Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
sentencia de trabajo
büyük misyoner bir hasidik hareket
için toplamak
Historique
Phrases
Sens de
"için toplamak"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Phrasals
1
Phrasals
için toplamak
collect for
v.
Sens de
"için toplamak"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 104 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
para toplamak için açılan kampanya
a drive for funds
n.
2
General
bilgi toplamak için yapılan alan araştırması
fieldwork
n.
3
General
bilgi toplamak ve dedektiflik yapmak için işe alınabilecek kişi
sherlock
n.
4
General
para toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik
fundraiser
n.
5
General
bağış toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik
fundraiser
n.
6
General
para toplamak için düzenlenen etkinlik
harambee
n.
7
General
bağış toplamak için düzenlenen uzun televizyon programı
telethon
n.
8
General
yardım paralarını toplamak için kullanılan kap
charity case
n.
9
General
yemiş toplamak için dalları aşağı çekmeye yarayan kancalı sopa
nuthook [obsolete]
n.
10
General
askerler veya öğrencilerin çöp toplamak için yaptığı gezinti
emu-bob
n.
11
General
askerler veya öğrencilerin çöp toplamak için yaptığı gezinti
emu parade
n.
12
General
bir oyunun yardım toplamak için sergilenmesini isteme
bespeak
n.
13
General
sempati toplamak için açı çekiyormuş gibi yapan kimse
martyr
n.
14
General
ot toplamak ve işaret kazımak için kullanılan bir tür bıçak
boline
n.
15
General
istiridye toplamak için kullanılan geniş ağızlı kıskaç
grappling tongs
n.
16
General
saç toplamak için kullanılan tarak benzeri dekoratif nesne
comb
n.
17
General
her yerde bir nutuk çekerek dolaşmak (oy toplamak/destek sağlamak için)
stump
v.
18
General
bir şey yapmak için cesaretini toplamak
get up the nerve to
v.
19
General
(bir araştırma için) para toplamak
raise the money for (a research)
v.
20
General
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
be so bold as to do something
v.
21
General
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
make so bold as to do something
v.
22
General
yakmak için odun toplamak
collect wood for fire
v.
23
General
bir şey için para toplamak
raise money for something
v.
24
General
incelemek için bitki toplamak
botanize
v.
25
General
incelemek için bitki toplamak
botanise
v.
26
General
okul giderleri için para toplamak
raise money for school expenses
v.
27
General
piyasaya sürülen malların tümünü daha yüksek fiyata satmak için toplamak
forestall the market
v.
28
General
çöp veya küçük tahta parçaları toplamak için eğilmek
emu-bob
v.
29
General
yumurta toplamak için kuş yuvası aramak
bird's-nest
v.
30
General
siyasi bir kampanya için (diğer adaydan) daha fazla mali destek toplamak
outraise
v.
31
General
(formaları) ciltlemek için dizi halinde toplamak
gather
v.
32
General
özel görev teklifiyle bir kurum/grup için üye toplamak
proselyte
v.
33
General
sünger toplamak için dalmak
spunge
v.
Phrasals
34
Phrasals
(birisi ya da bir şey) için para toplamak
collect for (someone or something)
v.
35
Phrasals
bir şey için destek toplamak
agitate for something
v.
36
Phrasals
bir şey için destek toplamak
agitate for
v.
37
Phrasals
(bir şey yapmak) için cesaretini toplamak
bring (someone or oneself) to (do something)
v.
38
Phrasals
biri/bir şey için (para) toplamak
collect (money) for someone or something
v.
39
Phrasals
bir şey için (para) toplamak
collect (money) for something
v.
40
Phrasals
(bir şey) için imza toplamak
petition for (something)
v.
Colloquial
41
Colloquial
oy toplamak için çocukları kucağına alıp seven politikacı
baby-kisser
n.
42
Colloquial
oy toplamak için halka aşırı yakınlık gösteren politikacı
baby-kisser
n.
43
Colloquial
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
bag job
n.
44
Colloquial
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black bag job
n.
45
Colloquial
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black–bag job
n.
46
Colloquial
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black bag operation
n.
47
Colloquial
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black–bag operation
n.
48
Colloquial
sosyal medyada beğeni toplamak için yapılan seksi/baştan çıkarıcı paylaşım
thirst trap
n.
49
Colloquial
(bir sorunun, durumun) üstesinden gelmek için dikkatini toplamak
zero in
v.
Idioms
50
Idioms
bağış toplamak için zorlayan kişi
charity mugger
n.
51
Idioms
işi yapmak için gerekli cesareti toplamak
muster up enough courage to do the job
v.
52
Idioms
işi yapmak için gerekli cesareti toplamak
muster enough courage up to do the job
v.
53
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get the pluck up (to do something)
v.
54
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get the spunk up (to do something)
v.
55
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get enough guts up (to do something)
v.
56
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get the courage up (to do something)
v.
57
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get enough spunk up (to do something)
v.
58
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get enough nerve up (to do something)
v.
59
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get the guts up (to do something)
v.
60
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get enough pluck up (to do something)
v.
61
Idioms
(bir şey için) (birilerinden) para toplamak
take a collection up (from someone) (for something)
v.
62
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get the nerve up (to do something)
v.
63
Idioms
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
get enough courage up (to do something)
v.
64
Idioms
(bir şeyi yapmak için) yeterli cesareti toplamak
pluck/screw/summon up (your/the) courage (to do something)
v.
65
Idioms
(bir şey yapmak) için cesaretini toplamak
summon up the courage to (do something)
v.
66
Idioms
insanları/hayvanları bir yere toplamak/çekmek için kandırmak/ayartmak
bring someone or something out in droves
v.
67
Idioms
enerji toplamak (wheaties isminde bir kahvaltılık gevrek için yapılan reklamdaki "şampiyonların kahvaltısı" ifadesine istinaden türetilmiş bir ifade)
eat (one's) wheaties
v.
68
Idioms
yapmak için cesaretini toplamak
bring to do
v.
69
Idioms
(birinden biri/bir şey için) para toplamak
take a collection up (from someone) (for someone or something)
v.
70
Idioms
(bir şey yapmak için) cesaretini toplamak
get up (one's) nerve (to do something)
v.
71
Idioms
(biri/bir şey) için para toplamak
raise money for (someone or something)
v.
72
Idioms
(bir şey yapmak) için para toplamak
raise money to (do something)
v.
73
Idioms
(biri/bir şey için) para/bağış toplamak
take a collection up (for someone or something)
v.
74
Idioms
(bir şey satmak, oy toplamak, bilgi toplamak için) kapı kapı dolaşma/gezme
on the knocker
expr.
Law
75
Law
cinsel saldırı kurbanından adli kanıt toplamak için kullanılan araçlar
rape kit
n.
76
Law
özellikle polisler tarafından delil toplamak için gerçekleştirilen tarama yürüyüşü
emu parade
n.
77
Law
özellikle polisler tarafından delil toplamak için gerçekleştirilen tarama yürüyüşü
emu walk
n.
78
Law
toplamak (yayınlar için)
confiscate
v.
Insurance
79
Insurance
sigorta acentesinin poliçe sahiplerinden prim toplamak için görevlendirildiği alan
debit
n.
Media
80
Media
bilgi toplamak için ünlü birinin bilgisayarını ele geçiren kimse
hackerazzi
n.
Technical
81
Technical
genellikle para toplamak amacıyla hayır işleri için hazırlanan uzun süreli radyo programı
radiothon
n.
82
Technical
istiridye toplamak için kullanılan tırmık
oyster rake
n.
83
Technical
dışarı akan erimiş malzemeyi toplamak için fırının önüne konan hazne
forehearth
n.
Zoology
84
Zoology
kordalıların yutağının ventral duvarında bulunan ve besin partiküllerini toplamak için muköz salgılayan kirpikli oluk
endostyle
n.
Botanic
85
Botanic
bitkisel ilaç yapmak için ot toplamak
simple [obsolete]
v.
Agriculture
86
Agriculture
(kanada bozkırlarında) çiftliklerde su toplamak için kazılan su deposu
dugout
n.
87
Agriculture
şarap yapımı için (üzüm) toplamak veya hasat etmek
vintage
v.
88
Agriculture
(mahsulü) toplamak için otlak hayvanlarını ağıla kapatmak
fold
v.
Apiculture
89
Apiculture
arka ayaklarında polen toplamak için kıllar bulunan bir arı
scopiped
n.
90
Apiculture
arka ayaklarında polen toplamak için kıllar bulunan arı
scopuliped
n.
Fishery
91
Fishery
daha büyük bir ağdan balık toplamak için kullanılan ortası derin bir ağ tipi
tuck
n.
92
Fishery
daha büyük bir ağdan balık toplamak için kullanılan ortası derin bir ağ tipi
tuck seine
n.
93
Fishery
daha büyük bir ağdan balık toplamak için kullanılan ortası derin bir ağ tipi
tuck net
n.
94
Fishery
balık gibi küçük deniz canlılarını sudan toplamak için kullanılan uzun saplı küçük ağ torba
dip net
n.
95
Fishery
balık gibi küçük deniz canlılarını sudan toplamak için kullanılan uzun saplı küçük ağ torba
dip-net
n.
Meteorology
96
Meteorology
hava durumu bilgisi toplamak için fırtınanın merkezinde kutuya benzer şekilde uçmak
box
v.
Military
97
Military
harekat alanı yönetimi ile ölçüm ve imza istihbaratı toplamak için oluşturulmuş bir sistem
measurement and signature intelligence requirements system
n.
Music
98
Music
(batı kanada'da bir bölgede) evlenecek çifte para toplamak için yapılan dans
social
n.
Mythology
99
Mythology
büyücülerin güç toplamak ve kötü ruhlardan korunmak için kullandıkları çember
magic circle
n.
Archaic
100
Archaic
incelemek için bitki toplamak
herbarize
v.
101
Archaic
incelemek için bitki toplamak
herbarise
v.
Slang
102
Slang
oy toplamak için insanları ziyaret eden politikacı
flesh-presser
n.
103
Slang
oy toplamak için insanları ziyaret eden politikacı
palm-presser
n.
104
Slang
(kavga vb için) adam toplamak
mob up
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of için toplamak
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy