yaslanmak - Turc Anglais Dictionnaire

yaslanmak

Sens de "yaslanmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yaslanmak lean v.
I leaned against the wall and lit a cigarette.
Duvara yaslanıp bir sigara yaktım.

More Sentences
yaslanmak recline v.
I reclined on the long sofa.
Uzun koltuğa yaslandım.

More Sentences
yaslanmak repose v.
General
yaslanmak lean against v.
When he walked, he had to lean against the wall and make very tiny steps.
Yürürken duvara yaslanmak ve çok küçük adımlar atmak zorundaydı.

More Sentences
yaslanmak lean v.
Leaning into it and having the full experience is worth it.
Ona yaslanmak ve tam deneyime sahip olmak buna değer.

More Sentences
yaslanmak rest v.
If you sit back and rest, you will feel much better.
Arkanıza yaslanıp dinlenirseniz, kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.

More Sentences
yaslanmak steady v.
He steadied himself against the railing.
Korkuluklara yaslandı.

More Sentences
Idioms
yaslanmak lean on v.
If we want to lean on the WTO, we ourselves must act according to the rules set by the WTO.
DTÖ'ye yaslanmak istiyorsak kendimiz de DTÖ tarafından belirlenen kurallara göre hareket etmeliyiz.

More Sentences
General
yaslanmak rest against v.
yaslanmak rely on v.
yaslanmak repose on v.
yaslanmak abut v.
yaslanmak recumb v.
yaslanmak stay [obsolete] v.
Phrasals
yaslanmak lean toward v.
yaslanmak loll on v.
Technical
yaslanmak recline v.
Math
yaslanmak osculate v.

Sens de "yaslanmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 45 résultat(s)

Turc Anglais
General
arkaya yaslanmak lean back v.
I leaned back.
Ben arkaya yaslandım.

More Sentences
arkaya yaslanmak sit back v.
Sit back and wait for the delivery.
Arkanıza yaslanın ve teslimatı bekleyin.

More Sentences
Phrasals
arkasına yaslanmak lie back v.
I want you to lay back and relax.
Arkana yaslanıp rahatlamanı istiyorum.

More Sentences
arkasına yaslanmak lean back v.
Tom leaned back in his swivel chair.
Tom döner sandalyesinde arkasına yaslandı.

More Sentences
geriye yaslanmak lean back v.
Tom leaned back on the couch.
Tom kanepede geriye yaslandı.

More Sentences
arkasına yaslanmak settle back v.
Tom settled back.
Tom arkasına yaslandı.

More Sentences
(birine/bir şeye) yaslanmak lean back against (someone or something) v.
Tom leaned back against the wall.
Tom duvara yaslandı.

More Sentences
General
diğer tarafa yaslanmak bend over v.
sokulup yaslanmak cuddle up to v.
yastığa yaslanmak lie back on pillow v.
yastığa yaslanmak sink back against pillow v.
(masada) arkaya yaslanmak accumb v.
(bir şeye) yaslanmak uplean [obsolete] v.
diğer tarafa yaslanmak overbend v.
diğer tarafa yaslanmak overbow [obsolete] v.
Phrasals
geriye yaslanmak lean backwards v.
arkasına yaslanmak lean backwards v.
bir şeye yaslanmak/dayanmak abut (up) against v.
(sert bir şeye) dayanmak/yaslanmak abut (up) against something v.
'-e yaslanmak press on v.
geriye yaslanmak settle back v.
bir şeye yaslanmak slant against something v.
geriye yaslanmak/dayanmak lean back against (someone or something) v.
bir şeye yaslanmak abut on something v.
(bir şeye) yaslanmak back (someone or something) up to (something) v.
rahatça arkana yaslanmak lay back v.
(birine/bir şeye) yaslanmak lean back on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) yaslanmak lean on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) yaslanmak rest against (someone or something) v.
-e dayanmak/yaslanmak slant toward v.
(birine/bir şeye) yaslanmak stand against (someone or something) v.
(bir şeye) yaslanmak stand up against (something) v.
(birine/bir şeye) yaslanmak thrust against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) yaslanmak thrust up against (someone or something) v.
geriye doğru yaslanmak tip back v.
Phrases
birine/bir şeye dayanmak/yaslanmak slant toward someone or something v.
(birine/bir şeye) dayanmak/yaslanmak slant toward (someone or something) v.
Idioms
rakibi tarafından sıkıştırılıp iplere yaslanmak (boksta) be on the ropes v.
birine yaslanmak lean back on someone v.
(birine) yaslanmak get ahold of (one) v.
(birine) yaslanmak grab hold of (someone) v.
(birine) yaslanmak grab ahold of (someone) v.
Marine
teknenin yalpa yapmaması için oturup arkaya yaslanmak hike out v.
teknenin yalpa yapmaması için rüzgar tarafına doğru yaslanmak hike v.
(giden teknede) dengeyi sağlamak için geriye yaslanmak sit out v.