| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | high temperature n. | yüksek sıcaklık | ||
|
The combination of high temperatures, poor ventilation, overcrowding and lack of water can be lethal. Yüksek sıcaklıklar, kötü havalandırma, aşırı kalabalık ve su eksikliğinin birleşimi ölümcül olabilir. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | high temperature n. | yüksek sıcaklık | ||
|
Higher temperature and higher resistance lead to higher noise amplitude. Daha yüksek sıcaklık ve daha yüksek direnç, daha yüksek gürültü genliğine yol açar. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | high temperature n. | yüksek ısı | ||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | high temperature n. | yüksek ısı | ||