|
- The area is also interesting due to its having a kind of counter-cyclical economic significance.
- Bu alan, bir tür konjonktür karşıtı ekonomik öneme sahip olması nedeniyle de ilgi çekicidir.
- For me that confirms that the Praesidium has actually been working as a kind of pre-IGC.
- Bana göre bu durum Praesidium'un aslında bir tür ön-IGC olarak çalıştığını teyit etmektedir.
- We have a kind of secondary position in one corner.
- Bir köşede bir tür ikincil tutum oluşturduk.
- This is truly notable because it is a kind of litany which is repeated systematically.
- Bu gerçekten dikkate değer çünkü sistematik olarak tekrarlanan bir tür litani.
- The fact is, I feel as if I am in a kind of hostage situation.
- Gerçek şu ki, kendimi bir tür rehine konumunda hissediyorum.
- We have established a common market for goods and capital and made it work as a kind of rich playground.
- Mallar ve sermaye için ortak bir pazar kurduk ve bunu bir tür zengin oyun alanı olarak çalıştırdık.
- I think this is so serious that I would like to formulate a kind of warning.
- Bunun o kadar ciddi olduğunu düşünüyorum ki bir tür uyarı formüle etmek istiyorum.
- I think this is so serious that I would like to formulate a kind of warning.
- Bu konunun o kadar ciddi olduğunu düşünüyorum ki, bir tür uyarıda bulunmak istiyorum.
- Neither should it be confused with a kind of anti-European sentiment.
- Bunun bir tür Avrupa karşıtlığı ile de karıştırılmaması gerekir.
- The fact is, I feel as if I am in a kind of hostage situation.
- Gerçek şu ki kendimi bir tür rehine durumunda hissediyorum.
- A kind of cultural revolution has thus taken place in Europe.
- Böylece Avrupa'da bir tür kültürel devrim gerçekleşmiştir.
- In some ways it was a kind of fratricidal struggle between federalist lawyers and federalist ideologists.
- Bazı açılardan federalist avukatlar ve federalist ideologlar arasında bir tür kardeş kavgasıydı.
- Consider it to be a kind of hearts and minds campaign.
- Bunu bir tür kalpler ve zihinler kampanyası olarak düşünün.
- So is there a kind of fraud-free zone in the EU?
- Peki AB'de bir tür dolandırıcılıktan arındırılmış bölge var mı?
- In the Netherlands, the 2001 foot and mouth crisis was a kind of harbinger of the political upheaval in 2002.
- Hollanda'da 2001'de yaşanan şap krizi, 2002'deki siyasi çalkantının bir tür habercisiydi.
- This is a kind of reality that exists and that we must support.
- Bu, var olan ve desteklememiz gereken bir tür gerçekliktir.
- These are done with a kind of nylon stocking that denudes entire areas.
- Bunlar, tüm alanları çürüten bir tür naylon çorapla yapılır.
- We are very keen that this topic should find its way into all policy areas by a kind of mainstreaming.
- Bu konunun bir tür ana akımlaştırma yoluyla tüm politika alanlarına girmesi konusunda çok istekliyiz.
- It also allows us to hold a kind of joint debate today.
- Ayrıca bugün bir tür ortak tartışma yapmamıza da olanak tanıyor.
- For me, all this is also about a kind of investment in good relations.
- Benim için tüm bunlar aynı zamanda iyi ilişkilere yapılan bir tür yatırımdır.
- I half-closed my eyes and I had a kind of vision.
- Gözlerimi yarı kapattım ve bir tür hayal gördüm.
- In addition, there is talk of a kind of internal isolation.
- Buna ek olarak, bir tür iç izolasyondan da söz edilmektedir.
- A kind of horizontal coordination of the economy and employment at European level is now being discussed.
- Avrupa düzeyinde ekonomi ve istihdamın bir tür yatay koordinasyonu artık tartışılıyor.
- Today, we have a kind of Quisling controlling Grozny and the surrounding area, who obeys Moscow.
- Bugün Grozni ve çevresini kontrol eden ve Moskova'ya itaat eden bir tür Quisling var.
- The Russian Government has put together a kind of politico-economic package to normalise the situation.
- Rus Hükümeti durumu normalleştirmek için bir tür politik-ekonomik paket hazırladı.
- This is why we are, actually, in a kind of virtual debate and are doing silly things to boot.
- İşte bu yüzden aslında bir tür sanal tartışma içindeyiz ve bunun için de aptalca şeyler yapıyoruz.
- Intergovernmental Conferences are a kind of event in themselves and could also be a type of Christmas tree.
- Hükümetlerarası Konferanslar kendi başlarına bir tür etkinliktir ve bir tür Noel ağacı da olabilir.
- It also allows us to hold a kind of joint debate today.
- Bu aynı zamanda bugün bir tür ortak tartışma yürütmemize de olanak sağlıyor.
- We have developed a kind of fixation with the military instrument.
- Askeri araçlara karşı bir tür saplantı geliştirdik.
- It presents itself as a kind of freedom.
- Bir tür özgürleşme kisvesine bürünüyor.
- Note that these work in a kind of dynamic tension with one another.
- Bunların birbirleriyle bir tür dinamik gerilim içinde çalıştığını unutmayın.
- It presents itself as a kind of freedom.
- Kendini bir tür özgürlük kisvesine sokuyor.
- It presents itself as a kind of freedom.
- Bir tür özgürleşme görünümünde ortaya çıkıyor.
- It's nothing but a kind of joke.
- Bir tür şakadan başka bir şey değil.
- This is a kind of animal that lives in the sea.
- Bu denizde yaşayan bir tür hayvan.
- Sandstone is a kind of sedimentary rock.
- Kumtaşı bir tür tortul kayadır.
- A mortgage is a kind of loan that people can use to buy a house.
- İpotek, insanların bir ev satın almak için kullanabilecekleri bir tür kredidir.
- This flower is a kind of rose.
- Bu çiçek bir tür gül.
- It's nothing but a kind of joke.
- Bu bir tür şakadan başka bir şey değil.
- This is a kind of love letter.
- Bu bir tür aşk mektubu.
- This transparent liquid contains a kind of poison.
- Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.
- A dolphin is a kind of mammal.
- Yunus, bir tür memelidir.
- She is a kind of genius.
- O bir tür dahi.
- Translation is a kind of special skill.
- Çeviri bir tür özel beceridir.
- This transparent liquid contains a kind of poison.
- Bu şeffaf sıvı bir tür zehir içeriyor.
- He built a kind of house using branches.
- O, dalları kullanarak bir tür ev inşa etti.
- This is a kind of food.
- Bu bir tür yiyecektir.
- He built a kind of house using branches.
- Dalları kullanarak bir tür ev inşa etti.
- Translation is a kind of special skill.
- Çeviri bir tür özel yetenektir.
- This flower is a kind of rose.
- Bu çiçek bir tür güldür.
- Love is a kind of madness.
- Aşk bir tür deliliktir.
- These are a kind of nocturnal flowers.
- Bunlar bir tür gece çiçeği.
- It is a kind of orange.
- O, bir tür portakal.
Show More (50)
|