suç işlemek

Sens de "suç işlemek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	suç işlemek	commit an offense v.
General
2	General	suç işlemek	offend v.
The police have little doubt that the gang will offend again. Polisin, çetenin tekrar suç işleyeceğinden pek şüphesi yok. More Sentences
3	General	suç işlemek	commit v.
He was falsely accused of committing arson. Haksız yere kundakçılık suçu işlemekle suçlandı. More Sentences
4	General	suç işlemek	commit an offence v.
Sami committed an offence. Sami bir suç işlemişti. More Sentences
5	General	suç işlemek	break the law v.
He knows how to break the law without being caught. O, yakalanmadan nasıl suç işleyeceğini biliyor. More Sentences
Law
6	Law	suç işlemek	commit a crime v.
What Happens When an Astronaut Commits a Crime in Space? Bir Astronot Uzayda Suç İşlerse Ne Olur? More Sentences
General
7	General	suç işlemek	sin v.
8	General	suç işlemek	commit an illegal act v.
9	General	suç işlemek	perpetrate v.
10	General	suç işlemek	fall from grace v.
11	General	suç işlemek	perpetrate a crime v.
12	General	suç işlemek	aguilt v.
13	General	suç işlemek	pull v.
Phrasals
14	Phrasals	suç işlemek	offend against v.
Colloquial
15	Colloquial	suç işlemek	make a score v.
Idioms
16	Idioms	suç işlemek	fall from grace v.
Law
17	Law	suç işlemek	commit felony v.

Sens de "suç işlemek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 30 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	işlemek (suç vb)	commit v.
The basic crime which Milosevic committed was to refuse to kow-tow to ÍÁÔÏ. Miloseviç'in işlediği temel suç ÍÁÔÏ'ye boyun eğmeyi reddetmekti. More Sentences
2	Common Usage	işlemek (suç vb)	perpetrate v.
General
3	General	ağır suç işlemek	commit a serious offense v.
4	General	ağır suç işlemek	commit a serious crime v.
5	General	yeniden suç işlemek	relapse v.
6	General	yeniden (suç, kabahat vb.) işlemek	recommit v.
7	General	(suç vb.) işlemek	commit v.
8	General	suç işlemek amacıyla silah taşıyıp kullanan	gun-toting adj.
Phrasals
9	Phrasals	cinsel suç işlemek	offend against v.
10	Phrasals	birine/bir şeye karşı bir suç işlemek	transgress against someone or something v.
11	Phrasals	(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek	break in (to something or some place) v.
12	Phrasals	-e karşı bir suç işlemek	transgress against v.
Phrases
13	Phrases	suç işlemek amacıyla	with felon intent expr.
Law
14	Law	suç işlemek için cemiyet teşkil etme	forming society for the purpose of committing crime n.
15	Law	suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs	plotter n.
16	Law	suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs	machinator n.
17	Law	suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs	conspirator n.
18	Law	suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs	conjurator n.
19	Law	suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs	coconspirator n.
20	Law	(suç işlemek amacıyla) önceden tasarlanmış plan	premeditated design n.
21	Law	suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs	co-conspirator n.
22	Law	ağır suç işlemek	commit a felony v.
23	Law	suç işlemek üzere gizli anlaşma yapmak	connive v.
24	Law	suç işlemek üzere anlaşmak	conspire v.
25	Law	suç işlemek üzere gizli işbirliğinde bulunmak	connive v.
26	Law	tekrar suç işlemek	reoffend v.
27	Law	cürüm işlemek için suç örgütü kurmak	create a criminal organization for the purpose of engaging in criminal activity v.
28	Law	tekrar suç işlemek	recidivate v.
29	Law	suç işlemek amacıyla/niyetiyle başı boş dolaşmak	loiter with intent [obsolete] [uk] v.
Archaic
30	Archaic	(suç vb.) işlemek	betake v.