|
- I would just like to finish by saying that the report itself is excellent and I hope that it gets full support.
- Raporun mükemmel olduğunu ve tam destek almasını umduğumu söyleyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.
- Please be so kind as to allow me to finish my sentence.
- Lütfen cümlemi bitirmeme izin verecek kadar nazik olun.
- We have had a less tight agenda today and are finishing as early as 5.36 p.m.
- Bugün daha az yoğun bir gündemimiz var ve saat 17.36 gibi erken bir saatte bitiriyoruz.
- We have not finished yet, but things are moving.
- Henüz bitirmedik ama işler ilerliyor.
- I should like to finish by commenting briefly on two or three matters of particular interest to the European Parliament.
- Sözlerimi Avrupa Parlamentosu'nu yakından ilgilendiren iki ya da üç konuya kısaca değinerek bitirmek istiyorum.
- We have finished early nearly every Thursday afternoon over recent weeks.
- Son haftalarda neredeyse her Perşembe öğleden sonra erken bitirdik.
- The fact is that it is never too late to finish but it is sometimes too early.
- Gerçek şu ki, bitirmek için hiçbir zaman çok geç değildir ama bazen fazla erken olabilir.
- I will finish on that note.
- Bu hususla sözlerimi bitireceğim.
- I should like to finish by addressing the automatic decommitment issue.
- Sözlerimi otomatik taahhütten vazgeçme konusuna değinerek bitirmek istiyorum.
- To finish, I have two questions.
- Bitirirken iki sorum var.
- I shall finish by saying that the Council, Commission and Parliament must speak with one voice.
- Sözlerimi Konsey, Komisyon ve Parlamento'nun tek bir sesle konuşması gerektiğini söyleyerek bitirmek istiyorum.
- I shall finish there in order to allow the debate to continue.
- Tartışmanın devam edebilmesi için burada bitiriyorum.
- I should like to finish by saying that an association agreement is an important tool.
- Sözlerimi bir ortaklık anlaşmasının önemli bir araç olduğunu söyleyerek bitirmek istiyorum.
- Before I finish, I should like to mention the issue of fine bakery products.
- Bitirmeden önce, kaliteli unlu mamuller konusuna değinmek istiyorum.
- I would like to finish by clarifying a number of points.
- Sözlerimi bazı hususları açıklığa kavuşturarak bitirmek istiyorum.
- Finally, allow me to finish on a positive note.
- Son olarak, olumlu bir notla bitirmeme izin verin.
- The fact is that it is never too late to finish but it is sometimes too early.
- Gerçek şu ki bitirmek için hiçbir zaman çok geç değildir ama bazen çok erken olabilir.
- I will finish on this.
- Bunu bitireceğim.
- I should like to finish the overview of the different expenditure categories with the expenditure on pre-accession aid.
- Farklı harcama kategorilerine genel bakışı katılım öncesi yardım harcamaları ile bitirmek istiyorum.
- Before I finish, I should like to comment briefly on a matter which was raised.
- Bitirmeden önce, gündeme getirilen bir konu hakkında kısaca yorum yapmak istiyorum.
- I will finish my remarks with that point.
- Sözlerimi bu nokta ile bitireceğim.
- Have we really finished with all our contradictions?
- Tüm çelişkilerimizi gerçekten bitirdik mi?
- I shall start by carrying on exactly where Minister Haarder finished.
- Bakan Haarder'in bitirdiği yerden devam ederek başlayacağım.
- To finish, I have two questions.
- Bitirmek için iki sorum var.
- I would like to finish by raising the question of clients.
- Sözlerimi müşteriler konusunu gündeme getirerek bitirmek istiyorum.
- I shall finish, if I may, by listing the points on which I can agree.
- İzin verirseniz hemfikir olduğum noktaları sıralayarak sözlerimi bitirmek istiyorum.
- We really had to work fast to get everything finished.
- Her şeyi bitirmek için gerçekten hızlı çalışmamız gerekiyordu.
- My first and main goal was to finish this thing.
- Benim öncelikli ve birinci hedefim bu işi bitirmekti.
- I have to finish the tribute video by tonight.
- Anma videosunu bu geceye kadar bitirmeliyim.
- I have to finish the tribute video by tonight.
- Anma videosunu bu geceye kadar bitirmem lazım.
- If you don't finish that book before the library closes, you will have to check it out.
- Kütüphane kapanmadan önce o kitabı bitirmezseniz, ödünç almak zorunda kalacaksınız.
- I have to finish the tribute video by tonight.
- Bu geceye kadar anma videosunu bitirmem gerekiyor.
- We really had to work fast to get everything finished.
- Her şeyi bitirmek için gerçekten hızlı çalışmamız gerekti.
- I finished the book tonight with much pleasure.
- Kitabı bu akşam büyük bir keyifle bitirdim.
- My first and main goal was to finish this thing.
- İlk ve asıl hedefim bu işi bitirmekti.
- Then let's finish him off once and for all.
- O zaman onun işini kesin olarak bitirelim.
- You guys finish your homework first, then come down.
- Siz önce ödevlerinizi bitirin, sonra aşağı gelin.
- You're trying to do everything at once and not finishing anything.
- Her şeyi aynı anda yapmaya çalışıyorsun ve hiçbir şeyi bitiremiyorsun.
- We really had to work fast to get everything finished.
- Her şeyi bitirmek için gerçekten acele bir şekilde çalışmamız gerekti.
- My first and main goal was to finish this thing.
- Benim ilk ve ana hedefim bu işi bitirmekti.
- I need to finish labeling these meals for my dad.
- Babam için bu yemekleri etiketlemeyi bitirmeliyim.
- I finished the book tonight with much pleasure.
- Bu gece kitabı büyük bir zevkle bitirdim.
- Have you finished reading that novel?
- O romanı okumayı bitirdin mi?
- Tom finished doing that by himself.
- Tom bunu kendi başına yapmayı bitirdi.
- I watched baseball on TV after I finished my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- Dan finished dressing his daughter, Linda.
- Dan, kızı Linda'yı giydirmeyi bitirdi.
- Well begun, well finished.
- İyi başladın, iyi bitirdin.
- They will finish serving their sentence next month.
- Onlar gelecek ay cezalarını çekmeyi bitirecekler.
- You can't have dessert until you finish your meal.
- Yemeğini bitirmeden tatlı yiyemezsin.
- Have you finished your homework?
- Ödevini bitirdin mi artık?
- Tom was very determined to finish the project.
- Tom projeyi bitirmeye çok kararlıydı.
- We finished the race.
- Biz yarışı bitirdik.
- Tom should've finished it by now.
- Tom şimdiye bitirmiş olmalıydı.
- Tom was the first one to finish eating.
- Yemeğini ilk bitiren Tom oldu.
- At this rate, I'll never be finished.
- Böyle giderse, asla bitiremem.
- Let Tom finish what he started.
- Tom başladığı şeyi bitirsin.
- They left after they finished lunch.
- Öğle yemeğini bitirdikten sonra ayrıldılar.
- Tom wasn't able to finish his dinner.
- Tom akşam yemeğini bitiremedi.
- I know that Tom and Mary have both finished doing that.
- Tom ve Mary'nin her ikisinin de bunu yapmayı bitirdiklerini biliyorum.
- Let them finish.
- Onların bitirmesine izin ver.
- I think we have enough time to finish doing that today.
- Sanırım bugün onu yapmayı bitirmek için yeterli zamanımız var.
- Let's finish it now.
- Şimdi bunu bitirelim.
- I've just finished doing my French homework.
- Fransızca ödevimi yeni bitirdim.
- We just finished.
- Daha yeni bitirdik.
- Finish the cigarette and then come inside.
- Sigaranı bitir ve sonra içeri gel.
- Tom told Mary that he had finished the work a few days ago.
- Tom Mary'ye işi birkaç gün önce bitirdiğini söyledi.
- Peige is the person who will finish the work.
- Peige işi bitirecek kişi.
- Tom didn't have much time to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmek için fazla zamanı yoktu.
- It'll take me a long time to finish reading that book.
- O kitabı okumayı bitirmem uzun bir zaman alacak.
- We're waiting for you to finish getting ready.
- Hazırlanmayı bitirmeni bekliyoruz.
- Tom finished working and went home.
- Tom işini bitirdi ve eve gitti.
- Tom is going to try to finish writing the report today.
- Tom bugün raporun yazımını bitirmeye çalışacak.
- I still have to finish doing that.
- Ben hâlâ onu yapmayı bitirmek zorundayım.
- I have already finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı önceden bitirdim.
- If you don't finish your plate in three minutes, you won't get dessert.
- Tabağını üç dakika içinde bitirmezsen tatlı almayacaksın.
- Have you finished reading the report?
- Raporu okumayı bitirdin mi?
- We probably don't have enough time to finish doing that today.
- Bugün onu yapmayı bitirmek için muhtemelen yeterli zamanımız yok.
- Tom managed to finish writing his report in time.
- Tom raporunu yazmayı zamanında bitirmeyi başardı.
- Sami helped Layla finish some of the work around the ranch.
- Sami, Layla'nın çiftlikteki bazı işleri bitirmesine yardım etti.
- Tom seemed to have finished his work.
- Tom işini bitirmiş görünüyordu.
- Having finished the work, he went to bed.
- İşi bitirdikten sonra, yatmaya gitti.
- We haven't finished eating the watermelon yet.
- Henüz karpuz yemeyi bitirmedik.
- I'd intended to have my homework finished by now.
- Ödevimi şimdiye kadar bitirmeyi planlıyordum.
- We finish each others' sentences.
- Birbirimizin cümlelerini bitiriyoruz.
- She was able to be ready early this morning, because she finished packing last night.
- O dün gece valizini hazırlamayı bitirdiğinden dolayı bu sabah erken hazırlanabildi.
- I should finish unpacking.
- Paketi açmayı bitirmeliyim.
- You can watch TV after you finish your homework.
- Ev ödevini bitirdikten sonra televizyon izleyebilirsin.
- Have you finished it already?
- Şimdiden bitirdin mi?
- It could take up to three months to finish this.
- Bunu bitirmek üç aya kadar sürebilir.
- Tom has all but finished his homework.
- Tom ödevini bitirmek üzere.
- Tom didn't have enough time to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmek için yeterli zamanı yoktu.
- I have finished the course.
- Kursu bitirdim.
- I'll be able to finish it in a day or two.
- Bir ya da iki gün içinde bitirebilirim.
- I have just finished eating.
- Yemeğimi yeni bitirdim.
- Are you guys actually finished?
- Gerçekten bitirdiniz mi?
- Tom was the first one to finish the test.
- Testi ilk bitiren Tom oldu.
- Tom is going to try to finish writing the report today.
- Tom bugün raporu yazmayı bitirmeye çalışacak.
- I've already finished doing what I needed to do.
- Yapmam gerekenleri yapmayı zaten bitirdim.
- He has already finished his homework.
- O, ev ödevini daha önce bitirdi.
- If Tom doesn't help us, we'll never be able to finish this on time.
- Tom bize yardım etmezse, bu işi asla zamanında bitiremeyiz.
- I'm going to finish what I started.
- Başladığımı bitireceğim.
- Mary joined the navy after finishing college.
- Mary üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- He finished reading the book.
- O, kitabı okumayı bitirdi.
- Tom didn't have time to finish eating.
- Tom'un yemeğini bitirecek vakti olmadı.
- Tom said he'll go home as soon as he finishes doing what he's doing.
- Tom yaptığı işi bitirir bitirmez eve gideceğini söyledi.
- Don't delay finishing the business.
- İşi bitirmeyi geciktirme.
- I have to finish packing.
- Toplanmayı bitirmeliyim.
- For the first time in her life Yuka finished reading an English book.
- Yuka yaşamında ilk defa İngilizce bir kitabı okuyarak bitirdi.
- I think I'm finished.
- Bence bitirdim.
- I need more time to finish my homework.
- Ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.
- After he had finished his homework, he went out for a walk.
- O, ev ödevini bitirdikten sonra yürüyüş için dışarı çıktı.
- I've already finished doing that.
- Bunu yapmayı çoktan bitirdim.
- It's likely that Tom didn't finish his homework.
- Muhtemelen Tom ev ödevini bitirmedi.
- Let's finish this, Tom.
- Bunu bitirelim, Tom.
- You are to finish this work by the end of this month.
- Bu işi bu ayın sonuna kadar bitirmelisin.
- We're not finished with this.
- Biz bununla bitirmedik.
- Have you finished already?
- Bitirmedin mi artık?
- We'll finish later.
- Daha sonra bitireceğiz.
- I had to wait for Tom to finish.
- Tom'un bitirmesini beklemek zorundaydım.
- Are you finished reading the newspaper?
- Gazete okumayı bitirdin mi?
- When you've finished, you can go home.
- Bitirdiğinde eve gidebilirsin.
- I have finished.
- Bitirdim.
- I don't want us to finish.
- Bitirmemizi istemiyorum.
- I just finished lunch.
- Öğle yemeğini yeni bitirdim.
- He hung up before I finished.
- Ben bitirmeden telefonu kapattı.
- Have you finished it?
- Onu bitirdin mi?
- Tom has just finished cleaning his room.
- Tom az önce odasını temizlemeyi bitirdi.
- We cannot finish it before Saturday even if everything goes well.
- Her şey yolunda gitse bile cumartesiden önce bitiremeyiz.
- I need a hacksaw to finish this job.
- Bu işi bitirmek için demir testeresine ihtiyacım var.
- I'll wait until you finish the work.
- Sen işi bitirene kadar bekleyeceğim.
- Tom had no time to finish the story.
- Tom'un hikayeyi bitirecek zamanı yoktu.
- If you slack instead of typing, you'll never finish the book.
- Yazmak yerine kaytarırsan, kitabı asla bitirmeyeceksin.
- Let's let Tom finish what he's doing.
- Tom'un işini bitirmesine izin verelim.
- I want to finish what I started.
- Başladığım işi bitirmek istiyorum.
- They have already finished the work.
- Onlar zaten işi bitirdi.
- It's OK with me if Tom watches television after he finishes his homework.
- Tom ödevini bitirdikten sonra televizyon izlerse benim için sorun olmaz.
- Finish the story.
- Hikayeyi bitir.
- I think I need to finish that work before noon.
- Sanırım o işi öğleden önce bitirmeliyim.
- Tom managed to finish the work without any help.
- Tom herhangi bir yardım olmadan işi bitirmeyi başarabildi.
- If Tom doesn't help us, we'll never be able to finish this on time.
- Tom bize yardım etmezse, bunu asla zamanında bitiremeyeceğiz.
- I will finish my homework by nine.
- Dokuza kadar ödevimi bitireceğim.
- I'll finish the book in four days.
- Kitabı dört günde bitireceğim.
- I have just finished eating.
- Yemek yemeği az önce bitirdim.
- I've just finished a translation project.
- Bir çeviri projesini yeni bitirdim.
- Tom said he was finished.
- Tom bitirdiğini söyledi.
- She slept while I finished eating breakfast.
- Ben kahvaltımı bitirirken o uyudu.
- Tom said Mary wasn't finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirmediğini söyledi.
- Let him finish.
- Onun bitirmesine izin ver.
- We finished the homework in no time at all.
- Hiç vakit kaybetmeden ödevi bitirdik.
- Why don't you finish it now?
- Neden bunu şimdi bitirmiyorsun?
- Tom finished college last year.
- Tom geçen yıl üniversiteyi bitirdi.
- I still have to finish painting the fence.
- Hala çitleri boyamayı bitirmem gerekiyor.
- I thought we had three weeks to finish this job.
- Bu işi bitirmek için üç haftamız olduğunu sandım.
- I'll finish what I started.
- Başladığımı bitireceğim.
- It's OK with me if Tom watches television after he finishes his homework.
- Eğer Tom ödevini bitirdikten sonra TV izlerse benim için sakıncası yok.
- I'll come over after I finish the work.
- İşi bitirdikten sonra uğrayacağım.
- I finished first.
- Ben birinci bitirdim.
- He said that he must finish the work by noon.
- Öğleye kadar işi bitirmek zorunda olduğunu söyledi.
- If we want to be finished today we have to get a move on!
- Eğer bugün bitirmek istiyorsak, acele etmeliyiz!
- I've finished reading the book I was reading.
- Okuduğum kitabı bitirdim.
- I haven't finished my lunch.
- Öğle yemeğimi bitirmedim.
- We've just finished painting the fence.
- Çiti boyamayı az önce bitirdik.
- I've never finished reading the books that I don't like.
- Sevmediğim kitapları okumayı hiç bitirmedim.
- Tom said he'll go home as soon as he finishes doing that.
- Tom onu yapmayı bitirir bitirmez eve gideceğini söyledi.
- You've finished your work.
- İşini bitirmişsin.
- They'll finish this another day.
- Bunu başka bir gün bitirecekler.
- I'm certain that he has finished.
- Onun bitirdiğinden eminim.
- We've just finished lunch.
- Öğle yemeğini az önce bitirdik.
- I don't think Tom and Mary have finished doing that.
- Tom ve Mary'nin bunu bitirdiğini sanmıyorum.
- It took a little over an hour to finish doing my homework.
- Ödevimi bitirmem bir saatten biraz fazla sürdü.
- I plan to finish it in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.
- She finished the job with ease.
- İşi kolaylıkla bitirdi.
- I need to finish mowing the lawn.
- Çimleri biçmeyi bitirmeliyim.
- Tom finished his beer and ordered another one.
- Tom birasını bitirdi ve bir tane daha sipariş etti.
- They finished a journey of 80 miles.
- Onlar seksen millik bir yolculuğu bitirdiler.
- Sami just finished a screenplay.
- Sami senaryosunu yeni bitirdi.
- Tom is estimating how much money he'll need to finish the house.
- Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.
- She ought to have finished her homework.
- Ev ödevini bitirmeliydi.
- I need to finish this work before it gets dark.
- Bu işi hava kararmadan bitirmeliyim.
- Tom told Mary to put the hammer back into the toolbox when she was finished using it.
- Tom, Mary'ye kullanmayı bitirdiğinde çekici alet kutusuna geri koymasını söyledi.
- Fadil came back to finish the attack on Dania.
- Fadıl, Dania'ya karşı olan saldırıyı bitirmek için geri geldi.
- Sami didn't finish high school.
- Sami liseyi bitirmedi.
- How long will it take me to finish my homework?
- Ödevimi bitirmem ne kadar süre alır?
- Mary will finish serving her sentence next month.
- Mary gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
- They finished 13th.
- Onlar 13. bitirdi.
- I had intended to finish this yesterday, but I couldn't.
- Bunu dün bitirmeye niyetlenmiştim ama bitiremedim.
- I'm just about finished with my homework.
- İşimi neredeyse bitirdim.
- How long will it take me to finish my homework?
- Ev ödevimi bitirmek ne kadar zamanımı alır?
- Tom didn't expect Mary to finish her homework so quickly.
- Tom Mary'nin ödevini o kadar hızlı bir şekilde bitirmesini beklemiyordu.
- A student raised his hand when the teacher finished the reading.
- Öğretmen okumayı bitirdiğinde bir öğrenci elini kaldırdı.
- I noticed you didn't finish eating your dinner.
- Akşam yemeğini yemeyi bitirmediğini fark ettim.
- I still have to finish my homework.
- Hala ödevimi bitirmem gerekiyor.
- We should finish this.
- Bunu bitirmeliyiz.
- I hope to be able to finish it this week.
- Umarım bu hafta bitirebilirim.
- Tom couldn't find anything better to do, so he decided to just go ahead and finish his homework.
- Tom yapacak daha iyi bir şey bulamadı, bu yüzden gidip işini bitirmeye karar verdi.
- Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom ev ödevini henüz bitirmedi.
- It took me almost three hours to finish my math homework.
- Matematik ödevimi bitirmek neredeyse üç saatimi aldı.
- Tom hasn't finished doing that yet.
- Tom bunu yapmayı henüz bitirmedi.
- I can't finish this job today.
- Bu işi bugün bitiremem.
- Mary couldn't finish her lunch.
- Mary yemeğini bitiremedi.
- I will finish this work by 5 o'clock.
- Beşe kadar bu işi bitireceğim.
- I finished the wine and set down the glass.
- Şarabı bitirdim ve kadehi yere bıraktım.
- It'll take us at least three hours to finish this.
- Bunu bitirmek en az üç saatimizi alır.
- I suspect Tom has finished doing that by now.
- Tom'un şimdiye kadar bunu yapmayı bitirdiğinden şüpheleniyorum.
- Thanks to your help, I was able to finish early.
- Yardımınız sayesinde erken bitirebildim.
- She finished her homework in an hour.
- Bir saat içinde ev ödevini bitirdi.
- Has Tom finished doing that yet?
- Tom bunu yapmayı bitirmedi mi hala?
- Let me finish eating my sandwich.
- Sandviçimi bitireyim.
- You told her that you had finished the work three days ago.
- Ona üç gün önce işi bitirdiğini söyledin.
- Give me time to finish this.
- Bunu bitirmem için bana zaman ver.
- When he finished speaking, he stood up and walked away.
- Konuşmasını bitirdikten sonra ayağa kalkıp gitti.
- Let me just finish this.
- Bırak da şunu bitireyim.
- He finished breakfast.
- Kahvaltısını bitirdi.
- Eh, just a second, let me finish this.
- Eh, bir saniye, ben bunu bitireyim.
- If you are to finish the work before June, you will have to work much better.
- Eğer işi Haziran'dan önce bitirmek istiyorsanız, çok daha iyi çalışmanız gerekecek.
- I haven't quite finished eating.
- Daha yemeğimi pek bitiremedim.
- We finished the race.
- Yarışı bitirdik.
- We've already finished.
- Biz çoktan bitirdik.
- I don't have time to finish my homework.
- Ödevimi bitirecek zamanım yok.
- Some students finished their homework.
- Bazı öğrenciler ödevlerini bitirdiler.
- We need another day to finish this job.
- Bu işi bitirmek için bir güne daha ihtiyacımız var.
- I've finished cleaning the room.
- Odayı temizlemeyi bitirdim.
- We're not quite finished.
- Henüz bitirmiş değiliz.
- I want to finish the text here.
- Metni burada bitirmek istiyorum.
- The construction team will have to work through the night to finish the job on time.
- İnşaat ekibi işi zamanında bitirmek için gece boyunca çalışmak zorunda kalacak.
- Sami finished washing the windows.
- Sami camları yıkamayı bitirdi.
- I will finish my homework by nine.
- Saat dokuza kadar ev ödevimi bitireceğim.
- She helped her younger brother finish his picture.
- Küçük kardeşinin resmini bitirmesine yardım etti.
- I have to finish cleaning my room.
- Odamı temizlemeyi bitirmeliyim.
- Have you finished your duties?
- Görevlerini bitirdin mi?
- I am positive that he has finished.
- İşini bitirdiğine eminim.
- I haven't finished yet.
- Henüz bitirmedim.
- Tom finished doing his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ödevini bitirdi.
- I'm afraid I can't finish them in time.
- Maalesef onları zamanında bitiremem.
- I've just finished dinner.
- Yemeği yeni bitirdim.
- We can finish it later.
- Sonra bitiririz.
- I'm positive that Tom has finished.
- Tom'un bitirdiğine eminim.
- Have you finished ordering?
- Siparişi bitirdin mi?
- I finished the book last month.
- Kitabı geçen ay bitirdim.
- I think it's important that we finish doing this before Monday.
- Bence bu işi pazartesiden önce bitirmemiz çok önemli.
- Tom has finally finished doing that.
- Tom sonunda o işi bitirdi.
- I finished the job yesterday.
- İşi dün bitirdim.
- Tom finished.
- Tom bitirdi.
- Have you finished writing your reports yet?
- Raporlarını yazmayı bitirdin mi?
- I am unable to finish my homework.
- Ödevimi bitiremiyorum.
- Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- He should have finished it by now.
- Şimdiye kadar bitirmiş olmalıydı.
- Finish your homework by the time your father comes home.
- Baban eve gelmeden önce ev ödevini bitir.
- I've finished cleaning the apartment.
- Daireyi temizlemeyi bitirdim.
- I'm working on finishing my MBA.
- MBA'imi bitirmeye çalışıyorum.
- It looked almost impossible for him to finish his book.
- Onun kitabını bitirmesi neredeyse imkansız görünüyordu.
- He has already finished his homework.
- Ödevini çoktan bitirdi.
- To tell the truth, I couldn't finish it in time.
- Doğruyu söylemek gerekirse onu zamanında bitiremedim.
- Sami has until June 10 to finish the report.
- Sami'nin raporu bitirmek için 10 Haziran'a kadar vakti var.
- Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?
- Death is like a race in which everyone tries to finish last.
- Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.
- Dan finished his shift at eight o'clock.
- Dan vardiyasını saat sekizde bitirdi.
- Finish reading the book.
- Kitabı okumayı bitir.
- She entered college immediately after finishing high school.
- Liseyi bitirdikten hemen sonra üniversiteye girdi.
- The guests have arrived early, but luckily I had already finished cooking.
- Misafirler erken geldi, ama bereket versin ki ben zaten yemek yapmayı bitirmiştim.
- I've finished entering the data.
- Verileri girmeyi bitirdim.
- It'll take a long time for me to finish this.
- Bunu bitirmem uzun zaman alacak.
- I wanted to have finished it by the time school was over.
- Okul bitene kadar bitirmiş olmak istiyordum.
- Thanks to his help, I finished my homework.
- Onun yardımı sayesinde ödevimi bitirdim.
- I still haven't finished the exercises.
- Hala egzersizleri bitirmedim.
- Why don't you wait here while I finish what I'm doing?
- Neden yaptığımı bitirinceye kadar burada beklemiyorsun?
- Tom finished drinking his beer and ordered another one.
- Tom birasını içmeyi bitirdi ve bir tane daha sipariş etti.
- I haven't finished painting the fence yet.
- Çiti boyamayı henüz bitirmedim.
- It took a little over an hour to finish doing my homework.
- Ev ödevimi yapmayı bitirmek bir saatten biraz daha fazla sürdü.
- We can't finish this by Monday.
- Pazartesiye kadar bitiremeyiz.
- I'd rather not sleep and finish reading this book.
- Uyumayıp bu kitabı okumayı bitirmeyi tercih ederim.
- I have not finished the task yet.
- Görevi henüz bitirmedim.
- Tom finished last.
- Tom sonuncu bitirdi.
- I've already finished my work.
- İşimi çoktan bitirdim.
- I want Tom to let Mary finish.
- Tom'un Mary'nin bitirmesine izin vermesini istiyorum.
- I didn't finish it.
- Bitirmedim.
- I haven't yet finished my homework.
- Henüz ev ödevimi bitirmedim.
- I finished the work finally.
- Nihayet işi bitirdim.
- Tom does the dishes as soon as he finishes eating.
- Tom yemeğini bitirir bitirmez bulaşıkları yıkar.
- Tom really should've finished doing that by now.
- Tom gerçekten onu yapmayı şimdiye kadar bitirmeliydi.
- I finished the job on my own.
- İşi kendi kendime bitirdim.
- I just finished painting the house.
- Evi boyamayı yeni bitirdim.
- I've already finished doing my chores.
- Ev işlerimi çoktan bitirdim.
- Tom doesn't think he'll be able to finish the job by himself.
- Tom işi tek başına bitirebileceğini düşünmüyor.
- She finished reading the letter.
- O, mektubu okumayı bitirdi.
- When will you finish this translation?
- Bu çeviriyi ne zaman bitireceksin?
- She finished the marathon.
- Maratonu bitirdi.
- I just finished reading Wuthering Heights.
- Uğultulu Tepeler'i okumayı yeni bitirdim.
- She was the last person to finish eating.
- Yemeğini bitiren son kişi oydu.
- I really must finish this.
- Bunu gerçekten bitirmeliyim.
- He has already finished his work.
- İşini çoktan bitirdi.
- When do you think you're going to finish doing that?
- Bunu yapmayı ne zaman bitirmeyi düşünüyorsun?
- I didn't have enough time to finish my presentation.
- Sunumumu bitirmek için yeterli zamanım yoktu.
- Finish this as soon as possible.
- Bunu mümkün olduğu kadar çabuk bitir.
- Naomi has just finished her work.
- Naomi az önce işini bitirdi.
- Tom will try to finish the work as early as possible.
- Tom işi mümkün olduğunca erken bitirmeye çalışacak.
- Tom has just finished eating dinner.
- Tom akşam yemeğini yemeyi henüz bitirdi.
- I haven't finished doing that yet.
- Onu yapmayı henüz bitirmedim.
- Tom has finally finished doing that.
- Tom nihayet onu yapmayı bitirdi.
- Tom has finished reading the newspaper.
- Tom gazeteyi okumayı bitirdi.
- Tom didn't finish doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirmedi.
- He finished college last year.
- Üniversiteyi geçen yıl bitirdi.
- Tom was the first one to finish the test.
- Tom testi bitiren ilk kişiydi.
- I think it would be difficult to finish this much work in one day.
- Bu kadar işi bir günde bitirmenin zor olacağını düşünüyorum.
- When will you finish your assignment?
- Ödevini ne zaman bitireceksin?
- Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra ofisten ayrıldım.
- Let me finish my sentence.
- Cümlemi bitirmeme izin ver.
- Tom finished reading that book in one night.
- Tom bir gecede o kitabı okumayı bitirdi.
- I know that both Tom and Mary have finished doing that.
- Hem Tom'un hem de Mary'nin bunu yapmayı bitirdiklerini biliyorum.
- I've been given until tomorrow to finish this.
- Bunu bitirmek için bana yarına kadar süre verildi.
- When he finished speaking, there was a silence.
- Konuşmayı bitirdiğinde sessizlik vardı.
- Just finished it.
- Yeni bitirdim.
- Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.
- I hope to be able to finish it this week.
- Bu hafta bitirebilmeyi umuyorum.
- I've just finished my homework.
- Ödevimi yeni bitirdim.
- How long will it take you to finish doing that?
- Bunu bitirmen ne kadar sürer?
- It took her all afternoon to finish the work.
- İşi bitirmesi bütün öğleden sonrasını aldı.
- I have already finished my homework.
- Ödevimi çoktan bitirdim.
- When he finished speaking, everyone was silent.
- O, konuşmayı bitirdiğinde, herkes sessizdi.
- Finishing this job by Tuesday will be a piece of cake.
- Bu işi salıya kadar bitirmek çocuk oyuncağı olacak.
- When are you going to finish this?
- Bunu ne zaman bitireceksiniz?
- He hung up before I finished.
- Konuşmayı bitirmeden telefonu kapattı.
- Tom should've finished it by now.
- Tom şimdiye kadar bitirmiş olmalıydı.
- I've already finished my work.
- Ben zaten işimi bitirdim.
- She finished her lunch quickly and went shopping.
- Öğle yemeğini çabucak bitirdi ve alışverişe gitti.
- Have you finished reading the book?
- Kitabı okumayı bitirdin mi?
- The homework was so complex that no one in class finished it.
- Ödev o kadar karmaşıktı ki sınıftaki hiç kimse bitiremedi.
- Have you finished unpacking?
- Bavulları boşaltmayı bitirdin mi?
- I'm not quite finished yet.
- Henüz bitirmedim.
- I've finished eating.
- Yemek yemeyi bitirdim.
- I didn't finish doing that.
- Bunu yapmayı bitirmedim.
- I've finished all the work for today.
- Bugünlük tüm işimi bitirdim.
- After we finished working, we enjoyed talking together.
- Çalışmayı bitirdikten sonra, birlikte konuşmanın tadını çıkardık.
- Have you finished your English homework yet?
- İngilizce ev ödevini henüz bitirmedin mi?
- We haven't finished what we have to do yet.
- Henüz yapmamız gerekenleri bitirmedik.
- Tom will finish serving his sentence next month.
- Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- Aren't you finished yet?
- Daha bitirmediniz mi?
- Mary wanted to finish making breakfast before Tom woke up.
- Mary, Tom uyanmadan önce kahvaltı hazırlamayı bitirmek istedi.
- We haven't finished.
- Biz bitirmedik.
- Even if she doesn't like you, you still have to finish the work.
- O seni sevmese bile, sen hâlâ işi bitirmek zorundasın.
- He finished his work without sleep or rest.
- Uyumadan ya da dinlenmeden işini bitirdi.
- We've finally finished doing that.
- Biz Sonunda onu yapmayı bitirdik.
- They finished building the bridge on time.
- Köprü inşaatını zamanında bitirdiler.
- Tom hasn't finished doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirmedi.
- Sami has finally finished doing that.
- Sami sonunda bunu bitirdi.
- I will have finished the work by noon.
- Öğlene kadar işi bitirmiş olurum.
- Please lend me the book when you have finished reading it.
- Onu okumayı bitirdiğinde lütfen kitabı bana ödünç ver.
- Tom said that he wasn't finished doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirmediğini söyledi.
- I finished the race.
- Ben yarışı bitirdim.
- Tom has all but finished doing that.
- Tom bunu yapmayı çoktan bitirdi.
- Tom put the magazine he had just finished reading on the table.
- Tom okumayı yeni bitirdiği dergiyi masanın üzerine koydu.
- He finished the steak, then ordered another portion.
- Bifteği bitirdi sonra bir porsiyon daha söyledi.
- I finished the book last month.
- Geçen ay kitabı bitirdim.
- Have you finished ordering?
- Siparişini bitirdin mi?
- We must finish our homework first.
- Önce, ödevimizi bitirmeliyiz.
- You can finish your essay now.
- Denemeni şimdi bitirebilirsin.
- I never finished high school.
- Liseyi hiç bitirmedim.
- Mary could not finish her dinner.
- Mary yemeğini bitiremedi.
- Aren't you almost finished?
- Neredeyse bitirmedin mi?
- I should've finished that sooner.
- Bunu daha erken bitirmeliydim.
- How much more money is it going to cost to finish building our house?
- Evimizin inşaatını bitirmek için daha ne kadar paraya ihtiyacımız var?
- Has she finished the book yet?
- Kitabı bitirebildi mi?
- In any case, I must finish this work by tomorrow.
- Her halukarda, bu işi yarına kadar bitirmek zorundayım.
- We've just finished eating.
- Yemeğimizi yeni bitirdik.
- Tom has just finished doing that.
- Tom bunu yapmayı yeni bitirdi.
- Tom is just finishing setting up.
- Tom da hazırlıkları bitirmek üzere.
- I must finish reading that book by tomorrow.
- Yarına kadar o kitabı okumayı bitirmeliyim.
- They haven't finished the work, have they?
- Onlar işi bitirmediler, değil mi?
- Have you finished the papers?
- Evrakları bitirdiniz mi?
- I want to finish this work by five.
- Saat beşe kadar bu işi bitirmek istiyorum.
- I still have to finish doing that.
- Bunu yapmayı hala bitirmem gerekiyor.
- Tom finished his glass of milk.
- Tom bir bardak sütünü bitirdi.
- Tom didn't finish his sandwich.
- Tom sandviçini bitirmedi.
- I've just finished doing my French homework.
- Fransızca ev ödevimi yapmayı az önce bitirdim.
- Let me read the paper when you have finished with it.
- Sen bitirdiğinde gazeteyi okumama izin ver.
- I thought that he had already finished the work.
- Onun işi zaten bitirmiş olduğunu düşünüyordum.
- Tom is estimating how much money he'll need to finish the house.
- Tom evi bitirmek için ne kadar paraya ihtiyacı olacağını tahmin ediyor.
- Tom just finished cleaning his room.
- Tom odasını temizlemeyi yeni bitirdi.
- You should finish the work.
- İşi bitirmelisin.
- I have to finish this.
- Bunu bitirmeliyim.
- I just wanted to finish it before I went home.
- Eve gitmeden önce bitirmek istedim.
- I'll finish it in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içinde bitireceğim.
- He put his tools away after he had finished.
- İşi bitirdikten sonra aletleri yerine koydu.
- I still have to finish painting the fence.
- Ben hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorundayım.
- I'll finish the work in a week, that is, on May fifth.
- İşi bir hafta içinde, yani beş Mayıs'ta bitireceğim.
- We've finished cleaning the classroom.
- Biz sınıfı temizlemeyi bitirdik.
- We will finish the book tomorrow.
- Kitabı yarın bitireceğiz.
- Have you finished packing your suitcase?
- Bavulunu hazırlamayı bitirdin mi?
- In any case, I must finish this work by tomorrow.
- Her halükarda, bu işi yarına kadar bitirmeliyim.
- Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
- Tom has finally finished doing what we asked him to do.
- Tom nihayet yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı bitirdi.
- Tom is waiting for you to finish doing that.
- Tom bunu bitirmeni bekliyor.
- Please give me the newspaper when you've finished reading it.
- Lütfen okumayı bitirdiğinde gazeteyi bana ver.
- It didn't take too much time for us to finish the project.
- Projeyi bitirmemiz çok zaman almadı.
- They have finished their work.
- İşlerini bitirdiler.
- I want to make sure we have enough time to finish this.
- Bu işi bitirmek için yeterli zamanımız olduğundan emin olmak istiyorum.
- Tom has already finished the work.
- Tom işi çoktan bitirdi.
- Have you finished eating your lunch?
- Öğle yemeğini yemeği bitirdin mi?
- I wanted to finish this earlier.
- Bunu daha önce bitirmek istedim.
- They finished the race.
- Onlar yarışı bitirdiler.
- Tom couldn't finish his dinner.
- Tom akşam yemeğini bitiremedi.
- Have you finished reading the book I lent you last week?
- Geçen hafta sana ödünç verdiğim kitabı okumayı bitirdin mi?
- We're not quite finished.
- Pek bitirmiş sayılmayız.
- I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez yanınızda olurum.
- Have you finished studying?
- Çalışmanı bitirdin mi?
- We haven't finished talking.
- Biz konuşmayı bitirmedik.
- I'd like to know why you didn't finish your homework on time.
- Ev ödevini neden zamanında bitirmediğini bilmek istiyorum.
- Having finished lunch, we went skating.
- Öğle yemeğini bitirdikten sonra paten kaymaya gittik.
- We've finished.
- Biz bitirdik.
- At last he could finish the work.
- Sonunda işi bitirebildi.
- You didn't let me finish.
- Bitirmeme izin vermedin.
- Tom has just finished washing dishes.
- Tom bulaşık yıkamayı yeni bitirdi.
- I just finished doing that.
- Bunu yapmayı yeni bitirdim.
- As soon as I've finished doing that, I'll help you.
- Onu yapmayı bitirir bitirmez sana yardım edeceğim.
- I'm almost finished here.
- Neredeyse bitirdim.
- Dinner will be ready by the time you have finished your work.
- Siz işinizi bitirene kadar yemek hazır olur.
- Tom hasn't yet finished eating.
- Tom henüz yemeyi bitirmedi.
- I never thought I'd finish it.
- Bitireceğimi hiç düşünmemiştim.
- Please let me finish.
- Lütfen bitirmeme izin ver.
- Stop chattering and finish your work.
- Gevezelik etmeyi bırakın ve işinizi bitirin.
- I couldn't finish it.
- Bunu bitiremedim.
- It is impossible to finish the report in a week.
- Raporu bir haftada bitirmek imkansız.
- I owe it to my parents that I was able to finish college.
- Üniversiteyi bitirebilmeyi ebeveynlerime borçluyum.
- It'll take at least another hour to finish writing this report.
- Bu raporu yazmayı bitirmek en az bir saat daha sürer.
- Tom has finished his work.
- Tom çalışmasını bitirdi.
- Tom didn't need to finish that work by today.
- Tom'un o işi bugüne kadar bitirmesine gerek yoktu.
- When I have finished my homework, I'll go for a swim.
- Ev ödevimi bitirdiğimde, yüzmeye gideceğim.
- Almost everything is easier to start than to finish.
- Neredeyse her şeye başlamak bitirmekten daha kolaydır.
- I should've tried harder to get the report finished on time.
- Raporu zamanında bitirmek için daha çok çabalamalıydım.
- I will have finished the work by next week.
- Gelecek haftaya kadar işi bitirmiş olacağım.
- Without your help, I couldn't have finished the work.
- Yardımınız olmasaydı, işi bitiremezdim.
- We don't allow Tom to watch TV until he finishes his homework.
- Ödevini bitirene kadar Tom'un televizyon izlemesine izin vermiyoruz.
- We're going to finish this.
- Biz bunu bitireceğiz.
- He should have finished his work by now.
- Şimdiye kadar işini bitirmeliydi.
- It stopped raining and we were able to finish our game of tennis.
- Yağmur durdu ve tenis oyunumuzu bitirebildik.
- We don't have very much time to finish this.
- Bunu bitirmek için fazla zamanımız yok.
- Tom finished his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ev ödevini bitirdi.
- I finished eating breakfast while Tom was getting ready for school.
- Tom okula gitmek için hazırlanırken ben kahvaltımı bitirdim.
- She finished her work an hour in advance.
- İşini bir saat önceden bitirdi.
- I only wish I had a little more time to finish this.
- Keşke bunu bitirmek için biraz daha zamanım olsaydı.
- I had finished my homework when you called me.
- Sen beni aradığında ev ödevimi bitirmiştim.
- We'll be finished!
- Bitireceğiz!
- I've just finished waxing the floor.
- Zemini cilalamayı yeni bitirdim.
- Are you telling me that I have to have this finished by tomorrow?
- Bana bunu yarına kadar bitirtmek zorunda olduğumu mu söylüyorsun?
- I have to finish the work by four o'clock.
- İşi dörde kadar bitirmek zorundayım.
- I have just finished eating lunch.
- Öğle yemeğini yemeyi az önce bitirdim.
- Please bear with me until I finish the story.
- Lütfen hikayeyi bitirene kadar bana katlanın.
- In any case, I've finished writing the article.
- Ne olursa olsun, makaleyi yazmayı bitirdim.
- Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve gitti.
- I'm afraid I can't finish them in time.
- Korkarım zamanında bitiremeyeceğim.
- Tom said that Mary was finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini söyledi.
- Nice guys finish last.
- İyi adamlar en son bitirir.
- You're finished already.
- Bitirdiniz bile.
- Sami hasn't finished yet.
- Sami henüz bitirmedi.
- Have you finished knitting that sweater?
- O süveteri örmeyi bitirdin mi?
- Tom hasn't finished all his homework yet.
- Tom henüz tüm ödevlerini bitirmedi.
- I finished one.
- Ben bir tane bitirdim.
- You'll never finish translating sentences on Tatoeba.
- Tatoeba'daki cümleleri çevirmeyi asla bitiremeyeceksin.
- I have to finish what I started.
- Başladığımı bitirmek zorundayım.
- Yesterday I finished learning Esperanto on Duolingo.
- Dün Duolingo'da Esperanto öğrenmeyi bitirdim.
- As soon as I finish writing the report, I'll send it to you.
- Raporu yazmayı bitirir bitirmez size gönderirim.
- I have to finish this first.
- Önce bunu bitirmek zorundayım.
- No matter what, I need to finish the article today.
- Ne olursa olsun, makaleyi bugün bitirmeliyim.
- We just finished painting the house.
- Biz evi boyamayı az önce bitirdik.
- Can we finish building the device without Tom?
- Tom olmadan cihazı inşa etmeyi bitirebilir miyiz?
- It'll take him two days to finish this work.
- Bu işi bitirmesi iki gününü alacak.
- Thank you for giving me the time I needed to finish this.
- Bunu bitirmem için gereken zamanı bana verdiğin için teşekkür ederim.
- I can't wait to finish.
- Bitirmek için sabırsızlanıyorum.
- I haven't finished doing that.
- Bunu yapmayı bitirmedim.
- He finished his chores in no time.
- İşlerini hemen bitirdi.
- I just finished work.
- İşi yeni bitirdim.
- I'll finish the work in a week, that is, on May 5th.
- İşi bir hafta içinde bitireceğim, yani, 5 Mayıs'ta.
- Tom doesn't think he'll be able to finish the job by himself.
- Tom işi tek başına bitirebileceğini sanmıyor.
- Have you already finished your Christmas shopping?
- Noel alışverişinizi bitirdiniz mi?
- Wait till I finish eating.
- Yemeğimi bitirene kadar bekle.
- He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişimde bulundu.
- When I've finished my homework, I'll go for a swim.
- Ev ödevimi bitirdiğimde, yüzmeye gideceğim.
- Have you finished doing your homework yet?
- Ödevini henüz bitirmedin mi?
- Tom says Mary needs more time to finish her report.
- Tom, Mary'nin raporunu bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.
- We can't finish this by Monday.
- Bunu pazartesiye kadar bitiremeyiz.
- I'm finished already.
- Ben zaten bitirdim.
- My big brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çabucak bitirdi.
- When I have finished my homework, I'll go for a swim.
- Ödevimi bitirdiğimde yüzmeye gideceğim.
- Let's finish this.
- Bitirelim şu işi.
- Now that we've finished eating, let's go.
- Mademki yemek yemeyi bitirdik, gidelim.
- She will finish serving her sentence next month.
- Gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- Tom has already finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom, Mary'nin ona dün verdiği kitabı okumayı bitirdi bile.
- When will you finish your homework?
- Sen ödevini ne zaman bitireceksin?
- He finished the opening.
- Açılışı bitirdi.
- It took Tom a long time to finish his homework.
- Onun ev ödevini bitirmesi Tom'un uzun zamanını aldı.
- Tom finished his dessert.
- Tom tatlısını bitirdi.
- Mary was unable to finish her lunch.
- Mary, öğle yemeğini bitiremedi.
- They finished their meal.
- Yemeklerini bitirdiler.
- We were just about finished.
- Neredeyse bitirmek üzereydik.
- First of all, we have to finish the homework.
- Her şeyden önce, ödevimizi bitirmeliyiz.
- I must finish my homework before dinner.
- Akşam yemeğinden önce ödevimi bitirmeliyim.
- I can't finish painting this house in one day.
- Bu evi boyamayı bir günde bitiremem.
- I suggest we finish this tomorrow.
- Bunu yarın bitirmemizi öneririm.
- I'm waiting for Tom to finish what he's doing.
- Tom'un işini bitirmesini bekliyorum.
- I watched baseball on TV after I finished my homework.
- Ben ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- I have a book to finish.
- Bitirmem gereken bir kitap var.
- We'll have to finish this later.
- Bunu daha sonra bitirmemiz gerekecek.
- Tom has finished.
- Tom bitirdi.
- I want to finish what I started here.
- Burada başladığım işi bitirmek istiyorum.
- They finished eating.
- Yemek yemeyi bitirdiler.
- Tom is finishing his work.
- Tom işini bitiriyor.
- I'll finish the work in a week, that is, on May 5th.
- Çalışmayı bir hafta içinde, yani 5 Mayıs'ta bitireceğim.
- Will she be able to finish it today?
- Bugün bitirebilecek mi?
- I'll finish the work five days from now.
- Beş gün sonra işi bitireceğim.
- Tom has just finished cleaning his room.
- Tom odasını temizlemeyi yeni bitirdi.
- They can finish their homework after dinner.
- Ödevlerini akşam yemeğinden sonra bitirebilirler.
- Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve bir şeyler içmeye gidelim.
- Had it not been for his help, I couldn't have finished the report.
- Onun yardımı olmasaydı raporu bitiremezdim.
- Finishing the report by tomorrow is next to impossible.
- Raporu yarına kadar bitirmek neredeyse imkansız.
- Finish what you were saying.
- Sözünü bitir.
- Will she be able to finish it today?
- Onu bugün bitirebilecek mi?
- It's likely to take more than a week to finish doing this.
- Bunu bitirmek muhtemelen bir haftadan fazla sürecek.
- When you finish reading this letter, burn it.
- Bu mektubu okumayı bitirdiğinde, yak.
- It was not until she finished reading the book that she noticed who had written it.
- Kitabı okumayı bitirene kadar kimin yazdığını fark etmedi.
- When you've finished reading that book, could you lend it to me?
- O kitabı okumayı bitirdiğinde, bana ödünç verebilir misin?
- Tom didn't have time to finish the story.
- Tom'un hikayeyi bitirmek için zamanı yoktu.
- She had scarcely finished speaking when he cut in.
- Adam araya girdiğinde konuşmasını henüz bitirmemişti.
- Tom has asked why we haven't finished yet.
- Tom henüz neden bitirmediğimizi sordu.
- Tom and Mary have finished doing that.
- Tom ve Mary bunu bitirdi.
- Have you still not finished your meal?
- Yemeğini hâlâ bitirmedin mi?
- You ought to finish your homework at once.
- Derhal ev ödevini bitirmelisin.
- Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom henüz ev ödevini bitirmedi.
- I'm aware you've already finished.
- Çoktan bitirdiğinin farkındayım.
- You told her that you had finished the work three days ago.
- Ona işi üç gün önce bitirdiğini söylemişsin.
- It was such a hard test that we did not have time to finish.
- O kadar zor bir sınavdı ki bitirmeye vaktimiz yetmedi.
- It took him a week to finish the work.
- İşi bitirmek bir haftasını aldı.
- When he finished running, he was happy.
- Koşmayı bitirdikten sonra, o mutluydu.
- Having finished the work, I went out for a walk.
- İşi bitirdikten sonra, yürüyüşe çıktım.
- You have until Monday to finish that report.
- Raporu bitirmek için pazartesiye kadar vaktin var.
- Somebody has to finish this job.
- Biri bu işi bitirmeli.
- I like to finish what I start.
- Başladığım işi bitirmeyi severim.
- I bet I finish first.
- Bahse girerim ilk ben bitiririm.
- He finished sorting the papers.
- Kağıtları ayırmayı bitirdi.
- I need to finish reading this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmeliyim.
- I still haven't finished the architecture course.
- Mimarlık kursunu hâlâ bitirmedim.
- Can the meeting be finished within two hours?
- Toplantı iki saat içinde bitirilebilir mi?
- We need to finish this job by noon.
- Bu işi öğlene kadar bitirmeliyiz.
- Tom wasn't finished doing that.
- Tom yaptığı işi bitirmemişti.
- Finish cleaning of the swimming pool and the boss will pay you.
- Yüzme havuzunun temizliğini bitirirsen patron sana ödeme yapacak.
- Tom didn't finish his dinner.
- Tom yemeğini bitirmedi.
- I had to finish what I'd started.
- Başlamış olduğum şeyi bitirmek zorundaydım.
- Tom has to finish what he's doing.
- Tom yaptığı şeyi bitirmek zorunda.
- If I hadn't had your cooperation, I couldn't have finished the work in time.
- Eğer senin desteğini almasaydım, işi zamanında bitiremezdim.
- How can I finish my homework when I have to help you clean the house?
- Evi temizlemene yardım etmem gerekirken ödevimi nasıl bitirebilirim?
- You have today to finish your report.
- Raporunu bitirmek için bugünün var.
- It is impossible for Yumi to finish it in a day.
- Yumi'nin onu bir günde bitirmesi imkansız.
- Can we finish building the device without Tom?
- Tom olmadan cihazın yapımını bitirebilir miyiz?
- I don't think Tom and Mary have finished doing that yet.
- Tom ve Mary'nin bunu henüz bitirdiğini sanmıyorum.
- Tom said that Mary wasn't finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirmediğini söyledi.
- Tom said he wasn't finished.
- Tom bitirmediğini söyledi.
- Tom had a week to finish this, but he didn't finish it.
- Tom'un bunu bitirmek için bir haftası vardı ama o bunu bitirmedi.
- I had a hard time trying to get this report finished on time.
- Bu raporu zamanında bitirmeye çalışırken çok zorlandım.
- No matter how hard you try, you won't be able to finish that in one day.
- Ne kadar uğraşırsan uğraş, bunu bir günde bitiremezsin.
- Tom finished doing his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ev ödevini yapmayı bitirdi.
- Tom says he finished doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirdiğini söylüyor.
- Have you finished reading the newspaper?
- Gazeteyi okumayı bitirdiniz mi?
- I'm almost finished.
- Neredeyse bitirdim.
- He had just finished his homework when the clock struck ten.
- Saat onu vurduğunda, o ev ödevini henüz bitirmişti.
- I'll wait for you to finish.
- Bitirmeni bekleyeceğim.
- Tom found it difficult to finish all the work in just one day.
- Tom sadece bir gün içinde bütün işi bitirmeyi zor buldu.
- I couldn't have finished the project on time without your help.
- Senin yardımın olmadan projeyi zamanında bitiremezdim.
- Tom wanted to finish eating before he talked to anyone.
- Tom biriyle konuşmadan önce yemeğini bitirmek istedi.
- If you will help me, we will soon finish.
- Eğer bana yardım edeceksen, yakında bitiririz.
- I'm convinced we can finish this by tomorrow.
- Bunu yarına kadar bitirebileceğimize ikna oldum.
- You won't finish this project.
- Bu projeyi bitirmeyeceksin.
- Tom has finished eating his lunch.
- Tom öğle yemeğini yemeyi bitirdi.
- Tom finished his homework, so he went to bed.
- Tom ödevini bitirdi, bu nedenle yatmaya gitti.
- Tom never seems to finish anything.
- Tom asla bir şey bitirecek gibi görünmüyor.
- Tom finished his work and went home.
- Tom işini bitirdi ve eve gitti.
- I want to finish it.
- Bitirmek istiyorum.
- At least, we finished the first part.
- En azından ilk bölümü bitirdik.
- Finishing the job by Tuesday will be a piece of cake.
- İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.
- I have to finish cleaning it up.
- Onu temizlemeyi bitirmek zorundayım.
- You have today to finish your report.
- Bugün raporunu bitirmek zorundasın.
- I've just finished writing a letter.
- Mektup yazmayı yeni bitirdim.
- Tom and Mary have finished their homework.
- Tom ve Mary ev ödevlerini bitirdiler.
- Tom and Mary finished doing that on their own.
- Tom ve Mary onu kendi başlarına yapmayı bitirdiler.
- Tom hasn't yet finished high school.
- Tom henüz liseyi bitirmedi.
- You must finish the task by any means necessary.
- Eldeki tüm imkanları kullanarak görevi bitirmelisin.
- I finished eating breakfast while Tom was getting ready for school.
- Tom okul için hazırlık yaparken, ben de kahvaltımı bitirdim.
- No matter how hard you try, you won't be able to finish that in one day.
- Ne kadar çok çalışırsan çalış, onu bir günde bitiremezsin.
- You are to finish this work by the end of this month.
- Bu ayın sonuna kadar bu işi bitireceksin.
- Finish frying the potatoes.
- Patatesleri kızartmayı bitir.
- We've just finished breakfast.
- Kahvaltıyı henüz bitirdik.
- You can't finish this project.
- Bu projeyi bitiremezsin.
- Finish studying.
- Çalışmayı bitir.
- I haven't yet finished reading that book.
- O kitabı okumayı henüz bitirmedim.
- Finish your drink.
- İçkinizi bitirin.
- I finally finished writing the report.
- Sonunda raporu yazmayı bitirdim.
- Are we almost finished?
- Neredeyse bitirdik mi?
- Mary could not finish her dinner.
- Mary akşam yemeğini bitiremedi.
- I just finished cleaning your place.
- Evini temizlemeyi yeni bitirdim.
- It is just out of the question for me to finish the work in a day.
- Bu işi bir günde bitirmem söz konusu değil.
- I'll come over after I finish the work.
- İşi bitirdikten sonra geleceğim.
- Let Tom finish what he started.
- Bırak Tom başladığı işi bitirsin.
- He finished this work by himself.
- Bu işi kendi başına bitirdi.
- No matter how hard you try, you won't be able to finish that in a day.
- Ne kadar uğraşırsan uğraş, bunu bir günde bitiremezsin.
- You have finished your homework, haven't you?
- Ev ödevini bitirdin, değil mi?
- I want to finish this job so I can go home.
- Eve gidebilmem için bu işi bitirmek istiyorum.
- Mary finished her Japanese exercise.
- Mary Japonca egzersizini bitirdi.
- It'll take at least one more hour to finish writing this report.
- Bu raporu yazmayı bitirmek en az bir saat daha sürer.
- Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işleri çabucak bitirelim ve bir şeyler içmeye gidelim.
- Tom said Mary was finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini söyledi.
- Tom could be finished eating by now.
- Tom şimdiye kadar yemeğini bitirmiş olabilir.
- He has all but finished the work.
- İşini neredeyse bitirdi.
- Tom is going to great lengths to finish the work on time.
- Tom işi zamanında bitirebilmek için elinden geleni yapıyor.
- I want to make sure we have enough time to finish this.
- Bunu bitirmek için yeterli zamanımız olduğundan emin olmak istiyorum.
- I've finished writing the letter.
- Mektubu yazmayı bitirdim.
- I have homework to finish.
- Bitirmem gereken bir ödevim var.
- Tom has already finished his lunch.
- Tom öğle yemeğini çoktan bitirdi.
- I'll finish cleaning this place up before I go home.
- Eve gitmeden önce burayı temizlemeyi bitireceğim.
- Tom is going to great lengths to finish the work on time.
- Tom işi zamanında bitirmek için büyük çaba harcıyor.
- Give me time to finish this.
- Bunu bitirmek için bana zaman ver.
- Between now and the end of the week, I will finish it.
- Şimdi ve hafta sonu arasında bunu bitireceğim.
- Sami finished his two years of military service.
- Sami iki yıllık askerlik hizmetini bitirdi.
- I doubt that Tom has finished his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirdiğinden şüpheliyim.
- She finished the race.
- Yarışı bitirdi.
- It is imperative for you to finish by Sunday.
- Pazar gününe kadar bitirmen zorunlu.
- I just finished reading this book.
- Az önce bu kitabı okumayı bitirdim.
- I have to finish doing that today.
- Bunu bugün bitirmek zorundayım.
- You had a week to finish this.
- Bunu bitirmek için bir haftan vardı.
- Having finished the work, I went out for a walk.
- İşimi bitirdikten sonra yürüyüşe çıktım.
- I couldn't have finished my homework without Tom's help.
- Tom'un yardımı olmadan ödevimi bitiremezdim.
- You have exactly thirteen minutes to finish this.
- Bunu bitirmek için tam on üç dakikan var.
- I will have finished the work by eight o'clock.
- Saat sekizde işimi bitirmiş olacağım.
- Are we ever going to finish this?
- Biz bunu bitirecek miyiz?
- Have you finished the work yet?
- İşi bitirdin mi?
- Finally I finished my task.
- Sonunda görevimi bitirdim.
- I finished my work at six o'clock.
- İşimi saat altıda bitirdim.
- My big brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- Tom didn't finish his dinner.
- Tom akşam yemeğini bitirmedi.
- I need to finish writing this report by Monday.
- Pazartesi gününe kadar bu raporu yazmayı bitirmem gerekiyor.
- It took Tom several hours to finish his homework.
- Tom'un, ödevini bitirmesi birkaç saat sürdü.
- You have to finish your homework right away.
- Ev ödevini hemen bitirmek zorundasın.
- Tom and I haven't finished yet.
- Tom ve ben henüz bitirmedik.
- He managed to finish the work without any help.
- İşi yardım almadan bitirmeyi başardı.
- I can't finish this today.
- Bunu bugün bitiremem.
- She has already finished the work.
- Zaten işi bitirdi.
- I thought you said you could finish writing the report by today.
- Raporu yazmayı bugüne kadar bitirebileceğini söylediğini sanıyordum.
- It won't be possible to finish doing that today.
- Bugün bunu bitirmek mümkün değil.
- I won't have time to finish writing this report before the meeting.
- Toplantıdan önce bu raporu yazmayı bitirecek zamanım olmayacak.
- I'll call when I've finished the work.
- İşi bitirdiğimde ararım.
- Tom must finish his homework today.
- Tom bugün ödevini bitirmeli.
- Tom said Mary was likely to be finished eating by now.
- Tom, Mary'nin şu ana kadar muhtemelen yemek yemeyi bitirmiş olacağını söyledi.
- I think I've finished.
- Sanırım bitirdim.
- Allow me to finish.
- Bitirmeme izin ver.
- Tom didn't have time to finish his report.
- Tom'un raporunu bitirmek için zamanı yoktu.
- Finish the song.
- Şarkıyı bitir.
- I've got to finish this essay by tomorrow.
- Bu makaleyi yarına kadar bitirmeliyim.
- I've all but finished doing that.
- Bunu yapmayı neredeyse bitirdim.
- I've just finished my work.
- İşimi az önce bitirdim.
- We're waiting for you to finish getting ready.
- Hazırlanmayı bitirmenizi bekliyoruz.
- We'll have finished eating by the time you arrive.
- Siz gelene kadar yemeğimizi bitirmiş olacağız.
- It took me three hours to finish the homework.
- Ödevimi bitirmem üç saatimi aldı.
- It left off raining and we managed to finish our game of tennis.
- Yağmur sona erdi ve tenis maçımızı bitirebildik.
- Let us finish our work.
- İşimizi bitirelim.
- I haven't finished my sandwich yet.
- Sandviçimi henüz bitirmedim.
- We must finish this job tonight.
- Bu gece bu işi bitirmeliyiz.
- Tom said that he wasn't finished doing that.
- Tom, bunu yapmayı bitirmediğini söyledi.
- Tom has just finished washing dishes.
- Tom bulaşıkları yıkamayı henüz bitirdi.
- I barely managed to finish the letter by eleven o'clock.
- Mektubu saat 11'e kadar zar zor bitirebildim.
- I told you to finish your homework.
- Sana ödevini bitirmeni söyledim.
- Tom finished the bottle of wine by himself.
- Tom şarap şişesini tek başına bitirdi.
- I have just finished reading the book.
- Kitabı okumayı yeni bitirdim.
- We may as well finish our dinner.
- Akşam yemeğimizi de bitirebiliriz.
- Can't we wait until tomorrow to finish this?
- Bunu bitirmek için yarına kadar bekleyemez miyiz?
- When you've finished reading that book, I'd like to read it.
- O kitabı okumayı bitirdiğinde, ben de okumak isterim.
- I've just finished lunch.
- Öğle yemeğini az önce bitirdim.
- Mary wanted to finish making breakfast before Tom woke up.
- Mary Tom uyanmadan önce kahvaltı hazırlamayı bitirmek istedi.
- I won't be able to finish this job on time without some help.
- Yardım almadan bu işi zamanında bitiremeyeceğim.
- If you slack instead of typing, you'll never finish the book.
- Yazmak yerine kaytarırsan, kitabı asla bitiremezsin.
- Mary finished the race.
- Mary yarışı bitirdi.
- I still haven't finished the architecture course.
- Mimarlık kursunu hâlâ bitiremedim.
- Tom should've finished at least an hour ago.
- Tom en az bir saat önce bitirmiş olmalıydı.
- Finish what you started.
- Başladığını bitir.
- Please give me the newspaper when you've finished reading it.
- Okumayı bitirdiğinde lütfen gazeteyi bana ver.
- I thought Tom was finished doing that.
- Tom'un bunu yapmayı bitirdiğini düşündüm.
- Without your help, I couldn't have finished the work.
- Yardımın olmadan, işi bitiremezdim.
- Have you finished cleaning your room yet?
- Odanı temizlemeyi bitirdin mi?
- Stop chattering and finish your work.
- Gevezeliği bırak ve işini bitir.
- It'll take us at least three hours to finish this.
- Bunu bitirmemiz en az üç saat sürer.
- It took Tom 10 years to finish his house.
- Evini bitirmek Tom'un on yılını aldı.
- I promise I'll give this back to you as soon as I've finished using it.
- Kullanmayı bitirir bitirmez bunu sana geri vereceğime söz veriyorum.
- Tom hasn't finished doing that.
- Tom daha bitirmedi.
- When you have finished reading this letter, burn it.
- Bu mektubu okumayı bitirdikten sonra, onu yak.
- I'll do my best, but I'll not be able to finish it before Thursday at best.
- Elimden geleni yapacağım, ama en iyi ihtimalle Perşembe gününden önce bitiremeyeceğim.
- They finished the race.
- Yarışı bitirdiler.
- Tom has just finished dinner.
- Tom akşam yemeğini yeni bitirdi.
- I'm still not finished reading the book.
- Kitabı okumayı hâlâ bitirmedim.
- I wanted to give Tom an extra day to finish the report.
- Tom'a raporu bitirmesi için fazladan bir gün vermek istedim.
- I wish I could figure out how to finish this project without asking for help.
- Keşke yardım istemeden bu projeyi nasıl bitirebileceğimi çözebilsem.
- Since he'd finished his homework, Tom went to bed.
- Tom ödevini bitirdiği için yatmaya gitti.
- I finally finished writing the report.
- Nihayet raporu yazmayı bitirdim.
- Tom finished in third place.
- Tom üçüncü sırada bitirdi.
- Tom finished loading the truck.
- Tom kamyonu yüklemeyi bitirdi.
- I actually haven't finished my homework yet.
- Aslında ödevimi henüz bitirmedim.
- I'll finish the book in four days.
- Kitabı dört gün içinde bitireceğim.
- He finished reading the book.
- Kitabı okumayı bitirdi.
- Have you finished talking?
- Konuşmayı bitirdin mi?
- I am not going out because I have to finish the reading of this book.
- Dışarı çıkmıyorum çünkü bu kitabı okumayı bitirmek zorundayım.
- I finished reading this novel in under three days.
- Bu romanı okumayı üç günden kısa bir sürede bitirdim.
- I have just finished my homework.
- Ev ödevimi az önce bitirdim.
- Sami finished his two years of military service.
- Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
- Tom didn't finish his lunch.
- Tom yemeğini bitirmedi.
- I just finished reading Wuthering Heights.
- Ben Uğultulu Tepeler'i okumayı yeni bitirdim.
- Tom finished his meal.
- Tom yemeğini bitirdi.
- I need to finish packing.
- Toplanmayı bitirmeliyim.
- Tom has already finished doing his chores.
- Tom işlerini yapmayı zaten bitirmişti.
- I'll do my best, but I'll not be able to finish it before Thursday at best.
- Ben elimden geleni yapacağım, ama en iyi ihtimalle Perşembeden önce onu bitirebilmem mümkün olmaz.
- I've finished reading the book you lent me.
- Bana ödünç verdiğiniz kitabı okumayı bitirdim.
- Tom never seems to finish anything.
- Tom hiçbir şeyi bitiremez.
- We're nearly finished.
- Biz neredeyse bitirdik.
- I haven't finished my homework yet.
- Ödevimi henüz bitirmedim.
- He joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- You have exactly thirteen minutes to finish this.
- Bunu bitirmek için tam olarak on üç dakikan var.
- Tom was very determined to finish the project.
- Tom projeyi bitirmek için çok kararlıydı.
- I just finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı yeni bitirdim.
- I really should finish this right now.
- Bunu hemen bitirmeliyim.
- I plan on finishing that in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.
- Tom seemed to have finished his work.
- Tom işini bitirmiş gibi görünüyordu.
- At last he could finish the work.
- Nihayet, işi bitirebildi.
- It'll take several months to finish this.
- Bunu bitirmek 3-5 ayı bulacak.
- Please lend me the book when you have finished reading it.
- Okumayı bitirdiğinizde lütfen kitabı bana ödünç verin.
- I think we're almost finished.
- Sanırım neredeyse bitirdik.
- She finished her work an hour in advance.
- O, işini bir saat önce bitirdi.
- I haven't finished this.
- Henüz bitirmedim.
- I must get my homework finished.
- Ev ödevimi bitirmeliyim.
- I'm happy that we've finished what we started.
- Başladığımızı bitirdiğimiz için mutluyum.
- You'll start a new lesson as soon as you've finished this one.
- Bu dersi bitirir bitirmez, yeni derse başlayacaksınız.
- This survey is too long to finish quickly.
- Bu anket çabucak bitirilemeyecek kadar uzun.
- He finished his work without sleep or rest.
- O uyumadan ve dinlenmeden işini bitirdi.
- Have you finished your homework yet?
- Ödevini bitirdin mi artık?
- You finished all of the exams.
- Sen sınavlarının tümünü bitirdin.
- When I have finished my lunch, I will lie down for an hour.
- Öğle yemeğimi bitirdiğimde bir saat uzanacağım.
- I finished writing a letter in English.
- İngilizce bir mektup yazmayı bitirdim.
- Thanks to him giving me a hand, I was able to finish the work.
- Onun bana yardım etmesi sayesinde işi bitirebildim.
- Have you finished your meal?
- Yemeğini bitirdin mi?
- I can't finish the job in so short a time.
- İşi bu kadar kısa sürede bitiremem.
- Tom is never going to finish the job he started.
- Tom başladığı işi asla bitirmeyecek.
- Let's see who can finish doing this first.
- Bakalım bunu yapmayı önce kim bitirebilecek?
- Tom has finished cleaning out the garage.
- Tom garajı temizlemeyi bitirdi.
- Have you finished packing?
- Toplanmayı bitirdin mi?
- I joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldım.
- She may not have finished her homework.
- Ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- I'm happy that we've finished what we started.
- Başladığımız işi bitirdiğimiz için mutluyum.
- Dan didn't even finish the report.
- Dan raporu bile bitirmedi.
- After I finished my homework, I watched baseball on TV.
- Ev ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- He's finished every task he's ever taken up.
- Şimdiye kadar aldığı her görevi bitirdi.
- People bothered me so much that I couldn't finish my work.
- İnsanlar beni o kadar rahatsız etti ki işimi bitiremedim.
- Tom and Mary have finished their work.
- Tom ve Mary işlerini bitirdiler.
- Tom waited until Mary was finished before he started talking.
- Tom konuşmaya başlamadan önce Mary'nin bitirmesini bekledi.
- Finish it before you go to bed.
- Yatmadan önce bitir.
- Tom thought Mary had finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini düşündü.
- Have you finished writing that song you've been working on?
- Üzerinde çalıştığın şarkıyı yazmayı bitirdin mi?
- He finished the beer and ordered another.
- O, birayı bitirdi ve bir tane daha ısmarladı.
- I haven't finished eating yet.
- Ben henüz yemek yemeyi bitirmedim.
- Tom never finished doing that.
- Tom bunu yapmayı hiç bitirmedi.
- Tom has asked why we haven't finished yet.
- Tom neden hala bitirmediğimizi sordu.
- Tom didn't get to finish.
- Tom bitiremedi.
- Tom wants this back as soon as you're finished with it.
- Tom bunu bitirir bitirmez geri istiyor.
- Kate wants to finish her homework by ten.
- Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.
- It took Tom 10 years to finish his house.
- Tom'un evini bitirmesi 10 yılını aldı.
- I will do my best to finish it.
- Bitirmek için elimden geleni yaparım.
- Have you finished filling?
- Doldurmayı bitirdin mi?
- Tom may not have finished his homework yet.
- Tom henüz ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- He's about to finish reading the book.
- Kitabı okumayı bitirmek üzere.
- Have you finished that book yet?
- O kitabı bitirdin mi artık?
- When he finished the work, he went home.
- İşi bitirince eve gitti.
- They said they were finished.
- Bitirdiklerini söylediler.
- Tom is waiting for you to finish doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirmeni bekliyor.
- Patty finished writing to her friends in Canada.
- Patty, Kanada'daki arkadaşlarına yazmayı bitirdi.
- Finishing a book or movie you've started but don't like is a good example of the sunk cost fallacy.
- Başladığınız ama beğenmediğiniz bir kitabı ya da filmi bitirmek, batık maliyet yanılgısına iyi bir örnektir.
- Please wait till I have finished my homework.
- Lütfen ödevimi bitirene kadar bekleyin.
- Have you finished studying?
- Ders çalışmayı bitirdin mi?
- If we begin early, we can finish by lunch.
- Eğer erken başlarsak, öğle yemeğine kadar bitirebiliriz.
- When Sami finished reading the Quran, he cried.
- Sami Kuran'ı okumayı bitirince ağladı.
- The band has just finished their first set.
- Grup sadece ilk setini bitirdi.
- I should finish unpacking.
- Bavul boşaltmayı bitirmeliyim.
- Tom may not have finished his homework yet.
- Tom henüz ödevini bitirmemiş olabilir.
- I hoped to have finished it by this week.
- Bu haftaya kadar bitirmeyi umuyordum.
- It took just over three hours to finish that job.
- Bu işi bitirmek üç saatten biraz fazla sürdü.
- As soon as Tom has finished doing that, he'll go home.
- Tom onu yapmayı bitirir bitirmez evine gidecek.
- I wasn't very hungry, so I didn't finish my dinner.
- Çok aç değildim, bu yüzden yemeğimi bitirmedim.
- Masaru can't finish the work in an hour, can he?
- Masaru işi bir saatte bitiremez, değil mi?
- He was determined to finish the work at any cost.
- Ne pahasına olursa olsun, işi bitirmeye kararlıydı.
- Have you finished your Christmas shopping?
- Noel alışverişinizi bitirdiniz mi?
- I will finish it by tomorrow afternoon.
- Yarın öğlene kadar bitiririm.
- I'll tell Tom you finished the report.
- Tom'a raporu bitirdiğini söyleyeceğim.
- I've finished my work.
- İşimi bitirdim.
- I just finished work.
- İşimi yeni bitirdim.
- It'll take at least a year to finish this project.
- Bu projeyi bitirmek en az bir yıl sürecek.
- I wish you'd let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin versen.
- Tom is finished.
- Tom bitirdi.
- We've just finished breakfast.
- Kahvaltımızı yeni bitirdik.
- No matter what, I need to finish the article today.
- Ne olursa olsun, bugün makaleyi bitirmem gerekiyor.
- It is impossible for him to finish it in an hour.
- Onu bir saat içinde bitirmesi onun için imkansız.
- It took me three hours to finish my homework.
- Ödevimi bitirmek üç saatimi aldı.
- Travelers should finish their journey before dark.
- Turistler karanlıktan önce yolculuklarını bitirmeli.
- I have already finished my homework.
- Zaten ev ödevimi bitirdim.
- I will finish it by the time he comes back.
- O dönene kadar bitireceğim.
- Since he'd finished his homework, Tom went to bed.
- Ödevini bitirdiği için Tom yatmaya gitti.
- No matter how hard you try, you won't be able to finish that in a day.
- Ne kadar uğraşırsan uğraş, onu bir günde bitiremezsin.
- Have you finished your homework already?
- Ev ödevini hâlâ bitirmedin mi?
- I've just finished a translation project.
- Henüz bir çeviri projesini bitirdim.
- I have almost finished my work.
- İşimi neredeyse bitirdim.
- I will have finished the work by noon.
- Öğleye kadar işi bitirmiş olacağım.
- I only need another few hours to finish this report.
- Bu raporu bitirmek için sadece bir kaç saate daha ihtiyacım var.
- Have you finished it?
- Bitirdin mi?
- Tom finished third.
- Tom üçüncü bitirdi.
- Tom finished his homework, so he went to bed.
- Tom ödevini bitirdi ve yatmaya gitti.
- Tom assumed that Mary would have the work finished by the time he arrived.
- Tom, Mary'nin kendisi gelene kadar işi bitirmiş olacağını varsaydı.
- Yumi can't finish it in a day.
- Yumi onu, bir günde bitiremez.
- Tom says he finished doing that.
- Tom bunu bitirdiğini söylüyor.
- She managed to finish the work on her own.
- İşi kendi başına bitirmeyi başardı.
- Tom is going to great lengths to finish the work on time.
- Tom işi vaktinde bitirebilmek için yardırıyor.
- I finished last.
- Ben sonuncu bitirdim.
- Have you finished your French homework yet?
- Fransızca ödevini bitirdin mi?
- Tom is nearly finished, isn't he?
- Tom neredeyse bitirdi, değil mi?
- I thought I had a month to finish this.
- Bunu bitirmek için bir ayım var sanmıştım.
- I didn't finish reading that book.
- O kitabı okumayı bitirmedim.
- She finished her beer.
- O, birasını bitirdi.
- They went home after they had finished the task.
- İşlerini bitirdikten sonra evlerine gittiler.
- I haven't finished that job yet.
- O işi henüz bitirmedim.
- I had intended to finish this yesterday, but I couldn't.
- Bunu dün bitirmeye niyet ettim fakat bitiremedim.
- Tom has just finished doing his homework.
- Tom ev ödevini yapmayı bitirdi.
- I wonder how many hours it'll take to finish painting the house.
- Evi boyamayı bitirmenin kaç saat süreceğini merak ediyorum.
- He finished it as quick as lightning.
- O şimşek kadar hızlı bitirdi.
- I am not going out because I have to finish the reading of this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmek zorunda olduğum için dışarı çıkmıyorum.
- You may leave when you have finished the work.
- İşini bitirdiğinde gidebilirsin.
- It took me 2 hours to finish the essay.
- Makaleyi bitirmem 2 saatimi aldı.
- Tom has finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom dün Mary'nin ona verdiği kitabı okumayı bitirdi.
- I usually never finish reading books that I find boring.
- Ben genellikle sıkıcı bulduğum kitapları okumayı asla bitirmem.
- They will finish serving their sentence next month.
- Gelecek ay cezalarını bitirecekler.
- He finished his dinner because he didn't like to waste food.
- O, yemeği ısraf etmek istemediği için akşam yemeğini bitirdi.
- When are you going to finish this?
- Bunu ne zaman bitireceksin?
- We've just finished remodeling our basement.
- Bodrumumuzun tadilatını yeni bitirdik.
- After we had finished that, we ate lunch.
- Bunu bitirdikten sonra öğle yemeğimizi yedik.
- She finished writing a letter.
- Mektup yazmayı bitirdi.
- As soon as Tom finished eating, he left for work.
- Tom yemeğini bitirir bitirmez işe gitmek için ayrıldı.
- Tom told Mary that he had finished the work she had asked him to do.
- Tom, Mary'ye ondan yapmasını istediği işi bitirdiğini söyledi.
- We'll finish the work even if it takes us all day.
- Bütün günümüzü alsa bile işi bitireceğiz.
- After we finished painting the fence, Tom made sandwiches for all of us.
- Çitleri boyamayı bitirdikten sonra Tom hepimiz için sandviç yaptı.
- You didn't finish filling out this form.
- Bu formu doldurmayı bitirmedin.
- I thought Tom had another hour to finish the report.
- Tom'un raporu bitirmek için bir saati daha olduğunu düşündüm.
- Have you finished talking now?
- Şimdi konuşmayı bitirdin mi?
- I just want to finish this and leave.
- Sadece bunu bitirip gitmek istiyorum.
- I have some homework to finish.
- Bitirmem gereken ödevlerim var.
- Tom finished far behind, in last place.
- Tom yarışı çok geride, son sırada bitirdi.
- Tom has just finished eating dinner.
- Tom az önce akşam yemeğini yemeyi bitirdi.
- Tom finished doing the dishes.
- Tom bulaşıkları yıkamayı bitirdi.
- Tom failed to finish the race.
- Tom yarışı bitiremedi.
- Tom should've finished at least an hour ago.
- Tom en azından bir saat önce bitirmeliydi.
- Tom finished drying his face.
- Tom yüzünü kurulamayı bitirdi.
- Can you finish it by noon?
- Öğleye kadar onu bitirebilir misin?
- You don't need to finish it by tomorrow.
- Yarına kadar bitirmene gerek yok.
- You will finish serving your sentence next month, won't you?
- Önümüzdeki ay cezanı çekmeyi bitireceksin, değil mi?
- Having finished the work, he went to bed.
- İşini bitirdikten sonra yatmaya gitti.
- I had hoped to finish it yesterday.
- Dün bitirmeyi umuyordum.
- Tom says Mary needs more time to finish her report.
- Tom, Mary'nin raporunu bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor.
- It'll take us hours to finish this.
- Bunu bitirmek saatlerimizi alacak.
- I don't think it's possible to finish that amount of work in one day.
- Bu kadar işi bir günde bitirmenin mümkün olduğunu sanmıyorum.
- He finished his chores in no time.
- İşlerini kısa sürede bitirdi.
- I finished my math homework.
- Matematik ödevimi bitirdim.
- Yesterday I finished studying Esperanto on Duolingo.
- Dün Duolingo'da Esperanto çalışmayı bitirdim.
- Now that you have finished your job, you are free to go home.
- Madem ki işini bitirdin, eve gitmekte özgürsün.
- I wanted to give Tom an extra day to finish the report.
- Raporu bitirmesi için Tom'a ekstra bir gün vermek istedim.
- He has worked out a quicker way to get the job finished.
- İşi bitirmek için daha hızlı bir yol buldu.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
- Ödevini bitiren Tom yatmaya gitti.
- Let me finish this game.
- Bu oyunu bitireyim.
- I'm waiting for Tom to finish doing that.
- Tom'un o işi bitirmesini bekliyorum.
- It will take him two hours to finish the work.
- İşi bitirmek onun iki saatini alır.
- He finished sorting the papers.
- O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.
- Please be quiet and let me finish.
- Lütfen sessiz ol ve bitirmeme izin ver.
- I still have to finish doing my homework.
- Hâlâ ev ödevimi bitirmek zorundayım.
- Tom can't even finish a simple job without help.
- Tom yardım almadan basit bir işi bile bitiremez.
- I started and so I will finish.
- Başladım ve dolayısıyla bitireceğim.
- Can you finish it by noon?
- Öğlene kadar bitirebilir misin?
- Tom finished writing the report in less than three hours.
- Tom raporu yazmayı üç saatten kısa bir sürede bitirdi.
- Mary has finished her Japanese assignment.
- Mary Japonca ödevini bitirdi.
- Allow me to finish.
- Bitirmeme izin verin.
- Tom finished reading that book in one night.
- Tom o kitabı okumayı bir gecede bitirdi.
- Tom says he needs to finish what he's doing.
- Tom yaptığı işi bitirmesi gerektiğini söylüyor.
- Tom is going to great lengths to finish the work on time.
- Tom işi zamanında bitirmek için elinden geleni yapıyor.
- Tom finished his drink.
- Tom içkisini bitirdi.
- It'll take you days to finish this job.
- Bu işi bitirmen günler sürecek.
- Raise your hand if you have finished the composition.
- Kompozisyonu bitirenler el kaldırsın.
- We cannot finish it before Saturday even if everything goes well.
- Her şey iyi gitse bile bunu cumartesiden önce bitiremeyiz.
- Tom finished his beer.
- Tom birasını bitirdi.
- Just let me finish this game.
- Bırak da şu oyunu bitireyim.
- Has she finished her work yet?
- O, henüz işini bitirdi mi?
- I've finished revising.
- Gözden geçirmeyi bitirdim.
- Have you finished the suggested reading?
- Önerilen okumayı bitirdin mi?
- Tom said he'd finish doing that tomorrow.
- Tom yarın bitireceğini söyledi.
- If you don't finish your plate in three minutes, you won't get dessert.
- Tabağını üç dakika içinde bitirmezsen, tatlı alamazsın.
- How soon will you be able to finish the task?
- Ne kadar sürede görevi bitirebileceksin?
- I have to finish my book.
- Kitabımı bitirmek zorundayım.
- Have you finished your lunch yet?
- Öğle yemeğini bitirdin mi?
- I suspect Tom has finished doing that by now.
- Tom'un bunu yapmayı şimdiye kadar bitirdiğinden şüpheleniyorum.
- I just finished cleaning the garage.
- Az önce garajı temizlemeyi bitirdim.
- I haven't finished my breakfast yet.
- Daha kahvaltımı bitirmedim.
- Tom finished doing that by himself.
- Tom bunu kendi başına bitirdi.
- He told me that I must finish the work by six.
- Bana işi altıya kadar bitirmem gerektiğini söyledi.
- Tom looks like he's finished.
- Tom bitirmiş gibi görünüyor.
- I have to finish writing the book I'm working on.
- Üzerinde çalıştığım kitabı yazmayı bitirmeliyim.
- I have to finish the work by four o'clock.
- Saat dörde kadar işi bitirmem gerekiyor.
- I'm nearly finished.
- Neredeyse bitirdim.
- We just finished dinner.
- Yemeğimizi yeni bitirdik.
- The rain prevented us from finishing our game of tennis.
- Yağmur tenis maçımızı bitirmemize engel oldu.
- You didn't finish filling out this form.
- Bu formu doldurmayı bitirmediniz.
- I really have to finish my homework.
- Ödevimi bitirmeliyim.
- I'm just about finished doing the laundry.
- Çamaşır yıkamayı bitirmek üzereyim.
- I still haven't finished.
- Hâlâ bitirmedim.
- As soon as Tom finished eating, he left for work.
- Tom yemeği bitirir bitirmez işe gitti.
- Tom finished Mary's soup.
- Tom, Mary'nin çorbasını bitirdi.
- He is estimating how much money he'll need to finish the house.
- Evi bitirmek için ne kadar paraya gerek duyacağının hesabını yapıyor.
- I won't be able to finish it unless I receive your help.
- Senin yardımını almadan onu bitiremeyeceğiz.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- Yesterday I finished the job.
- İşi dün bitirdim.
- Tom has already finished his chores.
- Tom ev işlerini çoktan bitirdi.
- Kate wants to finish her homework by ten.
- Kate ödevini saat ona kadar bitirmek istiyor.
- He finished his work.
- O, işini bitirdi.
- Tom might want to eat something when he finishes working out.
- Tom çalışmayı bitirdiğinde bir şeyler yemek isteyebilir.
- Tom has just finished eating lunch.
- Tom az önce öğle yemeği yemeyi bitirdi.
- Tom finished third in the race.
- Tom yarışı üçüncü bitirdi.
- You had a week to finish this.
- Bunu bitirmek için bir haftanız vardı.
- Tom should've finished his homework by now.
- Tom şimdiye kadar ev ödevini bitirmeliydi.
- I'd like to go home now, but I have to stay here until I finish this report.
- Artık eve gitmek istiyorum ama bu raporu bitirinceye kadar burada kalmak zorundayım.
- I just need a few hours to finish this report.
- Bu raporu bitirmek için birkaç saate ihtiyacım var.
- After they had finished their work, they went out.
- Onlar işlerini bitirdikten sonra dışarı çıktılar.
- Have you already finished?
- Bitirdin mi?
- They finished the project on schedule.
- Projeyi zamanında bitirdiler.
- I know that Tom and Mary have both finished doing that.
- Tom ve Mary'nin ikisinin de bunu bitirdiğini biliyorum.
- Please hurry and finish the prospectus.
- Lütfen acele edin ve prospektüsü bitirin.
- It is impossible for me to finish the work in a day.
- İşi bir günde bitirmem imkansız.
- I've finished typing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
- Let's finish this.
- Bunu bitirelim.
- Samir hasn't finished yet.
- Samir henüz bitirmedi.
- First of all, we have to finish the homework.
- Her şeyden önce, ödevi bitirmek zorundayız.
- We just need to finish.
- Bitirmemiz gerekiyor artık.
- You don't need to finish it by tomorrow.
- Yarına kadar onu bitirmenize gerek yok.
- I still haven't finished eating breakfast.
- Hala kahvaltımı bitirmedim.
- I'm almost finished what I have to do.
- Yapmam gerekeni neredeyse bitirdim.
- Have you not yet finished your meal?
- Yemeğinizi daha bitirmediniz mi?
- Tom didn't expect Mary to finish her homework so quickly.
- Tom, Mary'nin ödevini bu kadar çabuk bitirmesini beklemiyordu.
- They finished the work after a week.
- Bir hafta sonra işi bitirdiler.
- Are you finished reading the paper?
- Gazeteyi okumayı bitirdin mi?
- Tom will do whatever it takes to finish the job on time.
- Tom işi zamanında bitirmek için ne gerekiyorsa yapacak.
- It is impossible for him to finish it in an hour.
- Bir saat içinde bitirmesi imkansızdır.
- He managed to finish the work without any help.
- İşi hiç yardım almadan bitirmeyi başardı.
- If we're going to finish this by Monday, we'd better not waste time.
- Pazartesiye kadar bu işi bitireceksek, zaman kaybetmesek iyi olur.
- Tom said Mary was finished eating.
- Tom, Mary'nin yemeğini bitirdiğini söyledi.
- If we work together, we should be able to finish this much more quickly.
- Birlikte çalışırsak, bu işi çok daha çabuk bitirebiliriz.
- I need to finish this today.
- Bunu bugün bitirmeliyim.
- Let me read the paper when you have finished with it.
- Gazeteyi bitirdiğinde okumama izin ver.
- I'll be able to finish it in a day or two.
- Bir ya da iki gün içinde onu bitirebileceğim.
- We're finished already.
- Bitirdik bile.
- Tom couldn't have finished writing the report without your help.
- Tom sizin yardımınız olmadan raporu yazmayı bitiremedi.
- I think Tom and Mary have finished.
- Bence Tom ve Mary bitirdi.
- I wish you had let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin verseydin.
- Without her help, I couldn't have finished my task.
- Onun yardımı olmadan görevimi bitiremezdim.
- We're nearly finished.
- Neredeyse bitirdik.
- Tom finished the bottle of wine by himself.
- Tom bir şişe şarabı tek başına bitirdi.
- In any case, I've finished writing the article.
- Her halükarda, makaleyi yazmayı bitirdim.
- We don't have very much time to finish this.
- Bunu bitirmek için çok zamanımız yok.
- You didn't give Tom enough time to finish.
- Tom'a bitirmesi için yeterince zaman vermedin.
- For the first time in her life Yuka finished reading an English book.
- Yuka hayatında ilk kez İngilizce bir kitabı okumayı bitirdi.
- Have you already finished your Christmas shopping?
- Noel alışverişinizi çoktan bitirdiniz mi?
- I will do my best to finish it.
- Onu bitirmek için elimden geleni yapacağım.
- Tom hasn't finished his lunch yet.
- Tom henüz öğle yemeğini bitirmedi.
- Are you finished?
- Bitirdin mi?
- Have you finished your preparations for the trip?
- Yolculuk için hazırlıklarını bitirdin mi?
- I don't think I can finish the job alone.
- İşi tek başına bitirebileceğimi sanmıyorum.
- Have you finished your lunch yet?
- Henüz öğle yemeğini bitirmediniz mi?
- Have you already finished that book?
- O kitabı bitirdin mi?
- I wish I had a chance to finish it.
- Keşke bitirebilme şansım olsaydı.
- Let Tom finish his sentence.
- Tom'un cümlesini bitirmesine izin verin.
- I wish I had a chance to finish it.
- Keşke bunu bitirmek için bir fırsatım olsa.
- Mary couldn't finish her lunch.
- Mary öğle yemeğini bitiremedi.
- The new equipment enabled us to finish the work in an hour.
- Yeni ekipman işi bir saat içinde bitirmemize olanak sağladı.
- I've just finished dinner.
- Akşam yemeğini henüz bitirdim.
- I haven't finished doing that yet.
- Bunu yapmayı henüz bitirmedim.
- I will have finished my homework by Tuesday.
- Salı gününe kadar ödevimi bitirmiş olacağım.
- It'll take Tom three hours to finish what he's doing.
- Yaptığı şeyi bitirmek Tom'un üç saatini alacak.
- Tom has finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom, Mary'nin ona dün verdiği kitabı okumayı bitirdi.
- I cannot finish reading this thick book in a week.
- Ben bir hafta içinde bu kalın kitabı okumayı bitiremem.
- We've got to finish this before we can go home.
- Eve gitmeden önce bunu bitirmek zorundayız.
- Our friend finished the race in second place.
- Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.
- Allow me to finish what I'm saying.
- Söylediğimi bitirmeme izin verin.
- Tom said he'll go home as soon as he finishes doing that.
- Tom işini bitirir bitirmez eve gideceğini söyledi.
- Please have it finished by this time tomorrow.
- Lütfen yarın bu saate kadar bitirmiş olun.
- Swimming across the lake almost finished me.
- Gölü yüzerek geçmek neredeyse beni bitirdi.
- I won't be able to finish if you don't help me.
- Bana yardım etmezsen bitiremem.
- I've got to finish this.
- Bunu bitirmem gerekiyor.
- Have you finished your English homework yet?
- İngilizce ödevini bitirdin mi?
- I've finished my exams.
- Sınavlarımı bitirdim.
- I'll soon finish reading this novel.
- Yakında bu romanı okumayı bitireceğim.
- Should I wait for Tom to finish?
- Tom'un bitirmesini bekleyeyim mi?
- Could you please wait until I'm finished?
- Lütfen ben bitirene kadar bekler misiniz?
- Finish your work.
- İşini bitir.
- I've just finished watching episode three.
- Üçüncü bölümü izlemeyi yeni bitirdim.
- I don't know when I'll have time to finish reading the rest of this book.
- Bu kitabın geri kalanını okumayı ne zaman bitirebileceğimi bilmiyorum.
- Have you finished yet?
- Bitirdin mi artık?
- Tom must've finished it by now.
- Tom şimdiye kadar bitirmiş olmalı.
- I didn't finish the race.
- Yarışı bitiremedim.
- We can't leave Boston until we finish this job.
- Bu işi bitirene kadar Boston'dan ayrılamayız.
- I finished the work yesterday.
- Dün işi bitirdim.
- We have to figure out a way to get this job finished by Monday.
- Bu işi pazartesiye kadar bitirtmek için bir yol bulmalıyız.
- After we finished painting the fence, Tom made sandwiches for all of us.
- Çiti boyamayı bitirdikten sonra, Tom hepimiz için sandviç hazırladı.
- Tom thinks Mary is finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini düşünüyor.
- I've just finished binge-watching Gomorrah.
- Gomorrah'ı izlemeyi yeni bitirdim.
- I don't think Tom and Mary have finished doing that yet.
- Tom ve Mary'nin henüz bunu yapmayı bitirdiğini sanmıyorum.
- As soon as he finished eating, he began to walk again.
- Yemeğini bitirir bitirmez tekrar yürümeye başladı.
- Tom finished washing the dishes.
- Tom bulaşıkları yıkamayı bitirdi.
- I was able to finish doing that in three days.
- Bunu üç günde bitirebildim.
- Please wait until I have finished writing this letter.
- Lütfen bu mektubu yazmayı bitirene kadar bekleyin.
- Tom finished doing that last month.
- Tom bunu geçen ay bitirdi.
- I finished work at six.
- İşi altıda bitirdim.
- I never got to finish my lunch.
- Öğle yemeğimi hiç bitiremedim.
- I'm finishing my homework.
- Ev ödevimi bitiriyorum.
- I've finally finished painting the barn.
- Sonunda ahırı boyamayı bitirdim.
- Sami finished his work.
- Sami işini bitirdi.
- You've finished your work.
- Sen işini bitirdin.
- Tom and his team worked around the clock to get the job finished.
- Tom ve ekibi işi bitirmek için gece gündüz çalıştılar.
- I need a hacksaw to finish this job.
- Bu işi bitirmek için bir testereye ihtiyacım var.
- I finished my sandwich.
- Sandviçimi bitirdim.
- I wanted to finish this earlier.
- Bunu daha erken bitirmek istedim.
- I told you to finish your homework.
- Ödevini bitirmeni söyledim.
- I just finished the book I was reading.
- Okuduğum kitabı az önce bitirdim.
- You must finish this work in a week.
- Bir hafta içinde bu işi bitirmelisin.
- I have just finished my homework.
- Ödevimi yeni bitirdim.
- One way or another, we have to get this job finished by Monday.
- Öyle ya da böyle, bu işi pazartesiye kadar bitirmek zorundayız.
- She has not finished her homework yet.
- Henüz ev ödevini bitirmedi.
- Have you finished reading that book yet?
- O kitabı okumayı bitirdin mi?
- I hope to finish soon.
- Umarım yakında bitiririz.
- Tom won't be able to finish that in an hour.
- Tom bir saat içinde onu bitiremeyecek.
- It is impossible for me to finish this work in a day.
- Bu işi bir günde bitirmem mümkün değil.
- I have to finish doing that today.
- Bunu bugün bitirmeliyim.
- I have finished cleaning my room.
- Odamı temizlemeyi bitirdim.
- Tom stayed up late to finish writing the report.
- Tom raporu yazmayı bitirmek için geç saate kadar ayakta kaldı.
- I haven't finished lunch.
- Öğle yemeğimi bitirmedim.
- They have already finished that job.
- Onlar o işi çoktan bitirdiler.
- Tom finished his chores and then he did his homework.
- Tom ev işlerini bitirdi ve sonra ödevini yaptı.
- You joined the navy after finishing college, didn't you?
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldın, değil mi?
- Tom finished in last place.
- Tom son sırada bitirdi.
- I had just finished my homework when he visited me.
- O beni ziyaret ettiği zaman ödevimi yeni bitirmiştim.
- It could take up to three months to finish this.
- Bunu bitirmek üç ay kadar sürebilir.
- My advice would be to get some sleep now and finish this tomorrow.
- Tavsiyem şimdi biraz uyuyup bunu yarın bitirmen.
- I haven't quite finished eating.
- Ben yemeyi tamamen bitirmedim.
- It'll take him two days to finish this work.
- Bu işi bitirmek onun iki gününü alacaktır.
- He was the last person to finish eating.
- Yemeği son bitiren oydu.
- When Tom got home, the children had already finished eating dinner.
- Tom eve geldiğinde, çocuklar çoktan akşam yemeklerini bitirmişlerdi.
- I can't believe we've really finished.
- Gerçekten bitirdiğimize inanamıyorum.
- Just let me finish.
- Bırak da bitireyim.
- You have to get this work finished by noon.
- Öğleye kadar bu işi bitirtmelisin.
- I finished all my work early.
- Bütün işlerimi erken bitirdim.
- Have you finally finished doing that?
- Sonunda onu yapmayı bitirdin mi?
- The astonishing blow finished the match.
- Şaşırtıcı darbe maçı bitirdi.
- Tom managed to finish the work without any help.
- Tom işini yardım almadan bitirmeyi başardı.
- The new equipment enabled us to finish the work in an hour.
- Yeni ekipman, işi bir saat içinde bitirmemizi sağladı.
- They want a few more hours to finish the report.
- Onlar raporu bitirmek için birkaç saat daha istiyor.
- We have finished the work for today.
- Bugün için işi bitirdik.
- I didn't finish the race.
- Yarışı bitirmedim.
- And with that we finish the activities for today.
- Ve böylece bugünkü aktivitelerimizi bitiriyoruz.
- I'll wait until you've finished.
- Sen bitirinceye kadar bekleyeceğim.
- Tom is working hard to get the project finished by October.
- Tom projeyi Ekim ayına kadar bitirmek için çok çalışıyor.
- For the first time in his life, Yuka finished reading an entire book in English.
- Yuka hayatında ilk kez İngilizce bir kitabın tamamını okumayı bitirdi.
- I have not finished lunch.
- Öğle yemeğini bitirmedim.
- I'll finish reading this novel soon.
- Bu romanı okumayı yakında bitireceğim.
- I must finish this work first.
- Önce bu işi bitirmeliyim.
- Please finish the work at once.
- Lütfen çalışmayı hemen bitirin.
- Tom and his team worked around the clock to get the job finished.
- Tom ve ekibi işi bitirmek için yirmi dört saat aralıksız çalıştı.
- Even though Tom is sick, he plans to get his homework finished on time.
- Tom hasta olmasına rağmen ödevini zamanında bitirmeyi planlıyor.
- I had just finished my homework when Ted phoned me.
- Ted beni aradığında, ödevimi yeni bitirmiştim.
- When you've finished, you can go home.
- Bitirdiğin zaman eve gidebilirsin.
- I'll finish answering your questions later today.
- Sorularınızı cevaplamayı bugün daha sonra bitireceğim.
- I'll give you all a little more time to finish your homework.
- Ev ödevinizi bitirmek için hepinize biraz daha zaman vereceğim.
- Tom left this morning without finishing his breakfast.
- Tom bu sabah kahvaltısını bitirmeden çıktı.
- We have already finished our dinner.
- Yemeğimizi çoktan bitirdik.
- I've just finished packing.
- Toplanmayı yeni bitirdim.
- I'm going to need your help if I'm going to finish this on time.
- Bu işi zamanında bitirmek için yardımınıza ihtiyacım olacak.
- Naomi has just finished her work.
- Naomi işini yeni bitirdi.
- Tom said that he wasn't finished.
- Tom bitirmediğini söyledi.
- You can go home after you have finished this work.
- Bu işi bitirdikten sonra eve gidebilirsiniz.
- I have to finish doing that today.
- Bunu yapmayı bugün bitirmek zorundayım.
- Tom finished reading the book and returned it to Mary.
- Tom kitabı okumayı bitirdi ve Mary'ye geri verdi.
- I haven't finished my breakfast yet.
- Kahvaltımı henüz bitirmedim.
- I can't believe we've finally finished the project.
- Sonunda projeyi bitirdiğimize inanamıyorum.
- I have already finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı çoktan bitirdim.
- I'm waiting for Tom to finish what he's doing.
- Tom’un, yaptığı şeyi bitirmesini bekliyorum.
- Don't delay finishing the business.
- İşi bitirmeyi erteleme.
- I've finished reading all the books you lent me.
- Bana ödünç verdiğiniz tüm kitapları okumayı bitirdim.
- Finishing third was hard for Tom.
- Üçüncü bitirmek Tom için zor oldu.
- How long will it take me to finish my homework?
- Ödevimi bitirmem ne kadar sürer?
- I just finished reading the book.
- Az önce kitabı okumayı bitirdim.
- I haven't yet finished reading that book.
- Ben henüz o kitabı okumayı bitirmedim.
- I finished first.
- İlk ben bitirdim.
- I haven't finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmedim.
- I have just finished eating lunch.
- Öğle yemeğimi yeni bitirdim.
- Tom hasn't yet finished writing the report.
- Tom henüz raporu yazmayı bitirmedi.
- Tom doesn't have to finish.
- Tom bitirmek zorunda değil.
- Between now and the end of the week, I will finish it.
- Şu andan itibaren hafta sonuna kadar bitireceğim.
- I haven't played Monopoly since I finished college.
- Ben üniversiteyi bitirdiğimden beri Monopoly oynamadım.
- I still have to finish doing my homework.
- Hala ödevimi bitirmem gerekiyor.
- We have finished talking about the exercise.
- Egzersiz hakkında konuşmayı bitirdik.
- The work is easy enough for me to finish in a couple of hours.
- Bu iş birkaç saat içinde bitirebileceğim kadar kolay.
- It was a victory for the whole country when he finished first in the race.
- Adayın yarışı birinci bitirmesi tüm ülke için bir zaferdi.
- Tom finished his homework before going to sleep.
- Tom uyumadan önce ödevini bitirdi.
- Have you finished knitting that sweater?
- O kazağı örmeyi bitirdin mi?
- Tom couldn't finish his lunch.
- Tom öğle yemeğini bitiremedi.
- We probably don't have enough time to finish doing that today.
- Muhtemelen bugün bunu bitirmek için yeterli zamanımız yok.
- Don't start anything you can't finish.
- Bitiremeyeceğin bir şeye başlama.
- I finished packing my boxes.
- Kutularımı paketlemeyi bitirdim.
- I've finished reading that book.
- O kitabı okumayı bitirdim.
- It took Tom several hours to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmesi birkaç saatini aldı.
- He'll probably finish the work by tomorrow.
- Muhtemelen işi yarına kadar bitirir.
- Tom managed to finish writing his report in time.
- Tom raporunu yazmayı zamanında bitirebildi.
- I'm almost finished writing the report.
- Raporu yazmayı neredeyse bitirdim.
- I stuck with it until I was finished.
- Bitirene kadar devam ettim.
- I started so I'll finish.
- Başladım ve bitireceğim.
- I'm just about finished with the report.
- Raporu bitirmek üzereyim.
- It was tough to finish the work.
- İşi bitirmek zor oldu.
- I had hoped to have finished this yesterday.
- Bunu dün bitirmeyi umuyordum.
- I've just finished waxing the floor.
- Az önce zemini cilalamayı bitirdim.
- Tom doesn't have to finish.
- Tom'un bitirmesi gerekmiyor.
- I think we're just about finished.
- Sanırım bitirmek üzereyiz.
- Tom seems to have finished his work.
- Tom işini bitirmiş gibi görünüyor.
- I'm pretty sure Tom has finished his homework.
- Tom'un ödevini bitirdiğine eminim.
- I almost finished.
- Neredeyse bitirdim.
- Tom is still not finished.
- Tom hala bitirmedi.
- Tom hung up before I finished.
- Tom ben bitirmeden telefonu kapattı.
- I've almost finished my work.
- Neredeyse işimi bitirdim.
- How much more money is it going to cost to finish building our house?
- Evimizi yapmayı bitirmek daha ne kadar paraya mal olacak?
- I finished the race.
- Yarışı bitirdim.
- You can finish it at home.
- Onu evde bitirebilirsin.
- Tom seems to have finished.
- Tom bitirmiş gibi görünüyor.
- I'll have it finished by the end of the week.
- Haftanın sonuna kadar onu bitirteceğim.
- You never seem to finish anything.
- Hiçbir şeyi bitiremiyor gibisin.
- Should I wait for Tom to finish?
- Tom'un bitirmesini beklemem gerekir mi?
- I've finally finished doing that.
- Sonunda onu yapmayı bitirdim.
- Have you finished your homework yet?
- Ev ödevini hâlâ bitirmedin mi?
- I'll finish it later.
- Sonra bitiririm.
- We haven't yet finished what we have to do.
- Yapmak zorunda olduğumuz şeyi henüz bitirmedik.
- Haven't you finished yet?
- Daha bitirmedin mi?
- You told her that you had finished the work three days before.
- Ona üç gün önce işi bitirmiş olduğunu söyledin.
- Tom and Mary haven't finished eating yet.
- Tom ve Mary henüz yemek yemeyi bitirmediler.
- I had hoped to finish it yesterday.
- Onu dün bitirmeyi ümit etmiştim.
- The sooner we start, the sooner we'll finish.
- Ne kadar erken başlarsak o kadar erken bitiririz.
- I've almost finished this report.
- Bu raporu neredeyse bitirdim.
- Has he finished his homework yet?
- Ödevini bitirdi mi?
- However hard you try, you can't finish it in a day.
- Ne kadar uğraşırsan uğraş, bir günde bitiremezsin.
- I think it'll take more than a year to finish building our house.
- Sanırım bizim evimizi yapmayı bitirmek bir yıldan daha fazla sürecektir.
- I could not possibly finish the work in a few days.
- İşi birkaç gün içinde bitirmem mümkün değil.
- I finished that work up all on my own.
- O işi kendi başıma bitirdim.
- Tom is waiting for you to finish getting ready.
- Tom hazırlanmanızı bitirmenizi bekliyor.
- The boss directed his men to finish it quickly.
- Patron onu çabuk bitirmeleri için adamlarını yönetti.
- Tom didn't finish his lunch.
- Tom öğle yemeğini bitirmedi.
- Let them finish.
- Bırak bitirsinler.
- I've finished doing that already.
- Bunu yapmayı zaten bitirdim.
- Let me just finish this.
- İzin ver şunu bir bitireyim.
- I will have finished the work before you return.
- Sen dönmeden işi bitirmiş olacağım.
- Tom didn't have much time to finish his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirmek için çok zamanı yoktu.
- He should have finished it by now.
- Onu şimdiye kadar bitirmeliydi.
- Tom finished second.
- Tom ikinci olarak bitirdi.
- It is imperative for you to finish by Sunday.
- Pazar gününe kadar bitirmeniz şart.
- Finish boiling the carrots.
- Havuçları kaynatmayı bitirin.
- I finished reading that book last night.
- Dün gece o kitabı okumayı bitirdim.
- It's the first time I put a cigarette out before finishing it.
- İlk defa bir sigarayı bitirmeden söndürüyorum.
- I've got to finish this.
- Bunu bitirmeliyim.
- Tom has already finished his homework.
- Tom ödevini çoktan bitirdi.
- Tom has already finished the work.
- Tom işi zaten bitirdi.
- They finished eating.
- Yemeklerini bitirdiler.
- I finished the work.
- İşi bitirdim.
- We joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldık.
- I've almost finished this report.
- Neredeyse bu raporu bitirdim.
- Tom finished dinner just before Mary got home.
- Tom Mary eve gelmeden hemen önce akşam yemeğini bitirdi.
- Tom finished writing the report in less than three hours.
- Tom üç saatten daha az bir süre içinde raporu yazmayı bitirdi.
- The student who finishes the examination first does not always get the best grade.
- Sınavı ilk bitiren öğrenci her zaman en iyi notu almaz.
- He finished it as quick as lightning.
- Şimşek gibi çabuk bitirdi.
- We haven't finished what we have to do yet.
- Yapmak zorunda olduğumuz şeyi henüz bitirmedik.
- She finished her errand and returned home.
- İşlerini bitirip eve döndü.
- Are you rushing to finish the project?
- Projeyi bitirmek için acele ediyor musunuz?
- I finished cleaning my room a half hour ago.
- Yarım saat önce odamı temizlemeyi bitirdim.
- How quickly can you finish these pictures?
- Bu resimleri ne kadar çabuk bitirebilirsin?
- Tom said he was finished doing that.
- Tom bunu yapmayı bitirdiğini söyledi.
- I never got to finish my lunch.
- Ben asla öğle yemeğimi bitirmek zorunda değilim.
- He'll probably finish the work by tomorrow.
- O, işi muhtemelen yarına kadar bitirecektir.
- All he wanted was time to finish his painting.
- Tek istediği resmini bitirmek için zamandı.
- She finished her homework in an hour.
- Ödevini bir saat içinde bitirdi.
- Tom finished his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ödevini bitirdi.
- I finished the work.
- Ben işi bitirdim.
- I've been given until tomorrow to finish this.
- Bunu bitirmem için yarına kadar süre verildi.
- Tom wants to finish what he's doing before he goes home.
- Tom eve gitmeden önce yaptığı işi bitirmek istiyor.
- I've already finished reading the book that Tom gave me yesterday.
- Tom'un bana dün verdiği kitabı okumayı çoktan bitirdim.
- I finished the wine and set down the glass.
- Şarabı bitirdim ve bardağı koydum.
- She has just finished washing dishes.
- Bulaşıkları yıkamayı henüz bitirdi.
- We have finished the work for today.
- Bugünkü işimizi bitirdik.
- Tom must've finished doing that yesterday.
- Tom bunu dün bitirmiş olmalı.
- I haven't finished fixing this yet.
- Bunu tamir etmeyi henüz bitirmedim.
- Let me just finish this sentence.
- Şu cümleyi bir bitireyim.
- We're going to finish this.
- Bunu bitireceğiz.
- I didn't finish it.
- Onu bitirmedim.
- Finish it before you go to bed.
- Yatmaya gitmeden önce onu bitir.
- It was tough to finish the work.
- İşi bitirmek zordu.
- I finished work at six.
- Altıda işi bitirdim.
- How come Tom didn't finish?
- Nasıl oldu da Tom bitirmedi?
- Why didn't Tom finish?
- Tom neden bitirmedi?
- Tom needs to finish what he started.
- Tom başladığı şeyi bitirmeli.
- Have you finished dinner?
- Akşam yemeğini bitirdin mi?
- I haven't finished my work.
- İşimi bitirmedim.
- I managed to finish the work.
- İşi bitirmeyi başardım.
- She began writing a report at eight, finishing it at twelve.
- Sekizde rapor yazmaya başladı, on ikide bitirdi.
- We should give Tom a chance to finish the report.
- Tom'a raporu bitirmesi için bir fırsat vermeliyiz.
- I haven't played Monopoly since I finished college.
- Üniversiteyi bitirdiğimden beri Monopoly oynamadım.
- Why don't you wait here while I finish what I'm doing?
- Neden ben işimi bitirene kadar burada beklemiyorsunuz?
- Mary didn't finish her lunch.
- Mary öğle yemeğini bitirmedi.
- It'll take several months to finish this.
- Bunu bitirmek birkaç ay sürer.
- I must get my homework finished.
- Ödevimi bitirmeliyim.
- Have you finished writing the letter yet?
- Mektubu yazmayı bitirdin mi?
- I just finished breakfast.
- Kahvaltımı yeni bitirdim.
- We've just finished doing that.
- Onu yapmayı daha yeni bitirdik.
- I've got to go home and finish my homework.
- Eve gidip ödevimi bitirmeliyim.
- We need to finish this.
- Bunu bitirmeliyiz.
- I think I'm finished.
- Bitirdiğimi düşünüyorum.
- You must allow us to finish.
- Bitirmemize izin vermelisin.
- Tom finished the dishes.
- Tom bulaşıkları bitirdi.
- Tom was the last person to finish eating.
- Tom yemeğini bitiren son kişiydi.
- We can finish later.
- Daha sonra bitirebiliriz.
- Tom was already drinking his third beer before Mary had even finished her first.
- Mary daha ilk birasını bitirmeden Tom üçüncü birasını içmeye başlamıştı bile.
- Tom and Mary haven't finished eating yet, have they?
- Tom ve Mary henüz yemeklerini bitirmediler, değil mi?
- You will finish serving your sentence next month, won't you?
- Gelecek ay cezanı çekmeyi bitireceksin, değil mi?
- I still need to finish my homework.
- Hâlâ ev ödevimi bitirmem gerekiyor.
- However hard you try, you can't finish it in a day.
- Her ne kadar sıkı denesen de onu bir gün içinde bitiremezsin.
- She has already finished the work.
- İşini çoktan bitirdi.
- He will do his best to finish it on time.
- Zamanında bitirmek için elinden geleni yapacak.
- He must finish his homework today.
- Bugün ödevini bitirmek zorunda.
- But for your help, we should not have finished in time.
- Yardımınız olmasaydı, zamanında bitiremezdik.
- I still haven't finished the exercises.
- Egzersizleri hâlâ bitirmedim.
- Tom said Mary was finished eating.
- Tom, Mary'nin yemek yemeyi bitirdiğini söyledi.
- Tom needs to finish what he's doing.
- Tom yaptığı şeyi bitirmeli.
- It looked almost impossible for him to finish his book.
- Kitabını bitirmesi neredeyse imkânsız görünüyordu.
- Have you finished breakfast yet?
- Kahvaltını bitirdin mi?
- My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- They joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldılar.
- My older brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ev ödevini çok çabuk bitirdi.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- I want you to finish your homework before you start playing games.
- Oyun oynamaya başlamadan önce ev ödevini bitirmeni istiyorum.
- When he finished speaking, there was a silence.
- Konuşmasını bitirdiğinde bir sessizlik oldu.
- He finished the job in an instant.
- İşi bir anda bitirdi.
- I will help you if I have finished my work by four.
- Dörtte işimi bitirirsem sana yardım ederim.
- We've finally finished doing that.
- Sonunda o işi bitirdik.
- Tom and Mary haven't finished eating yet, have they?
- Tom ve Mary henüz yemek yemeyi bitirmedi, değil mi?
- Tom finished eating then washed the dishes.
- Tom yemeğini bitirdikten sonra bulaşıkları yıkadı.
- We should finish this.
- Biz bunu bitirmeliyiz.
- I'll finish the work in a week, that is, on May fifth.
- Bir hafta içinde işi bitireceğim, yani, beş Mayısta.
- Neither Tom nor Mary has finished.
- Ne Tom ne de Mary bitirdi.
- At this rate, I'll never be finished.
- Böyle giderse asla bitiremeyeceğim.
- It's your responsibility to finish this job.
- Bu işi bitirmek sizin sorumluluğunuz.
- I wish I could figure out how to finish this project without asking for help.
- Keşke bu projeyi yardım istemeden nasıl bitireceğimi bulabilseydim.
- Can I finish?
- Bitirebilir miyim?
- I couldn't finish my assignments.
- Ödevlerimi bitiremedim.
- We're almost finished.
- Neredeyse bitirdik.
- Layla hasn't finished high school.
- Layla liseyi bitirmedi.
- Tom didn't let Mary finish what she was trying to say.
- Tom Mary'nin söylemeye çalıştığı şeyi bitirmesine izin vermedi.
- He had just finished his homework when the clock struck ten.
- Saat onu vurduğunda ödevini yeni bitirmişti.
- I have to finish cleaning my room.
- Odamı temizlemeyi bitirmek zorundayım.
- Thanks to his help, I finished my homework.
- Onun yardımı sayesinde, ev ödevimi bitirdim.
- I'd like to finish the work on my own.
- Bu işi tek başıma bitirmek istiyorum.
- I've got to finish this.
- Bunu bitirmek zorundayım.
- Let's finish what we started.
- Başladığımız işi bitirelim.
- I'd really like more time to finish this.
- Bunu bitirmek için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- He should have finished his work by now.
- Şimdiye kadar işini bitirmiş olmalıydı.
- Three months is too short a time to finish the experiment.
- Deneyi bitirmek için üç ay çok kısa bir süre.
- Tom finished his shift and went home.
- Tom mesaisini bitirdi ve eve gitti.
- He can finish ten boxes of corn flakes in one sitting.
- O, bir oturuşta on kutu mısır gevreğini bitirebilir.
- Tom finished his homework quickly.
- Tom ödevini çabucak bitirdi.
- I have a job to finish.
- Bitirmem gereken bir işim var.
- Are you rushing to finish the project?
- Projeyi bitirmek için acele mi ediyorsun?
- I must finish reading that book by tomorrow.
- O kitabı okumayı yarına kadar bitirmeliyim.
- I'm just about finished.
- Ben bitirmek üzereyim.
- I've already finished doing what I needed to do.
- Yapmam gerekenleri çoktan bitirdim.
- Finish your drink.
- İçkini bitir.
- I haven't finished breakfast yet.
- Kahvaltıyı henüz bitirmedim.
- She was able to be ready early this morning, because she finished packing last night.
- Dün gece toplanmayı bitirdiği için bu sabah erkenden hazır olabildi.
- I've already finished breakfast.
- Kahvaltıyı çoktan bitirdim.
- I thought Tom had another hour to finish the report.
- Tom'un raporu bitirmek için bir saati daha var sanıyordum.
- Tom could be finished eating by now.
- Tom şimdiye kadar yemek yemeyi bitirmiş olabilir.
- I had just finished my homework when Ted phoned me.
- Ted beni aradığında, ev ödevimi henüz bitirmiştim.
- Having finished her work, she went home.
- O, işini bitirdikten sonra eve gitti.
- I couldn't have finished the project on time without your help.
- Yardımınız olmadan projeyi zamanında bitiremezdim.
- He said that he must finish the work by noon.
- İşi öğlene kadar bitirmesi gerektiğini söyledi.
- Have you finished reading the novel?
- Romanı okumayı bitirdin mi?
- I wasn't able to finish doing that as soon as I thought I'd be able to.
- Bunu düşündüğüm kadar çabuk bitiremedim.
- We need to finish this.
- Bunu bitirmemiz gerek.
- This is the book I read after finishing my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra okuduğum kitap bu.
- Allow me to finish what I'm saying.
- Sözümü bitirmeme izin ver.
- I am finishing my translation.
- Çevirimi bitiriyorum.
- I'm trying to finish this crossword puzzle before Tom gets here.
- Tom gelmeden bu bulmacayı bitirmeye çalışıyorum.
- Have you finished already?
- Bitirdiniz mi?
- We've just finished eating.
- Daha yeni yemek yemeyi bitirdik.
- Let me finish.
- Bitirmeme izin ver.
- Have you finished your Christmas shopping?
- Noel alışverişini bitirdin mi?
- Tom just finished cleaning his room.
- Tom az önce odasını temizlemeyi bitirdi.
- Mary didn't finish her lunch.
- Mary yemeğini bitiremedi.
- Peige is the person who will finish the work.
- Peige işi bitirecek olan kişidir.
- Tom thought Mary had finished doing that.
- Tom Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini düşündü.
- You haven't finished your coffee.
- Kahveni bitirmedin.
- Have you finished your homework already?
- Ödevini bitirdin mi artık?
- I bet that I can finish this task in an hour's time.
- Bahse girerim bu işi bir saat içinde bitirebilirim.
- Let's finish it right away.
- Onu derhal bitirelim.
- If I hadn't had your cooperation, I couldn't have finished the work in time.
- Eğer işbirliğiniz olmasaydı, işi zamanında bitiremezdim.
- It took him a week to finish the work.
- İşi bitirmesi bir hafta sürdü.
- Have you finished your share of the work?
- Payına düşen işi bitirdin mi?
- Tom can't finish this job in a day.
- Tom bu işi bir günde bitiremez.
- I'll finish it when I get home.
- Eve döndüğümde onu bitiririm.
- Finish this as soon as possible.
- Bunu mümkün olduğunca çabuk bitir.
- The student who finishes an examination first does not necessarily get the best grade.
- Bir sınavı ilk bitiren öğrenci mutlaka en iyi notu almaz.
- Let's see who can finish doing this first.
- Bakalım bunu ilk kim bitirecek.
- It took Tom almost three hours to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmesi neredeyse üç saat sürdü.
- Let me just finish.
- Bitirmeme izin ver.
- I hoped to have finished it by this week.
- Bu haftaya kadar onu bitirmiş olmayı umut etmiştim.
- I wasn't finished.
- Bitirmemiştim.
- Haven't you finished yet?
- Henüz bitirmedin mi?
- I finished the work in less than an hour.
- Bir saatten daha az sürede işi bitirdim.
- The smart student finished the exam.
- Zeki öğrenci sınavı bitirdi.
- I have already finished the job.
- İşimi çoktan bitirdim.
- I must finish this work by the day after tomorrow.
- Bu işi yarından sonraki güne kadar bitirmeliyim.
- I was able to finish the work earlier than I had expected.
- İşi beklediğimden daha erken bitirebildim.
- I noticed you didn't finish eating your dinner.
- Yemeğini bitirmediğini fark ettim.
- I expected Tom to finish first.
- Tom'un önce bitirmesini beklerdim.
- Our biggest problem is we only have three days to finish this.
- En büyük sorunumuz bu işi bitirmek için sadece üç günümüzün olması.
- Tom hasn't yet finished eating breakfast.
- Tom henüz kahvaltı yemeyi bitirmedi.
- Tom finished everything on his plate.
- Tom tabağındaki her şeyi bitirdi.
- He finished his beer.
- Birasını bitirdi.
- You've finished your work.
- Siz işinizi bitirdiniz.
- I read the book after I had finished my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra kitabı okudum.
- Tom is going to need a few more hours to finish this.
- Tom'un bunu bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacı olacak.
- It took me almost three hours to finish my math homework.
- Matematik ödevimi bitirmem neredeyse üç saatimi aldı.
- Peige is probably the one who'll finish the work.
- İşi bitirecek olan muhtemelen Peige'dir.
- When Tom got home, the children had already finished eating dinner.
- Tom eve geldiğinde çocuklar akşam yemeği yemeyi bitirmişti.
- Tom needs to finish what he started.
- Tom'un başladığı işi bitirmesi gerekiyor.
- There was no chance to finish the job on time.
- İşi zamanında bitirmek için hiçbir ihtimal yoktu.
- I plan on finishing that in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içinde bitirmeyi planlıyorum.
- Please finish the work at once.
- Lütfen işi bir an önce bitirin.
- I couldn't finish it.
- Bitiremedim.
- Tom has already finished his chores.
- Tom ev işlerini zaten bitirdi.
- I still haven't finished eating breakfast.
- Ben hala kahvaltı etmeyi bitirmedim.
- When you've finished reading that book, could you lend it to me?
- Bu kitabı bitirince bana ödünç verebilir misiniz?
- I've got to finish this essay by tomorrow.
- Yarına kadar bu denemeyi bitirmeliyim.
- Three months were not enough to finish the experiment.
- Deneyi bitirmek için üç ay yetmedi.
- Tom couldn't finish his dinner.
- Tom yemeğini bitiremedi.
- Now that we've finished eating, let's go.
- Yemeğimizi bitirdiğimize göre, hadi gidelim.
- Tom doesn't want to finish what he's doing.
- Tom yaptığı şeyiı bitirmek istemiyor.
- I won't be able to finish if you don't help me.
- Bana yardımcı olmazsan bitiremeyeceğim.
- Tom finished second-to-last.
- Tom sondan ikinci bitirdi.
- I couldn't finish my assignments.
- İşlerimi bitiremedim.
- How soon will you be able to finish that job?
- İşi ne kadar sürede bitirebileceksin?
- I managed to finish the book.
- Kitabı bitirmeyi başardım.
- Let me finish this first.
- Önce bunu bitireyim.
- Have you finished reading the book of Jobs?
- Jobs'un kitabını okumayı bitirdiniz mi?
- Tom doesn't need to finish this by tomorrow.
- Tom'un bunu yarına kadar bitirmesine gerek yok.
- Tom has all but finished doing that.
- Tom bunu yapmayı neredeyse bitirdi.
- I wish you'd let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin verseydin.
- I'm not sure I have enough time to finish this report.
- Bu raporu bitirmek için yeterli zamanım olduğundan emin değilim.
- I need to finish cleaning out the garage.
- Garajı temizlemeyi bitirmem gerekiyor.
- I suspect that Tom and Mary have finished doing that.
- Tom ve Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğinden şüpheleniyorum.
- Having finished breakfast, I hurried to school.
- Kahvaltımı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.
- We can finish it later.
- Onu daha sonra bitirebiliriz.
- Sami has just finished a long hike.
- Sami uzun bir yürüyüşü yeni bitirdi.
- Tom finished reading the book and returned it to Mary.
- Tom kitabı okumayı bitirdi ve onu Mary'ye geri götürdü.
- Finishing lunch, he played tennis.
- Öğle yemeğini bitirdikten sonra tenis oynadı.
- Just finish what you're doing.
- Ne yapıyorsanız hemen bitirin.
- Tom will help you as soon as he finishes doing that.
- Tom bunu bitirir bitirmez sana yardım edecek.
- I have finished my work.
- İşimi bitirdim.
- Tom finished doing his homework an hour ago.
- Tom bir saat önce ev ödevini bitirdi.
- It'll take Tom three hours to finish what he's doing.
- Tom'un işini bitirmesi üç saat sürer.
- I have to finish doing that today.
- Onu yapmayı bugün bitirmek zorundayım.
- We've got to finish on time.
- Zamanında bitirmeliyiz.
- Please wait till I have finished my coffee.
- Lütfen kahvemi bitirene kadar bekleyin.
- Tom finished the work in three days.
- Tom işi üç gün içinde bitirdi.
- I've finished all my work.
- Bütün işimi bitirdim.
- It was not until she finished reading the book that she noticed who had written it.
- Bu kimin yazdığını fark ettiği kitabı okumayı bitirene kadar değildi.
- Finish your work.
- Çalışmanı bitir.
- You can't have dessert until you finish your meal.
- Yemeğini bitirinceye kadar tatlı alamazsın.
- He told me that I must finish the work by six.
- O bana saat altıya kadar işi bitirmem gerektiğini söyledi.
- I finished doing the work before supper.
- Akşam yemeğinden önce işimi bitirdim.
- Tom has already finished the work that he needed to do.
- Tom yapması gereken işi çoktan bitirdi.
- Tom has all but finished his homework.
- Tom neredeyse ev ödevini bitirdi.
- I've just finished my homework.
- Az önce ödevimi bitirdim.
- Tom wasn't finished yet.
- Tom henüz bitirmemişti.
- I managed to finish the work.
- Ben işi bitirebildim.
- We've finished cleaning our classroom.
- Biz sınıfımızı temizlemeyi bitirdik.
- She managed to finish the work on her own.
- Tek başına işi bitirebildi.
- If we're going to finish this by Monday, we'd better not waste time.
- Bunu pazartesiye kadar bitireceksek, zaman kaybetmesek iyi olur.
- When I have finished my lunch, I will lie down for an hour.
- Öğle yemeğimi bitirdiğimde, bir saat uzanacağım.
- You can watch TV after you finish your homework.
- Ödevini bitirdikten sonra televizyon izleyebilirsin.
- Make sure you finish this by the end of the day.
- Bunu gün sonuna kadar bitirdiğinden emin ol.
- I haven't finished the report yet.
- Raporu henüz bitirmedim.
- He finished the race.
- Yarışı bitirdi.
- I've almost finished doing that.
- Bunu yapmayı neredeyse bitirdim.
- I'll finish it later.
- Onu daha sonra bitireceğim.
- I'm still not finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı hâlâ bitirmedim.
- I have to finish this first.
- Önce bunu bitirmem gerekiyor.
- I have three hours to finish writing this report.
- Bu raporu yazmayı bitirmek için üç saatim var.
- She finished reading the letter.
- Mektubu okumayı bitirdi.
- Tom never finished high school.
- Tom liseyi asla bitirmedi.
- I just finished doing it.
- Az önce bitirdim.
- Have you finished packing yet?
- Toplanmayı bitirdin mi?
- Tom finished the job in three hours.
- Tom işi üç saatte bitirdi.
- They finished building the bridge on time.
- Köprüyü yapmayı zamanında bitirdiler.
- I had to wait for Tom to finish.
- Tom'un bitirmesi için beklemem gerekti.
- Yesterday I finished studying Esperanto on Duolingo.
- Dün Duolingo'da Esperanto eğitimini bitirdim.
- I didn't think Tom was finished doing that yet.
- Tom'un bunu yapmayı henüz bitirmediğini sanıyordum.
- They finished their meal.
- Onlar yemeğini bitirdi.
- Just finished it.
- Onu az önce bitirdim.
- I wasn't able to finish doing that as soon as I thought I'd be able to.
- Ben bunu yapmayı bitirebileceğimi düşündüğüm kadar kısa sürede bitiremedim.
- I didn't even finish high school.
- Liseyi bile bitirmedim.
- I've already finished doing my chores.
- Ev işlerimi yapmayı çoktan bitirdim.
- Tom hasn't finished writing the report.
- Tom raporu yazmayı bitirmedi.
- It'll take me more than three hours to finish doing this.
- Bunu yapmayı bitirmek üç saatten daha fazla zamanımı alacak.
- Let's finish what we started.
- Başladığımızı bitirelim.
- Are you almost finished?
- Bitirmek üzere misin?
- Tom won't be able to finish that in an hour.
- Tom bunu bir saat içinde bitiremez.
- Peige is probably the one who'll finish the work.
- Peige muhtemelen işi bitirecek kişidir.
- I'll be finished by the time you get here.
- Sen gelene kadar bitirmiş olurum.
- I can't finish painting this house in one day.
- Bir günde bu evi boyamayı bitiremem.
- Tom finished third in the race.
- Tom yarışta üçüncü bitirdi.
- A few minutes after he finished his work, he went to bed.
- İşini bitirdikten birkaç dakika sonra yatmaya gitti.
- Please wait till I have finished my coffee.
- Kahvemi bitirinceye kadar lütfen bekle.
- I just want to finish this today.
- Bunu bugün bitirmek istiyorum.
- Tom never finished doing that.
- Tom bunu yapmayı hiç bitirmemişti.
- I can't finish this part of the puzzle.
- Yapbozun bu kısmını bitiremiyorum.
- I can't finish the job in such a short time.
- İşi bu kadar kısa sürede bitiremem.
- Finally, I finished a painting.
- Sonunda, bir resim bitirdim.
- Finish your work quickly.
- İşini çabuk bitir.
- Let's finish this work as soon as possible.
- Bu işi mümkün olan en kısa sürede bitirelim.
- Please return the book when you've finished reading it.
- Lütfen okumayı bitirdiğinizde kitabı geri verin.
- My older brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- You haven't finished your coffee.
- Kahvenizi bitirmediniz.
- I'm finished now.
- Şimdi bitirdim.
- I had almost finished my work when she came.
- O geldiğinde işimi neredeyse bitirmiştim.
- I've finished all the work for today.
- Bugünlük bütün işi bitirdim.
- It'll take us hours to finish this.
- Bunu bitirmemiz saatler sürer.
- Tom is probably finished doing that by now.
- Tom muhtemelen şimdiye kadar bunu yapmayı bitirmiştir.
- They'll finish this another day.
- Onlar bunu bir başka gün bitirecekler.
- We were unable to finish our homework in time.
- Ödevimizi zamanında bitiremedik.
- She stayed up late to finish sewing your dress.
- Elbiseni dikmeyi bitirmek için geç saatlere kadar yatmadı.
- Tom put the magazine he had just finished reading on the table.
- Tom az önce okumayı bitirdiği dergiyi masaya koydu.
- It'll take me more than three hours to finish doing this.
- Bunu bitirmem üç saatten fazla sürer.
- I just finished cleaning the attic.
- Tavan arasını temizlemeyi yeni bitirdim.
- He finished his work.
- İşini bitirdi.
- If we want to be finished today we have to get a move on!
- Eğer bugün bitirmiş olmak istiyorsak acele etmeliyiz.
- Tom is nearly finished.
- Tom neredeyse bitirdi.
- Finish reading the novel.
- Romanı okumayı bitir.
- Tom wants to know when you'll be finished.
- Tom ne zaman bitireceğini bilmek istiyor.
- Have you finished your work?
- İşini bitirdin mi?
- He finished reading the letter.
- Mektubu okumayı bitirdi.
- Let me finish this first.
- Önce şunu bitireyim.
- I'd like to finish the work on my own.
- İşi kendi başıma bitirmek istiyorum.
- We've finished the work, so we may as well go home.
- Biz işi bitirdik, bu yüzden eve gidebiliriz.
- It shouldn't take us long to finish this.
- Bunu bitirmemiz uzun sürmez.
- I have to finish the work by four o'clock.
- İşi saat dörde kadar bitirmek zorundayım.
- Have you finished eating?
- Yemeğini bitirdin mi?
- You may leave immediately after you finish your work.
- İşinizi bitirdikten hemen sonra gidebilirsiniz.
- I have to finish this.
- Bunu bitirmem gerekiyor.
- My plan is to finish writing all the letters today.
- Planım bugün tüm mektupları yazmayı bitirmek.
- He finished the beer and ordered another.
- Birayı bitirdi ve bir tane daha sipariş etti.
- When will you finish your homework?
- Ev ödevini ne zaman bitireceksin?
- Tom and Mary finished their meal and then went into the living room to watch TV.
- Tom ve Mary yemeklerini bitirdikten sonra televizyon izlemek için oturma odasına geçtiler.
- We're just about finished with this job.
- Bu işi bitirmek üzereyiz.
- We can't finish this project without you.
- Bu projeyi sensiz bitiremeyiz.
- I've just finished writing a letter.
- Mektup yazmayı henüz bitirdim.
- Have you finished the puzzle yet?
- Bulmacayı henüz bitirmedin mi?
- Have you already finished your composition for language class?
- Dil dersi için kompozisyonunu bitirdin mi?
- Masaru can't finish the work in an hour, can he?
- Masaru bir saat içinde işi bitiremez, değil mi?
- Wait till I finish exams.
- Sınavları bitirinceye kadar bekle.
- We just finished painting the wall.
- Duvarı boyamayı yeni bitirdik.
- I hope to finish soon.
- Yakında bitirmeyi umuyorum.
- Death is like a race in which everyone tries to finish last.
- Ölüm, herkesin en son bitirmeye çalıştığı bir yarış gibidir.
- Some students finished their homework.
- Bazı öğrenciler ödevlerini bitirdi.
- As soon as Tom has finished doing that, he'll go home.
- Tom bunu yapmayı bitirir bitirmez eve gidecektir.
- We were unable to finish our homework in time.
- Ev ödevimizi zamanında bitiremedik.
- Have you finished washing the dishes?
- Bulaşıkları yıkamayı bitirdin mi?
- My father had already finished breakfast when I got up this morning.
- Bu sabah kalktığımda babam zaten kahvaltıyı bitirmişti.
- I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished.
- Bunu yapmanın kolay olacağını düşünmüştüm, ama bütün gün çalıştık ve hala bitiremedik.
- I wish I had a little more time to finish this.
- Keşke bunu bitirmek için biraz daha zamanım olsaydı.
- But first, I want to finish my coffee.
- Ama önce kahvemi bitirmek istiyorum.
- We haven't finished our work.
- İşimizi bitirmedik.
- He has finished his work.
- O, işini bitirdi.
- Have you already finished that book?
- Bu kitabı çoktan bitirdin mi?
- We don't have a lot of time to finish doing this.
- Bunu bitirmek için fazla zamanımız yok.
- You'll start a new lesson as soon as you've finished this one.
- Bunu bitirir bitirmez yeni bir derse başlayacaksın.
- You must allow us to finish.
- Bitirmemiz için bize müsaade etmen gerek.
- Tom told Mary that he wouldn't be able finish the job in the amount of time she'd given him.
- Tom, Mary'ye işi kendisine verdiği süre içinde bitiremeyeceğini söyledi.
- Tom had to work really hard to finish it in time.
- Tom zamanında bitirmek için çok çalışmak zorunda kaldı.
- Dan finished the wounded dog off with a big rock.
- Dan yaralı köpeğin işini büyük bir taşla bitirdi.
- We've already finished doing that.
- Onu yapmayı çoktan bitirdik.
- I let Tom watch a little TV after he finished his homework.
- Ev ödevini bitirdikten sonra Tom'un biraz TV izlemesine izin verdim.
- Tom wasn't able to finish his dinner.
- Tom yemeğini bitiremedi.
- If we don't finish this job, we'll lose the next contract.
- Eğer bu işi bitirmezsek önümüzdeki anlaşmayı kaybederiz.
- Can you finish this in three days?
- Bunu üç gün içinde bitirebilir misin?
- You won't finish this project.
- Bu projeyi bitiremeyeceksin.
- I think we have enough time to finish doing that today.
- Sanırım bugün bunu bitirmek için yeterli zamanımız var.
- I can't finish this part of the puzzle.
- Bulmacanın bu kısmını bitiremiyorum.
- I think I'm finished.
- Sanırım bitirdim.
- When he finished running, he was happy.
- Koşmayı bitirdiğinde mutluydu.
- I'm finished talking to you.
- Seninle konuşmayı bitirdim.
- She has not finished her homework yet.
- Ödevini henüz bitirmedi.
- Have you finished the puzzle yet?
- Bulmacayı bitirdin mi?
- I won't be able to finish it unless I receive your help.
- Yardımını almazsam bu işi bitiremeyeceğim.
- I must finish in a given time.
- Belirli bir sürede bitirmeliyim.
- Let me read the newspaper if you've finished with it.
- Bitirdiysen gazeteyi okumama izin ver.
- Thank you for giving me the time I needed to finish this.
- Bunu bitirmek için bana ihtiyacım olan zamanı verdiğin için teşekkür ederim.
- You ought to finish your homework at once.
- Ödevini bir an önce bitirmelisin.
- He will finish serving his sentence next month.
- Gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- We don't have enough money to finish this project.
- Bu projeyi bitirmek için yeterli paramız yok.
- I'll finish it in one hour.
- Bir saat içinde onu bitireceğim.
- I couldn't have finished my homework without Tom's help.
- Tom'un yardımı olmadan ev ödevimi bitiremezdim.
- I'm not finished writing the report yet.
- Raporu yazmayı henüz bitirmedim.
- I haven't finished my homework yet.
- Ev ödevimi henüz bitirmedim.
- I'm not capable of finishing this work alone.
- Bu işi tek başıma bitiremem.
- He has finished his work, hasn't he?
- İşini bitirdi, değil mi?
- Tom still has to finish painting the fence.
- Tom hala çitleri boyamayı bitirmek zorunda.
- We don't have a lot of time to finish doing this.
- Bunu yapmayı bitirmek için fazla zamanımız yok.
- It took me several hours to finish it.
- Bitirmem birkaç saatimi aldı.
- Finish baking the pie.
- Pastayı pişirmeyi bitirin.
- I finished all my work early.
- Tüm işimi erken bitirdim.
- Had it not been for your cooperation, I could not have finished the work in time.
- İşbirliğin olmasaydı, işi zamanında bitiremezdim.
- I just finished cleaning the attic.
- Az önce tavan arasını temizlemeyi bitirdim.
- Tom has already finished breakfast.
- Tom çoktan kahvaltısını bitirdi.
- We're waiting for Tom to finish doing what we asked him to do.
- Tom'un, onun yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı bitirmesini bekliyoruz.
- Tom finished doing his homework an hour ago.
- Tom ödevini bir saat önce bitirdi.
- Tom has just finished eating lunch.
- Tom öğle yemeğini yeni bitirdi.
- We'll finish this today.
- Bunu bugün bitireceğiz.
- Tom said that Mary has finished doing that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini söyledi.
- They have already finished that job.
- O işi çoktan bitirdiler.
- You probably haven't yet finished your homework.
- Muhtemelen ev ödevini henüz bitirmedin.
- I had to finish what I'd started.
- Başladığım işi bitirmeliydim.
- I arrived to the party, but as soon as I finished the meal, I left.
- Partiye geldim ama yemeği bitirir bitirmez ayrıldım.
- Do your homework as soon as you finish dinner.
- Akşam yemeğini bitirir bitirmez ev ödevinizi yapın.
- We don't have very much time to finish this work.
- Bu işi bitirmek için çok zamanımız yok.
- I managed to finish the book.
- Kitabı bitirebildim.
- We must finish our homework first.
- Önce, ev ödevimizi bitirmeliyiz.
- He seems to have finished his work.
- İşini bitirmiş gibi görünüyor.
- Tom figured it would take him a full day to finish painting the garage.
- Tom garajı boyamayı bitirmenin tam bir gününü alacağını düşündü.
- Have you finished your duties?
- Görevini bitirdin mi?
- It took me three hours to finish the homework.
- Ev ödevini bitirmek üç saatimi aldı.
- I haven't finished lunch.
- Öğle yemeğini bitirmedim.
- I wonder how long it'll take to finish painting the house.
- Evi boyamayı bitirmenin ne kadar süreceğini merak ediyorum.
- Tom finished eating then washed the dishes.
- Tom yemek yemeyi bitirdi sonra bulaşıkları yıkadı.
- I will go out after I finish my homework.
- Ev ödevimi bitirdikten sonra dışarı çıkacağım.
- I pretty much finished reading the novel.
- Romanı okumayı hemen hemen bitirdim.
- Tom never finishes anything.
- Tom hiçbir şeyi bitirmez.
- You can finish it at home.
- Evde bitirebilirsin.
- Tom made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Tom hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişimde bulundu.
- He finished college last year.
- O geçen yıl üniversiteyi bitirdi.
- Have you finished writing the letter yet?
- Mektup yazmayı henüz bitirmediniz mi?
- I just finished.
- Az önce bitirdim.
- I'll finish this by Monday for sure.
- Bunu pazartesiye kadar bitireceğimden eminim.
- Please allow me to finish.
- Lütfen bitirmeme izin ver.
- Tom has just finished setting up.
- Tom kurmayı yeni bitirdi.
- Have you not yet finished your meal?
- Yemeğini bitirmedin mi daha?
- I haven't finished my supper yet.
- Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
- Why don't you finish it now?
- Neden şimdi bitirmiyorsun?
- I started so I'll finish.
- Başladım bu nedenle bitireceğim.
- Are you finished reading the newspaper?
- Gazeteyi okumayı bitirdin mi?
- I'm at loose ends since I finished my homework.
- Ev ödevimi bitirdiğimden beri meşgul değilim.
- I need to finish my homework.
- Ödevimi bitirmem lazım.
- With that big nose, he finishes the air around.
- O büyük burnuyla, etrafındaki havayı bitirir.
- Tom is waiting for you to finish getting dressed.
- Tom giyinmeyi bitirmenizi bekliyor.
- I'm still not finished.
- Hala bitirmedim.
- What do you want to do after you finish college?
- Üniversiteyi bitirdikten sonra ne yapmak istiyorsun?
- Tom had a week to finish this, but he didn't finish it.
- Tom'un bunu bitirmek için bir haftası vardı ama bitirmedi.
- They can finish their homework after dinner.
- Onlar akşam yemeğinden sonra ev ödevlerini bitirebilirler.
- You finished all of the exams.
- Bütün sınavları bitirdin.
- Let me just finish.
- Ben bir bitireyim.
- It'll take at least another hour to finish writing this report.
- Bu raporu yazmayı bitirmek en az bir saat daha sürecek.
- Tom is waiting for you to finish what you're doing.
- Tom işini bitirmeni bekliyor.
- Tom has just finished eating dinner.
- Tom az önce akşam yemeğini bitirdi.
- Tom and Mary have finished their homework.
- Tom ve Mary ödevlerini bitirdi.
- Is Tom almost finished?
- Tom neredeyse bitirdi mi?
- We have to finish this.
- Biz bunu bitirmek zorundayız.
- I was to have finished the work yesterday.
- İşi dün bitirmeliydim.
- The guests have arrived early, but luckily I had already finished cooking.
- Misafirler erken gelmişti ama neyse ki yemeği çoktan bitirmiştim.
- Finish cutting the paper.
- Kağıdı kesmeyi bitir.
- Tom patiently waited for Mary to finish her story.
- Tom sabırla Mary'nin hikayesini bitirmesini bekledi.
- I just finished painting the house.
- Evi boyamayı az önce bitirdim.
- We just finished painting the house.
- Evi boyamayı yeni bitirdik.
- I had almost finished my work when she came.
- O, geldiğinde neredeyse işimi bitirmiştim.
- Tom thought the teacher had given him way too much homework to finish in one day.
- Tom öğretmeninin ona bir günde bitiremeyeceği kadar çok ödev verdiğini düşündü.
- I want to finish it.
- Bunu bitirmek istiyorum.
- I won't be able to finish if you don't help me.
- Yardımda bulunmazsan bitirmem mümkün olmayacak.
- We must finish everything before Tuesday morning.
- Salı sabahından önce her şeyi bitirmeliyiz.
- I want to find out when Tom is planning to finish doing that.
- Tom'un bunu ne zaman bitirmeyi planladığını öğrenmek istiyorum.
- When I've finished my homework, I'll go for a swim.
- Ödevimi bitirdiğimde yüzmeye gideceğim.
- Now that you have finished your work, you are free to go home.
- Artık işini bitirdiğine göre eve gitmekte özgürsün.
- I want you to finish your homework before you start playing games.
- Oyun oynamaya başlamadan önce ödevini bitirmeni istiyorum.
- If everyone chips in, we'll be able to finish painting the living room by noon.
- Herkes el atarsa öğlene kadar oturma odasını boyamayı bitirebiliriz.
- Sami has finally finished doing that.
- Sami nihayet onu yapmayı bitirdi.
- He had to work as hard as he could to finish it in time.
- Zamanında bitirmek için elinden geldiğince çok çalışmak zorundaydı.
- He was at pains to finish his work.
- İşini bitirmek için çok uğraştı.
- I finished the work yesterday.
- İşi dün bitirdim.
- I've just finished lunch.
- Öğle yemeğini yeni bitirdim.
- Tom wanted to finish cleaning the house before Mary got home.
- Tom, Mary eve gelmeden önce evi temizlemeyi bitirmek istedi.
- They finished the work after a week.
- Onlar bir hafta sonra işi bitirdi.
- Finish what you started.
- Başladığın işi bitir.
- We're waiting for Tom to finish doing what we asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğimiz şeyi bitirmesini bekliyoruz.
- Why are you still not finished?
- Neden hala bitirmiyorsun?
- After I finished my homework, I watched baseball on TV.
- Ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- I can't finish this job today.
- Bugün bu işi bitiremem.
- What am I supposed to do after I finish doing this?
- Bunu bitirdikten sonra ne yapmam gerekiyor?
- She has finished correcting the exercises.
- Alıştırmaları düzeltmeyi bitirdi.
- I will go out when I have finished this work.
- Bu işi bitirdiğimde dışarı çıkacağım.
- Tom finished Mary's soup.
- Tom Mary'nin çorbasını bitirdi.
- We've finished cleaning the classroom.
- Sınıfı temizlemeyi bitirdik.
- I will have finished the work by next week.
- Önümüzdeki hafta işimi bitirmiş olacağım.
- When will you finish your work?
- İşini ne zaman bitireceksin?
- She finished her errand and returned home.
- İşini bitirdi ve eve döndü.
- Have you finished yet?
- Henüz bitirmedin mi?
- We'll see who finishes first.
- Kim önce bitirecek göreceğiz.
- As soon as I finish writing the report, I'll send it to you.
- Raporu yazmayı bitirir bitirmez onu sana göndereceğim.
- Finish crying and then we'll talk.
- Ağlamayı bitir, sonra konuşuruz.
- I am finished reading all of the books in this library.
- Bu kütüphanedeki tüm kitapları okumayı bitirdim.
- I have not yet finished my supper.
- Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
- I didn't finish doing that.
- Bunu bitirmedim.
- Tom had to work really hard to finish it in time.
- Tom onu zamanında bitirmek için gerçekten çok çalışmak zorunda kaldı.
- Tom still has to finish painting the fence.
- Tom hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorunda.
- Tom has until Monday to finish the report.
- Tom'un raporu bitirmek için pazartesiye kadar vakti var.
- I need to finish it.
- Bunu bitirmem gerekiyor.
- I finished buying a dozen eggs.
- Bir düzine yumurta almayı bitirdim.
- I need to finish it.
- Bitirmem lazım.
- I finished reading the book.
- Ben kitabı okumayı bitirdim.
- We've already finished doing that.
- Bunu yapmayı çoktan bitirdik.
- Tom has just finished his work.
- Tom az önce işini bitirdi.
- Has Tom finished his homework?
- Tom ödevini bitirdi mi?
- When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
- Mektubu yazmayı bitirince, seni tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
- My love, I've finished cooking the food.
- Aşkım, yemeği pişirmeyi bitirdim.
- I told her to quickly finish the report.
- Ona raporu çabucak bitirmesini söyledim.
- Tom wants to finish what he's doing.
- Tom yaptığı işi bitirmek istiyor.
- Tom finished his beer and then got up to leave.
- Tom birasını bitirdi ve gitmek için ayağa kalktı.
- Finish your homework by the time your father comes home.
- Baban eve gelene kadar ödevini bitir.
- Three months is too short a time to finish the experiment.
- Deneyi bitirebilmek için üç ay çok kısa bir zamandır.
- I thought Tom was finished doing that.
- Tom'un bunu yapmayı bitirdiğini sanıyordum.
- We've just finished doing that.
- Bunu yapmayı yeni bitirdik.
- Tom has already finished the book he started reading last night.
- Tom dün gece okumaya başladığı kitabı çoktan bitirdi.
- Tom should've finished it by now.
- Tom şimdiye bitirmeliydi.
- Without her help, I couldn't have finished my task.
- Onun yardımı olmadan, görevimi bitiremezdim.
- I wanted to have finished it by the time school was over.
- Okul bitene kadar onu bitirmek istedim.
- I'm at loose ends since I finished my homework.
- Ödevimi bitirdiğimden beri yarım kalmış bir işim var.
- I pretty much finished reading the novel.
- Romanı okumayı neredeyse bitirdim.
- Tom doesn't have the ability to finish the job by himself.
- Tom'un bu işi tek başına bitirecek yeteneği yok.
- I'll finish the work in a week or less.
- İşi bir hafta ya da daha kısa sürede bitireceğim.
- Tom has finished unpacking his suitcase.
- Tom valizini boşaltmayı bitirdi.
- Tom may not have finished his homework.
- Tom ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- I didn't finish my dinner.
- Yemeğimi bitirmedim.
- He finishes his homework before going to bed.
- O, yatmadan önce ödevini bitirir.
- Somebody has to finish this job.
- Birisi bu işi bitirmek zorunda.
- Finally, I finished a painting.
- Nihayet, bir resim bitirdim.
- Tom finished college last year.
- Tom üniversiteyi geçen yıl bitirdi.
- Have you still not finished your meal?
- Hala yemeğini bitirmedin mi?
- I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle olacağım.
- Tom said Mary wasn't finished doing that.
- Tom Mary'nin bunu yapmayı bitirmediğini söyledi.
- Wait till I finish exams.
- Ben sınavları bitirene kadar bekle.
- We will finish it.
- Bitireceğiz.
- Tom is waiting for you to finish getting ready.
- Tom hazırlanmanı bitirmeni bekliyor.
- I'll wait until you finish the work.
- Siz işi bitirinceye kadar bekleyeceğim.
- Tom finished the work by himself.
- Tom işi kendi başına bitirdi.
- I don't want to start anything I can't finish.
- Bitiremeyeceğim bir şeye başlamak istemiyorum.
- Finish drinking your milk.
- Sütünü içmeyi bitir.
- I need to finish reading this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmem lâzım.
- It shouldn't take us long to finish this.
- Bunu bitirmek çok zamanımızı almamalı.
- She finished her beer.
- Birasını bitirdi.
- We've almost finished.
- Biz neredeyse bitirdik.
- Tom told me to finish doing that by tomorrow.
- Tom bana bunu yarına kadar bitirmemi söyledi.
- Tom has finished eating, hasn't he?
- Tom yemek yemeyi bitirdi, değil mi?
- I knew I had to finish the report before noon.
- Raporu öğleden önce bitirmem gerektiğini biliyordum.
- It'll take at least a year to finish this project.
- Bu projeyi bitirmek en az bir yıl sürer.
- I've finished translating the report.
- Raporu çevirmeyi bitirdim.
- Tom has finally finished doing what we requested.
- Tom nihayet istediğimiz şeyi yapmayı bitirdi.
- I haven't finished speaking yet.
- Ben henüz konuşmayı bitirmedim.
- Mary will finish serving her sentence next month.
- Mary cezasını gelecek ay bitirecek.
- She began writing a report at eight, finishing it at twelve.
- Saat sekizde bir rapor yazmaya başladı, saat on ikide onu bitirdi.
- It took me 2 hours to finish the essay.
- Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.
- I need to finish writing my speech.
- Konuşmamı yazmayı bitirmeliyim.
- Many begin, but few finish.
- Çoğu başlar ama çok azı bitirir.
- Tom has finished eating, hasn't he?
- Tom yemeğini bitirdi, değil mi?
- I didn't think Tom was finished doing that yet.
- Tom'un henüz bunu yapmayı bitirdiğini düşünmemiştim.
- She joined the navy after finishing college.
- Üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
- Now that you have finished your job, you are free to go home.
- Artık işini bitirdiğine göre, eve gitmekte özgürsün.
- Tom failed to finish the race.
- Tom yarışı bitirmeyi başaramadı.
- I usually never finish reading books that I find boring.
- Sıkıcı bulduğum kitapları okumayı asla bitirmem.
- He'll finish the job by tomorrow.
- İşi yarına kadar bitirecek.
- Please wait till I have finished my homework.
- Lütfen ev ödevimi bitirinceye kadar bekle.
- We just finished dinner.
- Biz akşam yemeğini henüz bitirdik.
- Tom expects to finish the report by next week.
- Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.
- We don't have very much time to finish this work.
- Bu işi bitirmek için fazla zamanımız yok.
- We went all out to finish the work before dark.
- Hava kararmadan önce işi bitirmek için elimizden geleni yaptık.
- Tom is waiting for you to finish what you're doing.
- Tom yaptığın şeyi bitirmen için bekliyor.
- I'm just about finished doing the laundry.
- Çamaşır yıkamayı neredeyse bitirmek üzereyim.
- I know that both Tom and Mary have finished doing that.
- Hem Tom'un hem de Mary'nin bunu yapmayı bitirdiğini biliyorum.
- We'll finish later.
- Sonra bitiririz.
- You aren't finished.
- Bitirmedin.
- I have to finish my book.
- Kitabımı bitirmem gerekiyor.
- I need to finish my homework.
- Ev ödevimi bitirmek zorundayım.
- He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için canla başla çalıştı.
- You're not finished, are you?
- Bitirmedin, değil mi?
- It'll take three hours to finish these repairs.
- Bu onarımları bitirmek üç saat sürer.
- I've finished translating everything you asked me to translate.
- Çevirmemi istediğin her şeyi çevirmeyi bitirdim.
- She has just finished washing dishes.
- Bulaşıkları yıkamayı yeni bitirdi.
- We haven't finished doing that.
- Biz onu yapmayı bitirmedik.
- How soon will you be able to finish the task?
- Görevi ne kadar sürede bitirebileceksin?
- Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı yeni bitirdi.
- Haven't you finished eating yet?
- Yemeğini bitirmedin mi daha?
- Tom and Mary are nearly finished.
- Tom ve Mary neredeyse bitirdiler.
- Tom finished the race.
- Tom yarışı bitirdi.
- Tom never did finish doing that.
- Tom bunu yapmayı hiç bitirmedi.
- I just finished breakfast.
- Kahvaltıyı yeni bitirdim.
- Tom is never going to finish the job he started.
- Tom başladığı işi asla bitiremeyecek.
- Tom has just finished setting up.
- Tom az önce kurmayı bitirdi.
- I'm finished eating.
- Yemeğimi bitirdim.
- He was the last person to finish eating.
- Yemeğini bitiren son kişiydi.
- This work can be finished in half an hour.
- Bu iş yarım saat içinde bitirilebilir.
- I'll give you all a little more time to finish your homework.
- Ödevlerinizi bitirmeniz için hepinize biraz daha zaman vereceğim.
- I'll finish this by Monday for sure.
- Bunu pazartesiye kadar kesinlikle bitireceğim.
- Had it not been for his help, I couldn't have finished the report.
- Onun yardımı olmasaydı, raporu bitiremezdim.
- I've finished all except the last page.
- Son sayfa hariç tümünü bitirdim.
- Let's finish this, Tom.
- Bu işi bitirelim, Tom.
- I had hoped that you would be finished by my return.
- Dönüşüme kadar bitirmiş olacağını ummuştum.
- Tom managed to finish his homework quickly.
- Tom ödevini çabucak bitirmeyi başardı.
- Have you finished doing your homework yet?
- Ödevini bitirdin mi?
- We'll finish the work even if it takes us all day.
- Bütün günümüzü alsa da işi bitireceğiz.
- I'll finish it in one hour.
- Bir saat içinde bitireceğim.
- How about having a drink after we finish our work today?
- Bugün işimizi bitirdikten sonra bir şeyler içmeye ne dersin?
- I'll call when I've finished the work.
- İşimi bitirdiğimde arayacağım.
- He has finished playing.
- Oynamayı bitirdi.
- Finish to eat!
- Yemek yemeyi bitir!
- He will do his best to finish it on time.
- Onu zamanında bitirmek için elinden geleni yapacaktır.
- Tom must've finished it by now.
- Tom şimdiye kadar onu bitirmiş olmalı.
- I've just finished binge-watching Gomorrah.
- Gomorra dizisini arka arkaya izleyip bitirdim biraz önce.
- We will finish it.
- Bunu bitireceğiz.
- It's going to take us hours to finish this.
- Bunu bitirmek saatlerimizi alacak.
- Finish cleaning the windows.
- Pencereleri temizlemeyi bitir.
- Tom hung up before I finished.
- Tom ben bitirmeden önce telefonu kapadı.
- I've just now finished doing my French homework.
- Fransızca ev ödevimi yapmayı az önce bitirdim.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
- Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
- Let me know when you've finished.
- Bitirdiğinde haber ver.
- He was at pains to finish his work.
- O, işini bitirmek için çok çalıştı.
- I'm still not finished reading the book.
- Hâlâ kitabı okumayı bitirmedim.
- You have three hours to finish the report.
- Raporu bitirmek için üç saatin var.
- I'll finish it in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içerisinde onu bitireceğim.
- We have almost finished our work.
- Neredeyse işimizi bitirdik.
- I haven't finished speaking yet.
- Henüz konuşmayı bitirmedim.
- I've already finished reading the book that Tom gave me yesterday.
- Tom'un dün bana verdiği kitabı okumayı çoktan bitirdim.
- Tom and Mary have finished their work.
- Tom ve Mary işlerini bitirdi.
- I'll finish reading this novel soon.
- Yakında bu romanı okumayı bitireceğim.
- We'll finish this later.
- Bunu sonra bitiririz.
- Tom finished cleaning the kitchen and then started cleaning the living room.
- Tom mutfağı temizlemeyi bitirdi ve sonra oturma odasını temizlemeye başladı.
- I am positive that he has finished.
- Onun bitirdiğinden eminim.
- Tom wasn't yet finished.
- Tom henüz bitirmemişti.
- We've just finished remodeling our basement.
- Bodrumumuza yeniden şekil vermeyi henüz bitirdik.
- I've finished doing that.
- Bunu yapmayı bitirdim.
- Have you finished?
- Bitirdin mi?
- She may not have finished her homework.
- Ödevini bitirmemiş olabilir.
- Finishing third was hard for Tom.
- Üçüncü bitirmek Tom için zordu.
- Tom finished the work by himself.
- Tom işi tek başına bitirdi.
- Yumi can't finish it in a day.
- Yumi bunu, bir günde bitiremez.
- Sami finished his round of golf.
- Sami golf raundunu bitirdi.
- I am waiting for you to finish your homework.
- Ödevini bitirmeni bekliyorum.
- You were supposed to have this finished by yesterday.
- Bunu dün bitirmiş olman gerekiyordu.
- We will finish serving our sentence next month.
- Gelecek ay cezamızı çekmeyi bitireceğiz.
- Neither Tom nor Mary has finished doing that.
- Ne Tom ne de Mary bunu yapmayı bitirdi.
- You must finish the task by any means necessary.
- Bu görevi ne pahasına olursa olsun bitirmelisin.
- Do another five and you'll have finished.
- Beş tane daha yaparsan bitirmiş olacaksın.
- Tom couldn't finish his sandwich.
- Tom sandviçini bitiremedi.
- We can't rest until we finish doing this.
- Bu işi bitirene kadar dinlenemeyiz.
- Have you finished writing your composition?
- Kompozisyonunu yazmayı bitirdin mi?
- I wish you would let Tom finish his story.
- Keşke Tom'un hikayesini bitirmesine izin versen.
- Have you finished dressing?
- Giyinmeyi bitirdin mi?
- I will return your book on Tuesday if I have finished it.
- Kitabınızı bitirirsem Salı günü geri vereceğim.
- Sami finished his round of golf.
- Sami golf turunu bitirdi.
- Many begin, but few finish.
- Birçoğu başlar, ancak birkaçı bitirir.
- Tom has finished college.
- Tom üniversiteyi bitirdi.
- Have you finished your homework?
- Ev ödevini bitirdin mi?
- Maybe you should finish this book.
- Belki de bu kitabı bitirmelisin.
- Tom might want to eat something when he finishes working out.
- Tom çalışmayı bitirdiğinde bir şey yemek isteyebilir.
- We're going to need a couple of more hours to finish this.
- Bunu bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacım olacak.
- I wasn't able to finish my homework on time.
- Ev ödevimi zamanında bitiremedim.
- Tom finished the work in three days.
- Tom işi üç günde bitirdi.
- Tom needs to finish what he's doing.
- Tom'un yaptığı işi bitirmesi gerekiyor.
- I've just now finished doing my French homework.
- Fransızca ödevimi şimdi bitirdim.
- We succeeded in finishing the project.
- Projeyi bitirmeyi başardık.
- We've almost finished.
- Neredeyse bitirdik.
- You're only half finished.
- Daha yarısını bitirdin.
- You must finish this work in a week.
- Bu işi bir hafta içinde bitirmelisin.
- Are you telling me that I have to have this finished by tomorrow?
- Bunu yarına kadar bitirmem gerektiğini mi söylüyorsun?
- I must finish my work.
- İşimi bitirmeliyim.
- Tom didn't finish the report.
- Tom raporu bitirmedi.
- Tom has just finished his report.
- Tom raporunu bitirdi.
- Tom and Mary finished their meal and then went into the living room to watch TV.
- Tom ve Mary yemeklerini bitirdiler ve sonra TV izlemek için oturma odasına gittiler.
- Right now, I suggest you concentrate on getting this report finished.
- Şu anda, bu raporu bitirmeye odaklanmanızı öneririm.
- Have you finished reading the book I lent you last week?
- Size geçen hafta ödünç verdiğim kitabı bitirdiniz mi?
- If you are to finish the work before June, you will have to work much better.
- İşi hazirandan önce bitirmek istiyorsan, çok daha iyi çalışmak zorunda olacaksın.
- Tom finished his coffee and went off to work.
- Tom kahvesini bitirdi ve işe gitti.
- Have you finished eating?
- Yemek yemeyi bitirdin mi?
- I need to finish this today.
- Bunu bugün bitirmem gerek.
- We've got to finish this job.
- Bu işi bitirmeliyiz.
- I can't wait to finish.
- Bitirmeye can atıyorum.
- Tom has finished his work.
- Tom işini bitirdi.
- Masako finished high school in Japan and then graduated from Harvard.
- Masako, Japonya'da liseyi bitirdi ve sonra Harvard'dan mezun oldu.
- Tom finished his homework.
- Tom ödevini bitirdi.
- Why didn't you finish your meal?
- Neden yemeğini bitirmedin?
- They joined the navy after finishing college.
- Onlar üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldılar.
- Tom has just finished his work.
- Tom işini yeni bitirdi.
- How many more hours will it take Tom to finish doing that?
- Tom'un bunu yapmayı bitirmesi kaç saat daha sürecek?
- Tom finished packing his suitcase.
- Tom bavulunu hazırlamayı bitirdi.
- Have you finished reading that book?
- O kitabı okumayı bitirdin mi?
- We're pretty much finished.
- Neredeyse bitirdik.
- We just finished painting the wall.
- Biz duvarı boyamayı az önce bitirdik.
- We'll have to finish this later.
- Bunu daha sonra bitirmek zorunda olacağız.
- I could not possibly finish the work in a few days.
- İşi birkaç günde bitirmem mümkün değil.
- We have to finish this.
- Bunu bitirmek zorundayız.
- She must have finished the work yesterday.
- İşini dün bitirmiş olmalı.
- Tom hasn't finished doing that yet.
- Tom onu yapmayı henüz bitirmedi.
- I finished translating for today.
- Bugün için tercümeyi bitirdim.
- Kindly clear the table after you finish your meal.
- Yemeğini bitirdikten sonra lütfen masayı temizle.
- As soon as I've finished doing that, I'll help you.
- Bunu bitirir bitirmez, sana yardım edeceğim.
- Tom is working on something that needs to be finished by the end of the day.
- Tom gün sonuna kadar bitirmesi gereken bir iş üzerinde çalışıyor.
- That book was so boring that I couldn't finish it.
- O kitap o kadar sıkıcıydı ki onu bitiremedim.
Show More (1835)
|