Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
bone in
bone in
Geçmiş
Cümleler
"bone in"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 67 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
bone-in meat
i.
kemikli et
2
Genel
break every bone in somebody's body
f.
birinin bütün kemiklerini kırmak
3
Genel
jar every bone in somebody's body
f.
iliklerine kadar işlemek
Colloquial
4
Konuşma Dili
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
uydurma gerekçe
5
Konuşma Dili
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
bahane
6
Konuşma Dili
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
uydurma mazeret
7
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma gerekçe
8
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
bahane
9
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma mazeret
Idioms
10
Deyim
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
11
Deyim
a bone in your leg (or head)
i.
üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
12
Deyim
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
uydurma mazeret
13
Deyim
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma mazeret
14
Deyim
not have a shy bone in one's body
f.
ar damarı çatlamak
15
Deyim
not to have a bad bone in one's body
f.
çok iyi niyetli olmak
16
Deyim
breed in the bone
f.
iliklerine/kemiklerine işletmek
17
Deyim
breed in the bone
f.
tamamen benimsetmek
18
Deyim
breed in the bone
f.
huy haline getirtmek
19
Deyim
breed in the bone
f.
huy edindirmek
20
Deyim
breed in the bone
f.
huy olarak yerleştirmek
21
Deyim
breed in the bone
f.
yer ettirmek
22
Deyim
not have a (kind of) bone in (one's) body
f.
(birinde bir özellikten) eser olmamak
23
Deyim
not have a (kind of) bone in (one's) body
f.
(birinde bir özelliğin) zerresi olmamak
24
Deyim
not have a (kind of) bone in (one's) body
f.
(birinde) en ufak (bir özellik) olmamak
25
Deyim
not have a (kind of) bone in (one's) body
f.
(birinde bir özellik) hiç olmamak
26
Deyim
not have a (kind of) bone in (one's) body
f.
(birinin) kumaşında (bir özellik) olmamak
27
Deyim
not have a (some kind of) bone in (one's) body
f.
(birinde bir özellikten) eser olmamak
28
Deyim
not have a (some kind of) bone in (one's) body
f.
(birinde bir özelliğin) zerresi olmamak
29
Deyim
not have a (some kind of) bone in (one's) body
f.
(birinde) en ufak (bir özellik) olmamak
30
Deyim
not have a (some kind of) bone in (one's) body
f.
(birinde bir özellik) hiç olmamak
31
Deyim
not have a (some kind of) bone in (one's) body
f.
(birinin) kumaşında (bir özellik) olmamak
32
Deyim
not have a...bone in your body
f.
içinde …'dan eser olmamak
33
Deyim
not have a...bone in your body
f.
içinde …'nın zerresi olmamak
34
Deyim
not have a...bone in your body
f.
içinde en ufak bir … olmamak
35
Deyim
not have a...bone in your body
f.
içinde hiç … olmamak
36
Deyim
not have a...bone in your body
f.
kumaşında … olmamak
37
Deyim
bred in the bone
s.
yerleşmiş (huy)
38
Deyim
bred in the bone
s.
iliklerine/kemiklerine işlemiş
39
Deyim
bred in the bone
s.
huy haline gelmiş
40
Deyim
bred in the bone
s.
huy edinilmiş
41
Deyim
bred in the bone
s.
alışılagelmiş
42
Deyim
bred in the bone
s.
süregelen
43
Deyim
bred in the bone
s.
adetten
44
Deyim
bred in the bone
s.
alışkanlığa bağlı
45
Deyim
bred in the bone
s.
yerleşmiş
46
Deyim
bred in the bone
s.
kanında olan
47
Deyim
bred in the bone
s.
kalıtımsal
48
Deyim
bred-in-the-bone
s.
iliklerine işlemiş
49
Deyim
bred-in-the-bone
s.
kökleşmiş
50
Deyim
bred-in-the-bone
s.
ısrarcı
51
Deyim
bred-in-the-bone
s.
daimi
52
Deyim
bred-in-the-bone
s.
gedikli
53
Deyim
bred in the bone
expr.
kolay kolay değişmeyen
54
Deyim
not have a type of bone in one's body
expr.
(bir kimseyi tanımlarken herhangi bir olumsuz durum için) hiç eser yok
55
Deyim
doesn't have a (certain kind of) bone in (one's) body
expr.
(birinin) damarlarında bir damla bile kötülük/kıskançlık bulunmaz
56
Deyim
not a bone in your body
expr.
(birinde) …'dan eser yok
57
Deyim
not a bone in your body
expr.
(birinde) …'nın zerresi yok
58
Deyim
not a bone in your body
expr.
(birinde) en ufak bir … yok
59
Deyim
not a bone in your body
expr.
(birinde) hiç … yok
60
Deyim
not a bone in your body
expr.
(birinin) kumaşında … yok
Speaking
61
Konuşma
he/she doesn't have a jealous bone in his/her body
expr.
hiç kıskanç değil
62
Konuşma
he/she doesn't have a jealous bone in his/her body
expr.
hiç kıskanmaz
Medical
63
Medikal
decrease in bone density
i.
kemik yoğunluğunda azalma
64
Medikal
trabecular bone structure in osteoporosis
i.
osteoporozda trabeküler kemik yapısı
65
Medikal
sclerosis in petrous bone
i.
petroz kemikte sklerozis
66
Medikal
unicameral bone cyst in the scaphoid bone
i.
scaphoid kemikte basit kemik kisti
67
Medikal
bone and joint infection in the newborn due to intravenous procedure
i.
yenidoğanda intravenöz girişime bağlı kemik ve eklem enfeksiyonu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bone in
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy