| 1 |
capable |
yetenekli |
adj. |
|
- He is a very capable lawyer.
- Çok yetenekli bir avukattır.
- Imposing one more ban will not make us any more capable of securing compliance with these rules.
- Bir yasak daha getirmek, bizi bu kurallara uyulmasını sağlama konusunda daha yetenekli hale getirmeyecektir.
- There are other countries which appeared far less capable of doing this.
- Bunu yapma konusunda çok daha az yetenekli görünen başka ülkeler de var.
- Citizens are quite capable of taking their own decisions honourably and conscientiously.
- Vatandaşlar kendi kararlarını onurlu ve vicdanlı bir şekilde alma konusunda oldukça yeteneklidir.
- Imposing one more ban will not make us any more capable of securing compliance with these rules.
- Bir yasak daha uygulamak bizi bu kurallara uyulmasını sağlama konusunda daha yetenekli hale getirmeyecektir.
- They have proved outstandingly capable of defending their professional interests.
- Mesleki çıkarlarını savunmada olağanüstü yetenekli olduklarını kanıtladılar.
- Our capable and friendly crew is back for another season.
- Yetenekli ve dost canlısı ekibimiz yeni sezon için geri döndü.
- Our capable and friendly crew is back for another season.
- Yetenekli ve arkadaş canlısı ekibimiz yeni bir sezon için geri döndü.
- Our capable and friendly crew is back for another season.
- Yetenekli ve güler yüzlü ekibimiz bir sezon daha geri döndü.
- He's a very capable business man.
- Çok yetenekli bir iş adamı.
- Tom is a very capable person.
- Tom çok yetenekli bir insan.
- Tom is quite capable of looking after himself.
- Tom kendine bakmada oldukça yeteneklidir.
- He ought to pass the examination, for he is very capable.
- Çok yetenekli olduğu için sınavı geçmesi gerekiyor.
- Tom is a pretty capable guy.
- Tom oldukça yetenekli bir adamdır.
- Who do you believe is the most capable?
- Kimin en yetenekli olduğunu düşünüyorsun?
- Tom is very capable.
- Tom çok yetenekli.
- Nancy is a capable nurse.
- Nancy yetenekli bir hemşiredir.
- Tom is a very capable player.
- Tom çok yetenekli bir oyuncu.
- They're very capable.
- Onlar çok yetenekli.
- Tom is very capable.
- Tom çok yeteneklidir.
- Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter.
- Tom ve Mary dürüst ve yetenekli bir ressam buldukları için çok mutlu.
- Tom is a very capable businessman.
- Tom çok yetenekli bir iş adamı.
- He ought to pass the examination, for he is very capable.
- O, sınavı geçmeli, zira o çok yeteneklidir.
- He is a capable lawyer.
- O yetenekli bir avukat.
- He is the more capable of the two boys.
- İki erkek çocuğundan daha yetenekli olandır.
- Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter.
- Tom ve Mary dürüst ve yetenekli bir badanacı buldukları için çok mutlular.
- You're capable.
- Yeteneklisin.
- Tom is a capable young man.
- Tom yetenekli bir genç adam.
- Tom is a capable lawyer.
- Tom yetenekli bir avukattır.
- The man is quite capable of telling lies.
- Bu adam yalan söylemede oldukça yeteneklidir.
- Tom is a very capable person.
- Tom çok yetenekli bir kişi.
- The man is quite capable of telling lies.
- Adam yalan söylemekte oldukça yetenekli.
- Tom is a very capable teacher.
- Tom çok yetenekli bir öğretmendir.
- Many people stated he was a capable businessman who knew how to make a profit.
- Birçok kişi onun nasıl kâr edileceğini bilen yetenekli bir iş adamı olduğunu söyledi.
- He is the more capable of the two boys.
- İki çocuktan daha yetenekli olan o.
- Tom is a capable lawyer.
- Tom yetenekli bir avukat.
- His brother is a very capable doctor.
- Erkek kardeşi çok yetenekli bir doktor.
- Americans may regard shy people as less capable than those who are not shy.
- Amerikalılar utangaç insanları utangaç olmayanlara göre daha az yetenekli olarak görüyor olabilir.
- Tom is a very capable teacher.
- Tom, çok yetenekli bir öğretmen.
- They're very capable.
- Çok yetenekliler.
- He's a very capable business man.
- O çok yetenekli bir iş adamı.
- His brother is a very capable doctor.
- Kardeşi çok yetenekli bir doktor.
- Tom is a very capable businessman.
- Tom çok yetenekli bir iş adamıdır.
- Many people stated he was a capable businessman who knew how to make a profit.
- Birçok insan onun nasıl kazanç elde edeceğini bilen yetenekli bir iş adamı olduğunu ifade etti.
- Tom is a very capable player.
- Tom çok yetenekli bir oyuncudur.
- You're capable.
- Sen yeteneklisin.
- Nancy is a capable nurse.
- Nancy yetenekli bir hemşire.
- Tom is a pretty capable guy.
- Tom oldukça yetenekli bir adam.
- Mary is a capable nurse.
- Mary yetenekli bir hemşire.
Show More (46)
|
| 2 |
capable |
kapasiteye sahip |
adj. |
|
- Old Europe must prove itself capable of setting out a vision of a new world.
- Yaşlı Avrupa yeni bir dünya vizyonu ortaya koyma kapasitesine sahip olduğunu kanıtlamalıdır.
- A weak central authority is not capable of governing the huge country with its many natural resources.
- Zayıf bir merkezi otorite, çok sayıda doğal kaynağa sahip devasa bir ülkeyi yönetme kapasitesine sahip değildir.
- The EU institutions are capable of producing a balanced result, from which we can expect challenging results.
- AB kurumları, zorlu sonuçlar bekleyebileceğimiz dengeli bir sonuç üretme kapasitesine sahiptir.
- It is capable of producing hunger and misery on a massive scale.
- Büyük ölçekte açlık ve sefalet üretme kapasitesine sahiptir.
- They are certainly capable of conveying detailed information on these issues.
- Bu konularda detaylı bilgi aktarabilecek kapasiteye sahip oldukları kesin.
- Europe is capable of developing its own system.
- Avrupa kendi sistemini geliştirme kapasitesine sahiptir.
- This device was capable of modifying the pacing heart rate.
- Bu cihaz, kalp atış hızını değiştirme kapasitesine sahipti.
- This elevator is capable of carrying 10 persons at a time.
- Bu asansör tek seferde 10 kişi taşıma kapasitesine sahiptir.
- This hall is capable of holding 2,000 people.
- Bu salon 2.000 kişi alma kapasitesine sahiptir.
- This elevator is capable of carrying ten persons.
- Bu asansör, on kişi taşıma kapasitesine sahiptir.
- This airplane is capable of carrying 40 passengers at a time.
- Bu uçak bir seferde 40 yolcu taşıma kapasitesine sahiptir.
- The car has three rows of seats and is capable of carrying eight passengers.
- Arabanın üç sıra koltuğu vardır ve sekiz yolcu taşıma kapasitesine sahiptir.
- He is capable of teaching both English and French.
- Hem İngilizce hem de Fransızca öğretme kapasitesine sahip.
- This elevator is capable of carrying ten persons.
- Bu asansör on kişi taşıma kapasitesine sahip.
Show More (11)
|
| 3 |
capable |
becerikli |
adj. |
|
- Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter.
- Tom ve Meryem dürüst ve becerikli bir boyacı buldukları için çok memnun.
- Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter.
- Tom ve Mary dürüst ve becerikli bir ressam buldukları için çok memnunlar.
Show More (-1)
|
