Historique

imkanlar

Sens de "imkanlar" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	imkanlar	opportunities n.
General
2	General	imkanlar	resources n.
3	General	imkanlar	amenities n.
4	General	imkanlar	possibilities n.
5	General	imkanlar	foison n.
Trade/Economic
6	Trade/Economic	imkanlar	facilities n.
Politics
7	Politics	imkanlar	potentials n.

Sens de "imkanlar" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 29 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	ulusal teknik imkanlar	national technical means n.
2	General	özel imkanlar	private facilities n.
3	General	eldeki imkanlar	bag of tricks n.
4	General	gelişen imkanlar	improving opportunities n.
5	General	çok uluslu teknik imkanlar	multinational technical means n.
6	General	vasıta ve imkanlar	resources n.
7	General	geniş imkanlar	vast opportunities n.
8	General	geniş imkanlar	broad opportunities n.
9	General	teknik imkanlar	technical possibilities n.
10	General	sunulan diğer imkanlar	other things on offer n.
11	General	genellikle halka açık olan ve içerisinde çocuk bahçesi gibi çeşitli imkanlar bulunan küçük park	parkette [canada] n.
Phrases
12	Phrases	imkanlar dahilinde	within the bounds of possibility adv.
13	Phrases	her yeni gün yeni imkanlar getirir	every new day brings new possibilities expr.
Idioms
14	Idioms	el altında bulunan imkanlar	box of tricks n.
15	Idioms	el altında bulunan imkanlar	a box of tricks n.
16	Idioms	el altında bulunan imkanlar	a bag of tricks n.
17	Idioms	tüm imkanlar	whole bag of tricks n.
18	Idioms	imkanlar dahilinde	within the bounds of possibility expr.
Trade/Economic
19	Trade/Economic	ekonomik imkanlar	economic opportunities n.
20	Trade/Economic	finansal imkanlar	financial facilities n.
21	Trade/Economic	mesleki imkanlar	career opportunities n.
22	Trade/Economic	yabancı işadamlarına eşit imkanlar sağlama politikası	open door policy n.
23	Trade/Economic	yerli imkanlar	local resources n.
24	Trade/Economic	yerli imkanlar	local opportunities n.
Law
25	Law	mahdut imkanlar	limited means n.
26	Law	sınırlı imkanlar	limited means n.
Tourism
27	Tourism	geleneksel kamp biçiminden farklı olarak çok çeşitli imkanlar sunan lüks diye tabir edilebilecek bir kamp yapma çeşidi	glamping n.
Marine
28	Marine	kargo yükleme taşıma verimini artırmak için sağlanan imkanlar	facilities to promote cargo handling efficiency n.
Military
29	Military	askeri birliklerin ve ikmal malzemelerinin operasyon alanına sevk edilmesi için kullanılan yol ve imkanlar	communication n.