için toplamak - Turc Anglais Dictionnaire

için toplamak

Sens de "için toplamak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
için toplamak collect for v.

Sens de "için toplamak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 104 résultat(s)

Turc Anglais
General
para toplamak için açılan kampanya a drive for funds n.
bilgi toplamak için yapılan alan araştırması fieldwork n.
bilgi toplamak ve dedektiflik yapmak için işe alınabilecek kişi sherlock n.
para toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik fundraiser n.
bağış toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik fundraiser n.
para toplamak için düzenlenen etkinlik harambee n.
bağış toplamak için düzenlenen uzun televizyon programı telethon n.
yardım paralarını toplamak için kullanılan kap charity case n.
yemiş toplamak için dalları aşağı çekmeye yarayan kancalı sopa nuthook [obsolete] n.
askerler veya öğrencilerin çöp toplamak için yaptığı gezinti emu-bob n.
askerler veya öğrencilerin çöp toplamak için yaptığı gezinti emu parade n.
bir oyunun yardım toplamak için sergilenmesini isteme bespeak n.
sempati toplamak için açı çekiyormuş gibi yapan kimse martyr n.
ot toplamak ve işaret kazımak için kullanılan bir tür bıçak boline n.
istiridye toplamak için kullanılan geniş ağızlı kıskaç grappling tongs n.
saç toplamak için kullanılan tarak benzeri dekoratif nesne comb n.
her yerde bir nutuk çekerek dolaşmak (oy toplamak/destek sağlamak için) stump v.
bir şey yapmak için cesaretini toplamak get up the nerve to v.
(bir araştırma için) para toplamak raise the money for (a research) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak be so bold as to do something v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak make so bold as to do something v.
yakmak için odun toplamak collect wood for fire v.
bir şey için para toplamak raise money for something v.
incelemek için bitki toplamak botanize v.
incelemek için bitki toplamak botanise v.
okul giderleri için para toplamak raise money for school expenses v.
piyasaya sürülen malların tümünü daha yüksek fiyata satmak için toplamak forestall the market v.
çöp veya küçük tahta parçaları toplamak için eğilmek emu-bob v.
yumurta toplamak için kuş yuvası aramak bird's-nest v.
siyasi bir kampanya için (diğer adaydan) daha fazla mali destek toplamak outraise v.
(formaları) ciltlemek için dizi halinde toplamak gather v.
özel görev teklifiyle bir kurum/grup için üye toplamak proselyte v.
sünger toplamak için dalmak spunge v.
Phrasals
(birisi ya da bir şey) için para toplamak collect for (someone or something) v.
bir şey için destek toplamak agitate for something v.
bir şey için destek toplamak agitate for v.
(bir şey yapmak) için cesaretini toplamak bring (someone or oneself) to (do something) v.
biri/bir şey için (para) toplamak collect (money) for someone or something v.
bir şey için (para) toplamak collect (money) for something v.
(bir şey) için imza toplamak petition for (something) v.
Colloquial
oy toplamak için çocukları kucağına alıp seven politikacı baby-kisser n.
oy toplamak için halka aşırı yakınlık gösteren politikacı baby-kisser n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme bag job n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black bag job n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black–bag job n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black bag operation n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black–bag operation n.
sosyal medyada beğeni toplamak için yapılan seksi/baştan çıkarıcı paylaşım thirst trap n.
(bir sorunun, durumun) üstesinden gelmek için dikkatini toplamak zero in v.
Idioms
bağış toplamak için zorlayan kişi charity mugger n.
işi yapmak için gerekli cesareti toplamak muster up enough courage to do the job v.
işi yapmak için gerekli cesareti toplamak muster enough courage up to do the job v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get the pluck up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get the spunk up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get enough guts up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get the courage up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get enough spunk up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get enough nerve up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get the guts up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get enough pluck up (to do something) v.
(bir şey için) (birilerinden) para toplamak take a collection up (from someone) (for something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get the nerve up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak get enough courage up (to do something) v.
(bir şeyi yapmak için) yeterli cesareti toplamak pluck/screw/summon up (your/the) courage (to do something) v.
(bir şey yapmak) için cesaretini toplamak summon up the courage to (do something) v.
insanları/hayvanları bir yere toplamak/çekmek için kandırmak/ayartmak bring someone or something out in droves v.
enerji toplamak (wheaties isminde bir kahvaltılık gevrek için yapılan reklamdaki "şampiyonların kahvaltısı" ifadesine istinaden türetilmiş bir ifade) eat (one's) wheaties v.
yapmak için cesaretini toplamak bring to do v.
(birinden biri/bir şey için) para toplamak take a collection up (from someone) (for someone or something) v.
(bir şey yapmak için) cesaretini toplamak get up (one's) nerve (to do something) v.
(biri/bir şey) için para toplamak raise money for (someone or something) v.
(bir şey yapmak) için para toplamak raise money to (do something) v.
(biri/bir şey için) para/bağış toplamak take a collection up (for someone or something) v.
(bir şey satmak, oy toplamak, bilgi toplamak için) kapı kapı dolaşma/gezme on the knocker expr.
Law
cinsel saldırı kurbanından adli kanıt toplamak için kullanılan araçlar rape kit n.
özellikle polisler tarafından delil toplamak için gerçekleştirilen tarama yürüyüşü emu parade n.
özellikle polisler tarafından delil toplamak için gerçekleştirilen tarama yürüyüşü emu walk n.
toplamak (yayınlar için) confiscate v.
Insurance
sigorta acentesinin poliçe sahiplerinden prim toplamak için görevlendirildiği alan debit n.
Media
bilgi toplamak için ünlü birinin bilgisayarını ele geçiren kimse hackerazzi n.
Technical
genellikle para toplamak amacıyla hayır işleri için hazırlanan uzun süreli radyo programı radiothon n.
istiridye toplamak için kullanılan tırmık oyster rake n.
dışarı akan erimiş malzemeyi toplamak için fırının önüne konan hazne forehearth n.
Zoology
kordalıların yutağının ventral duvarında bulunan ve besin partiküllerini toplamak için muköz salgılayan kirpikli oluk endostyle n.
Botanic
bitkisel ilaç yapmak için ot toplamak simple [obsolete] v.
Agriculture
(kanada bozkırlarında) çiftliklerde su toplamak için kazılan su deposu dugout n.
şarap yapımı için (üzüm) toplamak veya hasat etmek vintage v.
(mahsulü) toplamak için otlak hayvanlarını ağıla kapatmak fold v.
Apiculture
arka ayaklarında polen toplamak için kıllar bulunan bir arı scopiped n.
arka ayaklarında polen toplamak için kıllar bulunan arı scopuliped n.
Fishery
daha büyük bir ağdan balık toplamak için kullanılan ortası derin bir ağ tipi tuck n.
daha büyük bir ağdan balık toplamak için kullanılan ortası derin bir ağ tipi tuck seine n.
daha büyük bir ağdan balık toplamak için kullanılan ortası derin bir ağ tipi tuck net n.
balık gibi küçük deniz canlılarını sudan toplamak için kullanılan uzun saplı küçük ağ torba dip net n.
balık gibi küçük deniz canlılarını sudan toplamak için kullanılan uzun saplı küçük ağ torba dip-net n.
Meteorology
hava durumu bilgisi toplamak için fırtınanın merkezinde kutuya benzer şekilde uçmak box v.
Military
harekat alanı yönetimi ile ölçüm ve imza istihbaratı toplamak için oluşturulmuş bir sistem measurement and signature intelligence requirements system n.
Music
(batı kanada'da bir bölgede) evlenecek çifte para toplamak için yapılan dans social n.
Mythology
büyücülerin güç toplamak ve kötü ruhlardan korunmak için kullandıkları çember magic circle n.
Archaic
incelemek için bitki toplamak herbarize v.
incelemek için bitki toplamak herbarise v.
Slang
oy toplamak için insanları ziyaret eden politikacı flesh-presser n.
oy toplamak için insanları ziyaret eden politikacı palm-presser n.
(kavga vb için) adam toplamak mob up v.