allow someone in - Türkçe İngilizce Sözlük

allow someone in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"allow someone in" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
General
allow someone in f. içeri girmesine müsaade etmek
allow someone in f. birisini içeri almak

"allow someone in" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek
Did you tell Tom he's not allowed in this room?
Bu odaya girmesine izin verilmediğini Tom'a söyledin mi?

More Sentences
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek
Tom's dog isn't allowed in the house.
Tom'un köpeğinin eve girmesine izin verilmiyor.

More Sentences
and allow someone or something in f. birinin/bir şeyin bir yere girmesine izin vermek
and allow someone or something in f. birini/bir şeyi bir yere almak
and allow someone or something in f. birini/bir şeyi içeri almak
and allow someone or something in f. birini/bir şeyi bir yere kabul etmek
and allow someone or something in f. birini/bir şeyi içeri kabul etmek
and allow someone or something in f. birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek
and allow someone or something in f. birinin/bir şeyin içeri geçmesine izin vermek
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek
and allow someone or something in f. birinin/bir şeyin bir yere girmesine izin vermek
and allow someone or something in f. birini/bir şeyi bir yere almak
and allow someone or something in f. birini/bir şeyi içeri almak
and allow someone or something in f. birini/bir şeyi bir yere kabul etmek
and allow someone or something in f. birini/bir şeyi içeri kabul etmek
and allow someone or something in f. birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek
and allow someone or something in f. birinin/bir şeyin içeri geçmesine izin vermek
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek
allow (someone or something) in (something or some place) f. (birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek