Historique

içbükey

Sens de "içbükey" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	içbükey	concave adj.
General
2	General	içbükey	cave [obsolete] adj.
3	General	içbükey	hollow adj.
4	General	içbükey	concavous adj.
Technical
5	Technical	içbükey	concave adj.
6	Technical	içbükey	dished adj.
Construction
7	Construction	içbükey	concave adj.

Sens de "içbükey" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 108 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	içbükey yüzey	concave n.
2	General	içbükey-dışbükey	concavo-convex n.
3	General	içbükey yüzey	concavity n.
4	General	üst tarafı dışbükey aşağı indikçe içbükey olan mobilya ayağı	cabriole n.
5	General	içbükey çeyrek küre şeklindeki bir güneş saati	hemicycle n.
6	General	içbükey yüzey	holler n.
7	General	içbükey alan	holler n.
8	General	içbükey hale getirme	concavation n.
9	General	eğrinin içbükey yüzeyi	inside n.
10	General	içbükey hale getirmek	concave v.
11	General	içbükey yüzeyli	planoconcave adj.
12	General	içbükey kenarlı	induplicate adj.
13	General	içbükey yüzü olan	hollow adj.
14	General	içbükey yüzeyi olan	hollow adj.
15	General	(hanedan armaları) içbükey	invexed adj.
Technical
16	Technical	kaplama tabakasının içbükey yüzü	tight side n.
17	Technical	aşağıya içbükey	concave downward n.
18	Technical	bir yüzü düz öbürü içbükey	plano-concave n.
19	Technical	bir tarafı içbükey bir tarafı dışbükey	convexo concave n.
20	Technical	bir tarafı içbükey bir tarafı dışbükey	concavo convex n.
21	Technical	düz içbükey mercek	planoconcave lens n.
22	Technical	her iki yüzeyi eşit şekilde içbükey veya dışbükey olan bir mercek	meniscus lens n.
23	Technical	içbükey yansıtıcı	concave reflector n.
24	Technical	içbükey kam sağrı	concave cam flank n.
25	Technical	içbükey mercek	concave lens n.
26	Technical	içbükey kabuk	shell of positive curvature n.
27	Technical	içbükey çokgen	concave polygon n.
28	Technical	içbükey vals	concave roller n.
29	Technical	içbükey köşe fayansı	sanitary shoe n.
30	Technical	içbükey şekil	concave shape n.
31	Technical	içbükey silindir	concave roller n.
32	Technical	içbükey derzleme	key joint pointing n.
33	Technical	içbükey ayna	concave mirror n.
34	Technical	içbükey çokyüzlü	concave polyhedron n.
35	Technical	içbükey izlenceleme	concave programming n.
36	Technical	içbükey ve diğer tarafı dışbükey olan	concavo-convex n.
37	Technical	içbükey kesici	concave cutter n.
38	Technical	içbükey şişe	pinchbottle n.
39	Technical	içbükey lens	concave lens n.
40	Technical	içbükey fonksiyon	concave function n.
41	Technical	içbükey merdane	concave roll n.
42	Technical	yukarıya içbükey	concave upward n.
43	Technical	(döküm) geniş açıyla kesişen iki yüzeyi birleştiren içbükey yüzey	hollow n.
44	Technical	içbükey yapmak	dish v.
45	Technical	bir tarafı düzlem ve diğer tarafı içbükey olan	plano-concave adj.
46	Technical	bir yönde dışbükey ve diğer yönde içbükey	anticlastic adj.
47	Technical	dışbükey-içbükey	convexo-concave adj.
48	Technical	düz içbükey	planoconcave adj.
49	Technical	dışbükey ve içbükey kenara sahip olan	convexo-concave adj.
50	Technical	çift içbükey	biconcave adj.
51	Technical	çift taraflı içbükey	concavo-concave adj.
52	Technical	her iki yüzü içbükey veya konkav olan	biconcave adj.
53	Technical	her iki tarafı içbükey olan (mercek)	concavo-concave adj.
54	Technical	iki tarafı içbükey	concavo concave adj.
55	Technical	iki yüzeyi de içbükey	biconcave adj.
56	Technical	iki yüzü içbükey	biconcave adj.
Computer
57	Computer	içbükey işlev	concave function n.
58	Computer	içbükey küme	concave set n.
59	Computer	içbükey bozulma	pincushion distortion n.
Architecture
60	Architecture	klasik mimaride sütun tabanlarında kullanılan içbükey kalıplama	trochilus n.
61	Architecture	klasik mimaride sütun tabanlarında kullanılan içbükey kalıplama	trochilus n.
62	Architecture	içbükey kemer	cove n.
63	Architecture	sütun gövdesiyle başlığın birleştiği noktada esnek geçişi sağlayan içbükey eğrilik	apophyge n.
64	Architecture	bazı yunan yapılarında dorik sütun başının altındaki içbükey eğrilik	hypophyge n.
65	Architecture	üstü içbükey kalıp	cima n.
66	Architecture	üstü içbükey kalıp	sima n.
67	Architecture	üst bölümü içbükey, alt bölümü dışbükey kat silmesi	cyma recta n.
68	Architecture	üst bölümü içbükey, alt bölümü dışbükey tepe silmesi	cyma recta n.
69	Architecture	kavisi içbükey ve dışbükey şekilde devam eden pervaz	doucine n.
70	Architecture	(özellikle yapı temellerinde) yukarı doğru içbükey kemer	invert n.
Construction
71	Construction	harcın sıkıştırılarak içbükey veya v şekline getirildiği duvar derzi	tooled joint n.
72	Construction	içbükey profil rendesi	hollow plane n.
Furniture
73	Furniture	üst taraftan dışbükey aşağı indikçe içbükey olan mobilya ayağı	cabriole leg n.
Automotive
74	Automotive	içbükey aşınma	concave wear n.
75	Automotive	içbükey fren kampanası	concave drum n.
76	Automotive	içbükey köşe kaynağı	concave fillet weld n.
Medical
77	Medical	leğen kemiğinin kapsadığı içbükey boşluk	pelvis n.
Anatomy
78	Anatomy	insanda ayak bileği ve ayak tarağı kemiklerinin arasında bulunan içbükey bir ayak kemiği	navicular n.
79	Anatomy	organda oluşan içbükey çöküntü	cupping n.
80	Anatomy	organda içbükey çukurlaşma	cupping n.
81	Anatomy	(omurga) bir yüzeyi düz veya içbükey olup diğer yüzeyi dışbükey olan	platycoelian adj.
82	Anatomy	(omurga) bir yüzeyi düz veya içbükey olup diğer yüzeyi dışbükey olan	platycoelous adj.
83	Anatomy	(omurga) bir yüzeyi düz veya içbükey olup diğer yüzeyi dışbükey olan	platycelian adj.
Optics
84	Optics	içbükey yüzeyde yansıyan ışınların yakınsayarak kesiştiği yerde oluşan yüzey	caustic surface n.
85	Optics	içbükey ayna	parabolic reflector n.
86	Optics	içbükey küresel aynadan oluşan bir objektifi olan optik sistem	schmidt system n.
Math
87	Math	aşağıya içbükey	concave downward n.
88	Math	içbükey çokgen	concave polygon n.
89	Math	içbükey fonksiyon	concave function n.
90	Math	içbükey işlev	concave function n.
91	Math	yukarıya içbükey	concave upward n.
Geometry
92	Geometry	içbükey doğru ile dışbükey doğrunun birleşiminden oluşan çift eğri	cima n.
93	Geometry	içbükey doğru ile dışbükey doğrunun birleşiminden oluşan çift eğri	cyma n.
94	Geometry	içbükey bir doğru ile dışbükey bir doğrunun birleşiminden oluşan çift eğri	sima n.
Astronomy
95	Astronomy	temel bir içbükey ayna ve ikincil bir dışbükey aynanın birleşiminden oluşan yansıtıcı teleskop	cassegrain telescope n.
96	Astronomy	temel bir içbükey ayna ve ikincil bir dışbükey aynanın birleşiminden oluşan yansıtıcı teleskop	cassegrainian telescope n.
Zoology
97	Zoology	her iki yüzü içbükey (konkav) olan	amphicoelian adj.
98	Zoology	önü ve arkası içbükey olan	amphicoelous adj.
99	Zoology	önü ve arkası içbükey olan	amphicelous adj.
100	Zoology	önü ve arkası içbükey olan	amphycoelous adj.
Linguistics
101	Linguistics	belirli fonemleri üretmek için (dilin) yüzeyini içbükey yapmak	sulcalise [uk] v.
102	Linguistics	belirli fonemleri üretmek için (dilin) yüzeyini içbükey yapmak	sulcalize [us] v.
Photography
103	Photography	eşit içbükey	equal concave n.
104	Photography	içbükey ayna	concave mirror n.
Archaic
105	Archaic	sütun gövdesiyle başlığın birleştiği noktada esnek geçişi sağlayan içbükey eğrilik	scape n.
Engineering
106	Engineering	basit mesnetli kirişin ortasında içbükey bükülme oluşturan eğilme momenti	sagging moment n.
107	Engineering	basit mesnetli kirişin ortasında içbükey bükülme oluşturan eğilme momenti	positive bending moment n.
Entomology
108	Entomology	böcek kanadının ortasında yer alan, genellikle dışbükey ön kolu ve içbükey arka kolu bulunan sinir	media n.