wander - Turc Anglais Dictionnaire

wander

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "wander" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 26 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
wander v. başıboş dolaşmak
Sami has just wandered off.
Sami başıboş dolaşıyordu.

More Sentences
wander v. dolaşmak
She wandered through the park, enjoying the nice weather.
Güzel havanın tadını çıkararak parkta dolaştı.

More Sentences
wander v. amaçsızca dolaşmak
We wandered aimlessly around the shopping district.
Alışveriş bölgesinde amaçsızca dolaştık.

More Sentences
wander n. amaçsızca gezinme
General
wander n. gezinti
They went for a wander around the rose gardens.
Gül bahçelerinde gezintiye çıktılar.

More Sentences
wander v. gezinmek
They were dancing, but then his hand started to wander.
Dans ediyorlardı ama sonra adamın eli üzerinde gezinmeye başladı.

More Sentences
wander v. sapmak
Make sure not to wander from the subject during the presentation.
Sunum esnasında sakın ola konudan sapmayın.

More Sentences
wander v. uzaklaşmak
The cat wandered off and got lost again!
Kedi buradan uzaklaştı ve yine ortadan kayboldu!

More Sentences
wander v. kıvrıla kıvrıla gitmek
The road wanders along the skirts of the mountain.
Yol dağın etekleri boyunca kıvrıla kıvrıla gidiyor.

More Sentences
wander v. gezmek
I had some free time, so I wandered around town.
Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehri gezdim.

More Sentences
wander v. akıp gitmek
Jones lay on the sand and let his thoughts wander.
Jones kumlara uzanarak düşüncelerinin akıp gitmesine izin verdi.

More Sentences
Technical
wander v. dolaşmak
Her eyes wandered restlessly around the room, hoping to see him.
Gözleri onu görme umuduyla odanın içinde huzursuzca dolaştı.

More Sentences
General
wander n. sayıklama
wander n. dolaşma
wander n. dolaşma
wander v. abuk sabuk konuşmak
wander v. sürtmek
wander v. kaybolmak
wander v. sayıklamak
wander v. yolunu şaşırmak
wander v. dalıp gitmek
wander v. çevreyi dolaşmak
wander v. dolanıp durmak
wander v. doğru yoldan ayrılmak
wander v. dağılıp gitmek
wander v. dağılmak

Sens de "wander" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 61 résultat(s)

Anglais Turc
General
wander about v. gezinmek
Where's he wandering about?
Nerelerde geziniyor?

More Sentences
wander away v. uzaklaşmak
The speaker wandered away from the subject.
Konuşmacı konudan uzaklaştı.

More Sentences
wander around v. dolaşmak
The Help Train, which continues to wander around the city center, stopped today at Fatma Alaettinoğlu Primary School.
Şehir merkezinde dolaşmaya devam eden Yardım Treni, bugün Fatma Alaettinoğlu İlköğretim Okulu'nda durdu.

More Sentences
wander about v. başıboş dolaşmak
I wandered about the streets all day.
Bütün gün sokakları başıboş dolaştım.

More Sentences
Phrasals
wander off (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
Tom wandered off.
Tom uzaklaştı.

More Sentences
wander from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
Don't wander from the subject.
Konudan uzaklaşma.

More Sentences
General
wander idly n. özgür yaşam
wander off v. konu dışına çıkmak
wander around v. başıboş dolaşmak
wander about v. boş boş dolaşmak
wander from v. sapmak
wander from v. ayrılmak
wander from the subject at hand v. ele alınan konudan ayrılmak
wander idly v. sürtmek
wander off v. başkalarından ayrılarak kendi başına dolaşmak
wander off v. konudan konuya atlamak
wander around idly v. avare dolaşmak
wander off v. ayrılmak (esas konudan)
wander around v. amaçsızca dolanmak
wander around v. amaçsızca dolaşmak
wander around v. dolanıp durmak
wander off v. karışmak
wander from the subject v. konudan ayrılmak
wander from the subject v. konudan sapmak
wander off v. sapmak
wander off v. farklı şeylere dalıp gitmek
wander off v. konudan sapmak
wander off v. konudan ayrılmak
wander off the subject v. konudan sapmak
wander about v. boş boş takılmak
wander off the subject v. konuyu saptırmak
wander about v. dolanıp durmak
wander from v. -den sapmak
wander from v. -den ayrılmak
wander aimlessly v. aylak aylak dolanmak
wander aimlessly v. başıboş dolaşmak
wander away from the topic v. konudan sapmak
wander out into the world v. dünyaya açılmak
Phrasals
wander in v. başıboş dolaşmak
wander around v. oyalanmak
wander around v. aylaklık etmek
wander through v. gezinmek
wander around v. gezinmek
wander into v. gezinmek
wander into (some place) v. (bir yere) elini kolunu sallayarak girmek
wander from (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından ayrılmak
wander away (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
wander away (from someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından ayrılmak
wander into (some place) v. (bir yere) öylesine/rastgele girmek
wander off (from someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından ayrılmak
wander from (someone or something) v. (bir öğretiden, ideolojiden, prensipten) uzaklaşmak/ayrılmak
Phrases
not all those who wander, are lost expr. başıboş dolanan herkes kaybolmuş değildir
Idioms
mind starts to wander expr. konuyla ilgili olmayan şeylerin düşünülmeye başlanması
Technical
real wander n. gerçek presesyon
baseline wander n. taban çizgisi sapması
Telecom
control of jitter and wander within synchronization networks n. senkronizasyon ağları içerisinde gezinme ve rasgele hareket denetimi
Automotive
wind wander n. rüzgara bağlı gezme
Geology
polar wander n. kutup kayması
polar wander n. yeryüzünün manyetik kutuplarının hareketi
Military
apparent wander n. görünen sapma
Star Wars
wander-class jump freighter n. gezici-sınıfı zıplayıcı yük gemisi