sarkıtmak

Sens de "sarkıtmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	sarkıtmak	dangle v.
Mary dangled her shoe off the tip of her toes. Mary ayakkabısını ayak parmaklarının ucunda sarkıttı. More Sentences
2	General	sarkıtmak	hang v.
She hung the cage from the eaves. Kafesi saçaktan sarkıttı. More Sentences
3	General	sarkıtmak	slouch v.
4	General	sarkıtmak	droop v.
5	General	sarkıtmak	hang down v.
6	General	sarkıtmak	suspend v.
7	General	sarkıtmak	swing v.
8	General	sarkıtmak	let something hang down v.
9	General	sarkıtmak	lop v.
10	General	sarkıtmak	underhang v.
11	General	sarkıtmak	wilt v.
12	General	sarkıtmak	hing [dialect] v.
Phrasals
13	Phrasals	sarkıtmak	sag down v.
Card
14	Card	sarkıtmak	establish v.
Archaic
15	Archaic	sarkıtmak	trine v.
Slang
16	Slang	sarkıtmak	ice v.
Modern Slang
17	Modern Slang	sarkıtmak	abey v.

Sens de "sarkıtmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	dudak sarkıtmak	sulk v.
Phrasals
2	Phrasals	dudak sarkıtmak	be sullen about something v.
3	Phrasals	dudak sarkıtmak	pout about something v.
4	Phrasals	(hayvanı) sarkıtmak	let down v.
5	Phrasals	(bir şeyle) sarkıtmak	suspend something by something v.
6	Phrasals	(bir şeyle) sarkıtmak	suspend (someone or something) by (something) v.
7	Phrasals	aşağı sarkıtmak	slide down v.
8	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyle) sallandırmak/sarkıtmak	suspend (someone or something) by (something) v.
9	Phrasals	(bir yerden) sarkıtmak/sallandırmak	suspend from (something) v.
10	Phrasals	birini veya bir şeyi bir yerden sarkıtmak/sallandırmak	suspend someone or something from something v.
11	Phrasals	bir şeyden bir şey sarkıtmak	dangle something from something v.
12	Phrasals	birini/bir şeyi bir yerden sarkıtmak	hang someone or something from something v.
13	Phrasals	'-den sarkıtmak	hang from v.
14	Phrasals	(bir şeyi bir şeyden) dışarı sarkıtmak	hang (something) out (of something) v.
15	Phrasals	'-en dışarı sarkıtmak	lean out of v.
16	Phrasals	(bir şeyden) dışarı sarkıtmak	lean out (of something) v.
17	Phrasals	(biri/bir şey) hakkında dudak sarkıtmak	pout about (someone or something) v.
18	Phrasals	ile sarkıtmak	suspend by v.
Colloquial
19	Colloquial	dudak sarkıtmak	wibble [uk] v.
Marine
20	Marine	(bir yarda kadar) eski savaş gemisi direğinden sarkıtmak	sling v.