awake - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
awake uyanık adj.
  • We are used to meeting close to midnight, so it is splendid to be here today and see everyone awake.
  • Gece yarısına yakın saatlerde toplanmaya alışkınız, bu nedenle bugün burada olmak ve herkesi uyanık görmek muhteşem.
  • For its sake one must stay awake all day.
  • Onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerek.
  • Tom lay awake in bed, listening to the rain.
  • Tom yağmuru dinleyerek yatakta uyanık yatıyordu.
Show More (171)
awake uyanmak v.
  • She awoke when she heard our footsteps.
  • Ayak seslerimizi duyunca uyandı.
  • On Tuesday we awoke in astonishment to a manifestation of a new form of totalitarianism.
  • Salı günü totalitarizmin yeni bir biçiminin tezahürüne hayretler içinde uyandık.
  • I am unable to give out his response to this, as I awoke with something of a shock.
  • Bir tür şokla uyandığım için buna verdiği yanıtı aktaramıyorum.
Show More (51)
awake uyandırmak v.
  • A short trip to the forest awoke my passion for camping.
  • Ormana yaptığım kısa bir gezi kamp yapma tutkumu uyandırdı.
  • He was awoken by the noise.
  • O, gürültü ile uyandırıldı.
  • Mary awoke Tom in the middle of the night.
  • Mary gecenin bir yarısı Tom'u uyandırdı.
Show More (6)
awake uyanmış adj.
  • Call the doctor; he’s awake!
  • Doktoru arayın; uyandı!
Show More (-2)