needs - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

needs

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "needs" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
needs n. ihtiyaçlar
General
needs adv. ister istemez
needs adv. mecburen
needs adv. mutlaka

Sens de "needs" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 248 résultat(s)

Anglais Turc
General
rapid needs assessment n. acil ihtiyaç tespiti
cultural needs n. kültürel ihtiyaçlar
safety needs n. güvenlik gereksinimleri
developmental needs n. gelişim gereksinimleri
theory of hierarchy of needs n. ihtiyaçlar piramidi teorisi
physiological needs n. fizyolojik ihtiyaçlar
theory of hierarchy of needs n. maslow’un ihtiyaçlar teorisi
basic needs n. temel gereksinimler
meeting the needs n. ihtiyaçların karşılanması
fulfilment of needs n. ihtiyaçların karşılanması
daily needs n. günlük ihtiyaçlar
addressing the needs n. ihtiyaçların karşılanması
social needs n. toplumsal ihtiyaçlar
basic needs n. temel ihtiyaçlar
daily needs n. temel ihtiyaç malları
fulfilling the special needs n. özel ihtiyaçların giderilmesi
satisfying the special needs n. özel ihtiyaçların giderilmesi
request and needs n. istek ve ihtiyaçlar
general needs n. genel ihtiyaçlar
people with special needs n. özel ihtiyaçları olan insanlar
self-actualization needs n. kendini tamamlama ihtiyaçları
self-actualization needs n. kendini gerçekleştirme ihtiyaçları
the changing needs n. değişen ihtiyaçlar
local needs n. mahalli ihtiyaçlar
diversified needs n. çeşitlilik gösteren ihtiyaçlar
diversified needs n. çeşitlenen ihtiyaçlar
humanitarian needs n. insani ihtiyaç
human needs n. insani ihtiyaç
food needs n. yiyecek ihtiyacı
public needs n. halkın ihtiyaçları
needs test n. bir kişinin belirli bir sosyal hizmet için uygun olup olmadığına karar vermek için fiziksel veya sosyal koşullarının incelenmesi
special needs kids n. özel gereksinimli çocuklar
satisfy the needs v. ihtiyaçları gidermek
fulfil the needs v. ihtiyaçları gidermek
cover the needs v. ihtiyaçları gidermek
meet the needs v. ihtiyaçları gidermek
fulfil the needs v. ihtiyaçlara cevap vermek
address the needs v. ihtiyaçlara cevap vermek
satisfy the needs v. ihtiyaçları karşılamak
fulfil the needs v. ihtiyaçları karşılamak
address the needs v. ihtiyaçları karşılamak
meet the needs v. ihtiyaçlara cevap vermek
satisfy the needs v. ihtiyaçlara cevap vermek
meet the needs v. ihtiyaçları karşılamak
address one's needs v. ihtiyaçlarını karşılamak
fulfil one's needs v. ihtiyaçlarını karşılamak
satisfy one's needs v. ihtiyaçlarını karşılamak
meet one's needs v. ihtiyaçlarını karşılamak
meet the needs v. ihtiyaçlara yanıt vermek
satisfy one's needs v. ihtiyaçlarına cevap vermek
meet one's needs v. ihtiyaçlarına cevap vermek
one's needs requirements v. ihtiyaçlarını karşılamak
meet one's needs requirements v. ihtiyaçlarına cevap vermek
meet basic needs v. temel ihtiyaçları karşılamak
meet one's own needs v. kendi ihtiyacını karşılamak
supply the needs of v. ihtiyaç karşılamak
address the needs v. ihtiyaçlara yanıt vermek
do everything that needs to be done v. ne gerekiyorsa yapmak
do everything that needs to be done v. gereken neyse yapmak
tailored to the needs of each client adj. her müşterinin isteğine göre özel yapılmış(ısmarlama)
according to the needs adv. ihtiyaçlara göre
Phrases
if needs be expr. gerekirse
when needs be expr. gerektiğinde
when needs be expr. ihtiyaç halinde
when needs be expr. ihtiyaç olduğunda
if needs be expr. ihtiyaç olursa
needs must expr. mecburen
needs to be addressed expr. ele alınması gerekiyor
Proverb
a guilty conscience needs no accuser suçluluk duygusu içindeki bir zihnin kendisini suçlayan birisine ihtiyacı yoktur
needs must when the devil drives aç elini kora sokar
needs must when the devil drives çaresizlik insana neler yaptırmaz
needs must when the devil drives çaresizlik insana herşeyi yaptırır
a guilty conscience needs no accuser vicdan azabı kişiyi itirafa teşvik eder
a guilty conscience needs no accuser vicdan azabı çeken biri dışarıdan birinin suçlaması olmadan da sonunda suçunu itiraf eder
a guilty conscience needs no accuser vicdan azabından kurtulmanın yolu suçunu itiraf etmektir
village in sight needs no guide görünen köy kılavuz istemez
Colloquial
vehicle needs to be serviced n. aracın servise gitmesi lazım
the last thing (one) needs n. (birinin) ihtiyacı olan son şey
have everything one needs v. ihtiyaç duyduğu her şeye sahip olmak
vehicle needs to be serviced expr. aracın servisi gelmiş
everybody needs help expr. herkes yardıma ihtiyaç duyar
must needs expr. el mahkum
needs must expr. mecburen
needs must expr. mutlaka
needs to be done expr. yapılması gerekir
daddy needs (new) shoes expr. babacığın (yeni) ayakkabılara ihtiyacı var
daddy needs (new) shoes expr. zar atmadan önce söylenen şans cümlesi
daddy needs (new) shoes expr. hadi kemik göreyim seni
daddy needs a new pair of shoes expr. babacığın (yeni) ayakkabılara ihtiyacı var
daddy needs a new pair of shoes expr. zar atmadan önce söylenen şans cümlesi
daddy needs a new pair of shoes expr. hadi kemik göreyim seni
(one) needs to get out more expr. (biri) daha çok dışarı çıkmalı
(one) needs to get out more expr. (biri) yaptığı işten biraz uzaklaşmalı
someone needs to get out more expr. daha çok dışarı çıkmalı
someone needs to get out more expr. biraz dışarı çıkmalı
(the) baby needs (new) shoes expr. hadi kemik
baby needs a new pair of shoes expr. hadi kemik
(something) is all (one) needs expr. bir bu eksikti
(something) is all (one) needs expr. bir tek (bir şey) eksikti
(something) is all (one) needs expr. zaten (birinin) ihtiyacı olan tek şey (bir şeydi)
(something) is all (one) needs expr. tek eksik (bir şeydi)
(something) is all (one) needs expr. (bir şey) çok lazımdı
(something) is just what (one) needs expr. bir bu eksikti
(something) is just what (one) needs expr. bir tek (bir şey) eksikti
(something) is just what (one) needs expr. zaten (birinin) ihtiyacı olan tek şey (bir şeydi)
(something) is just what (one) needs expr. tek eksik (bir şeydi)
(something) is just what (one) needs expr. (bir şey) çok lazımdı
who needs (something) expr. kim (bir şey) ister ki
who needs (something) expr. (bir şey) isteyen kim ki
who needs enemies with friends like (someone) expr. insanın (biri) gibi dostları/arkadaşları varken düşmana ne gerek var
Idioms
see to one's needs v. ihtiyaçlarını karşılamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. hiç ihtiyacı/gereği olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. hiç ihtiyacı/gereği olmamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeyin kesinlikle hiçbir gereği olmamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeye kesinlikle ihtiyacı olmamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. (bir şeye) balığın bisiklete ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacı olmak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeyin kesinlikle hiçbir gereği olmamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeye kesinlikle ihtiyacı olmamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. (bir şeye) balığın bisiklete ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacı olmak
need (something) like a fish needs a bicycle v. bir şeyin kesinlikle hiçbir gereği olmamak
need (something) like a fish needs a bicycle v. bir şeye kesinlikle ihtiyacı olmamak
need (something) like a fish needs a bicycle v. (bir şeye) balığın bisiklete ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacı olmak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle v. bir şeye kesinlikle/hiç ihtiyacı olmamak
put someone's needs before your own v. birinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koymak
must needs do something v. bir şeyi mecburen yapmak
must needs do something v. bir şeyi kaçınılmaz olarak yapmak
must needs do something v. bir şeyi elinde olmadan yapmak
must needs do something v. bir şey yapmaktan kendini alamamak
must needs do something v. bir şeyi yapmakta aptalca ısrar etmek
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeyin) hiç gereği olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) kesinlikle lüzum duymamak
special needs adj. engelli
special needs adj. özel ihtiyaçları olan
special needs adj. özel eğitime muhtaç
(the) baby needs (new) shoes expr. bana şans dileyin
the baby needs shoes expr. bana şans dileyin
(the) baby needs (new) shoes expr. haydi rastgele
the baby needs shoes expr. haydi rastgele
(the) baby needs (new) shoes expr. haydi yavrum kemik
the baby needs shoes expr. haydi yavrum kemik
(the) baby needs (new) shoes expr. şans yüzüme gülsün
the baby needs shoes expr. şans yüzüme gülsün
good wine needs no bush expr. iyi mal kendisini belli eder
mama needs (new) shoes! expr. bana (kadın) şans dileyin!
mama needs (new) shoes! expr. haydi rastgele! (kadın)
mama needs (new) shoes! expr. şans yüzüme gülsün! (kadın)
mama needs (new) shoes! expr. haydi yavrum kemik! (kadın)
mama needs a new pair of shoes expr. bana (kadın) şans dileyin!
mama needs a new pair of shoes expr. haydi rastgele! (kadın)
mama needs a new pair of shoes expr. şans yüzüme gülsün! (kadın)
mama needs a new pair of shoes expr. haydi yavrum kemik! (kadın)
with friends like (someone), who needs enemies expr. (biri) gibi dostlarım varken düşmana ne gerek var
with friends like these, who needs enemies? expr. böyle dostlarım varken düşmana ne gerek var?
Speaking
it needs to be clear expr. açıklığa kavuşması gerekiyor
with friends like that who needs enemies? expr. böyle dostlarım varken düşmana ne gerek var
that's all someone needs expr. bir bu eksikti
it's all someone needs expr. bir bu eksikti
this needs to be mailed expr. bunun postaya verilmesi gerekiyor
that's all one needs! expr. bir bu eksikti!
this is a story that needs to be told expr. bu anlatılması gereken bir hikaye
buy your needs expr. İhtiyaçlarını satın al
he needs to know people are looking for him expr. insanların onu aradığını bilmesi lazım
your son needs to be sedated expr. oğlunuzun sakinleştirilmesi gerekiyor
who needs them expr. ne gerek var/neyime gerek
she needs to see a doctor expr. onun bir doktora görünmesi lazım
he needs to see a doctor expr. onun bir doktora görünmesi lazım
your daughter needs to be sedated expr. kızınızın sakinleştirilmesi gerekiyor
who needs it expr. ne gerek var/neyime gerek
who needs money when you got good looks? expr. sende bu güzellik varken parayı kim ne yapsın?
he needs water expr. suya ihtiyacı var
what about my needs expr. ya benim ihtiyaçlarım?
Trade/Economic
basic needs approach n. belli bir dönem içerisinde mal ve hizmet üretiminden sağlanan gelirlerin reel değeri
changing societal needs n. değişen toplum ihtiyaçları
training needs analysis n. eğitim ihtiyaç analizi
wants-needs n. istekler-ihtiyaçlar
basic needs n. ıskontolu tahviller için kullanılan ve bunları kuponlu tahvillerle karşılaştırmaya olanak sağlayan bir getiri türü
sugar excess internal needs n. ihtiyaç fazlası şeker
hierarchy of needs n. ihtiyaçların öncelik sıralaması
self-actualization needs n. kendini kanıtlama gerekleri
customer needs n. müşteri gereksinimi müşteri ihtiyacı tüketici gereksinimi tüketici ihtiyacı
customer needs analysis n. müşteri gereksinimi/ihtiyaçları analizi
psychological needs n. psikolojik ihtiyaçlar
basic needs n. temel ihtiyaçlar
basic needs approach n. temel ihtiyaçlar yaklaşımı
tailored to the specific needs of the organization adj. kuruluşun özel ihtiyaçlarına göre geliştirilmiş
Politics
external financing needs n. dış finansman gereklilikleri
needs assessment n. ihtiyaç tespiti
capital needs n. sermaye gereklilikleri
estimated needs n. takdiri ihtiyaçlar
basic needs n. temel ihtiyaçlar
estimated needs n. tahmin edilen ihtiyaçlar
the needs of the country n. ülke ihtiyaçları
country's needs n. ülke ihtiyaçları
refinancing needs n. yeniden finansman gereklilikleri
Institutes
transport infrastructure needs assessment n. ulaştırma altyapısı ihtiyaç analizi
Tourism
special-needs accommodation n. engelli misafirlere göre tasarlanmış konaklama biçimi
special-needs accommodation n. özel ihtiyaç konaklaması
Computer
audience needs n. hedef kitle ihtiyaçları
needs service expr. bakım gerekiyor
needs replacing expr. değiştirmek gerekli
needs updating expr. güncelleştirme gerekiyor
needs reboot expr. önyükleme gerekiyor
password needs to be longer! expr. şifre daha uzun olmalı!
password needs an upper case letter expr. şifre bir büyük harf içermelidir
Construction
transport infrastructure needs assessment n. ulaştırma altyapı ihtiyaç analizi/değerlendirmesi
Medical
patient and community needs n. hasta ve toplum ihtiyaçları
health services needs and demand n. sağlık hizmetleri gereksinimleri
Psychology
primary needs n. birincil ihtiyaçlar
deficiency needs n. eksiklik ihtiyaçları
developmental needs n. gelişim ihtiyaçları
safety needs n. güvenlik ihtiyaçları
hierarchy of needs n. ihtiyaçlar hiyerarşisi
viscerogenic needs n. içorgansal ihtiyaçlar
instinctoid needs n. içgüdüsel ihtiyaçlar
neurotic needs n. nevrotik ihtiyaçlar
children with special educational needs n. özel eğitime muhtaç çocuklar
complementary needs n. tamamlayıcı ihtiyaçlar
Social Sciences
needs-based holism n. ihtiyaç temelli bütünsellik
Education
training needs analysis n. eğitim ihtiyaç analizi
needs analysis n. ihtiyaç analizi
special needs school n. özel ihtiyaçlar okulu
Linguistics
needs analysis n. gereksinim saptanması
needs analysis n. gereksinim çözümlemesi
Environment
long term ecological flow needs (efn) n. uzun dönem ekolojik akış ihtiyaçları
Military
identification of training needs n. eğitim ihtiyaçlarının tespiti
training needs assessment n. öğretim gereksinimleri değerlendirmesi
mission needs statement n. görev ihtiyaçları beyanı
mission needs statement n. belirli bir format çerçevesinde geniş ifadelerle yazılmış, sisteme özel olmayan ve operasyona ait ihtiyaçları içeren rapor
Ottoman Turkish
basic needs n. havaici asliye
Slang
who needs this shit? expr. kim ne yapsın bu zırvaları?
(someone) needs to take several seats expr. (biri) sakin olmalı/sakinleşmeli
(someone) needs to take several seats expr. (birinin) susup oturması gerek
(someone) needs to take several seats expr. (birinin) ahkam kesmeyi bırakması gerek