|
- Consequently, the Member States will not receive ten billion back, but something in the region of EUR 5.5 billion.
- Sonuç olarak, Üye Devletler 10 milyar Euro değil, 5.5 milyar Euro civarında bir meblağı geri alacaktır.
- After finishing school everyone has to go into the army for ten years.
- Okulu bittikten sonra herkes 10 yıl boyunca askerlik yapmak zorundadır.
- Last night, the temperature went down to ten degrees below zero.
- Dün gece sıcaklık sıfırın altında 10 dereceye kadar düştü.
- I went back to my hometown for the first time in ten years.
- 10 yıldır ilk kez memleketime gittim.
- Hurricane Katrina hit New Orleans ten years ago.
- Katrina Kasırgası 10 yıl önce New Orleans'ı vurdu.
- I live ten miles from the city.
- Şehirden 10 mil uzakta yaşıyorum.
- The ditch is ten feet long.
- Hendek 10 feet uzunluğunda.
- It is ten degrees below zero now.
- Şu anda hava sıfırın altında 10 derece.
- The ditch is ten feet deep.
- Hendek 10 feet derinliğinde.
- I spent ten dollars on a book.
- Bir kitaba 10 dolar verdim.
- This shirt costs ten dollars.
- Bu gömleğin fiyatı 10 dolar.
- The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
- Büyükbabamın bana verdiği araba bir galonla sadece 10 mil gidebiliyor.
- This CD costs ten dollars.
- Bu CD'nin fiyatı 10 dolar.
- How much do ten paper plates cost?
- 10 kağıt tabak ne kadar?
- Before coming to Tokyo, we lived for ten years in Osaka.
- Tokyo'ya gelmeden önce 10 yıl Osaka'da yaşadık.
- This watch costs ten dollars at the most.
- Bu saatin fiyatı en fazla 10 dolar.
- It's only ten minutes' walk from here.
- O, buradan sadece 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde.
- I live ten miles from the city.
- Kentten 10 mil uzakta yaşıyorum.
- The committee comprises ten members.
- Komisyon, 10 üyeden oluşuyor.
- I walked an entire ten miles.
- Tam 10 mil yürüdüm.
- I paid ten dollars for this cap.
- Bu şapka için 10 dolar ödedim.
- Can you come at ten on May second?
- 2 Mayısta saat 10 da gelebilir misin?
- Due to the bad weather, the plane was ten minutes late.
- Kötü hava nedeniyle uçak 10 dakika gecikti.
- Taro has lived in Obihiro for ten years.
- Taro, 10 yıldır Obihiro'da yaşıyor.
- Is it about ten million yen?
- O yaklaşık 10 milyon yen mi?
- Ten years have gone by since my father died.
- Babam öldüğünden bu yana 10 yıl geçti.
- We still have ten miles to go.
- Daha 10 mil yolumuz var.
- Tom is ten pounds heavier than Jack.
- Tom, Jack'ten 10 kilo daha ağır.
- There's a rock quarry ten miles west of town.
- Şehrin 10 mil batısında bir taş ocağı var.
- It's ten o'clock.
- Saat 10.
- Tom is heavier than Jack by ten pounds.
- Tom Jack'ten 10 kilo daha ağır.
- It's already ten o'clock at night.
- Saat gece 10 oldu.
- I only have ten books.
- Sadece 10 kitabım var.
- I was sixteen in this picture, and Tom was ten.
- Bu resimde ben 16 yaşındaydım, Tom ise 10.
- Ten people died, among them, a woman.
- Aralarında bir kadının da olduğu 10 kişi öldü.
- Expedited delivery will cost an additional ten dollars.
- Hızlandırılmış teslimat 10 dolara mal olacak.
- It is ten minutes before eleven.
- Saat 11'e 10 dakika var.
- Tom, could you lend me ten dollars?
- Tom, bana 10 dolar borç verebilir misin?
- She has been looking after her sick sister for ten years.
- 10 yıldır hasta kız kardeşiyle ilgileniyor.
- This T-shirt costs ten dollars.
- Bu tişörtün fiyatı 10 dolar.
- This country road leads to a small town ten miles away.
- Bu köy yolu 10 mil ötedeki küçük bir kasabaya gidiyor.
- This class will be over in ten minutes.
- Bu dersin bitmesine 10 dakika kaldı.
- I run ten kilometers daily.
- Her gün 10 kilometre koşuyorum.
- What would you do if you won ten million euros in the lottery?
- Piyangodan 10 milyon avro kazansanız ne yapardınız?
- She and I have been married for ten years.
- O ve ben 10 yıldır evliyiz.
- Is it about ten million yen?
- Yaklaşık 10 milyon yen mi?
- That disc cost ten dollars.
- Bu disk 10 dolar.
- I got ten dollars from my grandfather.
- Büyükbabamdan 10 dolar aldım.
- We have ten head of cattle.
- Bizim 10 baş sığırımız var.
- You had better keep this food under ten degrees.
- Bu yemeği 10 derecenin altında saklasanız iyi olur.
- I'll be back in ten minutes.
- 10 dakika içinde döneceğim.
- I get off work around ten.
- Saat 10 gibi işten çıkıyorum.
- Mary gave him ten euros.
- Mary ona 10 avro verdi.
- Tom is usually the last to leave, but last night Mary left ten minutes after he did.
- Genelde en geç Tom ayrılır, ama Mary dün gece ondan 10 dakika sonra ayrıldı.
- Tom, would you mind lending me ten dollars?
- Tom, bana 10 dolar borç verir misin?
- There are ten people in this room.
- Bu odada 10 kişi var.
- I paid ten dollars for a cheeseburger that has no cheese.
- Peyniri olmayan bir çizburgere 10 dolar ödedim.
- This hat cost ten dollars.
- Bu şapka 10 dolar.
- Nick owes me ten dollars.
- Nick'in bana 10 dolar borcu var.
- I learned to play the guitar when I was ten.
- 10 yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
- My father took out his wallet and gave me ten dollars.
- Babam cüzdanını çıkarıp bana 10 dolar verdi.
- It cost him ten dollars to get the ticket.
- Bileti almak ona 10 dolara mal oldu.
- If you play like that, you'll be checkmated in ten moves.
- Eğer böyle oynarsan, 10 hamlede şah mat olursun.
- I sold it for ten dollars.
- Ben 10 dolara sattım.
- She earns on average ten pounds a week.
- O, bir haftada ortalama 10 pound kazanır.
- It is almost ten o'clock.
- Saat neredeyse 10 oldu.
- The admission is ten dollars a person.
- Giriş ücreti bir kişi için 10 dolardır.
- We live ten kilometers from Thessaloniki.
- Selanik'ten 10 kilometre uzakta yaşıyoruz.
- Is it about ten o'clock?
- Saat 10 civarı mı?
- The road is straight for over ten miles.
- Yol 10 mil boyunca düz.
- We have another ten miles to walk before sunset.
- Gün batımından önce yürümemiz gereken 10 mil daha var.
- This town is quite different from what it was ten years ago.
- Bu kent 10 yıl öncekinden oldukça farklı.
- Tickets are $30, parking is free and children under ten receive free admission.
- Biletler 30 dolar, otopark ücretsiz ve 10 yaş altı çocuklar ücretsiz.
- The admission is ten dollars a person.
- Giriş kişi başı 10 dolar.
- Please refer to page ten.
- Lütfen 10. sayfaya bakın.
- It was ten degrees below zero this morning.
- Bu sabah hava sıfırın altında 10 dereceydi.
Show More (73)
|