layık - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

layık



Sens de "layık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 14 résultat(s)

Turc Anglais
General
layık fitting adj.
layık worthy of adj.
layık worthy adj.
layık wellworn adj.
layık deserving adj.
layık worth adj.
layık fit adj.
layık due adj.
layık adequate to adj.
layık condign [obsolete] adj.
layık digne adj.
layık due to prep.
Colloquial
layık worth it expr.
Law
layık proper adj.

Sens de "layık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 160 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
layık olmak deserve v.
General
layık olmama unworthiness n.
itibara layık olmama inconsiderableness n.
sevilmeye layık olma adorableness n.
kendine layık olmayan bir işte kullanma (yeteneğini vb'ni) prostitution n.
bahsedilmeye layık olmama namelessness n.
layık olunan şey desert n.
takdire layık olma laudableness n.
övgüye layık olma praiseworthiness n.
saygıya ve değer verilmeye layık salt of the earth n.
hürmete layık olma respectability n.
krallara layık olma kingliness n.
layık olunan condign n.
ödüle layık kişi deserving n.
sevilmeye layık olma adorability n.
layık olmama undesert n.
layık olmama undeservedness n.
layık olmayan kimse undeserver n.
ödüle layık olma rewardableness n.
sevilmeye layık kimse loveworthy n.
iftiraya layık olma obloquy n.
layık olma deservedness n.
layık olma deservingness n.
ilgi ve dikkate layık olan kimse desirable n.
hürmete layık olmama disrespectability n.
insanların ahlaki açıdan övgüye layık yönleri good n.
layık olma condignness n.
layık olmak rate v.
kendine layık olmayan bir işte çalışmak prostitute oneself v.
yeteneğini vb'ni kendine layık olmayan bir işte kullanmak prostitute v.
layık olmak be worthy of v.
layık olmak merit v.
layık olmak be deserving of v.
layık ve müstahak olmak be worth of v.
layık olmak deserve v.
layık görmemek not deem someone worthy of v.
-e layık olmak be worthy of v.
layık bulmak deem (someone something) suitable of v.
layık görmek deem (someone something) suitable of v.
layık bulmak deem (someone something) worthy of v.
-e layık olmak merit v.
layık ve hak etmiş olmak be worth of v.
layık görülmek be considered worthy v.
ödüle layık görülmek be deemed worthy of an award v.
layık görülmek be deemed worthy v.
birini ödüle layık görmek award the prize to someone v.
ödüle layık görülmek be granted an award v.
layık görmek deem someone worthy of v.
layık olamamak undeserve v.
hürmete layık hale getirmek sanctify v.
önden layık olmak premerit [obsolete] v.
ağzına layık delicious adj.
kutsal şeyleri tutmaya layık olmayan unworthy to handle holy things adj.
hanımlara layık ladylike adj.
takdire layık görülmeyen thankless adj.
barona layık baronial adj.
övgüye layık worthy of commendation adj.
krallara layık regal adj.
krallara layık royal adj.
övgüye layık praiseworthy adj.
hürmete layık patriarchic adj.
övülmeye layık commendable adj.
kulüp üyeliğine layık clubbable adj.
layık olmayan unworthy adj.
ödüle layık prize adj.
hürmete layık patriarchal adj.
övülmeye layık deserving of praise adj.
bahsedilmeye layık olmayan nameless adj.
bir isme layık namable adj.
bir isme layık nameable adj.
layık olmayan indign adj.
krala layık regious adj.
-e layık deserving of adj.
-e layık worthy of adj.
övgüye layık commendable adj.
teşekküre layık thankworthy adj.
anılmaya layık worthy to be commemorated adj.
anılmaya layık commemorable adj.
tartışmaya layık worthy to discuss adj.
kulüp üyeliğine layık clubable adj.
ödüle layık deserving adj.
tanrılara layık ambrosial adj.
reddedilmeye layık refusable [obsolete] adj.
layık olan cheap of [scottish] adj.
bir isme layık nameworthy adj.
dalga geçilmeye layık to be trifled with adj.
alkışa layık applausable [obsolete] adj.
alkışa layık applausive [obsolete] adj.
saadete layık görülmüş edenized adj.
cennet mutluluğuna layık görülmüş edenized adj.
övülmeye layık olmayan uncommendable adj.
layık olunmayan undeserved adj.
layık olmayan undigne adj.
isme layık olmayan unnamable adj.
isme layık olmayan unnameable adj.
ödüle layık meritable adj.
sevilmeye layık loveworthy adj.
mükafata layık guerdonable adj.
kraliyete layık olan royal adj.
saygıya layık olmayan disrespectable adj.
hürmete layık görülmeyen disrespectable adj.
eleştiriye layık floggable adj.
atanmaya layık ordainable adj.
övgüye layık praisable adj.
küçümsenmeye layık scorny adj.
devlet adamına layık statesmanly adj.
seçilmeye layık olarak eligibly adv.
övgüye layık olmayarak illaudably adv.
övgüye layık olarak praiseworthily adv.
layık olmayan bir biçimde degenerately adv.
layık olmayan bir tarzda unduly adv.
övülmeye layık olmayan bir şekilde uncommendably adv.
hürmete layık hale getirerek sanctifyingly adv.
övgüye layık bir şekilde praisably adv.
layık değil beneath adv.
(bir şeye) layık worth prep.
ederine layık worth prep.
Phrasals
karşılığında (bir şey) yapmak/(birine bir şeyi) layık görmek repay (one) by (doing something) v.
Phrases
tam sana layık … that's (someone or something) for you expr.
tam sana layık … there's (someone or something) for you expr.
Colloquial
daha iyisine layık olmak deserve better of v.
daha iyilerine layık olmak deserve well of v.
daha iyisine layık olmak deserve well of v.
daha iyilerine layık olmak deserve better of v.
layık olmak be in the running for v.
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) layık görmek think (someone or something) is fit for (someone or something) v.
birini/bir şeyi, birine/bir şeye layık görmek think someone or something fit for someone or something v.
adına layık worth the name adj.
padişahlara layık fit for a sultan adj.
Idioms
yardım etmeye değer/layık amaç deserving cause n.
sevgilisine/partnerine (sınıfsal olarak) layık görülmeyen kimse a bit of rough [uk] n.
layık olduğu yere gelmek come into one's own v.
layık olduğu yere oturtmak bring somebody down a peg or two v.
'-e layık bulmak/görmek think fit for v.
takdire layık to be congratulated adj.
krallara layık fit for the gods adj.
krallara layık fit for a king adj.
önce hak kazan/layık ol, sonra iste first deserve and then desire expr.
Trade/Economic
kabule layık kıymet admissible asset n.
kredi almaya layık olmak be worth of loan v.
piyasanın güvenine layık olmak maintain the trust of the marketplace v.
ihtira beratına layık patentable adj.
Law
cezaya layık punishable n.
mirasa layık olmama unworthiness to inherit n.
güvene layık olmayan undependable adj.
güvene layık olmayan unreliable adj.
Gastronomy
ağızlara layık delicious adj.
gurmelere layık spa adj.
Literature
ödüle layık olmayan unmeritable adj.
(şiirde) defne çelengine layık laureate adj.
Religious
cennete layık görülmüş kimse elect n.
ebedi cezaya layık günah damnation n.
(tanrı) cennete layık görmek elect v.
cennete layık görülmüş elect adj.
aforoza layık excommunicable adj.
papalığa layık görülen papable adj.
Military
abd'de askeri madalya sahiplerinin aynı madalyaya layık görülmesi halinde onlara verilen bronz veya gümüş meşe yaprakları ve meşe palamudundan oluşan bir süs oak-leaf cluster n.
Archaic
layık olmak meed v.
layık olunmayan desertless adj.
tenkide layık olan discommendable adj.