Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | sonlandıran | ender n. |
General | sonlandıran | suppressive adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | sonlandıran kimse | dissolutionist n. |
Law | ||
Law | varlık devri hususunda taraflar arasındaki ihtilafı sonlandıran anlaşma | fine n. |
Computer | ||
Computer | pasif optik ağda optik yerel döngüyü müşteri binasında sonlandıran cihaz | ont n. |
Architecture | ||
Architecture | çatı yüzeyinin üstündeki üçgen çatıyı sonlandıran basamak şeklinde dizi | crowstep n. |
Architecture | çatı yüzeyinin üstündeki üçgen çatıyı sonlandıran basamak şeklinde dizi | corbiestep n. |
Medical | ||
Medical | hastalığı sonlandıran | lyterian adj. |
Psychology | ||
Psychology | kendini sonlandıran arama | self-terminating search n. |
Biology | ||
Biology | herhangi bir amino asit kodlamayıp genellikle protein sentezinde moleküler zinciri sonlandıran genetik bilgi | nonsense n. |
Biology | protein sentezini sonlandıran mesajcı rna'daki genetik kodon | termination codon n. |
Biology | protein sentezini sonlandıran mesajcı rna'daki genetik kodon | stop codon n. |
Biology | protein sentezini sonlandıran mesajcı rna'daki genetik kodon | terminator n. |