müzisyen - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

müzisyen



Sens de "müzisyen" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
müzisyen musician n.
General
müzisyen performer n.
Idioms
müzisyen brother of the string n.
Art
müzisyen musician n.
Music
müzisyen musician n.
müzisyen musicianer n.
müzisyen musicker [dialect] n.
Archaic
müzisyen harmonist n.
British Slang
müzisyen muso n.

Sens de "müzisyen" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 62 résultat(s)

Turc Anglais
General
müzisyen yazarlar musicians as authors n.
caz müziği icra eden müzisyen jazzmen n.
çalgı çalan müzisyen instrumentalist n.
vurmalı çalgı çalan müzisyen percussionist n.
viyolonsel çalan müzisyen cellist n.
çok kazanan müzisyen high-earning musician n.
başarılı müzisyen successful musician n.
zil çalan müzisyen cymbalist n.
müzisyen topluluğu noise [obsolete] n.
müzisyen olmayan kimse nonmusician n.
iyi tempo tutan müzisyen timist [obsolete] n.
hovarda müzisyen twire-pipe [obsolete] n.
eski iskoçya'da serseri olarak görülen gezgin müzisyen veya ozan sınıfı bard [obsolete] n.
(komedyen, müzisyen gibi sanatçılara ait) repertuar material n.
ahenkle şarkı söyleyen veya çalan müzisyen harmoniser n.
bir grup müzisyen music n.
profesyonel müzisyen muso [australia] n.
turneye çıkan müzisyen road show n.
turneye çıkan müzisyen roadshow n.
müzisyen şapkası porkpie n.
müzisyen şapkası porkpie hat n.
(müzisyen vb) ilk defa halkın karşısına çıkmak debut v.
Idioms
uzun saçlı entel/entelektüel müzisyen longhair n.
Speaking
müzisyen misiniz? are you a musician? interj.
müzisyen misin? are you a musician? interj.
Computer
müzisyen adı musician's name n.
Art
kökleri 19. yüzyılın başlarına kadar uzanan bir tür müzisyen ve komedyen topluluğu minstrel n.
Music
(bir diğeri ile) aynı plak şirketine bağlı şarkıcı ya da müzisyen label mate n.
(bir diğeri ile) aynı plak şirketine bağlı şarkıcı ya da müzisyen labelmate n.
herhangi bir tenor enstrümanı çalabilen müzisyen tenorist n.
tenor saksafon çalan müzisyen tenorman n.
(çello, keman veya piyano gibi) telli enstrümanları çalan müzisyen the string section n.
tuba çalan müzisyen tubaist n.
tuba çalan müzisyen tubist n.
pikap kullanılarak hip hop müzik icra eden müzisyen turntablist n.
müzisyen topluluğu tutti n.
alto saksafon çalan müzisyen alto saxophonist n.
alto saksafon çalan müzisyen altoist n.
alto saksafon çalan müzisyen alto man n.
fagot çalan müzisyen bassoonist n.
koto çalan müzisyen koto player n.
18. yüzyılın ortalarında mannheim'ın saray orkestrasına bağlı bulunan bir grup müzisyen ve besteci mannheim school n.
geleneksel ispanyol müziği yapan küçük meksika sokak grubuna mensup müzisyen mariachi n.
blues müziği yapan müzisyen bluesman n.
yaylı alet çalan müzisyen bower n.
(müzik grubunda) ritmik enstrümanları çalan müzisyen grubu rhythm section n.
birlikte performans sergileyen sekiz müzisyen octette n.
sekiz müzisyen için yazılmış beste octette n.
solo performansı sırasında birkaç müzik aleti çalan müzisyen one-man band n.
topluca çalan müzisyen grubu concert n.
gayda çalan gruptaki baş müzisyen pipe major n.
vokalleri, enstrümanları veya gösterileriyle seyircileri eğlendiren müzisyen grubu consort n.
orkestrada baş müzisyen first chair n.
halk müziği yapan müzisyen folkie n.
yedili müzisyen grubu septet n.
yedili müzisyen grubu septette n.
yedili müzisyen grubu septuor n.
serbest çalışan müzisyen session musician n.
bakarak çalan müzisyen sight reader n.
bakarak çalan müzisyen sightsman n.
müzik grubunda baş müzisyen olmak preside (at) v.
(müzisyen) hot caz yapmada yeteneği olan hot adj.