münhasır - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

münhasır



Sens de "münhasır" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
münhasır exclusive adj.
General
münhasır exclusionary adj.
münhasır clubby adj.
münhasır excl (exclusive) abrev.
Politics
münhasır exclusive adj.

Sens de "münhasır" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 62 résultat(s)

Turc Anglais
General
münhasır kullanım exclusive use n.
nevi şahsına münhasır the only one of its kind n.
nevi şahsına münhasır bir kimse character n.
münhasır olma exclusiveness n.
şahsına münhasır kimse idiosyncratic n.
münhasır hak peculiarity n.
nevi şahsına münhasır idiosyncratic adj.
şahsına münhasır unique adj.
münhasır olmayan unexclusive adj.
şahsına münhasır distingué adj.
şahsına münhasır singular adj.
münhasır olmadan unexclusively adv.
Phrases
gayrı münhasır şekilde/olarak on a non-exclusive basis expr.
Colloquial
şahsına münhasır kişi strange duck n.
şahsına münhasır kimse identity [australia] n.
Idioms
şahsına münhasır off the beaten path adj.
Trade/Economic
münhasır bayilik sözleşmesi exclusive distributorship agreement n.
münhasır yetki exclusive authority n.
münhasır lisans exclusive license n.
münhasır olmayan acente non-exclusive agent n.
münhasır distribütör exclusive distributor n.
münhasır acente exclusive agent n.
münhasır işletme hakları exclusive operating rights n.
münhasır ekonomik bölge exclusive economic zone n.
münhasır görüşme exclusive negotiation n.
münhasır haklar exclusivity n.
münhasır dağıtımcı exclusive distributor n.
münhasır hak exclusive right n.
münhasır yetki exclusive power n.
nevi şahsına münhasır sui generis n.
yarı münhasır acente semi-exclusive agent n.
Law
münhasır hak exclusive right n.
münhasır ekonomik bölge exclusive economic zone n.
münhasır yetki exclusive competence n.
münhasır yargı yetkisi exclusive jurisdiction n.
münhasır yargı hakkı ve yetkisi exclusive jurisdiction n.
münhasır yargı hakkı exclusive jurisdiction n.
münhasır delil exclusive evidence n.
münhasır başvuru yolu exclusive remedy n.
münhasır zilyetlik exclusive possession n.
münhasır mülkiyet exclusive property n.
öğrenmenin eser sahiplerinin çoğaltma ve basmaya ilişlin münhasır haklarının korunması vasıtasıyla teşvik edilmesine dair kanun the statute of anne n.
yalnız belli bir olaya münhasır komite ad hoc committee n.
(ingiliz hukukunda) krallığın münhasır yargı hakkı iddia etmediği davalar veya edimler common pleas n.
(barış zamanında) devletin açık denizde seyahat eden gemileri üzerinde sahip olduğu münhasır yargı yetkisi freedom of the seas n.
münhasır olarak in accordance with expr.
münhasır olarak in compatible with expr.
Politics
münhasır ekonomik bölge restricted economic zone n.
münhasır yetki exclusive competence n.
münhasır ekonomik bölge exclusive economic zone n.
münhasır hakların sahipliği the individual holders of exclusive rights n.
münhasır olmayan hak non-exclusive right n.
münhasır haklar exclusive rights n.
münhasır yayın hakları exclusive broadcasting rights n.
nevi şahsına münhasır unique characteristics n.
Industry
münhasır zilyetlik monopoly n.
Insurance
münhasır sigorta iştiraki captive insurance company n.
Marine Biology
münhasır balıkçılık bölgesi exclusive fishing zone n.
Latin
araziye münhasır statüko uti possidetis n.
nevi şahsına münhasır sui generis n.
sadece araziye münhasır statüko uti possidetis n.
Slang
şahsına münhasır kimse duck n.