Historique

mümkün şey

Sens de "mümkün şey" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	mümkün şey	deliverable n.

Sens de "mümkün şey" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 27 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	mümkün olan şey	thinkable n.
2	General	kanıtlanması mümkün olmayan şey	unfact n.
3	General	gerçekleştirilmesi mümkün olan şey	deliverable n.
4	General	mümkün olmayan şey	impossible n.
5	General	mümkün görülmeyen şey	improbability n.
6	General	anlaşılması mümkün olmayan şey	sealed book n.
Phrases
7	Phrases	her şey mümkün	anything can happen expr.
8	Phrases	her şey mümkün	anything might happen expr.
9	Phrases	(bir şey) pek mümkün değil	(the) odds are against (something) expr.
Colloquial
10	Colloquial	(bir şey) mümkün değil	there's no question of (something) n.
11	Colloquial	kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil	(there's) no way to tell expr.
12	Colloquial	(bir şey) pek muhtemel/olası/mümkün değil	I wouldn't bet on (something) expr.
13	Colloquial	kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil	no way to tell expr.
14	Colloquial	(bir şey) mümkün mü?	wonder if (something) expr.
15	Colloquial	(bir şey) mümkün mü?	wonder whether (something) expr.
Idioms
16	Idioms	ertelenmesi mümkün olmayan şey	ox-in-the-ditch n.
17	Idioms	başarılı olması pek mümkün görünmeyen bir şey için çabalamak	be fighting a losing battle v.
18	Idioms	ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum	one can't get blood from a stone expr.
19	Idioms	ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum	one can't get blood from a turnip expr.
20	Idioms	her şey mümkün	all bets are off expr.
21	Idioms	ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum	one can't get blood from a stone expr.
22	Idioms	ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum	one can't get blood from a turnip expr.
23	Idioms	anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatma	like showing a card trick to a dog expr.
24	Idioms	anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatmak	like showing a dog a card trick expr.
Speaking
25	Speaking	her şey mümkün	anything is possible expr.
26	Speaking	her şey mümkün	everything is possible expr.
History
27	History	gerçekleşmesi mümkün olmayan bir zamana tarihlenmiş şey	misdating n.