Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | karartılmış | darkened adj. |
General | karartılmış | blackened adj. |
General | karartılmış | blinded adj. |
General | karartılmış | blackout adj. |
General | karartılmış | obfuscate adj. |
Technical | ||
Technical | karartılmış | dimmed adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | siyah nesnelerle karartılmış | black adj. |
General | gölgeyle karartılmış | obumbrate [obsolete] adj. |
Psychology | ||
Psychology | büsbütün karartılmış bir ortamda hareketsiz duran bir ışıklı noktanın hareket ediyormuş gibi görünmesi | autokinetic illusion n. |
Gastronomy | ||
Gastronomy | (et, balık) baharatla kaplanıp aşırı ısıda hızla pişirilerek dışı karartılmış | blackened adj. |