play a game - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

play a game

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "play a game" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
General
play a game v. oyun oynamak

Sens de "play a game" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 34 résultat(s)

Anglais Turc
General
play a game of billiards v. bilardo oynamak
play a double game v. ikili oynamak
play a double game v. iki tarafı da idare etmek
play a card game v. kart oyunu oynamak
Idioms
a game that two can play n. iki kişinin oynayabildiği bir oyun
a game at which two can play n. ikili oyun
a game at which two can play n. iki kişilik bir oyun
a game at which two can play n. iki tarafın da yapabileceği bir şey
a game at which two can play n. karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum
a game at which two can play n. iki kişinin oynayabildiği bir oyun
a game that two can play n. ikili oyun
a game that two can play n. iki kişilik bir oyun
a game that two can play n. iki tarafın da yapabileceği bir şey
a game that two can play n. karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum
play a waiting game v. beklemede kalmak
play a waiting game v. bekleyip görmek
play a double game v. iki tarafı birden idare etmek
play a double game v. iki tarafı da idare etmek
play a game of cat and mouse v. kedi-fare oyunu oynamak
play a losing game v. başarısız olacağı belli bir şeyi yapmaya çabalamak
play a losing game v. beyhude çaba sarf etmek
play a losing game v. boşuna çaba sarf etmek
play a losing game v. boşa kürek çekmek
play a losing game v. haybeye kürek çekmek
play a losing game v. boşuna uğraşmak
play a losing game v. olmayacak duaya amin demek
play a waiting game v. işin sırasını beklemek
play a waiting game v. bekle gör politikası uygulamak
that's a game that two can play expr. bu iki kişinin oynayabildiği bir oyun
that's a game that two can play expr. bu ikili bir oyun
that's a game that two can play expr. bu iki kişilik bir oyun
that's a game that two can play expr. bu iki tarafın da yapabileceği bir şey
that's a game that two can play expr. bu karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum
Speaking
I want to play a game expr. bir oyun oynamak istiyorum