yollu - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yollu



Sens de "yollu" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 19 résultat(s)

Turc Anglais
General
yollu goer n.
yollu having roads adj.
yollu streaked adj.
yollu stripy adj.
yollu striped adj.
yollu stewish adj.
Technical
yollu stripy adj.
Automotive
yollu streaking adj.
Environment
yollu striped adj.
Slang
yollu boody n.
yollu loose woman n.
yollu hootchie n.
yollu hornbag [australia] n.
yollu slut n.
yollu slag n.
yollu trampy adj.
yollu easy adj.
yollu round-heeled adj.
yollu of easy virtue adj.

Sens de "yollu" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 265 résultat(s)

Turc Anglais
General
tek yollu anova single way anova n.
üç yollu anova three way anova n.
(şaka yollu) beden cezalarında sopa kullanımının savunulması caneology n.
şaka yollu takılma trifling n.
yollu kadın gillie [dialect] n.
(iskoçya'da) yollu kadın cutty n.
(şaka yollu) şair hazretleri poetship n.
mutasyon geçirmiş hal (şaka yollu) mutant n.
şaka yollu takılmak tease v.
(birine) (şaka yollu) takılmak rally v.
şaka yollu sataşmak badinage v.
şaka yollu söylemek bejape v.
şaka yollu sataşmak chiack [australia] v.
şaka yollu sataşmak chyack [australia] v.
şaka yollu iğneleyen pawky adj.
şaka yollu waggish adj.
ima yollu referential adj.
şaka yollu jocular adj.
üç yollu three way adj.
münakaşa yollu disputewise adj.
e-mail yollu e-mail-borne adj.
münakaşa yollu dispute-wise adj.
şaka yollu tongue-in-cheek adj.
iki yollu two-way adj.
tek yollu one-way adj.
yollu ince şerit striped adj.
üç yollu three-way adj.
şaka yollu iğneleyici narquois adj.
son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat nouveau adj.
son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat nouveaux adj.
şaka yollu jokey adj.
şaka yollu joky adj.
dört yollu quadrivial adj.
şaka yollu söylenen pleasant [obsolete] adj.
mizah yollu drolly adv.
mizah yollu humorously adv.
şaka yollu jestingly adv.
şaka yollu jokingly adv.
yollu yolunca in a proper way adv.
mizah yollu humorously adv.
tevil yollu implicitly adv.
şaka yollu triflingly adv.
mizah yollu jokily adv.
şaka yollu jokily adv.
şaka yollu quibblingly adv.
şaka yollu humorously adv.
şaka yollu humorsomely adv.
şaka yollu drollingly adv.
Phrasals
birine şaka yollu takılmak josh around v.
birine şaka yollu sataşmak josh around v.
Colloquial
(orta atlantik aksanıyla şaka yollu) charity charidee n.
kuru meyveli kek (kuru ve lezzetsiz olduğundan şaka yollu göndermelerde de kullanılır) fruitcake n.
cehennem (çoğunlukla yazı dilinde kullanılmayan, farklı şekillerde hecelenebilen şaka yollu bir hüsnütabir) h-e-double-toothpicks n.
şaka yollu laf dalaşı the dozens n.
şaka yollu laf dalaşı the dirty dozens n.
korkulu rüya (mizah yollu) horror of horrors n.
en büyük korku (mizah yollu) horror of horrors n.
hayatının paniği (mizah yollu) horror of horrors n.
(şaka yollu) vasıfsız işçilere yüksek unvanlar verme uptitling n.
(şaka yollu) ölüm kalım savaşı strugglebus n.
(şaka yollu) sinir harbi strugglebus n.
(şaka yollu) hayat/yaşam mücadelesi strugglebus n.
(şaka yollu) hayat/yaşam kavgası strugglebus n.
(şaka yollu) yaygın bir köpek ismi fido n.
şaka yollu laf dalaşı yapmak play the dozens v.
şaka yollu laf dalaşı yapmak play the dozens v.
şaka yollu laf dalaşına girmek play the dozens v.
şaka yollu laf dalaşı yapmak shoot the dozens v.
şaka yollu laf dalaşına girmek shoot the dozens v.
(birine/bir şeye) şaka yollu takılmak goof on (someone or something) v.
birine şaka yollu takılmak goof on someone v.
şaka yollu takılmak goof on v.
orta yollu middle-of-the-road adj.
şaka yollu spoofy adj.
(yoğurdu sarımsakladın mı sarımsaklamadın mı benzeri) tekerlemelerden esinlenilen şaka yollu bir selamlama sözü how now brown cow expr.
(yoğurdu sarımsakladın mı sarımsaklamadın mı benzeri) tekerlemelerden esinlenilen şaka yollu bir selamlama sözü how now, brown cow? expr.
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir I could tell you, but then I'd have to kill you expr.
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerek I could tell you, but then I'd have to kill you expr.
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerek I could tell you but then I’d have to kill you expr.
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir I could tell you but then I’d have to kill you expr.
(bazen alay yollu) ben ne anlarım ki what do I know expr.
(şaka yollu) yepyeni latest and greatest expr.
ses egzersizi olarak doğan şaka yollu selamlama (how are you ne var yu) how now brown cow expr.
ses egzersizi olarak doğan şaka yollu selamlama "how are you ne var yu" how now, brown cow? expr.
(alay yollu) ne eğlenceli ama değil mi? awhfy (are we having fun yet?) expr.
(alay yollu) ne eğleniyoruz ama değil mi? awhfy (are we having fun yet?) expr.
(alay yollu) ne eğlenceli ama değil mi? are we having fun yet? expr.
(alay yollu) ne eğleniyoruz ama değil mi? are we having fun yet? expr.
(alay yollu) (biri bilmeyecek de) ben mi bileceğim what do I know expr.
(alay yollu) (o bilmeyecek de) ben mi bileceğim? what does (he/she) know? expr.
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir ictybtihtky (I could tell you, but then I'd have to kill you) expr.
Idioms
(alay yollu) cömert/yüce gönüllü patron/müdür benevolent overlord n.
(bazen alay yollu) zavallı küçük zengin kız/oğlan/çocuk poor little rich girl/boy/kid n.
(bazen alay yollu) mutsuz/zavallı zengin kız/oğlan/çocuk/çocuğu poor little rich girl/boy/kid n.
(bazen alay yollu) zavallı küçük zengin kız poor little rich girl n.
(bazen alay yollu) mutsuz/zavallı zengin kız/çocuk/çocuğu poor little rich girl n.
(şaka yollu) ölüm kalım savaşı struggle bus n.
(şaka yollu) sinir harbi struggle bus n.
(şaka yollu) hayat/yaşam mücadelesi struggle bus n.
(şaka yollu) hayat/yaşam kavgası struggle bus n.
hakaret davalarında tehdit yollu susturma libel chill n.
kampüste herkesçe tanınan ve önem verilen kız öğrenci (kendini beğenmişler için alay yollu da söylenir) big woman on campus n.
gardiyan (şaka yollu eşinden veya sevgilisinden bahsederken kullanılır) the old ball and chain n.
(şaka yollu) tuvalet chamber of commerce n.
(şaka yollu) ayakyolu chamber of commerce n.
yaşlılıktan kaynaklanan unutkanlık (genelde şaka yollu söylenir) senior moment n.
yollu kadın woman of easy virtue n.
(şaka yollu) evlilik kaynaklı mutluluk wedded bliss n.
(şaka yollu) biz fanilerin arasına karışmak sit below the salt v.
(şaka yollu) biz fanilerin arasına karışmak sit beneath the salt v.
(şaka yollu) ölüm kalım savaşı vermek ride the struggle bus v.
(şaka yollu) sinir harbi vermek ride the struggle bus v.
(şaka yollu) hayat/yaşam mücadelesi vermek ride the struggle bus v.
(şaka yollu) hayat/yaşam kavgası vermek ride the struggle bus v.
(şaka yollu) birine takılmak mess about with v.
(şaka yollu) (seks anlamında) birini götürmek have one's wicked way with somebody v.
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek have one's wicked way with somebody v.
(şaka yollu) birisini öldürmek cancel someone's christmas v.
(birinden) şaka yollu fırça yemek get a ribbing (from someone) v.
(biri tarafından) şaka yollu kızdırılmak get a ribbing (from someone) v.
(biri tarafından) şaka yollu sataşılmak get a ribbing (from someone) v.
pek akıllıca olmayan bir seçim için söylenen şaka yollu uyarı be (someone's) funeral v.
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek have your way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) (seks anlamında) birini götürmek have your way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) birini yatağa atmak have your way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek have your wicked way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) (seks anlamında) birini götürmek have your wicked way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) birini yatağa atmak have your wicked way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek have your (wicked) way with somebody [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) (seks anlamında) birini götürmek have your (wicked) way with somebody [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) tamamen ayık jober as a sudge adj.
(şaka yollu) ölüm kalım savaşı veren on the struggle bus adv.
(şaka yollu) sinir harbi veren on the struggle bus adv.
(şaka yollu) hayat/yaşam mücadelesi veren on the struggle bus adv.
(şaka yollu) hayat/yaşam kavgası veren on the struggle bus adv.
kahvaltıda alışık olmadığımız, sağlıklı olmayan şeyler yeme veya içme anlamında alay yollu bir ifade breakfast of champions expr.
masumane bir cümlenin cinsel içerikli anlama gelen durumlarına vurgu yapmak için şaka yollu kullanılan bir deyim said the actress to the bishop expr.
şaka yollu tongue-in-cheek advice expr.
şaka yollu facetious remarks expr.
şaka yollu tongue-in-cheek expr.
şaka yollu a bantering tone expr.
(şaka yollu) tamamen ayık as jober as a sudge expr.
günahlarımı affettirmek için (şaka yollu) for my sins expr.
kabahatlerimi affettirmek için (şaka yollu) for my sins expr.
şaka yollu olarak (with) tongue in cheek expr.
masumane bir cümlenin cinsel içerikli anlama gelen durumlarına vurgu yapmak için şaka yollu kullanılan bir deyim as the actress said to the bishop expr.
Politics
orta yollu yaklaşım the middle­ of-the-road approach n.
siyasi patronaj yollu işe alım prebend n.
Technical
altı yollu kütük döküm makinesi six-strand billet caster n.
altı yollu döküm makinesi six-strand casting machine n.
açık yollu cihaz open path apparatus n.
çok yollu sönümlenme multipath fading n.
çok yollu yansıma multipath reflection n.
çok yollu alış diversity reception n.
çok-yollu yansıma multipath reflection n.
çok yollu vana multiport valve n.
çift yollu valf shuttle valve n.
çok-yollu iletim multipath transmission n.
çok-yollu sönümlenme multipath fading n.
çok yollu iletim multipath transmission n.
çift yollu kayıt two track recording n.
çift yollu musluk two-way cock n.
dört yollu sürekli döküm makinesi four strand continuous casting machine n.
dört yollu yön kontrol valfi four port directional control valve n.
dört yollu musluk four-way cock n.
dört yollu vana four-way cock n.
dört yollu valf partial liaising valve n.
dört yollu rakor cross union n.
dört yollu karıştırma vanası four-way mixing valve n.
iki yollu sistem two-way system n.
iki yollu vana direct flow valve n.
iki yollu anahtar two-way switch n.
iki yollu valf two-way valve n.
iki yollu kontrol vanası two-way control valve n.
iki yollu vana two-way valve n.
ısınma üç yollu katalitik konvertörü warmup three way catalytic converter n.
tek yollu besleyici uniscramler n.
tek yollu yassıkütük döküm makinesi single-strand slab caster n.
tek yollu oluk one-way channel n.
tek yollu döküm makinesi single-strand casting machine n.
tek yollu redresör one-way rectifier n.
üç yollu iz triple trail n.
üç yollu valf ya da vana three-way valve n.
üç yollu şalter three-way switch n.
üç yollu musluk three-way cock n.
üç yollu vana three port valve n.
üç yollu vana three-way cock n.
üç yollu yakıt musluğu three-way fuel cock n.
üç yollu vana three-way valve n.
üç yollu katalitik konvertör three-way catalysator converter n.
üç yollu rakor three-way union n.
üç yollu musluk three-way cook n.
üç yollu musluk three-way tap n.
üç yollu nipel three-way nipple n.
üç yollu sürgülü vana three-way slide valve n.
üç yollu valf three-way valve n.
yollu kütük döküm makinesi strand billet caster n.
3 yollu nipel 3-way nipple n.
4 yollu nipel 4-way nipple n.
çift yollu twin-path adj.
iki yollu two-way adj.
(manyetik bant) çok yollu multitrack adj.
üç yollu three-way adj.
Computer
çok-yollu yansıma multipath reflection n.
çok-yollu iletim multipath transmission n.
tek yollu one-way adj.
Telecom
çok yollu haberleşme multiway communications n.
çok yollu sönümleme multipath fading n.
iki yollu alternatif işlem two-way alternate operation n.
çok yollu multi-path  adj.
Electric
üç yollu şalter three-point switch n.
çok yollu alış diversity reception n.
iki yollu amplifikatör two-way amplifier n.
iki yollu devre two-way circuit n.
Automotive
buharlaşma emisyon iki yollu valfi evaporative emission two way valve n.
çift yollu valf shuttle valve n.
dört yollu dizel emisyon kontrol düzeni four-way diesel system n.
dört yollu kavşak four-way junction n.
ısınma süreci üç yollu katalitik konvertör warm up three-way catalytic converter n.
iki yollu katalitik konvertör two-way catalytic converter n.
iki yollu valf two-way valve n.
iki yollu geciktirme valfi two-way delay valve n.
iki yollu ayar two-way adjustment n.
iki yollu hoparlör two-way loudspeaker n.
üç yollu seloneid valf three-way solenoid valve n.
üç yollu basınç müşiri three way pressure switch n.
üç yollu ve oksidasyonlu katalitik konvertör three way + oxidation catalytic converter n.
üç yollu katalitik konvertör three way catalytic converter n.
üç yollu katalitik konvertör three-way catalytic converter n.
üç yollu redüksiyon-oksidasyon konvertörü three-way reduction-oxidation converter n.
üç yollu katalitik konvektör three-way catalytic converter n.
Railway
çok yollu hat multiple-track line n.
Food Engineering
iki yollu anova two way anova n.
History
(şaka yollu) plinius, herodot ve incil'de adı geçen bir antilop pygarg n.
Military
çok yollu köprü multilane bridge n.
iz yollu köprü treadway bridge n.
yatık mermi yollu atış flat fire n.
yatık mermi yollu atış flat trajectory fire n.
yatık mermi yollu silah flat trajectory weapon n.
Music
(şarkı yollu sözlü atışmalarda) dalga geçme veya iğneleme amaçlı meydan okuma picong [caribbean] n.
Archaic
yollu kadın dell n.
(bekaretini koruyan) yollu kadın demivierge n.
şaka yollu reddetmek droll v.
Slang
kötü yola düşmüş/yollu kadın best buy n.
barack obama ile joe biden arasındaki yakın arkadaşlık için sözcük kaynaşması yoluyla oluşturulan ve şaka yollu kullanılan bir söz brotus n.
şaka yollu birini hırsızlıkla/soygunculukla suçlama dick turpin n.
şaka yollu birini dick turpin gibi hırsız olmakla suçlama dick turpin n.
yollu kadın bush n.
ödevler için kopya yollu yardım horse n.
yollu kadın roundheel n.
(şaka yollu) ayık jober n.
sarhoj değil (şaka yollu) jober n.
şaka yollu takılmak rag about v.
şaka yollu hakaret etmek rip on [us] v.
şaka yollu eleştirmek rip on [us] v.
(bir şeyle) ilgili şaka yollu takılmak rag about (something) v.
(şaka yollu) tamamen ayık sudge adj.
asker tayını/paketlenmiş hazır yemek anlamındaki "meal ready to eat" ifadesinin ilk harflerinden oluşturulmuş mre kısaltmasının yemeğin kötülüğünden ötürü şaka yollu "Etiyopyalıların bile reddettiği/yemediği yemek" şeklinde değiştirilmiş hali meals rejected by ethiopians expr.
asker tayını/paketlenmiş hazır yemek anlamındaki "meal ready to eat" ifadesinin ilk harflerinden oluşturulmuş mre kısaltmasının yemeğin kötülüğünden ötürü şaka yollu "düşmanın (enemy) bile reddettiği/yemediği yemek" şeklinde değiştirilmiş hali meals rejected by the enemy expr.
bileklerini keserek intihar etmeyi düşünen ya da teşebbüs eden kişiye verilen alay yollu tavsiye down the road, not across the street expr.
önce gençler (şaka yollu) age before beauty expr.
uygunsuz bir sözcük yerine kullanılan şaka yollu bir ifade nfbsk (not for british school kids) expr.
küfür yerine kullanılan şaka yollu bir ifade nfbsk (not for british school kids) expr.
Modern Slang
ben çince mi konuşuyorum? (biri söylediklerini anlamadığında şaka yollu sorulan bir soru) am I speaking chinese? expr.
Paleontology
(şaka yollu) aşırı dinozor merakı dinomania n.