sunshine - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sunshine

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "sunshine" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 19 résultat(s)

Anglais Turc
General
sunshine n. neşe
sunshine n. gün
sunshine n. güneş
sunshine n. güneş ışığı
sunshine n. güneşin verdiği sıcaklık ve ışık
sunshine n. neşe saçan kimse
sunshine n. mutluluk kaynağı
sunshine n. güneş gibi parlayan şey
sunshine n. kamuya açılma
sunshine n. kamu incelemesi
sunshine n. gün yüzüne çıkma
sunshine adj. iyimserlik saçan
sunshine adj. neşeli
sunshine adj. havanın güzel olduğu
sunshine adj. güneşli
Law
sunshine adj. kapalı toplantıları yasaklayarak kamusal şeffaflık sağlamak
Computer
sunshine n. güneş ışığı
Meteorology
sunshine n. günışığı
British Slang
sunshine interj. canım!

Sens de "sunshine" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 45 résultat(s)

Anglais Turc
General
sunshine coast n. güneş ışığı kıyısı
sunshine [obsolete] n. kuvvetli güneş ışığı yayılması
in sunshine and in storm adv. iyi veya kötü günlerde
Idioms
a ray of sunshine n. moral/nese/mutluluk kaynağı
a ray of sunshine n. umutlandıran/moral veren
a ray of sunshine n. hep mutlu kimse
a ray of sunshine n. mutluluk saçan kimse
a ray of sunshine n. etrafına mutluluk dağıtan kimse
a ray of sunshine n. keyfi hep yerinde kimse
a ray of sunshine n. birinin hayatına mutluluk katan kimse
a ray of sunshine n. birinin hayatına güneş gibi doğan kimse
walk on sunshine v. mutluluktan uçmak
walk on sunshine v. bulutların üstünde uçmak
walk on sunshine v. mutluluktan bulutların üstünde dolaşmak
walk on sunshine v. sevinçten havalara uçmak
walk on sunshine v. çok mutlu olmak
walk on sunshine v. ayağı yerden kesilmek
walk on sunshine v. ayakları yere değmemek
life isn't all sunshine and rainbows expr. hayat toz pembe değildir
life isn't all sunshine and rainbows expr. hayat acıdır
not all sunshine and roses expr. güllük gülistanlık değil
Speaking
you are my sunshine expr. benim günışığımsın
Law
sunshine law n. kapalı toplantıları yasaklayarak kamuya açan yasal düzenleme
Technical
hours of sunshine n. güneşlenme süresi
Lighting
astronomical sunshine duration n. astronomik güneşlenme süresi
relative sunshine duration n. bağıl güneşlenme süresi
sunshine duration n. güneşlenme süresi
possible sunshine duration n. olanaklı güneşlenme süresi
Automotive
sunshine-roof n. açılır tavan
Marine Biology
sunshine bass n. melez bir tatlı su levreği türü
Botanic
oregon sunshine (eriophyllum lanatum) n. grimsi yaprakları ve altın sarısı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki
Environment
possible duration of sunshine n. mümkün güneş ışığı süresi
Geography
sunshine coast n. avustralya'nın queensland eyaletinde şehir
sunshine state n. florida eyaleti
Meteorology
sunshine recorder n. güneşlenme süresi yazıcısı
sunshine integrator n. güneşlilik süresi hesaplayıcısı
sunshine recorder n. günışığı kaydedicisi
sunshine integrato n. günışığı göstergesi
Slang
shot to sunshine v. bozulmak
shot to sunshine v. eskimek
blow sunshine up (one's) ass v. (birinin) kıçını yalamak
blow sunshine up (one's) ass v. (birine) yağ çekmek
blow sunshine up (one's) ass v. (birini) kandırmak
blow sunshine up (one's) ass v. (birinin) yüzüne gülmek
blow sunshine up (one's) ass v. (birine) samimiyetsiz davranmak/olmak