singular - Turc Anglais Dictionnaire

singular

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "singular" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 59 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
singular adj. tekil
Singular nouns are supposed to be without any inflection.
Tekil isimlerin herhangi bir çekim olmadan kullanılması gerekir.

More Sentences
General
singular adj. eşsiz
There's only one person that has this singular effect on people.
İnsanlar üzerinde bu eşsiz etkiye sahip olan tek bir kişi var.

More Sentences
singular adj. garip
His singular sense of humor was out of place.
Onun garip mizah anlayışı yersizdi.

More Sentences
singular adj. büyük
She kept her promise with a singular persistency.
Sözünü büyük bir ısrarla tuttu.

More Sentences
singular adj. tekil
The singular symptoms described in this article don’t indicate that you suffer from a serious disease.
Bu makalede açıklanan tekil belirtiler, ciddi bir hastalıktan muzdarip olduğunuzu göstermez.

More Sentences
Technical
singular adj. tekil
There's only one person that has this singular effect on people.
İnsanlar üzerinde bu tekil etkiye sahip olan sadece bir kişi var.

More Sentences
Math
singular adj. tekil
To form the plural in Esperanto, add a j to the singular.
Esperantoda çoğul oluşturmak için tekile bir j eklenir.

More Sentences
Linguistics
singular adj. tekil
It is singular.
Tekil.

More Sentences
General
singular n. tekil sayı
singular n. tekil sayıyı ifade eden çekim
singular n. tekil sözcük
singular adj. müstesna
singular adj. bireysel
singular adj. fevkalade
singular adj. ayrı
singular adj. nadir
singular adj. tekil isim
singular adj. yalnız
singular adj. acayip
singular adj. müfret
singular adj. kişisel
singular adj. hususiyet
singular adj. görülmemiş
singular adj. tek
singular adj. bambaşka
singular adj. münferit
singular adj. olağandışı
singular adj. tuhaf
singular adj. beklenmeyen (olay vb)
singular adj. alışılmamış
singular adj. farklı
singular adj. aykırı
singular adj. ters
singular adj. karşıt
singular adj. uymayan
singular adj. şahsına münhasır
singular adj. özgün
Law
singular adj. hukuki tekilliğe ait veya ilgili
singular adj. hukuki tekilliği etkileyen
singular adj. belirli bir mülke ait veya ilgili
singular adj. belirli bir mülk ile ilgilenen
singular adj. bireysel mülkiyet çıkarlara ait veya ilgili
singular adj. bireysel mülkiyet çıkarlarını etkileyen
singular adj. bireysel mülkiyet haklarına ait veya ilgili
singular adj. bireysel mülkiyet haklarını etkileyen
Math
singular adj. (matris) singüler
singular adj. (doğrusal dönüşüm) singüler matrisli
Breeding
singular n. yaban domuzu sürüsü
Archaic
singular n. birey
singular n. bağımsız kimse
singular n. yalnız kimse
singular n. tekil nesne
singular n. istisnai durum
singular n. bir seferlik durum
singular adj. tekli
singular adj. her bir yüzünde bir tane olan
singular adj. tek taraflı
singular adj. her bir tarafında birer tane olan
singular adj. birerli

Sens de "singular" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 52 résultat(s)

Anglais Turc
General
singular number n. tekil sayı
singular event n. tekil olay
singular countable nouns n. tekil sayılabilen isimler
sing (singular) adj. tekil
sing. (singular) adj. tekil
singular [obsolete] adj. kullanışlı
singular [obsolete] adj. işe yarar
singular [obsolete] adj. mahrem
singular [obsolete] adj. gizli
singular [obsolete] adj. yararlı
singular [obsolete] adj. faydalı
singular [obsolete] adj. etkili
singular [obsolete] adj. özel
Trade/Economic
words importing the singular shall include the plural and vice versa n. tekil ifadeler çoğul ifadeleri, çoğul ifadeler ise tekil ifadeleri de kapsayacak şekilde anlaşılacaktır
Law
singular successor n. cüzi halef
singular succession n. kişisel mal paylaşımı
singular succession n. varisler arası mal paylaşımı
Technical
singular point n. tekillik noktası
singular point n. tekil nokta
singular solution n. tekil çözüm
non-singular adj. tekil olmayan
Informatics
singular solution n. tekil çözüm
singular point n. tekil nokta
singular set n. tekil matris
singular matrix n. tekil matris
Marine
singular point distribution method n. tekil nokta dağılım yöntemi
singular value decomposition n. tekil değer ayrışması
cauchy’s singular point n. cauchy tekil noktası
Math
singular integral n. tekil integral
singular matrix n. tekil matris
singular function n. tekil fonksiyon
isolated singular point n. yalıtık tekil nokta
non-singular matrix n. tekil olmayan matris
singular point n. tekil nokta
singular solution n. tekil çözüm
singular perturbation theory n. tekil pertürbasyon teorisi
singular point in a curve n. eğri üzerindeki tekil nokta
non-singular adj. tekil olmayan
Logic
singular term n. tekil terim
singular proposition n. tekil önerme
Statistics
singular weighing design n. tekil ağırlıklandırma tasarımı
singular value decomposition n. tekil değer ayrışımı
non-singular distribution n. tekil olmayan dağılım
singular distribution n. tekil dağılım
singular value decomposition n. tekil değer ayrışması
Breeding
singular [obsolete] n. yetişkin yaban domuzu
Social Sciences
singular they pron. cinsiyetsiz üçüncü kişi zamiri (erkekler için he kadınlar için she ve nonbinary kişiler için they zamirinin kullanılması)
Linguistics
first-person singular n. birinci tekil şahıs
third-person singular n. üçüncü tekil şahıs
second-person singular n. ikinci tekil şahıs
singular form n. tekil sözcük biçimi
make (a word) singular v. tekilleştirmek