spear - Turc Anglais Dictionnaire

spear

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "spear" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 45 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
spear n. mızrak
The spears were used for hunting before guns.
Avlanmak için silahlardan önce mızrak kullanılırdı.

More Sentences
General
spear n. zıpkın
Have you ever gone spear fishing?
Hiç zıpkınla balık tuttun mu?

More Sentences
spear n. bitki sapı
Some veggies have tasty and soft spears.
Bazı sebzelerin sapları lezzetli ve yumuşaktır.

More Sentences
spear v. mızraklamak
The warriors speared the man to death.
Savaşçılar adamı mızraklayarak öldürdüler.

More Sentences
spear v. çatal batırmak
This meat is too hard ever to spear.
Et o kadar sert ki çatal bile batmıyor.

More Sentences
Military
spear n. mızrak
Slay your enemies with swords, spears, arrows, and other ancient weapons of war.
Düşmanlarınızı kılıçlarla, mızraklarla, oklarla ve diğer eski savaş silahlarıyla öldürün.

More Sentences
General
spear n. kargı
spear n. mızraklı adam
spear n. ince bitki sapı
spear n. kazıklı duvar çivisi
spear n. mızrak saplama
spear n. (kazıklı duvarda kullanılan) kazık
spear n. mızrak ile saldırma
spear n. diken
spear n. kargılama
spear n. tırtık
spear n. mızrağa benzer gövde bölümü
spear n. ışın
spear v. mızrak saplamak
spear v. kargılamak
spear v. zıpkınlamak
spear v. mızrakla vurmak
spear v. mızrak gibi gitmek
spear v. mızrak gibi geçmek
spear adj. mızrağımsı
spear adj. mızrağa ait
spear adj. mızrak ile ilgili
spear adj. mızrağa benzer
spear adj. erkek tarafı ile ilgili
spear adj. erkek tarafına ait
spear adj. baba tarafına ait
spear adj. baba tarafına ait
spear adj. baba tarafı ile ilgili
Technical
spear n. kargı
spear n. petrol kuyusu malzeme kurtarma ekipmanı
spear n. bir tür petrol kuyusu oltası
spear v. (bir deliği) rayba ile düzeltmek
Botanic
spear n. filiz
spear n. sürgün
spear n. aya
spear n. kamış otu sapı
Agriculture
spear v. (kesik sap veya bitkileri) lata üzerine oturtmak
Fishery
spear v. (balık) zıpkınla yakalamak
Football
spear v. (rakibi) kask tokuşturarak engellemek
Baseball
spear v. (topu) ani kol refleksi ile tutmak

Sens de "spear" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 81 résultat(s)

Anglais Turc
General
fish spear n. zıpkın
hand spear n. balık mızrağı
asparagus spear n. kuşkonmaz filizi
spear carrier n. kın (bıçak vb)
three-pronged spear n. üç çatallı zıpkın
spear gun n. zıpkın tüfeği
tip of the spear n. mızrağın ucu
shaft of a spear n. mızrak sapı
spear shaft n. mızrak sapı
spear [obsolete] n. çan kulesi
spear [dialect] [uk] n. kamış bitkisi
spear-point n. mızrak ucu
spear-carrier n. olaya katkısı olmayan kimse
spear side n. baba tarafı
spear carrier n. önemsiz grup üyesi
spear [dialect] [uk] n. kamış çatıda kullanılan saz çeşidi
spear-point n. mızrak başı
spear carrier n. düşük kademeli grup üyesi
spear side n. erkek tarafı
spear [obsolete] n. kule
spear-carrier n. önemsiz kimse
spear-carrier n. geri planda kalan kimse
spear carrier n. geri planda kalan üye
spear-carrier n. pasif konumda bulunan kimse
spear carrier n. lider
spear carrier n. öncü
spear carrier n. hareket lideri
spear carrier n. grup lideri
spear carrier n. baş
spear carrier n. grup lideri
spear up v. ok gibi atılmak
spear up v. zıpkın gibi fırlamak
spear up v. dimdik yükselmek
spear up v. ok gibi fırlamak
couch a spear v. saldırı konumunu alçaltmak
Phrasals
spear something out (of something) v. bir şeyi (bir şeyden) zıpkınla çıkarmak
spear something out (of something) v. bir şeyi (bir şeyden) şişe, mızrağa saplayarak çıkarmak
spear out v. zıpkınla çıkarmak
spear out v. sivri bir şeyi saplayarak çıkarmak
spear out v. delip geçmek
spear something out (of something) v. bir şeyi (bir şeyden) sivri bir şeyin ucuna saplayarak çıkarmak
spear out v. şişle çıkarmak
Phrases
under the spear [obsolete] adv. açık artırmayla satılarak
under the spear [obsolete] adv. müzayede ile
Idioms
take the spear in one's chest v. sorumluluğu üstüne almak
take the spear in one's chest v. suçu/kabahati üzerine almak
take the spear v. sorumluluğu üstüne almak
take the spear v. suçu/kabahati üzerine almak
Computer
spear-phishing n. kişiye veya kuruma özel oltalama saldırısı
Telecom
spear-phishing n. oltalama saldırısı
spear-phishing n. e-posta aracılığıyla gerçekleştirilen bir tür sanal kimlik saldırısı
Marine
spear gun n. sualtında balık avlanmaya yarayan ucu çengelli mızrak
spear gun n. zıpkın
Mining
spear [uk] n. çamur pompası haznesine geçirilen çubuk
Marine Biology
fish spear n. balık mızrağı
forked spear n. çatal zıpkın
Zoology
greater spear-nosed bat n. büyük mızrak burunlu yarasa
spear foot n. (at) arka bacak
Botanic
king's spear n. sarı çirişotu
spear mint n. bahçe nanesi
spear grass n. mızrak otu
golden spear grass n. uzun ve sert bir çeşit ot
golden spear grass n. yeni zelanda mızrak otu
spear lily n. sıcak iklim bölgelerinde yetiştirilen çok yıllık otsu bir bitki
king's spear n. sarı yalancıçiriş
king's spear n. yapraksı kökü ve güzel kokulu sarı çiçekleri olan bir çiriş otu
spear thistle n. devedikeni
spear grass n. nassella ve stipa cinsi kılçıklı ot
Fishery
spear hook n. balıkçılık klipsi
spear hook n. balık klipsi
History
spear thrower n. sapan benzeri alet (taş, kaya atmak için)
throwing-spear n. mızrak atmaya olanak sağlayan alet
hewing-spear n. viking mızrağı
Geology
gum digger's spear [new zealand] n. ana kaynağı yeni zelanda'ya özgü kauri ağaçları olan fosilleşmiş reçineleri kazarak çıkarmak için kullanılan uzun çelik sonda
Military
armed with a lance or spear adj. mızraklı
Theatre
spear-carrier n. opera korosu üyesi
Cinema
spear-carrier n. küçük/yan rollerde yer alan oyuncu
Archaic
spear hand n. sağ el
Ornithology
sparrow spear n. dişi bataklık kiraz kuşu
spear widgeon n. büyük tarakdiş
British Slang
spear-chucker n. siyahlara karşı kullanılan ırkçı bir ifade