kapsül - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kapsül



Sens de "kapsül" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 27 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kapsül capsule n.
General
kapsül cyst n.
kapsül cap n.
kapsül cachet n.
kapsül bolus n.
kapsül detonator n.
kapsül module n.
kapsül capsule n.
kapsül exploder n.
kapsül pod n.
kapsül capsular n.
Technical
kapsül blasting cap n.
kapsül cyst n.
Computer
kapsül capsule n.
Medical
kapsül capsula n.
Food Engineering
kapsül capsul n.
kapsül capsule n.
Botanic
kapsül theca n.
Military
kapsül detonator n.
kapsül fuse n.
kapsül primer n.
kapsül percussion cap n.
kapsül fuze n.
Hunting
kapsül primer n.
kapsül percussion cap n.
Archaic
kapsül bole n.
kapsül cod n.

Sens de "kapsül" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 159 résultat(s)

Turc Anglais
General
kapsül kahve makinesi coffee pad machine n.
(koruyucu) kapsül pod n.
kapsül kutusu pills bottle n.
kapsül kutusu capsule bottle n.
kapsül kutusu medicine bottle n.
paintball'da kapsül atan tüfek marker n.
küçük jelatin kapsül pearl n.
jelatinle kaplı kapsül şekilde tablet gelcap n.
kapsül formunda ilaç capsule n.
kapsül içine koymak capsulize v.
kapsül içine koymak capsulise v.
kapsül içine almak capsulise v.
kapsül içine almak capsulize v.
kapsül içine kapatmak capsulate v.
kapsül içine kapatmak capsulise v.
kapsül içine almak capsule v.
kapsül içine almak capsulate v.
kapsül içine kapatmak capsule v.
kapsül içine kapatmak capsulize v.
kapsül içinde capsular adj.
kapsül içine kapatılmış capsulate adj.
kapsül ile ilgili capsular adj.
kapsül içine konulmuş capsulate adj.
Tourism
kapsül otel capsule hotel n.
Technical
alüminyum kapsül aluminium capsule n.
düz kapsül plain detonator n.
jelatin kapsül gelatine capsule n.
kapsül germe halkası capsular tension ring n.
kadranlı kapsül aneroid capsule n.
kapsül kabuğu capsule shell n.
kapsül içine alma encapsulation n.
kapsül perçin tubular rivet n.
koruyucu kapsül protecting capping n.
radyoaktif kanser ilacı içeren küçük kapsül seed n.
Computer
yarı kapsül half capsule n.
Construction
köprülü kapsül bridge wire detonator n.
Aeronautic
aneroit kapsül aneroid capsule n.
madeni kapsül grommet n.
Mining
ani patlamalı kapsül instantaneous blasting cap n.
elektrikli kapsül electric blasting cap n.
elektrikli kapsül electric detonator n.
gecikmeli kapsül delayed detonator n.
gecikmeli kapsül delayed action fuse n.
köprülü kapsül bridge wire detonator n.
Medical
arka kapsül kesafeti posterior capsule opacification n.
arka kapsül yoğunlaşması posterior capsular opacification n.
arka kapsül kesifleşmesi posterior chamber opacification n.
arka kapsül kesifleşmesi posterior capsule opacification n.
arka kapsül rüptürü posterior capsule rupture n.
bir kapsül üzerinde insizyon yapılması capsulotomy n.
değiştirilmiş salımlı yumuşak kapsül modified-release capsule soft n.
değiştirilmiş salımlı sert kapsül modified-release capsule hard n.
enterik yumuşak kapsül gastro-resistant capsule soft n.
enterik sert kapsül gastro-resistant capsule hard n.
enterik kapsül enteric capsule n.
enterik kapsül gastro-resistant capsule n.
internal kapsül internal capsule n.
kapsül iltihabı capsulitis n.
kapsül için gövde çapı diameter of body n.
kapsül teknolojisi bolus technology n.
kapsül plikasyonu capsular imbrication n.
kapsül başlığı cap n.
kapsül içi femur boynu kırıkları intracapsular femur neck fractures n.
kapsül iltihabı inflammation of a capsule n.
kapsül desteği capsular support n.
katmanlı kapsül spansule n.
rektal yumuşak kapsül rectal capsule n.
rahim içi kapsül intrauterine capsule n.
sert jelatin kapsül hard gelatine capsule n.
uzatılmış salımlı yumuşak kapsül prolonged-release capsule n.
vajinal yumuşak kapsül vaginal capsule soft n.
uzatılmış salımlı kapsül prolonged-release capsule n.
uzatılmış salımlı sert kapsül prolonged-release capsule n.
vajinal sert kapsül vaginal capsule hard n.
vajinal kapsül vaginal capsule n.
yumuşak kapsül capsule n.
yumuşak jelatin kapsül soft gelatin capsule n.
yanıcı, keskin kokulu olan ilaçların saklandığı bir tür kapsül konseal n.
organdan kapsül çıkarmak decapsulate v.
Anatomy
iskeletteki birçok hareketli eklemi çevreleyen bağ biçimli kapsül capsular ligament n.
dış kapsül external capsule n.
iç kapsül internal capsule n.
uç kapsül external capsule n.
otik kapsül otic capsule n.
renal kapsül suprarenal capsules n.
sinovyal kapsül synovial capsule n.
Pharmaceutics
içerdiği yapıştırıcı, ilaç gibi maddeyi parçalandığında, eridiğinde veya çözündüğünde dışarıya veren çok küçük kapsül microcapsule n.
Optics
kapsül kesafeti capsular haze n.
kapsül dışında extracapsular adj.
kapsül içinde intracapsular adj.
kapsül dışı extracapsular adj.
kapsül içi intracapsular adj.
Food Engineering
kapsül benzeri formdaki doğal ürünler nutraceuticals n.
kapsül ambalaj blister package n.
kapsül içine alma encapsulation n.
Biology
temas edildiğinde bir iğnenin çıkmasına neden olduğuna inanılan yakıcı kapsül trigger hair n.
temas edildiğinde bir iğnenin çıkmasına neden olduğuna inanılan yakıcı kapsül cnidocil n.
bakteriyel tanıda kullanılan kapsül şişme reaksiyonu quellung reaction n.
bakteriyel tanıda kullanılan kapsül şişme reaksiyonu quellung n.
iki hücreye veya bölüme ayrılmış kapsül bilocular capsule n.
bazı tek hücreli organizmaların kuraklık veya kıtlık dönemlerinde içine kapanarak değişime uğramadan çıktığı kapsül hypnocyst n.
glomerüler kapsül glomerular capsule n.
membranın bir parça etrafında kapsül geliştirmesi incapsulation n.
kapsül anlamı veren ön ek cyst- pref.
kapsül anlamı veren ön ek cysto- pref.
kapsül anlamı veren ön ek cysti- pref.
Marine Biology
yakıcı kapsül nettling cell n.
bazı hidroidlerin üzerinde ortaya çıkan kapsül teleophore n.
bazı hidroidlerin üzerinde ortaya çıkan kapsül gonotheca n.
bazı hidroidlerin üzerinde ortaya çıkan kapsül gonangium n.
yakıcı kapsül thread cell n.
polytrichaceae familyasındaki yosunlarda kapsül açıklığını kapan gergin zar tympanum n.
polytrichaceae familyasındaki yosunlarda kapsül açıklığını kapan gergin zar epiphragm n.
işitsel kapsül auditory capsule n.
yakıcı kapsül nematocyst n.
Astronomy
balistik kapsül ballistic capsule n.
Zoology
yakıcı kapsül nematocyst n.
nematosit veya zehirli kapsül içindeki ince iplikler ecthoreum n.
turbellarya familyasına mensup birtakım tenyaların epidermal hücre ile üretilen iğsi iğneye sahip bir kapsül sagittocyst n.
hayvan vücudunda üretilen kese veya kapsül cyst n.
Botanic
(bitkide) kapsül başlığı calypter n.
(bitkide) kapsül başlığı calyptra n.
yenilebilir posa içeren kapsül şeklinde meyveye sahip, az büyüyen etli güney afrika bitkisi hottentot fig (carpobrotus edulis) n.
yenilebilir posa içeren kapsül şeklinde meyveye sahip, az büyüyen etli güney afrika bitkisi hottentot's fig n.
yenilebilir posa içeren kapsül şeklinde meyveye sahip, az büyüyen etli güney afrika bitkisi mesembryanthemum edule n.
yenilebilir posa içeren kapsül şeklinde meyveye sahip, az büyüyen etli güney afrika bitkisi sour fig n.
kapaklı kapsül pyxidium n.
lokulisid kapsül loculicidal capsule n.
porisid kapsül poricide capsule n.
septisid kapsül septicide capsule n.
pentamer çiçekleri ve kapsül şeklinde veya zeytinsi meyveleri bulunan otları, çalıları veya ağaçları içeren bir familya linaceae n.
pentamer çiçekleri ve kapsül şeklinde veya zeytinsi meyveleri bulunan otları, çalıları veya ağaçları içeren bir familya family linaceae n.
pentamer çiçekleri ve kapsül şeklinde veya zeytinsi meyveleri bulunan otları, çalıları veya ağaçları içeren bir familya flax family n.
süt kıvamında genellikle renkli suyu ve kapsül meyveleri olan bir bitki familyası family papaveraceae n.
süt kıvamında genellikle renkli suyu ve kapsül meyveleri olan bir bitki familyası poppy family n.
tohum ve sporları kapsül içinde olan capsulate adj.
tohum ve sporları kapsül içinde olan capsulated adj.
kapaklı kapsül içeren pyxidate adj.
Apiculture
baş kapsül head capsule n.
Military
basınçlı kapsül pressurized capsule n.
bakalit kapsül (mayınlarda) activator n.
gecikmeli kapsül delayed detonator n.
kapsül torbası primer pouch n.
kapsül detonatör primer detonator n.
kapsül mahfazası primer pouch n.
kapsül parçalanması blown primer n.
kapsül yatağı primer seat n.
Hunting
kapsül içi ateşleme destek pimi anvil n.
kapsül esasına göre ateşleme yapan silah percussion n.
kapsül yuvası primer pocket n.
ayrıca doldurulmuş bir şarjörü ateşlemek için kapsül kullanılan kilide sahip cap-and-ball adj.
Slang
amfetamin tablet ya da kapsül blue n.
amil nitrat içeren ve burundan çekildiğinde mutluluğu artıran/cinsel zevki artıran kapsül veya ampul popper n.
mutluluğu ve cinsel zevki artıran kapsül uyuşturucu popper n.
amil nitrat içeren ve burundan çekildiğinde mutluluğu artıran/cinsel zevki artıran kapsül veya ampul popsie n.
mutluluğu ve cinsel zevki artıran kapsül uyuşturucu popsie n.
Star Wars
otu del'in özel kapsül ve swoopları otu del's custom pods and swoops n.
uykucu kapsül sleeper pod n.
ikiz kapsül parakapsül twin-pod paracapsule n.