Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.
|
İngilizce |
Türkçe |
|
| 1 |
adjoining |
bitişik |
adj. |
|
- Sir, that's the adjoining room, just like you requested.
- İşte bitişik oda, efendim, tıpkı istediğiniz gibi.
- The living room adjoins the dining room.
- Oturma odası, yemek odasına bitişiktir.
- There is an anteroom adjoining the library.
- Kütüphaneye bitişik bir antre var.
- Tom went into the adjoining room.
- Tom bitişikteki odaya girdi.
- Sitting at the adjoining table was a German-speaking couple.
- Bitişik masada Almanca konuşan bir çift oturuyordu.
- Their farms adjoin.
- Çiftlikleri bitişik.
- There is an anteroom adjoining the library.
- Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
- The two buildings adjoin.
- İki bina bitişik.
- The hotel adjoins a lake on the east.
- Otel doğu tarafında bir göle bitişiktir.
- Tom went into the adjoining room.
- Tom bitişik odaya girdi.
- The living room adjoins the dining room.
- Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
- The two villages adjoin each other.
- İki köy birbirine bitişik.
- Germany adjoins Holland.
- Almanya Hollanda'ya bitişik.
- Our house adjoins his.
- Evimiz onunkine bitişik.
- Germany adjoins Holland.
- Almanya Hollanda'ya bitişiktir.
Show More (12)
|
| 2 |
adjoining |
yan |
adj. |
|
- The two buildings adjoin.
- İki bina yan yana.
- The living room adjoins the dining room.
- Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.
Show More (-1)
|