wick - Turc Anglais Dictionnaire

wick

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "wick" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 32 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
wick n. fitil
General
wick n. fitil (lamba)
The wick burned to the socket until the morning.
Fitil sabaha değin dibine kadar yanmıştı.

More Sentences
wick n. lamba
wick n. kasaba
wick n. fitil (mum/kandil vb'nde)
wick n. köy
wick n. emme
wick n. sıvının çekilmesi
wick n. dışarı atma
wick v. kurutmak/yok etmek (suyunu-sıvısını)
wick v. ince ince süzülmek/akmak
wick adj. canlı
wick adj. hareketli
wick adj. enerjik
wick adj. canlı
wick adj. emekleyen
wick adj. sürünen
Technical
wick n. fitil
Automotive
wick v. gaza basıp bırakmak
Medical
wick n. yaraya dren görevi görecek şekilde yerleştirilmiş hortum
Physiology
wick v. kılcal hareketle iletmek
wick v. kılcal hareketle iletilmek
Geography
wick n. mezra
wick n. iskoçya'da bir şehir
Military
wick n. fitil
Sport
wick n. (körling) sahada diğer oyuncuların taşlarının çevrelediği dar bir açıklık
wick n. (körling) oynanan taşın hareketsiz bir taşa yön değiştirmeye yetecek kadar değdiği atış
wick v. (körling) (taşa) yandan vurmak
wick v. (körling) (hareketsiz duran taşa) oynanan taşın yönünü değiştirmeye yetecek kadar vurmak
Slang
wick n. penis
wick n. çük
wick n. sik

Sens de "wick" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 49 résultat(s)

Anglais Turc
General
get on someone's wick n. gıcık etmek
His manner of speaking got on Nikole's wick.
Onun konuşma tarzı Nikole'ü gıcık etti.

More Sentences
candle wick n. fitil
wick [dialect] n. ağız kenarı
wick [dialect] n. hayat
wick [dialect] n. canlılık
wick [dialect] n. hafta
wick [dialect] n. göz kenarı
shire wick n. idari bölge
shire wick n. ilçe
shire wick n. kontluk
turn up the wick v. lambayı açmak
ignite the wick v. fitili ateşlemek
having a wick adj. fitilli
Idioms
get on someone's wick v. gıcık etmek
get on someone's wick v. birini çok kızdırmak
get on someone's wick v. birisini sıkmak
get on someone's wick v. sinirden kudurtmak
get on someone's wick v. çok öfkelendirmek
get on someone's wick v. sinirlerini ayağa kaldırmak
get on someone's wick v. küplere bindirmek
get on somebody's wick v. birini rahatsız etmek
get on somebody's wick v. birine rahatsızlık vermek
Technical
wick feed oiler n. fitilli yağdanlık
lamp wick n. lamba fitili
wick lubricator n. fitilli yağdanlık
lubricating wick n. yağlama fitili
wick luricator n. fitilli yağdanlık
oil wick n. yağ fitili
wick flame n. fitil alevi
Construction
wick drain n. fitil drenajı
Botanic
wick [uk] n. bitkinin köklere en yakın büyüyen kısmı
Agriculture
wick [uk] n. çiftlik
wick [uk] n. mandıra
wick [uk] n. süt çiftliği
Geography
wick [scotland] n. küçük körfez
wick [scotland] n. küçük koy
Military
candle wick n. fitil
Entomology
wick [dialect] n. kurtçuk
Slang
dip your wick v. sikmek
dip your wick v. yatağa atmak
dip your wick v. (birini yatağa) götürmek
dip your wick v. düdüklemek
British Slang
hampton (wick) (rhyming slang on prick) n. penis
hampton (wick) (rhyming slang on prick) n. çük
dip one's wick v. vurmak
dip one's wick v. yatağa atmak
dip one's wick v. götürmek
get on one's wick v. birini çileden çıkarmak
get on one's wick v. birini sinir etmek