Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
içinden (bir şeyin)
Sens de
"içinden (bir şeyin)"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
içinden (bir şeyin)
through
prep.
Sens de
"içinden (bir şeyin)"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 87 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
bir şeyin içinden geçirilen şey
pull-through
n.
2
General
bir şeyin içinden görünebilmek
transpare [obsolete]
v.
3
General
bir şeyin içinden çıkmak
pull
v.
4
General
(bir şeyin) yeniden içinden geçmek
repass
v.
5
General
(bir şeyin) içinden yol açmak
pierce
v.
6
General
(ışık) bir şeyin içinden parlamak
pierce
v.
7
General
(su, hava) bir şeyin içinden geçmek
cleave
v.
8
General
(silah, füze) bir şeyin içinden göndermek
put
v.
Phrasals
9
Phrasals
bombayı bir şeyin içinden geçirerek patlatmak
bomb through (something)
v.
10
Phrasals
bombayı bir şeyin içinden geçirerek patlatmak
bomb through
v.
11
Phrasals
bir şeyin arasından içinden geçmek/geçirmek
slip something through
v.
12
Phrasals
(bir şeyin) içinden geçip gitmek
crack through (something)
v.
13
Phrasals
(bir şeyin) içinden hızla geçmek
cruise through (something)
v.
14
Phrasals
bir şeyin içinden hızla geçmek
cruise through
v.
15
Phrasals
bir şeyin içinden aşağı atlamak
jump down something
v.
16
Phrasals
bir şeyin içinden atmak
toss down
v.
17
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin içinden) çıkarmak
scoop (something) out of (something else)
v.
18
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin içinden) kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
scoop (something) out of (something else)
v.
19
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin içinden) çekip çıkarmak
scoop (something) out of (something else)
v.
20
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden çıkarmak
scoop something out of something
v.
21
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
scoop something out of something
v.
22
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden çekip çıkarmak
scoop something out of something
v.
23
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyi/kaşığı daldırıp çıkarmak
scoop something out of something
v.
24
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden çıkarmak
scoop something out
v.
25
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
scoop something out
v.
26
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden çekip çıkarmak
scoop something out
v.
27
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyi/kaşığı daldırıp çıkarmak
scoop something out
v.
28
Phrasals
(bir şeyi) bir şeyin içinden zorlayarak çıkarmak
prize (something) from
v.
29
Phrasals
(bir şeyi) bir şeyin içinden manivelayla çıkarmak
prize (something) from
v.
30
Phrasals
bir şeyin içinden bir şeyi çekmek
suck something from something
v.
31
Phrasals
birinin/bir şeyin içinden geçmek
go through someone or something
v.
32
Phrasals
hızla bir şeyin içinden geçmek
hurtle through something
v.
33
Phrasals
bastırarak (bir şeyin) içinden/yerinden çıkarmak
punch out of (something)
v.
34
Phrasals
bir şeyi bastırarak bir şeyin içinden/yerinden çıkarmak
punch something out of something
v.
35
Phrasals
bir şeyi bastırarak bir şeyin içinden/yerinden çıkarmak
punch something out
v.
36
Phrasals
(bir şeyin içinden araçla) geçmesine yardım etmek
steer through (something)
v.
37
Phrasals
bir şeyin içinden araçla geçebilmek
steer through something
v.
38
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
take something out of someone or something
v.
39
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden almak
take something out of someone or something
v.
40
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
take something out of someone or something
v.
41
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip almak
take something out of someone or something
v.
42
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
take something out
v.
43
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden almak
take something out
v.
44
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
take something out
v.
45
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip almak
take something out
v.
46
Phrasals
(bir şeyin) içinden çıkmak
nut (something) out
v.
47
Phrasals
güçlükle (bir şeyin) arasından/içinden geçmek
strain through (something)
v.
48
Phrasals
bir şeyin içinden bir şeyi temizlemek
swab something out of something
v.
49
Phrasals
bir şeyin içinden bir şeyi silerek temizlemek
swab something out of something
v.
50
Phrasals
bir şeyin içinden kirleri çıkartmak
swab something out of something
v.
51
Phrasals
bir şeyin içinden bir şeyi temizlemek
swab something out
v.
52
Phrasals
bir şeyin içinden bir şeyi silerek temizlemek
swab something out
v.
53
Phrasals
bir şeyin içinden kirleri çıkartmak
swab something out
v.
54
Phrasals
bir şeyin içinden geçirmeye uğraşmak/çalışmak
work through
v.
55
Phrasals
bir şeyi bir şeyin/yerin içinden geçirmeye uğraşmak
work something through (something)
v.
56
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden almak
fetch something out of something
v.
57
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden almak
fetch something out
v.
58
Phrasals
bir şeyin içinden gözetlemek
peek out of something
v.
59
Phrasals
bir şeyin içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak
peek out of something
v.
60
Phrasals
bir şeyin içinden sıyrılıp çıkmak
squirrel out of something
v.
61
Phrasals
(bir şeyin/yerin) içinden debelenerek çıkmak
worm out of (something or some place)
v.
62
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) içinden/arkasından bir anda ortaya çıkmak
burst out of (somewhere or something)
v.
63
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin içinden/arasından taşımak
carry someone or something through something
v.
64
Phrasals
(bir şeyin) içinden (bir şeyi) atmak/çıkarmak
clean (something) out of (something)
v.
65
Phrasals
bir şeyi (birinin/bir şeyin) içinden çıkarmak/almak
get something out (of someone or something)
v.
66
Phrasals
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak/almak
get someone or something out of someone or something
v.
67
Phrasals
(bir şeyin) içinden bakmak
look through (something)
v.
68
Phrasals
(bir şeyin) içinden çıkmak/görünmek
peek over (something)
v.
69
Phrasals
(bir şeyin) içinden çıkmak/görünmek
peep over (something)
v.
70
Phrasals
(bir şeyin) içinden çıkmak/görünmek
peep through
v.
71
Phrasals
(birinin/bir şeyin) içinden geçmek
penetrate into (someone or something)
v.
72
Phrasals
(bir şeyin) içinden geçirmek
poke through (something)
v.
73
Phrasals
(bir şeyin) içinden koşmak/hızla geçmek
race through (something)
v.
74
Phrasals
(bir şeyin) içinden/ortasından geçmek (su)
run through (something)
v.
75
Phrasals
(bir şeyin) içinden/ortasından akmak
run through (something)
v.
76
Phrasals
(bir şeyin) içinden/ortasından akıp gitmek
run through (something)
v.
77
Phrasals
(bir şeyin) içinden seçmek
sort through (something)
v.
78
Phrasals
(bir şeyin) arasından/içinden geçmeye çalışmak
struggle through (something)
v.
79
Phrasals
(bir şeyin) arasından/içinden geçmek için mücadele vermek
struggle through (something)
v.
80
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) içinden çıkarmak/almak
take (something) out of (someone or something)
v.
81
Phrasals
(birinin/bir şeyin) içinden geçmek (eleştirerek/kızarak)
tear into (someone or something)
v.
82
Phrasals
(bir şeyin) içinden çıkmaya çalışmak
wrestle with (something)
v.
Idioms
83
Idioms
bir şeyin içinden çıkamaz bir hale gelmiş olmak
be at a total loss
v.
84
Idioms
bir şeyin içinden çıkamaz hale gelmiş olmak
be at a total loss
v.
85
Idioms
(bir şeyin içinden/bir şeylerin arasından) yara yara/çarpa çarpa ilerlemek
bulldoze (one's) way through (something)
v.
86
Idioms
bir şeyi yakıp bir şeyden/bir şeyin içinden buharlaştırmak/uçurmak
burn something off something
v.
Technical
87
Technical
(devreyi) bir şeyin içinden geçmeyip üzerinden atlayacak şekilde ayarlamak
bypass
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of içinden (bir şeyin)
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy