memory - Turc Anglais Dictionnaire

memory

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "memory" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 40 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
memory n. anı
The old veteran shared his memories from the military.
Yaşlı gazi askerlik anılarını paylaştı.

More Sentences
memory n. bellek
This laptop has a 1 TB memory.
Bu dizüstü bilgisayar 1 TB belleğe sahiptir.

More Sentences
memory n. hatıra
May we never betray his memory.
Hatırasına asla ihanet etmeyelim.

More Sentences
memory n. hafıza
A long memory will serve us well, ladies and gentlemen.
Uzun bir hafıza bize iyi hizmet edecektir, bayanlar ve baylar.

More Sentences
General
memory n. anı
The traditional telephone as we knew it is now a fading memory.
Bildiğimiz geleneksel telefon artık unutulmaya yüz tutmuş bir anıdır.

More Sentences
memory n. akıl
Her name often slips my memory.
Adı sık sık aklımdan çıkıyor.

More Sentences
memory n. hatıra
The closure of the Renault Vilvorde plant is still a vivid memory.
Renault Vilvorde fabrikasının kapatılması hala canlı bir hatıra.

More Sentences
memory n. hafıza
The collective memory on the US side appears to have been erased.
ABD tarafındaki kolektif hafıza silinmiş gibi görünüyor.

More Sentences
memory n. bellek
Save the document to the memory of the computer.
Belgeyi bilgisayarın belleğine kaydedin.

More Sentences
memory n. ezber
The boy told the whole story from memory.
Çocuk tüm hikayeyi ezberden anlattı.

More Sentences
Computer
memory n. bellek
There is not enough memory to complete the task.
Görevi tamamlamak için yeterli bellek yok.

More Sentences
Automotive
memory n. bellek
There is not enough memory or disk space to complete the operation.
İşlemi tamamlamak için yeterli bellek veya disk alanı yok.

More Sentences
Linguistics
memory n. bellek
In this example we will illustrate how the value and reference types are represented in memory.
Bu örnekte değer ve referans türlerinin bellekte nasıl temsil edildiğini göstereceğiz.

More Sentences
memory n. hafıza
We cannot develop a short memory once we realise our mistake.
Hatamızı fark ettiğimizde kısa bir hafıza geliştiremeyiz.

More Sentences
Sport
memory n. hafıza
The memories of all of us are still scarred by the Kurds of Halabja, who were killed by poison gas.
Hepimizin hafızasında zehirli gazla öldürülen Halepçe Kürtlerinin izleri hala duruyor.

More Sentences
General
memory n. zihin
memory n. anlak
memory n. hatır
memory n. öğrenilen bir şeyi hatırlama süreci
memory n. içinde bulunulan faaliyet veya tecrübeden edinilen kalıcı değişim
memory n. kutlayarak anma
memory n. birinin veya bir olayın anısına yapılan şey
memory n. anılan kimse veya şey
memory n. öğrenilmiş veya deneyimlenmiş bir şeyi hatırlama
memory n. hatırlama durumu
memory n. aklına getirme
memory n. anılan kişisinin karakteri, şahsiyeti veya başarıları
memory n. geçmiş olayların hatırlanabileceği veya hatırlandığı zaman zarfı
memory n. bir malzemenin özellikle gerildikten sonra eski haline dönme kapasitesi
memory n. hafızanın kapsadığı zaman dilimi
memory n. konuşma yapmaya hazırlanırken metnin ezberlendiği aşama
Computer
memory n. bilgisayarın data veya program komutu gibi bilgilerin yüklenip depolanabileceği ve istenildiğinde çıkarılabileceği parçası
memory n. bilginin yüklenmesi, depolanması ve çıkarılması için kullanılan bilgisayarın parçası olmayan cihaz
memory n. bilgi depolama kapasitesi
Medical
memory n. bağışıklık sisteminin bir antijene ilk kez maruz kaldıktan sonra daha hızlı ve güçlü bir şekilde yanıt verme yetisi
Psychology
memory n. angı
Statistics
memory n. olasılıksal bir süreçte belirli bir olayı etkileyen geçmiş olaylar kümesi
Card
memory n. bir tür kart oyunu
Archaic
memory n. anma töreni
memory n. merhum için düzenlenen merasim

Sens de "memory" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
loss of memory n. hafıza kaybı
The loss of memory is a terrible thing.
Hafıza kaybı korkunç bir şeydir.

More Sentences
memory loss n. hafıza kaybı
Certain vitamin deficiencies also can bring on memory loss.
Bazı vitamin eksiklikleri de hafıza kaybına neden olabilir.

More Sentences
visual memory n. görsel hafıza
Was it possible that his visual memory and imagination were still intact?
Görsel hafızasının ve hayal gücünün hâlâ sağlam olması mümkün müydü?

More Sentences
photographic memory n. fotografik hafıza
That woman who has a child on her knee has a photographic memory.
Dizinde çocuğu olan kadının fotoğrafik hafızası var.

More Sentences
protected memory n. korunmuş bellek
Protected memory is one of the foundational concepts underlying computer security.
Korumalı bellek, bilgisayar güvenliğinin altında yatan temel kavramlardan biridir.

More Sentences
memory returning n. hafızanın geri gelmesi
After reading the article about the atrocities in Bosnia, my memory returned and made everything seem like it happened yesterday.
Bosna'daki vahşetle ilgili makaleyi okuduktan sonra hafızam geri geldi ve her şey dün yaşanmış gibi geldi.

More Sentences
translation memory n. çeviri belleği
The result of this operation can be imported into a translation memory software for future translations.
Bu işlemin sonucu, gelecekteki çeviriler için bir çeviri belleği yazılımına aktarılabilir.

More Sentences
childhood memory n. çocukluk anısı
Relive Bulb Boy's childhood memories to uncover the mystery of the story.
Hikayenin gizemini ortaya çıkarmak için Bulb Boy'un çocukluk anılarını yeniden yaşayın.

More Sentences
improve the memory v. hafızayı geliştirmek
Lecithin also helps the brain by improving the memory.
Lesitin ayrıca hafızayı geliştirerek beyne yardımcı olur.

More Sentences
become a memory v. anı olmak
He has become a memory.
O bir anı oldu.

More Sentences
Phrases
in memory of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) anısına
I would like to ask you to observe a minute's silence in memory of our fellow Member.
Sizlerden Üye arkadaşımızın anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.

More Sentences
Speaking
if memory serves expr. hafızam beni yanıltmıyorsa
If memory serves me right, this is where we first met each other.
Hafızam beni yanıltmıyorsa, birbirimizle ilk burada buluşmuştık.

More Sentences
Technical
dynamic memory n. dinamik bellek
The dynamic memory (RAM) cannot be used for storage.
Dinamik bellek (RAM) depolama için kullanılamaz.

More Sentences
virtual memory n. sanal bellek
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
Sanal bellek, çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.

More Sentences
computer memory n. bilgisayar belleği
An IC can function as an amplifier, oscillator, timer, counter, computer memory, or microprocessor.
Bir IC, amplifikatör, osilatör, zamanlayıcı, sayaç, bilgisayar belleği veya mikroişlemci olarak işlev görebilir.

More Sentences
memory card n. hafıza kartı
This should include your hard drive and the memory card.
Bu, sabit sürücünüzü ve hafıza kartınızı içermelidir.

More Sentences
memory management n. bellek yönetimi
Memory management optimizes the use of RAM.
Bellek yönetimi RAM kullanımını optimize eder.

More Sentences
working memory n. çalışma belleği
Now I want to move to the distinction between working memory, short-term memory, and long-term memory.
Şimdi çalışma belleği, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek arasındaki ayrıma geçmek istiyorum.

More Sentences
short-term memory n. kısa süreli hafıza/bellek
People have a limited amount of space in their short-term memory.
İnsanların kısa süreli hafızalarında sınırlı bir miktarda boşluk vardır.

More Sentences
Computer
system memory n. sistem belleği
It requires a pretty low quantity of CPU and system memory.
Oldukça düşük miktarda CPU ve sistem belleği gerektirir.

More Sentences
General
retentive memory n. güçlü hafıza
memory chip n. bellek yongası
memory register n. bellek yazmacı
retentive memory n. güçlü bellek
retentive memory n. kuvvetli hafıza
virtual memory n. fiili hafıza
core memory n. çekirdek
memory expansion card n. bellek genişletme kartı
assigned memory n. tahsis edilmiş hafıza
magnetic bubble memory n. manyetik kabarcık bellek
a painful memory n. acı bir hatıra
reconstructive memory n. yeniden kurgulayıcı
permanent memory n. kalıcı bellek
dual memory n. ikili bellek
core memory n. bellek
mercury memory n. cıva bellek
reference memory n. referans bellek
memory confusion n. bellek karışıklığı
aid to the memory n. hatırlatıcı not
aid to the memory n. anımsatıcı not
memory in motion pictures n. sinemada bellek
memory in children n. çocuklarda bellek
memory disorders n. bellek bozuklukları
animal memory n. hayvan belleği
fish memory n. balık hafızası
video memory n. video belleği
public memory n. toplumsal hafıza
paged memory n. sayfalı bellek
data memory n. veri belleği
translation memory n. çeviri hafızası
counter-memory n. karşı-bellek
out of memory n. yetersiz bellek
memory test n. bellek testi
spatial memory n. uzamsal hafıza
a distant memory n. uzak bir hatıra
a distant memory n. derinlerdeki bir hatıra
a distant memory n. geçmişte kalan bir hatıra
national memory n. ulusal hafıza
memory full message n. hafıza dolu mesajı
skill memory n. beceri belleği
sequential memory n. ardışık bellek/hafıza
consecutive memory n. ardışık bellek/hafıza
poor memory n. zayıf hafıza
memory like a fish n. balık hafıza
social memory n. sosyal hafıza
propositional memory n. önermesel bellek
collective memory n. toplumsal hafıza
internal memory n. dahili hafıza
memory of childhood n. çocukluk anısı
memory foam n. hafizalı köpük
external memory n. harici bellek
holiday memory n. tatil anısı
memory work n. geçmişle uzlaşma
memory work n. geçmişle yüzleşme
crash memory n. kaza belleği
photographic memory n. fotoğrafik hafıza
eidetic memory n. fotoğrafik hafıza
beloved memory n. aziz hatıra
memory lane n. hatıralar geçidi
memory lane n. anılara yolculuk
memory picture n. görsel bir algıya benzer bir anı görüntüsü
committal to memory n. harfi harfine hatırlayacak şekilde öğrenme
committal to memory n. ezberleme
the last memory I have of you n. senden bana kalan son hatıra
the last memory I have of you n. senden son hatıra
folk memory n. toplumsal hafıza
folk memory n. toplumsal bellek
selective memory n. seçici hafıza
selective memory n. seçici bellek
personal memory n. kişisel anı
personal memory n. kişisel hatıra
have a short memory v. hafızası zayıf olmak
be engraved in one's memory v. kafasına kazınmak
refresh someone's memory of v. hakkında birine bir şeyler hatırlatmak
commit memory v. ezberlemek
commit to memory v. ezberlemek
come back to his memory v. aklına gelmek
be etched on one's memory v. kafalara kazınmak
come back to one's memory v. aklına gelmek
keep in the memory v. aklında tutmak
be engraved in one's memory v. kafalara kazınmak
have a short memory v. çabuk unutmak
engrave in one's memory v. kafasına kazımak
jog someone's memory v. bir şeyi hatırlatmak için ipucu vererek birinin belleğini canlandırmak
engrave in one's memory v. kafalara kazımak
refresh someone's memory of v. hakkında birinin bilgisini tazelemek
lose one's memory v. belleğini yitirmek
dedicate to the memory of v. anısına adamak
dedicate in loving memory of v. anısına adamak
dedicate in memory of v. anısına adamak
lose one's memory v. hafızasını kaybetmek
jog one's memory v. hafızasını tazelemek
refresh one's memory v. hafızasını tazelemek
cherish the memory of v. hatırasını yaşatmak
erase the memory v. bellek silmek
leave a memory v. anı bırakmak
refresh memory v. hafızasını tazelemek
glorify the memory of v. hatırasını yüceltmek
be erased from the memory v. hafızadan silinmek
trip down memory lane v. anıları deşmek
leave a pleasant memory v. hoş bir anı bırakmak
still linger strongly in one's memory v. hafızasında önemli bir yer tutmak
honor one’s memory v. birinin hatırasını onurlandırmak
scan memory v. hafıza yoklamak
check memory v. hafıza yoklamak
honour his/her/its memory v. anısını yaşatmak
become a memory v. anı halini almak
become a memory v. anı haline gelmek
draw to memory v. kaydetmek
refresh the memory v. hafızayı tazelemek
draw to memory v. yazmak
draw to memory v. kayda geçirmek
draw from memory v. akıldan çizmek
draw from memory v. referansa bakmadan çizmek
having a memory adj. bellekli
memory based adj. bellek ağırlıklı
by memory adv. hafıza ile
in recent memory adv. yakın geçmiş hafızasında yer alan
in memory of prep. hatırasına
in memory of prep. anısına ithafen
in memory of prep. -in hatırasına
in memory of prep. -in anısına
in the memory of prep. anısına
to memory of prep. anısına
Phrasals
commit something to memory v. bir şeyleri aklına kazımak
commit something to memory v. bir şeyleri ezberlemek
Phrases
the term 'memory' is usually used to refer to the internal storage locations of a computer expr. terim olarak 'bellek' genellikle bir bilgisayarın dahili bellek alanlarına isim vermek için kullanılır
the palest ink is stronger than the sharpest memory expr. söz uçar yazı kalır
the palest ink is better than the sharpest memory expr. söz uçar yazı kalır
in memory of somebody expr. birine ithafen
in memory of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) hatırasına
in memory of (someone or something) expr. (birine/bir şeye) ithafen
in memory of somebody expr. birinin anısına
in memory of somebody expr. birinin hatırasına
Colloquial
a dim memory n. belli belirsiz bir anı
a dim memory n. silik bir anı
memory-robbing n. hafıza kaybı
in recent memory expr. hatırladığım kadarıyla
in recent memory expr. son zamanlarda
to the best of my memory expr. yanlış hatırlamıyorsam
to the best of my memory expr. hatırladığım kadarıyla
in his/her memory expr. anısına
in memory of someone expr. hatırasına
in someone's memory expr. hatırasına
in memory of someone expr. anısına
in his/her memory expr. hatırasına
in someone's memory expr. anısına
Idioms
a trip down memory lane n. anılara yolculuk
memory like a sieve n. balık hafıza
long memory n. uzun süre önce olan olaylar hakkındaki belirgin/net hafıza
long memory n. uzun süre net olarak hatırlama/unutmama
long memory n. uzun süreli bellek
stroll down memory lane n. anıları hatırlama
stroll down memory lane n. eski günleri yad etme
stroll down memory lane n. eskiyi yad etme
stroll down memory lane n. anılara dalma
stroll down memory lane n. geçmişi hatırlama
stroll down memory lane n. maziyi yad etme
stroll down memory lane n. anılara uzanma
stroll down memory lane n. maziye dalma
slip one's memory v. hatırından çıkmak
jog someone's memory v. birine birşeyi anımsatmak
jog a person's memory v. kafaya kazımak
jog a person's memory v. belleğe yerleştirmek
jog a person's memory v. hafızaya kazımak
burden one's memory v. kafasını doldurmak
burden one's memory v. kafasını yormak
go down memory lane v. geçmişe dönmek
go down memory lane v. geçmişi hatırlamak
go down memory lane v. geçmişi anmak
have a memory like an elephant v. fil hafızalı olmak
enshrine someone's memory v. gönlünde ayrı bir yeri olmak
commit something to memory v. aklına kazımak
enshrine someone's memory v. anısını daima kalbinde taşımak
commit something to memory v. ezberlemek
enshrine someone's memory v. gönlünde taht kurmak
have a memory like an elephant v. güçlü bir belleğe sahip olmak
commit something to memory v. belleğe kazımak
have a memory like an elephant v. derin bir hafızaya sahip olmak
take a stroll down memory lane v. anıları gözünün önünden geçmek
take a stroll down memory lane v. geçmişi hatırlamak
trip down memory lane v. anıları hatırlamak
take a stroll down memory lane v. geçmişi gözünün önünden geçmek
trip down memory lane v. geçmişi gözünün önünden geçmek
take a stroll down memory lane v. anıları hatırlamak
trip down memory lane v. anıları gözünün önünden geçmek
trip down memory lane v. geçmişi hatırlamak
have a memory like a sieve v. balık hafızalı olmak
take a stroll down memory lane v. maziye dalmak
take a stroll down memory lane v. anılara uzanmak
take a stroll down memory lane v. maziyi yad etmek
take a trip down memory lane v. maziyi yad etmek
take a trip down memory lane v. anılara dalmak
take a trip down memory lane v. anılara uzanmak
take a stroll down memory lane v. anılara dalmak
take a trip down memory lane v. maziye dalmak
commit something to memory v. birşeyi ezberlemek
commit something to memory v. bir şeyi hafızaya kazımak
take a stroll down memory lane v. eskiyi yad etmek
take a stroll down memory lane v. eski günleri yad etmek
take a trip down memory lane v. eskiyi yad etmek
take a trip down memory lane v. eski günleri yad etmek
commit something to memory v. ezberleyerek öğrenmek
commit to memory something v. ezberleyerek öğrenmek
commit to memory something v. ezberlemek
freeze someone in one's memory v. hafızasına kazımak
enshrine someone's memory in one's heart v. birinin hatırasını kalbine gömmek
have a memory/mind like a sieve v. balık hafızalı olmak
know something from memory v. bir şeyi ezberden bilmek
take a walk down memory lane v. eski günleri hatırlamak/yad etmek
take a walk down memory lane v. eski anılara dalmak/uzanmak
take a walk down memory lane v. maziye dalmak
take a walk down memory lane v. maziyi yad etmek
walk down memory lane v. maziye dalmak
walk down memory lane v. eski anılara dalmak/uzanmak
walk down memory lane v. maziyi yad etmek
walk down memory lane v. eski günleri hatırlamak/yad etmek
be engraved in one's memory v. aklına kazınmak
be engraved in one's memory v. hafızaya kazınmak
be engraved in (one's) memory v. yüreğinde yer etmek
be engraved in (one's) memory v. kalbinde saklamak
be engraved in (one's) memory v. anılarında silinmez bir yer edinmek
be engraved in (one's) memory v. zihnine kazınmış olmak
be etched on your memory/mind v. kalbinde saklamak
be engraved in (one's) memory v. hep hatırlayacak olmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. hiç unutamamış olmak
be etched on your memory/mind v. aklına kazınmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. kalbinde saklamak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. hep hatırlayacak olmak
be engraved in (one's) memory v. aklına kazınmak
be etched on your memory/mind v. zihnine kazınmış olmak
be etched on your memory/mind v. hiç unutamamış olmak
be engraved in (one's) memory v. hiç unutamamış olmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. zihnine kazınmış olmak
be etched on your memory/mind v. anılarında silinmez bir yer edinmek
be engraved on/in your heart/memory/mind v. yüreğinde yer etmek
be engraved on/in your heart/memory/mind v. aklına kazınmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. anılarında silinmez bir yer edinmek
be etched on your memory/mind v. yüreğinde yer etmek
be etched on your memory/mind v. hep hatırlayacak olmak
have a long memory v. hafızası iyi olmak
have a long memory v. uzun zaman önce olan şeyleri hatırlamak
have a long memory v. uzun süreli hafızaya sahip olmak
be etched on your heart/memory/mind v. kalbine/hafızana/zihnine kazınmış olmak
be etched on your heart/memory/mind v. kalbinde/hafızanda/zihninde yer etmek/iz bırakmak
be etched on (one's) memory v. (birinin) kafasına/zihnine/hafızasına kazınmış olmak
be etched on (one's) memory v. (birinin) hafızasında yer etmek/iz bırakmak
be etched on your heart/memory/mind v. kalbine/hafızana/zihnine kazınmak
be etched on your heart/memory/mind v. kalbinde/hafızanda/zihninde silinmez bir yer edinmek
be etched on (one's) memory v. (birinin) kafasına/zihnine/hafızasına kazınmak
be etched on (one's) memory v. (birinin) kafasında/anılarında silinmez bir yer edinmek
freeze in memory v. hafızasına kazımak
freeze in memory v. hafızasında dondurmak
freeze someone or something in one's memory v. birini/bir şeyi hafızasına kazımak
freeze (someone or something) in (someone's) memory v. (birini/bir şeyi) hafızasında dondurmak
freeze someone or something in one's memory v. birini/bir şeyi hafızasında dondurmak
freeze (someone or something) in (someone's) memory v. (birini/bir şeyi) hafızasına kazımak
take a trip down memory lane v. birini anılara götürmek
go down memory lane v. anılara dalmak
take a trip down memory lane v. geçmişe götürmek
take a trip down memory lane v. anıları hatırlatmak
take someone down memory lane v. anıları birinin gözünde canlandırmak
take someone down memory lane v. anıları hatırlatmak
take a trip down memory lane v. eskiyi anımsatmak
take someone down memory lane v. birini anılara götürmek
take a trip down memory lane v. anıları birinin gözünde canlandırmak
go down memory lane v. anıları gözünün önünden geçmek
go down memory lane v. anıları hatırlamak
take someone down memory lane v. eskiyi anımsatmak
have a mind/memory like a sieve v. balık hafızalı olmak
jog memory v. kafaya kazımak
jog somebody's memory v. birine anımsatmak
jog memory v. hafızasını tazelemek
jog memory v. hafızaya kazımak
jog memory v. anımsatmak
jog somebody's memory v. bir şeyi hatırlatmak için ipucu vererek birinin belleğini canlandırmak
jog somebody's memory v. birinin hafızasını tazelemek
jog memory v. belleğe yerleştirmek
jog memory v. bir şeyi hatırlatmak için ipucu vererek belleğini canlandırmak
know from memory v. ezberden/ezbere bilmek
stroll down memory lane v. anılara uzanmak
stroll down memory lane v. eski günleri yad etmek
stroll down memory lane v. maziyi yad etmek
stroll down memory lane v. anılara dalmak
stroll down memory lane v. geçmişi hatırlamak
stroll down memory lane v. geçmişi gözünün önünden geçmek
stroll down memory lane v. anıları hatırlamak
stroll down memory lane v. eskiyi yad etmek
stroll down memory lane v. maziye dalmak
stroll down memory lane v. anıları gözünün önünden geçmek
take (one) down memory lane v. (birine) eskiyi anımsatmak
take (one) down memory lane v. (birini) geçmişe götürmek
take (one) down memory lane v. (birini) eski günlere/maziye götürmek
take (one) down memory lane v. (birini) anılara götürmek
take (one) down memory lane v. (birine) anıları hatırlatmak
in living memory expr. yaşayanlar hatırlayacaklardır
within living memory expr. yaşanmış ve anımsanan
in living memory expr. yaşanmış ve anımsanan
within living memory expr. yaşayanlar hatırlayacaklardır
within living memory expr. hatırlanan
within living memory expr. henüz hafızalarda taze
in living memory expr. hatırlanan
in living memory expr. henüz hafızalarda taze
if my memory serves me correctly expr. eğer yanlış hatırlamıyorsam
if my memory serves me correctly expr. eğer hafızam beni yanıltmıyorsa
down memory lane expr. eski günlere/anılara dalma
down memory lane expr. mazi
down memory lane expr. anılar
down memory lane expr. eski günlere/anılara gitme
down memory lane expr. eski günlere/anılara yolculuk
down memory lane expr. eski günler
down memory lane expr. film şeridi gibi anılar
Speaking
if my memory doesn't fail me expr. hafızam beni yanıltmıyorsa
if my memory serves me right expr. hafızam beni yanıltmıyorsa
if my memory serves me right expr. yanlış hatırlamıyorsam
if my memory doesn't fail me expr. hatırladığım kadarıyla
if my memory doesn't fail me expr. yanlış hatırlamıyorsam
if memory serves expr. yanlış hatırlamıyorsam
if memory serves expr. doğru hatırlıyorsam
Trade/Economic
memory unit n. hafıza birimi
memory tickler n. muhtıra defteri
organizational memory n. kurumsal hafıza
organisational memory n. kurumsal hafıza
corporate memory n. kurum hafızası
Law
witness refreshing memory n. tanığın hafızasını tazeleme hakkı
Politics
memory impairment n. unutkanlık
social memory n. toplumun hafızası
public's memory n. toplumun hafızası
social memory n. toplumsal hafıza
public's memory n. toplumsal hafıza
Institutes
pcmcia (personal computer memory card international association) abrev. uluslararası kişisel bilgisayar bellek kartı birliği
Advertising
episodic memory n. marka bilgisinin saklandığı epizodik bellek
Technical
system memory n. sistem hafızası
erasable programmable read only memory n. silinebilir programlanabilir rom
extended memory n. uzatılmış bellek
memory print n. bellek basımı
acoustic memory n. akustik bellek
display memory n. görüntü birimi belleği
memory bus n. bellek anayolu
memory core n. bellek çekirdeği
diagnostic memory n. arıza teşhis hafızası
pure memory n. saf bellek
core memory resident n. çekirdek bellekte kalıcı
extension memory n. dış bellek
memory fill n. hafıza doldurma
memory overlay n. bellek bindirmesi
associative memory n. yardımcı bellek
laser memory n. lazer bellek
static memory n. duruk bellek
malfunction memory window n. hafızadaki arızalar ekranı
upper memory area n. üst bellek alanı
nonvolatile memory n. uçucu olmayan bellek
scratchpad memory n. müsvedde bellek
memory guard n. bellek muhafızı
auxiliary memory n. yardımcı hafıza
electrostatic memory n. elektrostatik bellek
shift memory window n. vardiya hafızası ekranı
memory bank n. bellek bankası
invalid shared memory range n. geçersiz paylaşımlı bellek aralığı
volatile memory n. geçici bellek
memory map list n. bellek haritası listesi
bubble memory n. köpük bellek
virtual memory n. görünümsel bellek
video memory n. görüntü belleği
memory paradox n. bellek paradoksu
nonvolatile memory n. kalıcı bellek
virtual memory n. varsayılan bellek
memory guard n. bellek koruyucusu
secondary memory n. ikincil bellek
memory reference instruction n. bellek referans komutu
programmable read only memory n. programlanır salt oku bellek
memory parity scanner n. bellek eşlik tarayıcısı
cache memory n. ön bellek
random access memory n. rastgele erişilebilir bellek
memory protection n. bellek koruma
solid state memory n. katıhal bellek
volatile memory n. uçucu bellek
magnetic memory n. manyetik bellek
stack memory n. yığıt bellek
alterable memory n. değişebilir bellek
memory bank n. bellek öbeği
memory allocation n. bellek ayrılması
programmable memory n. programlanabilir bellek
flash memory n. kalıcı bellek
mass memory n. yığın bellek.
associative memory n. çağrışımsal bellek
memory power n. bellek gücü
memory block n. bellek öbeği
primary memory n. ana bellek
virtual memory management n. sanal bellek yönetimi
regenerative memory n. yenilemeli bellek
memory protect n. bellek koruyucusu
semiconductor memory n. yarıiletken bellek
lock pages in memory n. bellekteki kilitli sayfalar
extended memory n. genişletilmiş bellek
flash memory n. flaşlı hafıza
memory allocation n. bellek ataması
dynamic memory allocation n. dinamik bellek atama
static memory n. statik bellek
cache memory n. tampon bellek
memory data register n. bellek veri yazmacı
electronically erasable programmable read only memory n. elektronik olarak silinebilir programlanabilir rom
fault codes stored in the memory n. kayıtlı arıza kodları
plastic memory n. plastik hafıza
programmable read only memory (prom) n. programlanır salt oku bellek
memory map n. bellek kesiti
memory calibration n. hafıza ayarı
regenerative memory n. yeniden üretimli bellek
memory buffer register n. bellek tampon yazmacı
memory fill n. bellek doldurma
memory unit n. hafıza ünitesi
memory interleaving n. bellek binişimi
programmable read only memory n. programlanabilir rom
video memory n. video belleği
optical memory n. optik bellek
memory block n. bellek bloğu
fast memory n. hızlı bellek
memory unit n. bellek birimi
memory print n. bellek yazımı
flush memory n. bellek dökümü
auxiliary memory n. yardımcı bellek
core memory resident n. çekirdek bellekte sürekli kalıcı program
operating memory n. işletme belleği
permanent memory n. daimi hafıza
kam -keep alive memory n. canlı hafıza
high-speed memory n. yüksek hızlı bellek
compact disk read-only memory n. salt okunur yoğunteker
byte-oriented memory n. bay tabanlı bellek
fusable read-only memory n. sigortalı salt okunur bellek
erasable programmable read-only memory n. silinip programlanabilir salt okunur bellek
erasable programmable read-only memory n. silinir programlanır salt oku bellek
erasable programmable read-only memory n. silinebilir programlanabilir salt okunur bellek
parallel-search memory n. paralel aramalı bellek
photo-optic memory n. foto optik bellek
random-access memory n. rasgele erişimli bellek
scratch-pad memory n. hızlı işlem belleği
parallel-search memory n. koşut aramalı bellek
out-of-memory n. yetersiz bellek
read-only memory n. sadece okunabilir hafıza
random-access memory n. rastgele erşimli bellek
out-of memory n. dolu bellek
thin-film memory n. ince film bellek
terminal programmable read-only memory n. programlanabilir salt okunur bellek
high speed memory n. yüksek hızlı bellek
mercury memory n. cıva hafıza
mercury memory n. cıva bellek
associative memory n. ilişkili bellek
shift data memory n. vardiya bilgi hafızası
random access memory n. rasgele erişimli bellek
memory module n. hafıza modülü
activating memory n. hafızayı çalıştırma
virtual memory manager n. sanal bellek yöneticisi
random access memory n. rastgele erişimli bellek
core memory unit n. çekirdek bellek birimi
core memory unit n. çekirdek bellek ünitesi
memory capacity n. bellek kapasitesi
random access memory n. seçkisiz erişim belleği
shape memory alloys n. biçim bellekli alaşımlar
memory alloys n. bellekli alaşımlar
memory device n. hafıza cihazı
optical memory card n. optik hafıza kartı
optical memory card n. optik hafıza kart
collective memory n. kolektif bellek
magnetic core memory n. manyetik çekirdekli bellek
working memory n. kısa süreli hafıza/bellek
memory location n. hafıza yeri
shape memory alloy n. şekil hafızalı alaşım
shape memory alloy n. şekil hatırlamalı alaşım
flush memory v. bellek boşaltmak
Computer
add on memory n. eklenebilir bellek
shared memory base address n. ortak bellek taban adresi
swappable memory n. takas edilebilir bellek
total memory n. toplam bellek
virtual memory n. görüntü bellek
vga memory size n. vga bellek boyutu
viewer memory management n. görüntüleyici bellek yönetimi
vl memory n. vl bellek
virtual memory settings n. sanal bellek ayarları
upper memory usage summary n. üst bellek kullanım özeti
xma memory adaptor n. xma bellek bağdaştırıcısı