dağılmak - Turc Anglais Dictionnaire

dağılmak

Sens de "dağılmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 78 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
dağılmak disperse v.
By morning the fog had dispersed.
Sabaha karşı sis dağılmıştı.

More Sentences
dağılmak scatter v.
General
dağılmak fall apart v.
Where I come from in Northern Ireland the rural community is falling apart.
Kuzey İrlanda'da geldiğim yerde kırsal toplum dağılıyor.

More Sentences
dağılmak be scattered v.
Books are scattered around the room.
Kitaplar odanın her tarafına dağılmış.

More Sentences
dağılmak separate v.
Clusters of galaxies will disband and separate.
Galaksi kümeleri dağılacak ve ayrılacak.

More Sentences
dağılmak break up v.
The meeting was about to break up.
Toplantı dağılmak üzereydi.

More Sentences
dağılmak dissolve v.
The rain clouds had dissolved by noon.
Yağmur bulutları öğle saatlerinde dağılmıştı.

More Sentences
dağılmak disperse v.
It is the only oil that completely disperses in water.
Suda tamamen dağılan tek yağdır.

More Sentences
dağılmak disband v.
When did The Beatles disband?
Beatles ne zaman dağıldı?

More Sentences
dağılmak come apart v.
Things are coming apart.
Her şey dağılıyor.

More Sentences
dağılmak disintegrate v.
After the Soviet Union disintegrated in 1991, the Cold War finally ended.
Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasının ardından Soğuk Savaş nihayet sona erdi.

More Sentences
dağılmak dissipate v.
The storm eventually dissipated in the North Atlantic Ocean on March 15.
Fırtına sonunda 15 Mart'ta Kuzey Atlantik Okyanusu'nda dağıldı.

More Sentences
dağılmak clear v.
The mist is clearing.
Sis dağılıyor.

More Sentences
dağılmak spread v.
The shops mainly spread across the city center.
Mağazalar çoğunlukla şehir merkezine dağılmıştır.

More Sentences
dağılmak melt v.
The protest against the new law melted away.
Yeni yasaya karşı yapılan protestolar yavaş yavaş dağılıyordu.

More Sentences
dağılmak break v.
We could see the waves breaking from our hotel room.
Otel odamızdan dalgaların dağılışını görebiliyorduk.

More Sentences
dağılmak dismiss v.
Class is dismissed.
Sınıf dağıldı.

More Sentences
dağılmak be spread v.
My grandson's toys are spread all around the house.
Torunumun oyuncakları evin her tarafına dağılmış.

More Sentences
Phrasals
dağılmak break up v.
The Soviet Union was newly broken up.
Sovyetler Birliği yeni dağılmıştı.

More Sentences
Military
dağılmak break v.
And when the client insists and expresses disagreement, they break down psychologically.
Müşteri ısrarcı olduğunda ve aynı fikirde olmadığını ifade ettiğinde psikolojik olarak dağılır.

More Sentences
Archaic
dağılmak break v.
They did not break apart easily.
Kolay kolay dağılmadılar.

More Sentences
General
dağılmak splinter v.
dağılmak crack up v.
dağılmak go to pieces v.
dağılmak straggle v.
dağılmak go splinters v.
dağılmak disrupt v.
dağılmak strew v.
dağılmak fall v.
dağılmak fly to pieces v.
dağılmak range v.
dağılmak scatter v.
dağılmak diffuse v.
dağılmak decay v.
dağılmak go into splinters v.
dağılmak decompose v.
dağılmak adjourn v.
dağılmak clear away v.
dağılmak distribute v.
dağılmak fall to pieces v.
dağılmak crumble v.
dağılmak rend v.
dağılmak desparple [obsolete] v.
dağılmak overstraw v.
dağılmak overstrew v.
dağılmak overstrow v.
dağılmak implode v.
dağılmak disjoint v.
dağılmak disperple v.
dağılmak diffract v.
dağılmak downcome v.
dağılmak fan v.
dağılmak percolate v.
dağılmak scale [scotland] v.
dağılmak sliver v.
dağılmak spalt [dialect] v.
dağılmak sprad [obsolete] v.
dağılmak streel v.
dağılmak wander v.
dağılmak straddle v.
Phrasals
dağılmak split apart v.
dağılmak crumble into (something) v.
dağılmak wash out v.
dağılmak crumble into v.
dağılmak fall to (something) v.
dağılmak splinter up v.
Colloquial
dağılmak get rekt v.
dağılmak become unglued v.
Idioms
dağılmak go to the pack [australia/new zealand] v.
dağılmak head south v.
dağılmak be coming apart at the seams v.
dağılmak come unstuck v.
dağılmak become unstuck v.
Technical
dağılmak branch v.
Food Engineering
dağılmak disperse v.
Biology
dağılmak be dispersed v.
Archaic
dağılmak sperse v.
Slang
dağılmak turn tits up v.

Sens de "dağılmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 95 résultat(s)

Turc Anglais
General
dağılmak (sis/duman) lift v.
It was only when the fog lifted that we noticed that we had slept on the edge of an abyss.
Bir uçurumun kenarında uyuduğumuzu ancak sis dağılınca fark ettik.

More Sentences
dikkati dağılmak be distracted v.
Maybe Tom was distracted.
Belki de Tom'un dikkati dağılmıştı.

More Sentences
dikkati dağılmak get distracted v.
You got distracted.
Dikkatin dağıldı.

More Sentences
(sis, duman) dağılmak lift v.
The fog lifted towards noon.
Öğlene doğru sis dağıldı.

More Sentences
(duman, sis) biraz dağılmak thin v.
The heavy smoke thinned as the firemen put out the fire.
İtfaiyeciler yangını söndürürken yoğun duman biraz dağıldı.

More Sentences
Idioms
dikkati dağılmak get sidetracked v.
Tom got sidetracked.
Tom'un dikkati dağıldı.

More Sentences
General
çil yavrusu gibi dağılmak stampede v.
bir sonuca bağlanmadan dağılmak collapse v.
parçalara ayrılıp dağılmak disintegrate v.
çevreye dağılmak scatter around v.
çevreye dağılmak disperse around v.
zihni dağılmak distract v.
çarpıp dağılmak break over v.
dikkati dağılmak become distracted v.
dikkati dağılmak lose attention v.
dikkati dağılmak lose one's attention v.
(grup) dağılmak disband v.
her yere/yana dağılmak/yayılmak go everywhere v.
(bölgeye/alana) dağılmak spread out v.
merkezden çevreye dağılmak radiate v.
(esintiyle) dağılmak whiffle v.
çevreye dağılmak desparple [obsolete] v.
(renk) dağılmak bleed v.
(baskı altında) verimini kaybedip dağılmak crack (up) v.
düzensiz ve azar azar dağılmak dribble v.
çil yavrusu gibi dağılmak fan v.
(sis, pus) dağılmak clear v.
düzensiz dağılmak scramble v.
çil yavrusu gibi dağılmak skail v.
parçalara ayrılıp dağılmak slack v.
dikkati dağılmak space v.
yanarak dağılmak outburn v.
duman gibi yayılarak dağılmak fume v.
Phrasals
dağılmak (sinema/tiyatro) let out v.
çil yavrusu gibi dağılmak scurry about v.
çil yavrusu gibi dağılmak scurry around v.
çil yavrusu gibi dağılmak scurry off v.
(dalga) kayalara çarpıp dağılmak break against (something) v.
(dalga) kayalara çarpıp dağılmak break against something v.
(sis, bulutlar) dağılmak clear off v.
(bir noktadan diğer noktaya ) kadar dağılmak extend (from something) (to something) v.
bir şeyin her yanına yayılmak/dağılmak diffuse through something v.
(bir yerin) tamamına dağılmak spread across (something or some place) v.
çarpıp dağılmak break against something v.
düşüp dağılmak drop across (someone or something) v.
çarpıp dağılmak break against (something) v.
(bir şeyden/yerden) toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out (of something or some place) v.
bir şeyden çil yavrusu gibi dağılmak swarm out of something v.
(bir şeyden/yerden) çil yavrusu gibi dağılmak swarm out (of something or some place) v.
bir şeyden toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out of something v.
bir şeyin altında dağılmak buckle under something v.
dikkati dağılmak check out v.
(bulutlar, sis) dağılmak clear up v.
(bir yerden) ayrılmak/dağılmak fan out (from some place) v.
(duygusal anlamda) dağılmak fall to (something) v.
(korkuyla çil yavrusu gibi dağılmak stampede in (something) v.
(bir yerden) çil yavrusu gibi dağılmak stampede out of (some place) v.
-den çil yavrusu gibi dağılmak stampede out v.
-den çil yavrusu gibi dağılmak swarm out of v.
'-den toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out of v.
alt tabakadaki kişilere dağılmak trickle down v.
(bir şeyden/bir yerden) dağılmak tumble out (of something or some place) v.
Colloquial
ağızda dağılmak dissolve in the mouth v.
ağızda dağılmak melt in the mouth v.
dikkati dağılmak space out v.
dikkati dağılmak space off v.
Idioms
çil yavrusu gibi dağılmak take to flight v.
dört bir yana dağılmak be scattered to the four winds v.
dört bir yana dağılmak be all over the lot v.
dört bir yana dağılmak be all over the shop v.
çil yavrusu gibi dört bir yana dağılmak ride off in all directions v.
çil yavrusu gibi dört bir yana dağılmak run off in all directions v.
beyni dağılmak ring (one's) bell v.
beyni dağılmak get (one's) bell rung v.
hızlıca dağılmak fade fast v.
(duygusal anlamda) dağılmak fall to bits v.
dikkati dağılmak get off track v.
dikkati çabuk/hemen dağılmak have the attention span of a gnat v.
dikkati çabuk/hemen dağılmak have the attention span of a mosquito v.
başka yönlere dağılmak/sapmak jump the tracks v.
başka yönlere dağılmak/sapmak jump the track v.
ağızda dağılmak melt in mouth v.
ağzında dağılmak melt in your mouth v.
dikkati dağılmak take your eye off the ball v.
Trade/Economic
(tröst, tekel) dağılmak decartelize [us] v.
(tröst, tekel) dağılmak decartelise [uk] v.
Politics
merkezi bir konumdan dağılmak decentralize [us] v.
Technical
ayrı yönlere dağılmak branch v.
Aeronautic
bölümlere ayrılmak/dağılmak/bölünmek branch v.
Chemistry
(emülsiyon) dağılmak crack v.
Apiculture
uçarak dağılmak swarm v.
Meteorology
(sis, bulut) dağılmak clarify v.
Military
araç konvoyunu dağılmak, yok edilmek veya ele geçirilmekten koruyan refakatçi convoy escort n.
Card
(kart destesi) eşit dağılmak split v.
Slang
(ilgisi) dağılmak blow over v.