| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | sympathize v. | duygularını paylaşmak | ||
|
I can sympathize with your problems, but I can't help. Sorunlarınızı anlayıp duygularınızı paylaşabilirim ama yardımcı olamam. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | sympathize v. | acımak | ||
|
She sympathized with those unfortunate people. Şu şanssız insanlara acıdı. More Sentences |
||||
| General | sympathize v. | sempati duymak | ||
|
The Soviet government, although sympathizing with the Red Finns, declared neutrality, fearing Germany. Sovyet hükümeti, Kızıl Finlilere sempati duymasına rağmen, Almanya'dan korktuğu için tarafsızlığını ilan etti. More Sentences |
||||
| General | sympathize v. | tarafını tutmak | ||
| General | sympathize v. | yakınlık duymak | ||
| General | sympathize v. | etkileşmek | ||
| General | sympathize v. | aynı acıyı hissetmek | ||
| General | sympathize v. | yakınlık göstermek | ||
| General | sympathize v. | başsağlığı dilemek | ||
| General | sympathize v. | sempatizanı olmak | ||
| General | sympathize v. | eşleştirmek | ||
| General | sympathize v. | uyuşturmak | ||
| General | sympathize v. | örtüştürmek | ||
| General | sympathize v. | benzetmek | ||
| General | sympathize v. | uyumlu hale getirmek | ||
| General | sympathize v. | bir başkasının gözünden yansıtmak | ||
| General | sympathize v. | bir başkasının duygularını içselleştirmek | ||
| General | sympathize v. | empati kurmak | ||
| General | sympathize v. | empatiyi yansıtmak | ||
| General | sympathize v. | uyumlu olmak | ||
| General | sympathize v. | benzer olmak | ||
| General | sympathize v. | benzerlik göstermek | ||
| General | sympathize v. | örtüşmek | ||
| General | sympathize v. | uyuşmak | ||
| General | sympathize v. | eşleşmek | ||
| General | sympathize v. | uyum içinde olmak | ||
| General | sympathize v. | anlaşmak | ||
| General | sympathize v. | (fikirlerine vb.) destek vermek | ||
| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | sympathize with v. | halini anlamak | ||
|
Tom sympathized with Mary. Tom Mary'nin halinden anladı. More Sentences |
||||
| General | sympathize with v. | duyguları paylaşmak | ||
|
We sympathize with you. Sizinle aynı duyguları paylaşıyoruz. More Sentences |
||||
| General | sympathize with v. | desteklemek (görüşü/fikri) | ||
| General | sympathize with v. | anlayıp paylaşmak (görüşü/fikri) | ||
| General | sympathize with v. | duygularını anlayıp paylaşmak | ||
| General | sympathize with someone v. | üzüntüsünü paylaşmak | ||
| General | sympathize with someone v. | üzüntüsüne katılmak | ||
| General | sympathize with someone v. | üzüntüsüne ortak olmak | ||
| General | sympathize with someone v. | duygusunu paylaşmak | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | sympathize with (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) duygularını, düşüncelerini anlamak/paylaşmak | ||