pearl - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

pearl

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "pearl" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 69 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
pearl n. inci
General
pearl n. piko
pearl n. sedef
pearl n. sahte inci
pearl n. çok kıymetli şey
pearl n. tercih edilen şey
pearl n. türünün en asil örneği
pearl n. türünün en iyisi
pearl n. nadirlik
pearl n. enderlik
pearl n. bulunmazlık
pearl n. inciye benzer şey
pearl n. (gözyaşı) küçük yuvarcık
pearl n. küçük küre
pearl n. boynuz tüberkülü
pearl n. inci gibi dişler
pearl n. beyaz parlak dişler
pearl n. taçta yer alan küçük toplar
pearl n. taç incisi
pearl n. (kömür, damla biçimli metal) küçük parça
pearl n. küçük tane
pearl n. renkli zeminde yer alan küçük beyaz daire
pearl n. küçük jelatin kapsül
pearl n. hassas cam ampul
pearl n. inci rengi
pearl n. (mobilya kenarında) inci süsleme
pearl n. boncuk süsleme
pearl n. inci mavisi
pearl n. inci beyazı
pearl n. yüksek çayır yulafı
pearl n. yassı epitel hücre
pearl n. (tümörde) skuamöz epitel hücre
pearl n. ipin burulması
pearl n. ip düğümü
pearl n. sınır
pearl n. şerit
pearl v. top top olmak (ter)
pearl v. sedeflemek
pearl v. inci avlamak
pearl v. incilerle donatmak
pearl v. inci serpiştirmek
pearl v. inciyle süslemek
pearl v. küçük tanelere ayırmak
pearl v. inci rengi vermek
pearl v. inci parıltısı vermek
pearl v. inci ışıltısı vermek
pearl v. inciye benzer boncuk yapmak
pearl v. inci oluşturmak
pearl v. (sıcak şurup) kaynayarak kabarcık oluşturmak
pearl v. kabarcıklanmak
pearl v. (sörf tahtası) dalgaya burun dalışı yapmak
pearl adj. inciye ait
pearl adj. inci ile ilgili
pearl adj. inciye benzer
pearl adj. incili
pearl adj. inciden yapılan
pearl adj. inci ile süslenen
pearl adj. inci renkli
pearl adj. inci gibi parlayan
pearl adj. incimsi
pearl adj. orta taneli
pearl adj. orta partiküllü
Biochemistry
pearl n. jelatin kapsülü
Marine Biology
pearl n. çivisiz kalkan balığı
Geography
pearl n. illinois eyaletinde yerleşim yeri
pearl n. mississippi eyaletinde şehir
pearl n. mississippi'nin güneyinde bir nehir
pearl n. çin'in güneydoğusunda bir nehir
Printery
pearl n. beş puntoluk harf

Sens de "pearl" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 173 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
mother of pearl n. sedef
General
pearl diver n. bulaşıkçı
pearl onion n. çok ufak arpacıksoğanı
pearl fisher n. inci avcısı
cultured pearl n. kültive inci
pearl millet n. hintdarısı
pearl fishing n. inci avı
black pearl n. siyah inci
pearl oyster n. incili istiridye
pearl necklace n. inci kolye
mother-of-pearl n. sedef
pearl barley n. öğütülmüş arpa
pearl barley n. frenk arpası
pearl-gray n. soluk mavimsi gri renk
pearl diving n. inci dalgıçlığı
pearl hunting n. inci avcılığı
white pearl n. beyaz inci
pearl drop n. inci tanesi
pearl filter n. inci dolgusu
pearl essence n. inci özü
pearl gray n. inci rengi
pearl of the aegean n. ege'nin incisi
pearl-grey n. soluk mavimsi gri renk
pearl jam n. amerikalı bir rock grubu
pearl white teeth n. inci beyazı dişler
pearl tea n. inci çayı
pearl handled pistol n. inci kabzalı tabanca
mother-of-pearl n. bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası
mabe pearl n. mabe incisi
mabe pearl n. yarım küre şeklinde kültive bir inci
pearl [dialect] [uk] n. katarakt
pearl [dialect] [uk] n. gözde oluşan beyazımsı perde
pearl [dialect] [uk] n. balıkçın
pearl [dialect] [uk] n. deniz kırlangıcı
pearl edge n. ince kurdele kenarı
pearl edge n. ince dantel kenarı
pearl edge n. tek boncuklu kenar
pearl eye n. lethe cinsi kelebek
pearl eye n. (inciye benzer) kuş gözü
pearl fishery n. inci istiridyesi avlama alanı
pearl harbor n. yıkıcı etkili sinsi saldırı
pearl harbor n. düşmana karşı beraberlik yaratan etkileyici olay
pearl powder n. inci tozu
pearl powder n. cilt görünümünü iyileştirmek için kullanılan bir kozmetik ürün
pearl white n. inci beyazı madde
seed pearl n. normalinin çeyreği ağırlıkta olan küçük inci
pearl [uk] v. piko geçmek
pearl [uk] v. piko ile bitirmek
pearl harbor v. aniden saldırmak
pearl white adj. inci beyazı
pearl grey adj. gümüşi
made of mother-of-pearl adj. sedef
decorated with mother-of-pearl adj. sedefli
pearl-gray adj. gümüşi
pearl-grey adj. gümüşi
mother-of-pearl adj. parıldayan (cila)
pearl-handled adj. inci saplı
pearl-handled adj. sedef saplı
pearl-handled adj. inci kollu
pearl-handled adj. sedef kollu
pearl-handled adj. inci kabzalı
Idioms
pearl-clutching n. artık normal karşılanan durumlar karşısında şaşırma
pearl-clutching n. ortalığı velveleye verme
pearl-clutching n. yaygara çıkarma
pearl-clutching n. altüst olma
pearl-clutching n. aşırı tepki verme
pearl-clutching n. kendini kaybetme
pearl-clutching n. aklı başından gitme
a pearl of wisdom n. altın öğüt
a pearl of great price n. muazzam değerli şey
a pearl of great price n. aşırı kıymetli şey
a pearl of great price n. paha biçilmez şey
pearl-clutch v. artık normal karşılanan durumlar karşısında şaşırmak
pearl-clutch v. ortalığı velveleye vermek
pearl-clutch v. yaygara çıkarmak
pearl-clutch v. altüst olmak
pearl-clutch v. aşırı tepki vermek
pearl-clutch v. kendini kaybetmek
pearl-clutch v. aklı başından gitmek
pearl-clutching adj. artık normal karşılanan durumlar karşısında şaşıran
pearl-clutching adj. ortalığı velveleye veren
pearl-clutching adj. yaygara çıkaran
pearl-clutching adj. altüst olan
pearl-clutching adj. aşırı tepki veren
pearl-clutching adj. kendini kaybeden
pearl-clutching adj. aklı başından giden
Technical
pearl barley kabul n. kabuksuz arpa kırması
mother-of-pearl bead n. sedef kaplama boncuk
micro-pearl adj. mikro kapsüllü
Textile
automatic pearl setting machine n. otomatik ince ve perçin çakma makinesi
pearl setting machine n. perçin çakma makinesi
Dyeing
smoked pearl n. morumsu gri
pearl blue n. hafifçe maviye çalan bir gri tonu
pearl grey n. inci grisi
pearl grey n. açık mavimsi gri renkli
pearl white n. inci mavisi
pearl white n. hafif maviye çalan orta bir gri renk
pearl gray adj. inci grisi
Marine
cave pearl n. mağara incisi
Mining
pearl sinter n. volkanik tüflerde bulunan bir kayaç türü
pearl sinter n. inci parıltılı kaynak taşı
pearl sinter n. parlak bir geyserit türü
pearl spar n. parıltılı kristal yapıda bir dolomit türü
Medical
epitheliomatous pearl n. epitelyoma incisi
pearl eye n. katarakt
pearl-eyed adj. (göz) beyaz perdeli
pearl-eyed adj. (göz) kataraktlı
Pathology
epithelial pearl n. keratin incisi
epithelial pearl n. bazı cilt karsinomlarında gelişen yuvarlak keratin kitlesi
Food Engineering
pearl sago n. küçük yuvarlak tanecikli sago nişastası türü
Gastronomy
pearl onion n. arpacık soğanı
pearl hominy n. orta büyüklükte tanecikler ile yapılan bir mısır lapası
Statistics
pearl-read curve n. pearl-read eğrisi
Chemistry
pearl ash n. potasyum karbonat
pearl ash n. potasyum karbonat
pearl ash n. potasın kısmen saflaştırılmasından elde edilen katışıklı bir ürün
pearl white n. bizmut subnitrat
pearl white n. bizmut oksiklorür
pearl white n. sahte inci yapımında kullanılan sedefli bir karışım
Marine Biology
pearl mullet n. inci kefal balığı
pearl mullet n. inci kefali
pearl fish n. inci balığı
blister pearl n. inci
pearl-fish n. inci balığı
pearl-fish n. bazı deniz canlılarının sindirim kanallarında yaşadığı görülen bir balık
freshwater pearl n. tatlı su midyelerinin oluşturduğu küçük inci
pearl octopus n. inci ahtapotu
Zoology
ground pearl n. kökkoşnili
ground pearl n. kök zararlısı
Botanic
pearl millet n. inci darısı
pearl millet n. afrika, asya ve abd'de yetişen, yem olarak ve bira yapımında kullanılan, dikenleri kedi kuyruğuna benzeyen bir ot
pearl barley n. frenk arpası
pearl millet (pennisetum glaucum) n. sıçansaçı
pearl millet (pennisetum glaucum) n. kedikuyruğu darısı
pearl millet (pennisetum glaucum) n. mavi zencidarısı
pearl millet (sorghum vulgare) n. kocadarı
pearl millet (sorghum vulgare) n. sorgum
pearl lupin n. lüpen
pearl lupin n. termiye
pearl lupin n. acı bakla
pearl lupin n. delice bakla
pearl lupin n. kurt baklası
pearl lupin n. mısır baklası
pearl millet n. sorgum
pearl moss n. deniz kadayıfı
pearl moss n. kırmızı bir alg türü
pearl-weed n. sagina cinsi bitki
Agriculture
pearl onion n. arpacık soğan
Fishery
pearl diver n. inci avcısı
pearl diver n. inci dalgıcı
Geography
pearl river n. inci ırmağı
pearl river n. inci nehri
pearl river n. çin'in güneydoğusunda bir nehir
pearl city n. illinois eyaletinde yerleşim yeri
pearl river n. louisiana eyaletinde yerleşim yeri
pearl harbor n. abd donanma üssünün yer aldığı pasifik'te bir körfez
Meteorology
pearl-necklace lightning n. inci gerdanlık şimşek
mother-of-pearl clouds n. sedef bulutlar
mother-of-pearl cloud n. sedef bulut
mother-of-pearl cloud n. güneş ufkun birkaç derece altındayken görülebilen ve yüksek rakımda bulunan parlayan bulut
Military
pearl harbor n. abd donanma üssü
Art
girl with a pearl earring n. inci küpeli kız
mother of pearl inlaid n. sedef kakma
Music
mother of pearl n. sedef
Entomology
pearl crescent n. amerika'ya özgü küçük bir kelebek
mother-of-pearl moth (pleuroptya ruralis) n. soluk bir parıltısı olan ve larvaları ısırganotu ile beslenen bir güve
ground pearl (margarodes formicarum) n. coccidae familyasına ait, bahamalar'da boncuk olarak kullanılan bir böcek
pearl moth n. margaritia cinsi güve
pearl white n. bir lahana kelebeği türü
Slang
pearl handle n. sigara
British Slang
pearl necklace n. boyna boşalma
pearl harbour n. soğuk hava
Star Wars
veda pearl n. veda incisi