions n. öncelikler ve planlanan eylemler
planned work n. planlı çalışma
planned study n. planlı çalışma
planned community n. belli bir sınıfa ait insanlar için ayrılan yerleşim bölgesi
planned life n. planlı hayat
planned airlift requests n. hava ikmal talebi
be planned v. tasarlanmak
be planned v. planlı olmak
be planned v. planlı hareket etmek
ill-planned adj. kötü planlanmış
well planned adj. iyi planlanmış
as planned adv. planlandığı şekilde
in a planned way adv. planlı bir şekilde
Phrases
things may not go as planned expr. evdeki hesap çarşıya uymaz
things may not go as planned expr. her şey planlandığı gibi gitmeyebilir
things may not go as planned expr. işler planlandığı gibi gitmeyebilir
Speaking
this is not the way that i planned it expr. bunu böyle planlamamıştım
did everything go as planned? expr. her şey planlandığı gibi mi oldu?
everything is going as planned expr. her şey planlandığı gibi gidiyor
things don't go as planned expr. işler planlandığı gibi gitmiyor
my career hasn’t really gone as planned expr. kariyerim hiç de planladığım şekilde ilerlemedi
Trade/Economic
planned obsolescence n. bilinçli eskitme
centrally planned economy n. devlet güdümlü ekonomi
planned economy n. devlet güdümlü ekonomi
planned divestment n. işletmeyi planlı olarak kapatma
centrally planned economies n. merkezi planlı ekonomiler
centrally planned capitalism n. merkezi planlı kapitalizm
centrally planned socialism n. merkezi planlı sosyalizm
planned interview n. önceden planlanmış karşılıklı görüşme
planned aggregate demand n. planlanmış toplam talep
planned interview n. planlı mülakat
planned expenditure n. planlı masraf
planned obsolescence n. planlı eskime
planned investment n. planlanmış yatırım
planned expenditure n. planlı gider
planned expenditure n. planlı harcama
planned trainings n. planlanmış eğitimler
planned development n. planlı kalkınma
planned economy n. planlı ekonomi
planned shopping center n. planlı alışveriş merkezi
planned obsolescence n. planlı eskitme
planned investment n. planlı yatırım
projects planned n. planlanan projeler
centrally planned economies n. sosyalist ülke ekonomileri
Politics
planned parenthood n. aile planlaması derneği
Technical
pre-planned long term use n. önceden planlanan uzun süreli kullanım
planned delivery n. planlanan teslim süresi
planned stage construction n. planlanmış kademeli inşaat
planned target (nuclear) n. planlanan nükleer hedef
planned targets n. planlanmış hedefler
planned targets n. operasyon bölgesinde mevcut hedefler
Computer
other planned adj. diğer planlanmış
Telecom
planned information products n. planlı bilgi ürünleri
Construction
planned start date n. planlanan başlangıç tarihi
planned finish date n. planlanan bitiş tarihi
Automotive
planned obsolescence n. planlı olarak demode hale getirme
Aeronautic
planned track n. planlanan güzergah
Marine
planned depth n. tasarlanan su derinliği
Medical
planned cesarean section n. planlı sezaryen ameliyatı
planned treatment n. planlı tedavi
planned cs n. planlı sezaryen ameliyatı
Psychology
theory of planned behavior n. planlı davranış teorisi
Forestry
planned fire n. planlanmış yangın
Education
planned curriculum change n. planlı müfredat değişikliği
Environment
non-planned urbanization n. çarpık kentleşme
on-going and planned construction works n. devam eden ve planlanan inşaat işleri
planned special exposure n. planlanmış maruz kalma
Military
partially planned movement n. kısmen planlanmış intikal
planned experience n. planlanmış deneyim
planned obligated space n. planlanmış boş depolama sahası
planned resupply n. planlanmış bütünleme ikmali
planned resupply n. planlanmış yeniden ikmal
planned experience n. planlı deneyim
planned target n. planlanmış hedef
fully planned movement n. tam planlı intikal