angle - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
angle açı n.
  • You should mount this piece to the other with an angle of 90°.
  • Bu parçayı diğerine 90° açı ile monte etmelisiniz.
  • I want to take a picture of the bridge from a different angle.
  • Köprünün farklı bir açıdan fotoğrafını çekmek istiyorum.
  • The Commission proposal considers the problems of conversion from its economic and social angles.
  • Komisyon teklifi, dönüşüm sorunlarını ekonomik ve sosyal açılardan ele almaktadır.
Show More (39)
angle bakış açısı n.
  • You need someone who can approach problems from a different angle on your team.
  • Ekibinizde sorunlara farklı bakış açılarından yaklaşabilen birine ihtiyacınız var.
  • It has to be said that rules concerning technical details are very often not without some political angle.
  • Teknik ayrıntılara ilişkin kuralların çoğu zaman siyasi bir bakış açısı içermediği söylenmelidir.
  • That might be an interesting angle, and one to which we might give some thought.
  • Bu, ilginç bir bakış açısı olabilir ve üzerinde biraz düşünebiliriz.
Show More (0)
angle köşe n.
  • He hit his knee against the angle of the fence.
  • Dizini çitin köşesine çarptı.
  • Triangles don't have four angles.
  • Üçgenlerin dört köşesi yoktur.
Show More (-1)
angle bükmek v.
  • Emma angled the mirror of the car to see backward.
  • Emma arkasını görebilmek için arabanın aynasını büktü.
Show More (-2)
angle yönelik olmak v.
  • The computer is angled towards gamers.
  • Bilgisayar oyunculara yöneliktir.
Show More (-2)