hot - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

hot

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "hot" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 193 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
hot adj. kızgın
hot adj. ateşli
hot adj. acı
hot adj. sıcak
hot adj. acılı
General
hot n. sıcak şey
hot v. ısınmak
hot v. ısıtmak
hot adj. rahatsız edici
hot adj. taze
hot adj. heyecanlı
hot adj. acı (biber)
hot adj. yeni
hot adj. hiddetli
hot adj. şiddetli
hot adj. hararetli
hot adj. iletken
hot adj. sert
hot adj. yüksek gerilimli akım taşıyan (tel)
hot adj. biber gibi
hot adj. taze (haber vb)
hot adj. yakın
hot adj. kızışmış
hot adj. şehvetli
hot adj. sıcak
hot adj. yakıcı
hot adj. biberli
hot adj. seksi
hot adj. istekli
hot adj. hevesli
hot adj. şevkli
hot adj. uzlaşıya yakın
hot adj. başarılı bir çözüme yakın
hot adj. sonuçlanmak üzere
hot adj. ivedi işlem gerektiren
hot adj. dikkat gerektiren
hot adj. göze çarpan
hot adj. parlak
hot adj. vücutta ısınmaya yol açan
hot adj. vücutta sıcaklık hisseden
hot adj. ateş yükselten
hot adj. ayrıcalıklı
hot adj. en çok istenen
hot adj. onaylı
hot adj. (renk) koyu
hot adj. çarpıcı
hot adj. vurucu
hot adj. yakın
hot adj. yakın takipte olan
hot adj. (arama veya tahmin oyunlarında) cevaba yaklaşan
hot adj. aranan nesneye yaklaşan
hot adj. bunaltıcı (sıcak)
hot adj. sıcaklığı ile rahatsızlık yaratan
hot adj. nemliliği ile huzursuzluk yaratan
hot adj. sıcaklık barındıran
hot adj. iç ısıya sahip olan
hot adj. yapısında ateş bulunan
hot adj. (sporda geçici olarak) olağandışı performans sergileyen
hot adj. yasaklı
hot adj. kaçak olan
hot adj. detay dolu olan
hot adj. bilgi yüklü olan
hot adj. dışarıdan müdahale gerektirmeyen
hot adj. dinleyiciye, izleyiciye veya okuyucuya ihtiyaç duymayan
hot adj. tartışmalı
hot adj. yeni ulaşmış
hot adj. temiz
hot adj. taze çıkmış
hot adj. yakın tarihli
hot adj. dahili kaynaktan alınan
hot adj. aktif
hot adj. kullanılan
hot adj. işleyen
hot adj. çalışan
hot adj. kullanımda olan
hot adj. öncelik gerektiren
hot adj. hızlı yanıt gerektiren
hot adj. ivedi muamele isteyen
hot adj. hızlı teslim gerektiren
hot adj. yakından takip eden
hot adj. yakın izleyen
hot adv. şiddetle
hot adv. öfkeyle
hot adv. sıcak olarak
hot adv. hızlı bir şekilde
hot adv. çarçabuk
hot adv. tez elden
hot adv. ivedilikle
Colloquial
hot v. yoğunlaştırmak
hot v. heyecanı yükseltmek
hot v. yoğunlaşma sağlamak
hot adj. polis tarafından aranan
hot adj. çalıntı
hot adj. çalınmış
hot adj. kaçak mal taşıyıp tutuklanma tehlikesi olan
hot adj. kaçakçı
hot adj. kumarda şansı yaver giden
hot adj. kumarda şansı iyi giden
hot adj. kumarda şanslı
hot adj. çok ünlü
hot adj. büyük şöhret sahibi
hot adj. işleri yolunda
hot adj. işleri iyi
hot adj. sarhoş
hot adj. çok sarhoş
hot adj. zilzurna sarhoş
hot adj. körkütük sarhoş
hot adj. çok satma
hot adj. çok satılma
hot adj. cinsel duyguları harekete geçiren
hot adj. cinsel olarak çekici/tahrik edici
hot adj. yoğun ilgi uyandıran
hot adj. heyecan yaratan
hot adj. tartışmaya yol açan
hot adj. heyecanlı faaliyet ile öne çıkan
hot adj. enerjik
hot adj. tehlikeli düzeyde radyoaktivite içeren
hot adj. yüksek oranda radyoaktivite içeren
hot adj. tehlikeli oranda yüksek elektriksel potansiyelde olan
hot adj. tehlikeli
hot adj. hoş olmayan
hot adj. çok iyi
hot adj. oldukça hoş
hot adj. (araç) oldukça hızlanabilir
hot adj. yüksek hızlara çıkabilir
hot adj. sansasyonel
hot adj. skandal yaratan
Trade/Economic
hot adj. (mal veya ipotek) kolaylıkla satılabilen
hot adj. popüler olan
hot adj. popülerliğinden faydalanan
hot adj. (emtia) yasaklı
hot adj. ticareti yasal olmayan
Technical
hot adj. sıcak
hot adj. radyoaktif
hot adj. radyoaktif materyal kullanımı için tasarlanan
hot adj. radyoaktif materyal kullanımına uygun
hot adj. (işlem) yeterince yüksek sıcaklıkta
hot adj. metalin işlenmesine uygun sıcaklıkta
hot adj. tehlikeli düzeyde radyoaktivite ile uğraşan
hot adj. yüksek miktarda radyoaktiviteye maruz kalan
hot adj. (model) sıcak metalin kalıplanması ile elde edilen
hot adj. kalıplanmış sıcak metali kullanan
hot adj. (kovan) ağız bölümüne ivme kazandıran toz haznesi olan
hot adv. yeniden kristalleşmeye uygun yüksek sıcaklık ile
hot adv. uygun sıcaklık sunarak
Electric
hot adj. yüklü/elektrik yüklü
Automotive
hot adj. sıcak
Aeronautic
hot adj. (uçak) hızlı
hot adj. yüksek iniş hızında
Gastronomy
hot n. (kısaca) sosisli sandviç
hot adj. acı
hot adj. acı baharatlı
Physics
hot adj. (atom veya molekül) uyarılmış durumda olan
hot adj. eksite olan
hot adj. etkin durumda olan
Astrology
hot adj. (zodyak sembolü) ateş grubunda olan
hot adj. ateşli özelliği bulunan
Sport
hot adj. (top) sert atılan
hot adj. sert fırlatılan
hot adj. kurtarılma şansı bulunmayan
hot adj. bitirici
Music
hot n. caz müziğinde bir yöntem
hot adj. yoğun duygulu
hot adj. duygu yüklü performans stilinde olan
hot adj. doğaçlama ve güçlü ezgileri bulunan
hot adj. vurucu
hot adj. (müzisyen) hot caz yapmada yeteneği olan
Slang
hot n. çalıntı mal
hot n. kaçak mal
hot n. kaçak
hot n. şehvet
hot n. yoğun cinsel arzu
hot adj. ateşli
hot adj. çalıntı
hot adj. seksi
hot adj. azmış
hot adj. oldukça etkileyici
hot adj. komik
hot adj. absürt
hot adj. eğlenceli
hot adj. yürekli
hot adj. büyük bir yetenek ile ortaya koyan
hot adj. cesaret eden
hot adj. art arda başarı elde eden
hot adj. üst üste başarılı olan
hot adj. hızlı
hot adj. yanıt veren
hot adj. anormal derecede şanslı olan
hot adj. (spor ve oyunda) kazanan oyun sergileyen
hot adj. iyi oynayan
hot adj. etkili skor elde eden
hot adj. pervasızca yetenekli
hot adj. marifetli

Sens de "hot" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
hot spring n. kaplıca
hot chocolate n. sıcak çikolata
not hot adj. acısız
General
hot water bottle n. sıcak su torbası
hot line n. her zaman cevap veren imdat telefonu
hot air n. havagazı
hot spring n. kaynarca
hot dog n. bir çeşit sosis
hot line n. kırmızı telefon
hot stuff n. mükemmel kimse
hot pot n. güveç
therapeutic use hot water n. tedavi edici sıcak su
hot chocolate n. sütlü kakao
hot water heater n. termosifon
hot pink n. canlı pembe
hot air balloon n. sıcak hava balonu
hot cross bun n. çörek
hot plate n. elektrikli ocak
hot wave n. sıcak dalgası
hot springs n. sıcak kaplıcalar
hot air n. havacıva
hot line n. direkt hat
hot air n. boş laf
hot dog n. bu sosisle yapılan sandviç
hot air n. hava gazı
hot cake n. kek
hot dog n. sosisli sandviç
hot chocolate n. sıcak çikolata
hot spring n. çermik
hot rod n. yarış otomobili
hot pepper n. acı biber
hot potatoes n. çetin ceviz
hot spring n. ılıca
hot plate n. elektrik ocağı
drink made from sahlep root in hot milk and cinnamon n. salep
hot air n. martaval
hot pepper n. sivribiber
hot line n. direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında)
hot air n. palavra
hot bulb engine n. kafadan kızdırmalı motor
hot spot n. eğlence yeri
hot lemonade n. kant
hot dog bun n. sosisli sandviç
hot stuff n. seksi kimse
hot water bag n. sıcak su torbası
hot spring n. akarca
hot spring n. sıcak kaplıca
hot dog n. sosisli
hot springs n. kaplıcalar
hot encounter n. sıcak temas
hot rod n. çeşitli tamirler sonucu hızı arttırılmış araba
hot rod n. elden geçirilmiş araba
hot pursuit n. sıcak takip
a hot bread n. sıcak bir ekmek
hot bread n. sıcak ekmek
hot sale n. sıcak satış
hot climate n. sıcak iklim
hot drink n. sıcak içecek
hot water installation n. sıcak su tesisatı
hot shop n. yaratıcı reklam ajansı
domestic hot water system n. evsel sıcaksu sistemi
domestic hot water n. ev sıcak suyu
hot-water bottle n. buyot
hot-water supply n. sıcak su sağlama
hot-air setting n. termofiksaj
hot-water bottle n. termofor
hot-press n. sıcak pres
hot-tempered person n. çabuk sinirlenen kimse
hot-water bottle n. sıcak su torbası
hot-tempered person n. kolay sinirlenen kimse
hot-water heating n. sıcak su ile ısıtma
hot-setting adhesive n. sıcakta sertleşen yapıştırıcı
white-hot technology n. gelişmiş teknoloji
hot-water apparatus n. şofben
hot air n. sıcak hava
hot water n. sıcak su
hot spare n. en iyi yedek
hot spare n. favori yedek
hot standby n. en iyi yedek
hot standby n. favori yedek
hot oil n. kızgın yağ
broiling hot n. kavurucu sıcak
hot pan n. kızgın tava
hot desert n. kızgın çöl
hot spell n. sıcak hava
hot air n. boş sözler
hot air n. boş laflar
hot cupboard n. sıcak dolap
hot agenda n. sıcak gündem
hot topic n. sıcak gündem maddesi
hot and dry deserts n. sıcak ve kuru çöller
hot dry deserts n. sıcak ve kuru çöller
hot temperature n. sıcak/yüksek ısı
a glass of hot water n. bir su bardağı sıcak su
a glass of hot water n. bir bardak sıcak su
hot sulphur spring n. sıcak sülfür kaynağı
domestic hot water n. kullanma sıcak suyu
hot dog cart n. sosisli arabası
hot dog stand n. seyyar sosisçi
hot meal n. sıcak yemek
domestic hot water n. evlerde kullanılan sıcak su
hot-air-boat n. bir tür oyuncak tekne
hot-air-boat n. pop pop tekne
hot july day n. sıcak temmuz günü
hot air balloon ride n. sıcak hava balonu yolculuğu
hot tip n. içeriden alınmış güvenilir bilgi
hot tip n. zamanında verilen ve kullanışlı olan tavsiye veya bilgi
red-hot n. fanatik kimse
red-hot n. partizan kimse
hot gossip n. yeni dedikodu
hot gossip n. sıcak dedikodu
the hot seat n. sorgu iskemlesi
the hot seat n. sorguya çekilme
hot–water bag n. sıcak su kesesi
hot–water bag [uk] n. ısıtıcı ped
hot pursuit n. yakın takip
hot [obsolete] n. dövüş horozunun ayağında yer alan çıkıntıyı koruyan kılıf
hot oven n. sıcak fırın
hot tub n. jakuzi (jacuzzi tescilli markasından türetilmiştir)
grow hot v. öfkelenmek
hot up v. heyecanlandırmak
blow hot and cold v. bir dediği bir dediğine uymamak
feel hot suddenly v. sıcak basmak
be hot v. terlemek
be hot for v. ilgilenmek
get hot under the collar v. kızmak
get hot v. sinirlenmek
become a very hot issue v. gündeme bomba gibi düşmek
grow hot v. sinirlenmek
be hot v. yanmak
become hot v. kızışmak
hot up v. ısınmak
hot up v. ısıtmak
get hot v. ısınmak
get hot under the collar v. öfkelenmek
get someone into hot water v. birinin başını belaya sokmak
go hot all over v. ateş basmak
make hot v. ısıtmak
become very hot v. halvete dönmek
got hot v. ısınmak
get hot v. öfkelenmek
get hot v. kızmak
be hot v. sıcak basmak
become hot v. kızmak
go like hot cakes v. peynir ekmek gibi gitmek
sell like hot cakes v. yok satmak
blow hot and cold about v. bir dediği bir dediğine uymamak
eat hot v. sıcak yemek
sell like hot cakes v. kapışılmak
hot up v. heyecanlanmak
go like hot cakes v. yok satmak
grow hot v. kızmak
sell like hot cakes v. kapanın elinde kalmak
get into hot water v. başına kötü bir şey gelmek
get into hot water v. başını belaya sokmak
get into hot water v. sıkıntıya girmek
get into hot water v. başına bela gelmek
get into hot water v. belaya bulaşmak
get into hot water v. başı derde girmek
sell like hot cakes v. çok satılmak
sell like hot cakes v. kapış kapış gitmek
take a hot bubble bath v. sıcak köpük banyosu yapmak
feel hot v. sıcak basmak
be hot v. sıcak olmak
become hot v. sıcak olmak
have a hot shower v. sıcak duş almak
take a hot shower v. sıcak duş almak
be in hot water v. hapı yutmak
be hot on somebody's trail v. ensesinde olmak
hot up v. hareketlenmek
hot up v. kızışmak
get into hot water v. kuyusunu kazmak
get into hot water v. başını derde sokmak
get into hot water v. suyunu kaynatmak
get into hot water v. başını derde sokacak şeyler yapmak
drink something hot v. sıcak bir şeyler içmek
drink something hot v. sıcak birşeyler içmek
things get hot v. işler kızışmak
make a hot chocolate v. sıcak çikolata yapmak
get hot v. sıcaklaşmak
hot [uk] v. (yiyeceği) ısıtmak
red hot adj. çok kızgın
hot enough adj. yeterince sıcak
hot blooded adj. öfkeli
boiling hot adj. hamam gibi
piping hot adj. aşırı sıcak
very hot adj. halvet gibi
hot headed adj. öfkeli
hot cathoded adj. sıcak katotlu
piping hot adj. dumanı üstünde
very hot adj. hamam gibi
very hot adj. fırın gibi
very hot adj. kaynar
hot tempered adj. çabuk sinirlenen
piping hot adj. ateş gibi
piping hot adj. çok sıcak
as hot as adj. kadar sıcak
piping hot adj. kaynar
boiling hot adj. cehennem gibi
agreeably hot adj. sıcacık
very hot (spicy) adj. zehir gibi (acı)
baking-hot adj. kavurucu sıcak
baking-hot adj. çok sıcak
hot-blooded adj. ateşli (cinsel açıdan)
hot-blooded adj. sinirli
hot-blooded adj. öfkeli
hot-blooded adj. kızgın
hot-headed adj. sinirli
hot-headed adj. asabi
hot-headed adj. sert
hot-setting adj. sıcakta sertleşen
hot-pressed adj. sıcak preslenmiş
hot-headed adj. hiddetli
hot-blooded adj. çabuk parlayan (kimse)
hot-blooded adj. ateşli
hot-blooded adj. asabi
hot-blooded adj. cinsel olarak ateşli
hot-headed adj. coşkulu
hot-headed adj. ateşli
hot-blodded adj. celalli
red-hot adj. son derece öfkelenmiş
red-hot adj. ateşli
red-hot adj. kızgın
red-hot adj. yepyeni
red-hot adj. taze (haber)
red-hot adj. öfkeli
red-hot adj. ateş saçan
red-hot adj. fanatik
white-hot adj. öfkeli
white-hot adj. akkor
hot tempered adj. hiddetli
hot tempered adj. fevri
hot tempered adj. aceleci
hot blooded adj. aceleci
hot blooded adj. hiddetli
scalding hot adj. kaynar
scalding hot adj. kaynar derecede sıcak
red-hot adj. kıpkızıl
hot and spicy adj. acı ve baharatlı
too hot adj. çok sıcak
red hot adj. kızgın
red hot adj. ateşli
red hot adj. fanatik
red hot adj. ateş gibi
red hot adj. en yeni
red hot adj. çok tutkulu
red hot adj. çok taze
red hot adj. öfkeli
red hot adj. kıpkırmızı olmuş
red-hot adj. enerji dolu
red-hot adj. heves dolu
red-hot adj. sinirli
red-hot adj. öfke kusan
red-hot adj. hararetli
red-hot adj. aşırı heyecanlı
red hot adj. son derece heyecan verici/popüler
hot to the touch adj. dokununca sıcak hissedilen
extremely hot adj. aşırı sıcak
too hot to handle adj. el değmeyecek kadar sıcak
too hot to handle adj. elle tutulamayacak kadar sıcak
too hot to handle adj. el yakacak kadar sıcak
too hot to handle adj. dokunulamayacak kadar sıcak
baking hot adj. fırından yeni çıkmış gibi sıcak
white-hot adj. hararetli
white-hot adj. ateşli
white-hot adj. çok popüler
white-hot adj. çok tartışmalı
white-hot adj. alevli
white-hot adj. alevlenmiş
white-hot adj. yanan
hot and moist adj. sıcak ve nemli
searing hot adj. ekstrem sıcaklıkta
like hot cakes adv. cüretle
like hot cakes adv. kapışan kapışana
like hot cakes adv. süratle
the room is too hot expr. oda çok sıcak
there is no hot water expr. sıcak su yok
there is no hot water expr. sıcak su akmıyor
there's no hot water expr. sıcak su yok
there's no hot water expr. sıcak su akmıyor
h and c (hot and cold) abrev. sıcak ve soğuk (su)
h. & c. (hot and cold) abrev. sıcak ve soğuk (su)
Phrasals
hot up v. artmak
hot up v. daha sağlam olmasını sağlamak
hot up v. daha sağlamlaştırmak
hot up v. ısınmak
hot up v. kuvvetlendirmek
hot up v. kızışmak
hot up v. yoğunlaşmak
Phrases
dry and hot in summers cold and snowy in winters n. yazları kurak ve sıcak kışları soğuk ve kar yağışlı
dry and hot in summers warm and rainy in winters n. yazları kurak ve sıcak kışları ılık ve yağışlı
wouldn't cut hot butter expr. kör
wouldn't cut hot butter expr. körelmiş
wouldn't cut hot butter expr. keskin olmayan
wouldn't cut hot butter expr. kesmez
hot prospect for the future expr. gelecek vadeden
while the iron is hot expr. sıcağı sıcağına
Proverb
strike while the iron is hot demir tavında dövülür
Colloquial
hot check n. sahte çek
hot check n. karşılıksız çek
hot streak n. başarı zinciri
hot streak n. başarı serisi
a hot potato n. başa çıkılması zor
hot air n. boş laf
hot commodity n. çok kıymetli şey
hot commodity n. çok rağbet gören şey
hot favourite n. çok popüler
a hot potato n. çıbanbaşı
hot wire n. düz kontak
a hot line n. direkt hat
a hot line n. direkt telefon
a hot potato n. güç
hot air n. olmayacak vaatler
hot streak n. sporda art arda gösterilen üst düzey performans dizisi
a hot potato n. uğraşması tehlikeli
a hot potato n. zor durum
hot dog n. şov yapan kişi
hot dog n. insanları etkilemek için tehlikeli işler/gösteriler yapan kişi
hot dog n. hava atmak için tehlikeli numaralar yapan kişi
hot dog n. hüner gösterisi yapan kişi
hot dog n. cesur gösteriler yapan kişi
hot dog n. şovmen
hot dog n. şov adamı
hot dog n. şovmen sporcu
hot dog n. fiyakacı
hot dog n. cakacı
hot dog n. gösteriş yapan kimse
hot dog n. artist
hot dog n. gösterişçi
hot dog n. havalı
hot dog n. gösteriş düşkünü
hot item n. çok satan şey/ürün
hot item n. çok satılan şey/ürün
hot item n. peynir ekmek gibi satılan şey/ürün
hot item n. tutkulu çift
hot item n. ihtiraslı çift
hot item n. ateşli çift
hot item n. şehvetli çift
hot item n. romantik çift
hot item n. ciddi ilişkisi olan çift
hot lunch n. bir kurumda verilen öğlen yemeği (okul, ofis)
hot lunch n. öğlen yemeği
hot paper n. karşılıksız çek
hot paper n. sahte çek
hot sheet n. yeni suç dosyaları
hot sheet n. araştırılması gereken yeni hırsızlıklar
hot stuff [uk] n. cinsel yönden çekici/etkileyici kimse
hot stuff [uk] n. popüler kimse/şey
hot stuff [uk] n. revaçta olan kimse/şey
hot stuff [uk] n. asortik kimse/şey
hot stuff [uk] n. ilgi çekici kimse/şey
hot stuff [uk] n. enteresan kimse/şey
hot stuff [uk] n. ilginç kimse/şey
hot stuff [uk] n. heyecan uyandıran kimse/şey
hot stuff [uk] n. erotik şey
hot stuff [uk] n. açık saçık şey
hot stuff [uk] n. müstehcen şey
hot stuff [uk] n. yüksek kaliteli kimse/şey
hot stuff [uk] n. üstün nitelikli kimse/şey
hot stuff [uk] n. vasıflı kimse/şey
hot stuff n. üstünlük taslayan kimse
hot stuff n. başkalarından üstünmüş gibi davranan kimse
hot stuff n. burnu büyük
hot stuff n. snop
hot stuff n. usta, becerikli kişi
hot stuff n. kabiliyetli kişi
hot stuff n. heyecan verici kimse
hot take n. sıcağı sıcağına dikkat çekmek için ortaya atılan görüş/analiz
hot take n. düşünmeden anında piyasaya sürülen görüş veya analiz
hot take n. yeterince araştırma yapılmadan belirtilen/yayınlanan görüş veya analiz
hot take n. bilip bilmeden ortaya sürülen görüş/analiz
hot take n. provokatif görüş/analiz
hot head n. sinirli tip
hot head n. öfkeli kimse
hot head n. çabuk kızan kimse
hot head n. deli fişek
hot pants n. çok kısa ve streç şort
hot pants n. çok kısa ve üzerine yapışan şort
hot seat n. elektrikli sandalye
hot-shot n. çok yetenekli kimse
hot-shot n. çok hızlı uçak
hot-shot n. çok hızlı araç
hot-shot n. uzak bölgelerdeki orman yangınlarıyla mücadele için eğitilmiş kimse
hot-shot n. çabuk bozulan malları taşıyan hızlı nakliye aracı
a hot minute n. çok kısa bir süre
a hot minute n. hemen
a hot minute n. bir dakikaya kalmaz
scorching hot n. kavurucu sıcak
scorching hot n. yakıcı sıcak
scorching hot n. aşırı sıcak
hot take n. tartışmalı görüş
hot take n. tartışmalı fikir
have [done/seen/had] more something than somebody has had hot dinners v. bir şeyi karşısındakine göre çok daha fazla yapmış olmak
make hot v. ısıtmak
hot dog v. şov yapmak
hot dog v. insanları etkilemek için tehlikeli işler/gösteriler yapmak
hot dog v. hava atmak için tehlikeli numaralar yapmak
hot dog v. hüner gösterisi yapmak
hot dog v. cesur gösteriler yapmak
be hot to trot v. istekli olmak
be hot to trot v. sabırsızlanmak
be hot to trot v. hevesli olmak
red-hot adj. taze (olay, haber)
red-hot adj. merak uyandırıcı
red-hot adj. ihtiras dolu
red-hot adj. skandal niteliğinde
piping hot adj. ateş gibi
hot and bothered adj. canı sıkkın
piping hot adj. çok sıcak
hot-selling adj. çok satan
hot and bothered adj. sıkılmış
hot and bothered adj. sıkıntılı
hot and heavy adj. heyecanlı ve hararetli
hot and heavy adj. cinsel/romantik açıdan tutkulu
hot and heavy adj. ateşli ve yoğun
hot and heavy adj. ateşli ve tutkulu
hot and heavy adj. coşkulu ve heyecanlı
hot and heavy adj. şehvetli
hot and heavy adj. ihtiraslı
hot and heavy adj. tutkulu
hot and heavy adj. şehvet dolu
hot off the press adj. taze (haberler)
hot off the press adj. yeni (haberler)
hot off the press adj. yeni yayınlanmış
hot off the presses adj. taze (haberler)
hot off the presses adj. yeni (haberler)
hot off the presses adj. yeni yayınlanmış
white-hot adj. yoğun duygulu
hot [australia/new zealand] adj. (fiyat) aşırı
hot [australia/new zealand] adj. fahiş
hot to trot adj. istekli
hot to trot adj. sabırsız
hot to trot adj. hevesli
hot dog interj. oley
hot dog interj. yaşasın
hot diggety dog interj. oley
hot diggety dog interj. yaşasın
today it is very hot expr. bugün çok sıcak
today it is very hot expr. bugün hava çok sıcak
full of hot items expr. çalıntı mallarla dolu
hot diggety (dog)! expr. hadi ya!
hot dog! expr. harika!
hot dog! expr. hadi ya!
hot ziggety! expr. hadi be!
hot diggety (dog)! expr. hadi be!
hot dog! expr. hadi be!
hot on one's heels expr. hemen peşi sıra
hot ziggety! expr. hadi ya!
hot diggity dog! expr. hadi ya!
hot damn! expr. hadi be!
not so hot expr. pek iyi değil
hot on one's heels expr. tam arkasından
hot ziggety! expr. vay canına!
not so hot expr. yeterince iyi değil
hot damn! expr. vay canına!
hot diggety dog! expr. vay canına!
hot dog! expr. vay canına!
hot diggety dog! expr. vay anasını!
hot diggity dog! expr. vay canına!
hot damn! expr. vay anasını!
hot ziggety! expr. vay anasını!
hot dog! expr. vay anasını!
too hot to hold (someone) expr. (birisi) için tehlikeli bir yer
too hot to hold (someone) expr. polis kaynayan yer
too hot to hold (someone) expr. (bir kaçağın/suçlunun) barınamayacağı yer
too hot to hold (someone) expr. (bir kaçağın/suçlunun) fark edilmeden yaşamasının mümkün olmadığı yer
too hot to hold (someone) expr. (birinin) barındırılmayacağı yer
too hot to hold you expr. senin için tehlikeli bir yer
too hot to hold you expr. polis kaynayan yer
too hot to hold you expr. bir kaçak/suçlu olarak barınamayacağın yer
too hot to hold you expr. bir kaçağın/suçlu olarak fark edilmeden yaşamanın mümkün olmadığı yer
too hot to hold you expr. barındırılmayacağın yer
not too hot expr. çok iyi değil
not too hot expr. çok da iyi değil
not too hot expr. tamamen/çok sağlıklı değil
not too hot expr. çok iyi durumda değil
not too hot expr. o kadar da iyi değil
not too hot expr. sanıldığı kadar iyi değil
not too hot expr. pek/çok iyi değil
not too hot expr. pek/çok iyi durumda değil
not too hot expr. pek/çok sağlıklı değil
not so hot expr. çok iyi değil
not so hot expr. çok da iyi değil
not so hot expr. tamamen/çok sağlıklı değil
not so hot expr. çok iyi durumda değil
not so hot expr. o kadar da iyi değil
not so hot expr. sanıldığı kadar iyi değil
not so hot expr. pek/çok iyi değil
not so hot expr. pek/çok iyi durumda değil
not so hot expr. pek/çok sağlıklı değil
in hot pursuit expr. yakın takipte
in hot pursuit expr. peşinde
in hot pursuit expr. ensesinde
in hot pursuit (of someone or something) expr. (birini/bir şeyi) yakın takipte
in hot pursuit (of someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) peşinde
in hot pursuit (of someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) ensesinde
hot diggety! exclam. oley!
hot diggety! exclam. yaşasın!
hot enough for you? exclam. çok sıcak değil mi?
hot enough for you? exclam. yeterince sıcak mı?