yok etmek için - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yok etmek için



Sens de "yok etmek için" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
General
yok etmek için away adv.

Sens de "yok etmek için" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 25 résultat(s)

Turc Anglais
General
direktuvar sistemini yok etmek ve komünist düzeni kurmak için komplo düzenleyen fakat başarısız olan fransız politik provokatör babeuf n.
istilacı nassella tussock bitkisini yok etmek için yeni zelanda'nın farklı bölgelerinde kurulan çeşitli yerel yasal kuruluşlardan her biri nassella tussock board n.
düşmanlarını yok etmek için şiddete başvuran gizli bir mormon örgütüne mensup kimse destroying angel n.
askeri gücün düşmanı yok etmek için gerekenden daha fazlasını kullanma overkill n.
(verilmek istenen asıl mesajı yok etmek için) gerekenden fazlasını yazmak overwrite v.
Idioms
akşamdan kalmalığı yok etmek için içilen içki the hair of the dog (that bit you) n.
akşamdan kalmalığı yok etmek için içilen içki hair of the dog that bit (one) n.
akşamdan kalmalığı yok etmek için içilen içki hair of the dog that bit n.
yok etmek için ateş etmek fire in anger v.
Law
ıskat veya yok etmek için bir şeyi hileyle üstlenme prevaricate [uk] v.
Technical
elektronik bir donanımı yok etmek veya engellemek için kullanılan, mikrodalga frekans aralığında güçlü bir elektromanyetik darbe oluşturan bomba microwave bomb n.
geminin manyetizma etkisini yok etmek için pusulanın yakınına yerleştirilen mıknatıs, yumuşak demir küreler veya çubuklar compensator n.
geminin manyetizma etkisini yok etmek için pusulanın yakınına yerleştirilen mıknatıs, yumuşak demir küreler veya çubuklar compass corrector n.
Marine
geminin metalinin pusula üzerindeki etkisini yok etmek için pusula tabanına konulan çeşitli küçük mıknatıslara verilen ad compensator n.
Medical
hastalıklı ya da istenmeyen dokuyu yok etmek için kimyasal madde kullanımı chemosurgery n.
hastalıklı ya da istenmeyen dokuyu yok etmek için kimyasal madde kullanımı ile ilgili chemosurgical adj.
Pharmaceutics
ağır enfeksiyonlara yol açan bakterileri yok etmek için kullanılan bir antibiyotik ertapenem n.
Chemistry
yosun yok etmek için suya katılan madde algicide n.
Religious
düşmanlarını yok etmek için şiddet kullanmaya yemin etmiş gizli bir mormon tarikatının üyesi danite n.
Environment
toprak ve su ortamındaki çevre kirliliğine yol açan maddeleri yok etmek için doğal yollarla oluşan ya da yapay olarak oluşturulan mikroorganizmaların kullanılması bioremediation n.
insan etkinliklerinin çevreye olan olumsuz etkilerini azaltmak veya yok etmek için geliştirilen stratejiler ecomanagement n.
Military
düşmanın gıda kaynaklarını yok etmek için askeri operasyonlarda tarım ürünlerine zararlı madde kullanımı anticrop operation n.
düşmanı yok etmek için strategically adv.
Mythology
yunan mitolojisinde, Calydon kentini yok etmek için artemis tarafından gönderilen vahşi domuz Calydonian boar n.
(yunan mitolojisinde) karısıyla birlikte zeus'un insan ırkını yok etmek için yarattığı tufandan kurtulan bir adam deucalion n.