mevcut olan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

mevcut olan



Sens de "mevcut olan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
mevcut olan now adj.
Trade/Economic
mevcut olan available adj.

Sens de "mevcut olan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 48 résultat(s)

Turc Anglais
General
mevcut yılın başından günümüze kadar olan süre ytd (year-to-date) n.
bir müzisyenin mevcut kayıtlarından farklı olan eski kayıtları back catalogue n.
mücadele verilmesi halinde mevcut olan kazanma ihtimali fighting chance n.
daha önceden mevcut olan preexisting adj.
ismen mevcut olan nominal adj.
zorunlu üye sayısı mevcut olan quorate adj.
yeterli çoğunluk mevcut olan quorate adj.
daha önceden mevcut olan pre-existing adj.
(genellikle born days ifadesinde kullanılır) doğduğundan beri mevcut olan born [dialect] adj.
yalnızca tek seferlik mevcut olan one-shot adj.
yalnızca tek seferlik mevcut olan one-shot adj.
açık havada mevcut olan open-air adj.
ademi mevcut olan inexistant [obsolete] adj.
Colloquial
mevcut olan bütün imkanları kullanarak by all available means v.
mevcut olan bütün imkanları kullanarak by any means necessary expr.
Trade/Economic
halen piyasada mevcut olan bir menkul değerin ihracı seasoned issue n.
mallar yola çıkarıldığı anda mevcut olan kusur inherent vice n.
düzenli veya belirli aralıklarla mevcut olan miktar draw n.
birim olarak mevcut olan (satılık ürün) married [uk] adj.
süpermarkette mevcut olan in-store adj.
Law
iskoç mahkemelerinde sanık aleyhine mevcut olan delilin sanığı mahkum etmek için yetersiz olduğunu gösteren karar not proven n.
ademi mevcut olan absentee n.
ademi mevcut olan inexistent adj.
Politics
seçilmiş olan hükümetin yasaları çiğneyerek kendisine olağanüstü yetkiler vermek suretiyle mevcut anayasal düzenin dışında hareket etmesi autocoup n.
seçilmiş olan hükümetin yasaları çiğneyerek kendisine olağanüstü yetkiler vermek suretiyle mevcut anayasal düzenin dışında hareket etmesi self-coup n.
(avam kamarasında) tartışılmakta olan mevcut konunun düşürülmesine yönelik olarak oylamayı önleyen önerge previous question n.
Technical
önceden mevcut olan çatlak preexisting crack n.
yürürlükte olan mevcut current n.
Computer
(optik diske) mevcut olan veri kapasitesini aşarak kaydetmek overburn v.
Psychology
mevcut olan veya olduğu düşünülen bir kusuru, tam tersi durum söz konusuymuş gibi göstermeye çalışarak telafi etme çabası overcompensation n.
Physiology
kalp atriyoventriküler düğüm tarafından kontrol edilirken mevcut olan normal kardiyak ritim nodal rhythm n.
Food Engineering
çay yapraklarında mevcut olan bazik, acı kristalli bir bileşik theophylline n.
tatlandırılmış hali de mevcut olan karbondioksitli su minerals [uk] n.
Chemistry
yalnızca türevlerinin formunda mevcut olan bir asit allophanic acid n.
mevcut sekiz yüzlü pozisyonlardan üçü de dolu olan trioctahedral adj.
Biology
tükürüğünde kendi kan grubunda mevcut olan antijenlerini içermeyen, a, b veya ab kan grubundan kimse nonsecretor n.
Biochemistry
antranilik asitte mevcut olan bir tuz anthranilate n.
bir kişinin vücudunda sağlıklı ve hasta olduğunda mevcut olan metabolit aralığının incelenmesi metabolomics n.
Botanic
mevcut olan kapalı tohumlu bitkiler arasındaki en primitif grup olarak görülen çift çenekli çiçekli bitki familyası magnoliid dicot family n.
mevcut olan kapalı tohumlu bitkiler arasındaki en primitif grup olarak görülen çift çenekli çiçekli bitki cinsi magnoliid dicot genus n.
Philosophy
(jung psikolojisinde) geçmiş deneyimlerden türetilmiş ve bilinçaltında mevcut olan düşünce veya imgeler archetype n.
(jung psikolojisinde) geçmiş deneyimlerden türetilmiş ve bilinçaltında mevcut olan düşünce veya imgeler architype n.
Geography
eskiden brezilya-paraguay sınırındaki alto parana nehri'nde mevcut olan büyük bir çağlayan guaira n.
eskiden brezilya-paraguay sınırındaki alto parana nehri'nde mevcut olan büyük bir çağlayan sete quedas n.
Geology
(kaya) mevcut halini yaşayan organizmaların hareketi sonucu almış olan bioclastic adj.
Military
tek mayın tarama ilerlemesinde tespit edilen mayın sayısının, mevcut veya tespit edilecek olan mayın sayısına oranı characteristic detection probability n.
Sport
bonservisi elinde olan oyuncu ile mevcut kulübünden habersiz temas kurulması tapping up n.
Latin
işlem yapılırken mevcut olan hilenin ileri sürülmesi exceptio doli specialis n.