Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
paralar
paralar
Historique
Phrases
Sens de
"paralar"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
paralar
monies
n.
We believe that the
monies
will be needed for 2004.
Bu
paraya
2004 yılı için ihtiyaç duyulacağına inanıyoruz.
More Sentences
2
General
paralar
hays
n.
Sens de
"paralar"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 42 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
madeni paralar
coins
n.
In particular in the report I support the comments on the need for frontloading the general public with notes and
coins.
Raporda özellikle halka banknot ve
madeni paralarla
ön yükleme yapılması gerektiğine ilişkin yorumları destekliyorum.
More Sentences
2
General
altın paralar
gold coins
n.
Tom hid the
gold coins
where he thought no one would find them.
Tom,
altın paraları
kimsenin bulamayacağını düşündüğü yerde sakladı.
More Sentences
3
General
kağıt paralar
notes
n.
Tom opened his safe, took out a wad of
notes
and handed them to Mary.
Tom kasasını açtı, bir tomar
kağıt para
çıkardı ve onları Mary'ye uzattı.
More Sentences
4
General
madeni paralar
loose change
n.
5
General
gümüş paralar
silver coins
n.
6
General
madeni paralar
numismatics
n.
7
General
büyük paralar
hefty sums
n.
8
General
ingiliz kraliçesi ya da kral tarafından her yıl paskalya öncesi perşembe günü geleneksel bir törenle fakirlere verilen özel paralar
maundy money
n.
9
General
ingiliz kraliçesi ya da kral tarafından her yıl paskalya öncesi perşembe günü geleneksel bir törenle fakirlere verilen özel paralar
maundy
n.
10
General
(gazeteci) bir konu hakkında konuşmak için büyük paralar alma
buckraking
n.
11
General
çok kısa bir sürede büyük paralar kazanmak
be minting it
v.
12
General
büyük paralar ödemek
pay a lot of money
v.
Idioms
13
Idioms
(büyük paralar yatıran) bahisçi/kumarbaz
high roller
n.
14
Idioms
monopoly oyununda kullanılan paralar gibi canlı renkleri olan banknotlar
monopoly money
n.
15
Idioms
büyük paralar harcanarak yapılmış ama atıl kalan şey
a white elephant
n.
16
Idioms
büyük paralar harcanarak yapılmış ama artık ihtiyaç duyulmayan/işe yaramayan şey
a white elephant
n.
17
Idioms
çok kısa bir sürede büyük paralar kazanmak
be minting money
v.
Trade/Economic
18
Trade/Economic
eski madeni paraları eritip yeni paralar üretme
recoinage
n.
19
Trade/Economic
abd hazinesi'nin doğrudan sorumlu olduğu altın paralar veya altın sertifikaları dışındaki paralar
treasury currency
n.
20
Trade/Economic
altın paralar
krugerrands
n.
21
Trade/Economic
bantlanmış kağıt paralar
banded currency
n.
22
Trade/Economic
bankalardaki paralar
due from banks
n.
23
Trade/Economic
bir şirket başka bir şirket tarafından devralınınca devralınan şirkette sözleşme gereği işlerini kaybeden üst kademe yöneticilerine ödenecek büyük miktardaki paralar
golden parachutes
n.
24
Trade/Economic
bloke edilmiş paralar
blocked currency
n.
25
Trade/Economic
borç alınan paralar
borrowed funds
n.
26
Trade/Economic
dolaşımdaki kağıt paralar
circulation of banknotes
n.
27
Trade/Economic
euro paralar üzerinden düzenlenen çek
eurocheck
n.
28
Trade/Economic
kamu hizmetleri için çeşitli harcama fasıllarına konulan paralar
allowance
n.
29
Trade/Economic
karşılık paralar
counterpart monies
n.
30
Trade/Economic
madeni paralar
coined money
n.
31
Trade/Economic
madeni paralar
metal currencies
n.
32
Trade/Economic
merkez bankasında saklanan yabancı paralar
reserves
n.
33
Trade/Economic
olası zararlar için ayrılan karşılık paralar
reserve for contingencies
n.
34
Trade/Economic
yabancı paralar üzerinden düzenlenen mevduat sertifikası
eurodollar certificate of deposit
n.
35
Trade/Economic
yabancı ülkelerde çalışmaya giden işçilerin ana yurttaki ailelerine gönderdikleri paralar
remittance
n.
36
Trade/Economic
yurt dışında çalışan işçilerin ailelerinin geçimi ya da yatırım amacı ile ana yurda gönderdikleri paralar
workers' remittances
n.
37
Trade/Economic
yurt dışına göç edenlerin ana yurda gönderdikleri paralar
immigrant remittances
n.
38
Trade/Economic
gümüş olarak basılan ancak yüksek oranda baz metal içeren madeni paralar
black money [obsolete]
n.
39
Trade/Economic
20. yüzyılda amerikan sömürge hükümetlerinin bastığı farklı dönemlere ait kağıt paralar
old tenor
n.
40
Trade/Economic
eski madeni paraları eritip yeni paralar üretmek
recoin
v.
Slang
41
Slang
büyük paralar kazanan kimse
hustla
n.
42
Slang
kalitesiz iş yapıp çok büyük paralar isteyen sahtekar tamirci
cowboy builder
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of paralar
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy