walk out - Turc Anglais Dictionnaire

walk out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "walk out" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 23 résultat(s)

Anglais Turc
General
walk out v. yürümek
Zheng walked up to them and asked the girl politely.
Zheng onlara doğru yürüdü ve kıza kibarca sordu.

More Sentences
walk out v. bırakmak
When the company refused to increase their wages, they walked out.
Şirket ücretlerini artırmayı reddedince, işçiler işi bıraktı.

More Sentences
walk out v. çıkmak
Two days later, he walked out on that stage and sang.
İki gün sonra sahneye çıktı ve şarkı söyledi.

More Sentences
walk out v. greve gitmek
When the company refused to increase their wages, they walked out.
Şirket onların ücretlerini artırmayı reddedince, greve gittiler.

More Sentences
Phrasals
walk out v. bırakıp gitmek
Tom wouldn't walk out on me.
Tom beni bırakıp gitmez.

More Sentences
General
walk out v. ayrılmak
walk out v. çekip gitmek
walk out v. dolaştırmak
walk out v. grev yapmak
walk out v. çekilmek
Phrasals
walk out v. çalışmayı reddetmek
walk out v. iş terk etmek
walk out v. işi bırakmak
walk out v. ile savaşmak
walk out v. ile savaşım vermek
walk out v. ile mücadele etmek
walk out v. sorumluluklarını bırakmak
walk out v. sorumluluklarını terk etmek
walk out v. terk etmek
Idioms
walk out v. grev yapmak
walk out v. yürüyüş düzenlemek
walk out v. (bir yeri) aniden terk etmek
walk out v. yürüyüşe geçmek

Sens de "walk out" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 26 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
go out for a walk v. yürüyüşe çıkmak
General
walk out of v. çıkmak
I got up and walked out of church.
Ayağa kalktım ve kiliseden çıktım.

More Sentences
walk out of v. ayrılmak
Our patient walked out of the hospital the next day.
Hastamız ertesi gün hastaneden yürüyerek ayrıldı.

More Sentences
walk out with v. çıkmak
Tom walked out with Mary.
Tom, Mary ile çıktı.

More Sentences
walk out on v. terk etmek
A lawyer decides that she's used too much like a nanny by her boss, so she walks out on him.
Bir avukat, patronu tarafından çok fazla dadı gibi kullanıldığına karar verir ve onu terk eder.

More Sentences
walk out on v. bırakmak
You walked out on me.
Sen beni bıraktın.

More Sentences
walk out with v. gezip tozmak
walk out of v. terketmek
walk out one's husband v. kocasını terk etmek
walk out one's husband v. kocasından kaçmak
walk out on one's husband and children v. kocasını ve çocuklarını terk etmek
walk out on one's husband and children v. kocasını ve çocuklarını yüzüstü bırakmak
walk out the door v. kapıdan çıkmak
Phrasals
walk someone out v. birine dışarıya kadar eşlik etmek
walk out with (someone) v. dışarı kadar (biriyle) göndermek
walk out on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) terk etmek
walk out with (something) v. (bir şeyi) çalıp gitmek
walk out with (someone) v. (birine) dışarı kadar eşlik ettirmek
walk out with (something) v. (bir şeyi) alıp/satın alıp çıkmak
walk out on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bırakmak/bırakıp gitmek
Speaking
I can't walk out my door at nights expr. geceleri kapıdan dışarı adımımı atamıyorum
let me walk you out expr. dur seni kapıya kadar geçireyim
Trade/Economic
walk-out n. işi bırakma
walk-out n. işi durdurma
walk-out n. grev
walk-out check n. ödenmeyen çek