Turc | Anglais | |
---|---|---|
Politics | ||
Politics | kendine yeterlilik | self sufficiency n. |
Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Politics | kendine kendine yeterlilik | self-sufficiency n. | ||
These regions have not yet achieved the initial objective of the CAP, namely a degree of agricultural self-sufficiency. Bu bölgeler henüz OTP'nin başlangıçtaki hedefine, yani tarımda kendi kendine yeterlilik düzeyine ulaşamamıştır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | iktisadi bakımdan kendi kendine yeterlilik | economic self-sufficiency n. | ||
Law | ||||
Law | kendi kendine yeterlilik | self reliance n. | ||
Politics | ||||
Politics | ulusal kendi kendine yeterlilik | national self-sufficiency n. |