kabuk (sert) - Turc Anglais Dictionnaire

kabuk (sert)

Sens de "kabuk (sert)" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
General
kabuk (sert) shell n.
She was the first chick to crack the shell.
Kabuğunu kıran ilk civciv oydu.

More Sentences

Sens de "kabuk (sert)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
General
sert kabuk scutcheon n.
(kaplumbağa vb.) sert kabuk armor n.
(kaplumbağa vb.) sert kabuk armour n.
sert kabuk kaplamalı crustlike adj.
Technical
dışı sert kabuk döküm chill casting n.
Medical
sert dış kabuk outershell n.
Chemistry
su yumuşatıcıda çözünmemiş tuzdan oluşan sert kabuk bridge n.
Biology
protozoan veya rotiferde sert kabuk theca n.
(böceklerde) göğsün sternumunun ön tabakasının ön kısmında yer alan sert kabuk parçası presternum n.
Marine Biology
sert kabuk escutcheon n.
kafasının her iki yanında zırh benzeri sert bir kabuk bulunan (balık) mail-cheeked adj.
Zoology
bazı hayvanlarda bulunan zırh benzeri sert kabuk armor n.
bazı hayvanlarda bulunan zırh benzeri sert kabuk armour n.
eklembacaklıların plevral bölümünde yer alan çeşitli küçük ve sert kabuk parçaları pleurite n.
Apiculture
eklembacaklılarda kireçten oluşmuş sert kabuk parçası sclerite n.
sert sırt kabuk scutum n.
Geology
yeraltı sularının buharlaşmasıyla oluşan sert mineral kabuk duricrust n.
Archaic
sert kabuk scuchin n.
Entomology
böceklerin baş kısmında bulunan zırhlı bölüm ile kabuk açıklığının dış kenarı arasındaki sert kabuk çifti torma n.
(kelebek ve güve kozası gibi) sert kabuk oluşturan salgı ile çevrili kanatları ve ikincil organları olan obtect adj.
(kelebek ve güve kozası gibi) sert kabuk oluşturan salgı ile çevrili kanatları ve ikincil organları olan obtected adj.
eklembacaklıların plevral bölümünde yer alan çeşitli küçük ve sert kabuk parçalarına ait pleural adj.
eklembacaklıların plevral bölümünde yer alan çeşitli küçük ve sert kabuk parçaları ile ilişkili pleural adj.