|
- A lot of beauty products claim to make you look and feel younger.
- Pek çok kozmetik ürünü daha genç göstereceğini ve hissettireceğini iddia eder.
- The army's claim that they had all died of heart attacks is cynical.
- Ordunun hepsinin kalp krizinden öldüğünü iddia etmesi alaycı bir yaklaşımdır.
- However much this imperialist thinking claims to represent universal humanism, we reject it.
- Bu emperyalist düşünce her ne kadar evrensel hümanizmi temsil ettiğini iddia etse de, biz bunu reddediyoruz.
- He is not a familiar face in the West, for he has never tried to claim that his is a special case.
- Batı'da tanıdık bir yüz değil, çünkü hiçbir zaman kendisinin özel bir durum olduğunu iddia etmeye çalışmadı.
- Of course, we cannot claim that the report covers all aspects of the issue of detergents.
- Elbette raporun deterjanlar konusunun tüm yönlerini kapsadığını iddia edemeyiz.
- We can claim to enclose a number of possible loopholes.
- Bir dizi olası boşluğu kapattığımızı iddia edebiliriz.
- The firms involved, however, claim that biotechnology is needed to solve the food shortage.
- Ancak ilgili firmalar gıda sıkıntısını çözmek için biyoteknolojiye ihtiyaç olduğunu iddia ediyor.
- Anyone who claims that we do not attach enough importance to this has no idea what he is talking about.
- Buna yeterince önem vermediğimizi iddia eden herkesin ne hakkında konuştuğu hakkında hiçbir fikri yoktur.
- Some claim that the developing countries have asked for these agreements.
- Bazıları bu anlaşmaları gelişmekte olan ülkelerin istediğini iddia ediyor.
- It will be betraying the very principles it claims to support.
- Desteklediğini iddia ettiği ilkelere ihanet etmiş olacaktır.
- We cannot postpone the debate much longer by claiming that no decisions are imminent.
- Hiçbir kararın yakın olmadığını iddia ederek tartışmayı daha fazla erteleyemeyiz.
- In principle, it is impossible to claim both these things at the same time.
- Prensip olarak bu iki şeyi aynı anda iddia etmek mümkün değildir.
- You may well claim that it is about that, but I do not, and nor does my group.
- Siz bunun böyle olduğunu iddia edebilirsiniz ama ben etmiyorum, grubum da etmiyor.
- Firstly, it claims that the two decisions are not connected because they are not simultaneous.
- İlk olarak, bu iki kararın birbiriyle bağlantılı olmadığını çünkü eş zamanlı olmadıklarını iddia etmektedir.
- It is disingenuous to try to claim that it is not an agreement.
- Bunun bir anlaşma olmadığını iddia etmeye çalışmak samimiyetsizliktir.
- No one can claim they knew nothing about it.
- Hiç kimse bu konuda hiçbir şey bilmediğini iddia edemez.
- The NLA has been dissolved, so it claims.
- NLA feshedildi, öyle iddia ediyor.
- You are not solving the problem you are claiming to want to solve.
- Çözmek istediğinizi iddia ettiğiniz sorunu çözmüyorsunuz.
- In this respect, we can claim that the internal market already exists.
- Bu bağlamda iç pazarın zaten var olduğunu iddia edebiliriz.
- Some claim that the developing countries have asked for these agreements.
- Bazıları gelişmekte olan ülkelerin bu anlaşmaları talep ettiğini iddia etmektedir.
- It is absurd to claim that US peacekeepers would run the gauntlet of anti-American prejudice.
- ABD'li barış gücü askerlerinin Amerikan karşıtı önyargılarla mücadele edeceğini iddia etmek saçmadır.
- No country can claim to have a better system than another.
- Hiçbir ülke diğerinden daha iyi bir sisteme sahip olduğunu iddia edemez.
- The International Council for the Exploration of the Sea claims that hake stocks are on the verge of collapse.
- Uluslararası Deniz Araştırmaları Konseyi, berlam balığı rezervlerinin çöküşün eşiğinde olduğunu iddia ediyor.
- None of our countries can claim to be free of these threats.
- Ülkelerimizden hiçbiri bu tehditlerden arınmış olduğunu iddia edemez.
- How much credibility can Europe claim, though?
- Yine de Avrupa ne kadar güvenilirlik iddia edebilir?
- In this respect, we can claim that the internal market already exists.
- Bu bağlamda, iç pazarın zaten var olduğunu iddia edebiliriz.
- However, it is easier to claim that mobile phones melt our brains.
- Ancak, cep telefonlarının beynimizi erittiğini iddia etmek daha kolaydır.
- The European Union cannot claim to have a monopoly on competence here.
- Avrupa Birliği bu konuda yetkinlik tekeline sahip olduğunu iddia edemez.
- It now claims that Member States are entitled to reunify unmarried couples.
- Şimdi ise Üye Devletlerin evli olmayan çiftleri yeniden birleştirme hakkına sahip olduğunu iddia etmektedir.
- I could claim with just as much justification that everyone is entitled to their own stupidity.
- Herkesin kendi aptallığına hakkı olduğunu da aynı gerekçeyle iddia edebilirim.
- If the criticism was unjustified, as the Commission claims, we would of course clear this up, and all would be well.
- Eğer Komisyon'un iddia ettiği gibi eleştiriler haksızsa, elbette bunu açıklığa kavuştururuz ve her şey yoluna girer.
- Nobody can claim, though, that trade has nothing to do with fundamental rights.
- Yine de hiç kimse ticaretin temel haklarla hiçbir ilgisi olmadığını iddia edemez.
- Whatever some fellow MEPs may claim, this debate is not about emotions.
- Bazı AP üyesi arkadaşlar ne iddia ederse etsin, bu tartışma duygularla ilgili değildir.
- The petition claims that the United Kingdom Government has not properly applied the EU insurance directives.
- Dilekçe, Birleşik Krallık Hükümetinin AB sigorta yönergelerini gerektiği gibi uygulamadığını iddia etmektedir.
- You claim that there is only one source.
- Sadece tek bir kaynak olduğunu iddia ediyorsunuz.
- Five of the nine people for whose disappearance the IRA claims responsibility remain unaccounted for.
- IRA'nın kaybolmasından sorumlu olduğunu iddia ettiği dokuz kişiden beşinden hâlâ haber alınamıyor.
- The European Council directive claims to grant additional rights to the workers of European companies.
- Avrupa Konseyi direktifi, Avrupa şirketlerinin çalışanlarına ek haklar sağladığını iddia etmektedir.
- However, it is easier to claim that mobile phones melt our brains.
- Ancak cep telefonlarının beynimizi erittiğini iddia etmek daha kolay.
- We claim that we are talking about culture when we are actually referring to markets, if not business!
- Aslında iş dünyasından değilse bile piyasalardan bahsederken kültürden bahsettiğimizi iddia ediyoruz!
- I certainly would not claim that we are where we were two or three years ago.
- Kesinlikle iki ya da üç yıl önce olduğumuz yerde olduğumuzu iddia etmem.
- Some claim to be concerned about workers' rights.
- Bazıları işçi hakları konusunda endişeli olduklarını iddia ediyor.
- Some critics think and claim that sugar is too expensive, however.
- Bazı eleştirmenler ise şekerin çok pahalı olduğunu düşünmekte ve iddia etmektedir.
- It is strange to claim that if everyone is not included it would be impossible to bring into effect.
- Herkesin dahil edilmemesi halinde bunun hayata geçirilmesinin imkansız olacağını iddia etmek gariptir.
- And this is how Sharon himself contributes to Israel's lack of security, which he claims he wants to promote.
- Şaron'un kendisi de, desteklemek istediğini iddia ettiği İsrail'in güvenlik eksikliğine bu şekilde katkıda bulunuyor.
- She claims she was raped by a friend and subsequently she bore a child.
- Bir arkadaşı tarafından tecavüze uğradığını ve daha sonra bir çocuk doğurduğunu iddia etmektedir.
- The Commission claims that there should be no major economic cost.
- Komisyon bunun büyük bir ekonomik maliyeti olmayacağını iddia etmektedir.
- No country can claim to have a better system than another.
- Hiçbir ülke bir diğerinden daha iyi bir sisteme sahip olduğunu iddia edemez.
- You may well claim that it is about that, but I do not, and nor does my group.
- Konunun bununla ilgili olduğunu iddia edebilirsiniz ancak ben ve grubum böyle düşünmüyoruz.
- He claims he's discovered a planet with large deposits of magnesite.
- Büyük manyezit yataklarına sahip bir gezegen keşfettiğini iddia ediyor.
- Israel claims this is incitement to violence.
- İsrail bunun şiddete teşvik olduğunu iddia ediyor.
- He claims he's discovered a planet with large deposits of magnesite.
- Büyük manyezit yatakları olan bir gezegen bulduğunu iddia ediyor.
- Israel claims this is incitement to violence.
- İsrail bunun şiddete teşvik etmek olduğunu iddia ediyor.
- He claims he's discovered a planet with large deposits of magnesite.
- Büyük magnezit yatakları olan bir gezegen keşfettiğini iddia ediyor.
- Israel claims this is incitement to violence.
- İsrailliler bunun şiddete teşvik olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he's never done that.
- Tom onu hiç yapmadığını iddia ediyor.
- Tom claimed to be a murderer.
- Tom bir katil olduğunu iddia etti.
- Tom claims he has telepathic powers.
- Tom telepatik güçleri olduğunu iddia ediyor.
- Mary claims that you stole the pearls from her.
- Mary incileri ondan çaldığını iddia ediyor.
- Tom claims he doesn't know anything about Mary.
- Tom, Mary hakkında hiçbir şey bilmediğini iddia ediyor.
- Tom claims he can bend spoons with his mind.
- Tom zihin gücüyle kaşık bükebildiğini iddia ediyor.
- Dan claimed that Linda shot him.
- Dan Linda'nın onu vurduğunu iddia etti.
- Tom claimed that it was an accident.
- Tom onun bir kaza olduğunu iddia etti.
- Some claim to know everything.
- Bazıları her şeyi bildiklerini iddia ederler.
- Tom claimed he won.
- Tom kazandığını iddia etti.
- He claimed that he came from a rich family.
- Zengin bir aileden geldiğini iddia etti.
- Dan claimed that it was an accident.
- Dan bunun bir kaza olduğunu iddia etti.
- Tom claims he can read an object's history by touching it.
- Tom bir nesneye dokunarak onun geçmişini okuyabildiğini iddia ediyor.
- Tom claims that he wasn't anywhere near the murder scene at the time of the murder.
- Tom cinayet sırasında cinayet mahallinin yakınında olmadığını iddia ediyor.
- She claimed to be the owner of the land.
- Arazinin sahibi olduğunu iddia etti.
- Tom claimed that he had not eaten for three weeks.
- Tom üç haftadır yemek yemediğini iddia etti.
- Tom claims he is telepathic.
- Tom telepatik güçleri olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he knows nothing about Mary.
- Tom Mary hakkında hiçbir şey bilmediğini iddia ediyor.
- Dan claimed that Linda was the reason for his unhappiness.
- Dan mutsuzluğuna Linda'nın sebep olduğunu iddia etti.
- Tom claims that he was born in Boston.
- Tom, Boston'da doğduğunu iddia ediyor.
- Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.
- Bazıları tüm vücut tarayıcılarının Dördüncü Değişikliği ihlal ettiğini iddia ediyor.
- Tom claimed that he didn't know his beach house was being used for illegal activities.
- Tom yazlık evinin yasadışı faaliyetler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.
- Tom claims he didn't know what he was doing was wrong.
- Tom yaptığının yanlış olduğunu bilmediğini iddia ediyor.
- Fadil claimed he didn't remember anything.
- Fadıl hiçbir şey hatırlamadığını iddia etti.
- Tom claimed that it was an accident.
- Tom bunun bir kaza olduğunu iddia etti.
- Sami claimed he feared for his life.
- Sami kendi hayatı için korku duyduğunu iddia etti.
- Dan claimed that Linda shot him.
- Dan, Linda'nın kendisini vurduğunu iddia etti.
- I'm skeptical when I hear someone claim to speak more than five languages fluently.
- Birinin beşten fazla dili akıcı bir şekilde konuştuğunu iddia ettiğini duyduğumda şüpheci yaklaşıyorum.
- There have been a lot of complaints from consumers that our products don't last as long as we claim.
- Tüketicilerden, ürünlerimizin iddia ettiğimiz kadar uzun ömürlü olmadığına dair pek çok şikayet geldi.
- Tom claims that he accidentally shot Mary while cleaning his gun.
- Tom silahını temizlerken yanlışlıkla Mary'yi vurduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed that he didn't do it.
- Tom yapmadığını iddia etti.
- Tom claimed he walked from Boston to Chicago.
- Tom, Boston'dan Chicago'ya yürüyerek gittiğini iddia etti.
- Tom claims he was busy.
- Tom meşgul olduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed that he saw a UFO.
- Tom bir UFO gördüğünü iddia etti.
- Don't believe people who claim that they know everything.
- Her şeyi bildiğini iddia eden insanlara inanma.
- Tom claims he's done that many times.
- Tom bunu birçok kez yaptığını iddia ediyor.
- John claimed that the dishonest salesman had tricked him into buying a useless piece of machinery.
- John dürüst olmayan satıcının kendisini işe yaramaz bir makine parçası alması için kandırdığını iddia etti.
- Tom claimed that he had witnessed a murder.
- Tom bir cinayete tanık olduğunu iddia etti.
- Tom claimed that he didn't see anything.
- Tom hiçbir şey görmediğini iddia etti.
- Tom claims he's done that many times.
- Tom, bunu birçok kez yaptığını iddia ediyor.
- Tom claims he hasn't yet been paid.
- Tom, henüz para ödenmediğini iddia ediyor.
- Tom never claimed to be perfect.
- Tom asla mükemmel olduğunu iddia etmedi.
- Tom claimed that he'd already given Mary the money.
- Tom, Mary'ye parayı çoktan verdiğini iddia etti.
- Tom claims he won.
- Tom kazandığını iddia ediyor.
- Tom claims he shot Mary in self-defense.
- Tom, Mary'i nefsi müdafaa için vurduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he shot Mary in self-defense.
- Tom kendini korumak için Mary'yi vurduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed he wasn't paid.
- Tom ona para ödenmediğini iddia etti.
- Tom claims to be an engineer.
- Tom bir mühendis olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims that he's innocent.
- Tom masum olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims that you stole his bicycle.
- Tom bisikletini çaldığını iddia ediyor.
- Tom claims he did that.
- Tom onu yaptığını iddia ediyor.
- Tom claimed to be the son of a rich man.
- Tom zengin bir adamın oğlu olduğunu iddia ediyordu.
- He claimed to be an expert in finance.
- Finans uzmanı olduğunu iddia etti.
- There are those who claim that a catastrophe will occur in 2012.
- 2012'de bir felaket yaşanacağını iddia edenler var.
- Tom claims he is telepathic.
- Tom telepatik olduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed that he didn't do that.
- Tom bunu yapmadığını iddia etti.
- Tom claimed that he passed the exam.
- Tom sınavı geçtiğini iddia etti.
- He claimed that he had returned the book to the library.
- Kitabı kütüphaneye iade ettiğini iddia etti.
- Tom claimed that he loved Mary.
- Tom, Mary'yi sevdiğini iddia etti.
- Mary claims that you stole the pearls from her.
- Mary senin incileri ondan çaldığını iddia ediyor.
- I don't claim that we're perfect.
- Mükemmel olduğumuzu iddia etmiyorum.
- Tom claimed he didn't do that.
- Tom, bunu yapmadığını iddia etti.
- I never claimed that I could speak French.
- Hiçbir zaman Fransızca konuşabildiğimi iddia etmedim.
- Tom claims he's telepathic.
- Tom telepatik olduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed to be Mary's son.
- Tom Mary'nin oğlu olduğunu iddia etti.
- Tom claimed that he didn't kill anybody.
- Tom kimseyi öldürmediğini iddia etti.
- Tom claimed he had been brainwashed.
- Tom beyninin yıkandığını iddia etti.
- He claims his wife doesn't understand him.
- O, karısının kendini anlamadığını iddia ediyor.
- Tom claimed he had nothing to do with Mary's murder.
- Tom, Mary'nin öldürülmesiyle hiçbir ilgisi olmadığını iddia etti.
- Dan claimed he stole the diamond from a rich businessman's wife.
- Dan elması zengin bir işadamının karısından çaldığını iddia etti.
- Women who claim to love Disney films are, in most cases, suffering mentally.
- Disney filmlerini sevdiğini iddia eden kadınlar, çoğu durumda zihinsel olarak acı çekiyorlar.
- Sami claimed that the product was foreign.
- Sami ürünün yabancı olduğunu iddia etti.
- Mary claims you stole her pearls.
- Mary senin onun incilerini çaldığını iddia ediyor.
- Tom claimed he could do that.
- Tom bunu yapabileceğini iddia etti.
- The teacher claimed that he'd have us all speaking fluent French in three months.
- Öğretmen üç ay içinde hepimizi akıcı Fransızca konuşur hale getireceğini iddia ediyordu.
- Some people claim to know everything.
- Bazı insanlar her şeyi bildiklerini iddia ederler.
- The coworker claimed he had missed the bus.
- İş arkadaşı otobüsü kaçırdığını iddia etti.
- Tom claimed he wasn't paid.
- Tom kendisine ödeme yapılmadığını iddia etti.
- He claimed that he had returned the book to the library.
- Kitabı kütüphaneye iade ettiğini iddia ediyordu.
- Tom claims he can do that.
- Tom bunu yapabileceğini iddia ediyor.
- Tom claimed he wasn't guilty.
- Tom suçlu olmadığını iddia etti.
- He claims to have passed the exam.
- O sınavı geçtiğini iddia ediyor.
- Tom claims he was once abducted by aliens.
- Tom bir keresinde uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia ediyor.
- Tom claims to be a Canadian.
- Tom Kanadalı olduğunu iddia ediyor.
- I certainly don't claim that.
- Bunu kesinlikle iddia etmiyorum.
- Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.
- Linda, Dan'i evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.
- The coworker claimed he had missed the bus.
- İş arkadaşı otobüsü kaçırmış olduğunu iddia etti.
- Tom claims he's already done that.
- Tom zaten bunu yaptığını iddia ediyor.
- Sami claimed to be a geologist.
- Sami jeolog olduğunu iddia ediyordu.
- Tom claims he did this.
- Tom bunu yaptığını iddia ediyor.
- Tom claimed that the enormous property was at his disposal.
- Tom, devasa mülkün kendi tasarrufunda olduğunu iddia etti.
- Tom claimed he had been brainwashed.
- Tom, beyin yıkandığını iddia etti.
- Dan claimed that Linda was the reason for his unhappiness.
- Dan mutsuzluğunun sebebinin Linda olduğunu iddia etti.
- Sami claimed to be a geologist.
- Sami bir jeolog olduğunu iddia etti.
- Maria would like to know if Esperanto is really as easy to learn as Tom has claimed it to be.
- Maria, Esperanto'nun Tom'un iddia ettiği kadar kolay öğrenilip öğrenilemeyeceğini bilmek istiyor.
- Tom claimed he did that.
- Tom bunu yaptığını iddia etti.
- Tom claimed he did that.
- Tom, onu yaptığını iddia etti.
- Tom claims he is clairvoyant.
- Tom durugörü sahibi olduğunu iddia ediyor.
- They claimed they won.
- Kazandıklarını iddia ettiler.
- Tom claims to be an engineer.
- Tom mühendis olduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed that he didn't know Mary.
- Tom, Mary'yi tanımadığını iddia etti.
- They claim that prices will go down if production increases.
- Üretim artarsa fiyatların düşeceğini iddia ediyorlar.
- Tom claimed he had been captured by the enemy.
- Tom düşman tarafından yakalandığını iddia etti.
- Tom claims he was abducted by aliens.
- Tom uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia ediyor.
- Tom claims he has psychic powers.
- Tom psişik güçleri olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he didn't do it.
- Tom onu yapmadığını iddia ediyor.
- Tom claims that he's never lied to me.
- Tom bana hiç yalan söylemediğini iddia ediyor.
- Tom claims he did that.
- Tom bunu yaptığını iddia ediyor.
- Tom claims that he didn't cry.
- Tom ağlamadığını iddia ediyor.
- That politician claimed that he only ate local farm products.
- O politikacı sadece yerel çiftlik ürünlerini yediğini iddia ediyordu.
- Tom claimed to be an expert in finance.
- Tom finans konusunda uzman olduğunu iddia etti.
- He claims that he is honest.
- Dürüst olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he has never told a lie.
- Tom asla yalan söylemediğini iddia ediyor.
- Tom claimed he wasn't afraid.
- Tom korkmadığını iddia etti.
- Tom claims that he acted in self-defense.
- Tom nefsi müdafaa yaptığını iddia ediyor.
- Tom claims he's never even talked to Mary.
- Tom, Mary ile daha önce hiç konuşmadığını iddia ediyor.
- Detective Dan Anderson got an anonymous tip from a man who claimed to know Linda.
- Dedektif Dan Anderson, Linda'yı tanıdığını iddia eden bir adamdan isimsiz bir ihbar aldı.
- Tom claims to be an archaeologist.
- Tom arkeolog olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims that he can speak French.
- Tom Fransızca konuşabileceğini iddia ediyor.
- They claim they were busy.
- Meşgul olduklarını iddia ediyorlar.
- Tom would never do what you claim he did.
- Tom yaptığını iddia ettiğiniz şeyi asla yapmaz.
- Tom claims he's already done that.
- Tom bunu zaten yaptığını iddia ediyor.
- Tom claims that he knows nothing about that.
- Tom bu konuda hiçbir şey bilmediğini iddia ediyor.
- Tom claimed he left early.
- Tom erken ayrıldığını iddia etti.
- Tom would never do what you claim he did.
- Tom onun yaptığını iddia ettiğin şeyi asla yapmazdı.
- That politician claimed that he only ate local farm products.
- Şu politikacı sadece yerel çiftlik ürünleri yediğini iddia etti.
- Many moisturizing creams claim to have an anti-aging effect.
- Birçok nemlendirici krem yaşlanmayı geciktirici etkisi olduğunu iddia eder.
- Dan claimed that he acted in self-defence.
- Dan kendini savunmak için hareket ettiğini iddia etti.
- Tom claims he's innocent.
- Tom masum olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he didn't do that.
- Tom onu yapmadığını iddia ediyor.
- Layla claimed she was innocent.
- Layla masum olduğunu iddia etti.
- Layla claimed she was innocent.
- Leyla kendisinin masum olduğunu iddia etti.
- Tom claimed that he was innocent.
- Tom masum olduğunu iddia etti.
- Tom claims he didn't know what he was doing was wrong.
- Tom yaptığı şeyin yanlış olduğunu bilmediğini iddia ediyor.
- She claims to have seen kobolds.
- Koboldları gördüğünü iddia ediyor.
- Tom claims he was drunk at the time.
- Tom o sırada sarhoş olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims one and only one god exists.
- Tom bir ve sadece bir tanrının var olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he has psychometry.
- Tom psikometrisi olduğunu iddia ediyor.
- She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.
- İspanyolca'da üç kelimeyi bir araya getiremiyor ve orta seviyede olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims that he shot Mary in self-defense.
- Tom, Mary'i nefsi müdafaa için vurduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he has clairvoyance.
- Tom durugörü yeteneğine sahip olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he doesn't remember.
- Tom hatırlamadığını iddia ediyor.
- They claim they were busy.
- Meşgul olduklarını iddia ettiler.
- Tom claims that he has never killed anyone.
- Tom hiç kimseyi öldürmediğini iddia etti.
- Tom claims he doesn't watch much TV, but he watches more than three hours every day.
- Tom fazla televizyon izlemediğini iddia ediyor ama her gün üç saatten fazla televizyon izliyor.
- Tom claims he never said that.
- Tom bunu asla söylemediğini iddia ediyor.
- A violinist I know claims that he owns a Stradivarius.
- Tanıdığım bir kemancı bir Stradivariusa sahip olduğunu iddia ediyor.
- He claimed that he came from a rich family.
- Zengin bir aileden geldiğini iddia ediyordu.
- Tom claims that he can taste the difference between these two brands of salt.
- Tom bu iki tuz markası arasındaki farkı tadabildiğini iddia ediyor.
- Tom claims he was an extraterrestrial in his past life.
- Tom geçmiş yaşamında dünya dışı bir varlık olduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed that he didn't do it.
- Tom onu yapmadığını iddia etti.
- Tom claims that he can swim thirty meters underwater on one breath.
- Tom tek nefeste otuz metre su altında yüzebildiğini iddia ediyor.
- They claim this medicine is safe.
- Onlar bu ilacın güvenli olduğunu iddia ediyor.
- There are those who claim that a catastrophe will occur in 2012.
- 2012 yılında bir felaket oluşacağını iddia edenler var.
- He claimed that he had discovered a new comet.
- Yeni bir kuyruklu yıldız keşfettiğini iddia etti.
- They claim they're Canadians.
- Kanadalı olduklarını iddia ediyorlar.
- Tom claims to have encountered supernatural creatures in that wood.
- Tom o ormanda doğaüstü yaratıklarla karşılaştığını iddia etti.
- Columbus claimed the Earth was round.
- Kolomb dünyanın yuvarlak olduğunu iddia etti.
- Tom claims that he shot Mary in self-defense.
- Tom, Mary'yi kendini savunmak için vurduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed that he could run faster than Mary.
- Tom, Mary'den daha hızlı koşabildiğini iddia etti.
- They claim they won.
- Kazandıklarını iddia ediyorlar.
- Tom claims he knows nothing about Mary.
- Tom, Mary hakkında hiçbir şey bilmediğini iddia etti.
- Their daughter claims to see monsters.
- Kızları canavarlar gördüğünü iddia ediyor.
- Tom claimed that he saw a man being eaten alive by piranhas.
- Tom, piranalar tarafından canlı canlı yenen bir adam gördüğünü iddia etti.
- Mary claimed that the handbag had been a present from her husband.
- Mary, el çantasının kocasından bir hediye olduğunu iddia etti.
- Tom claims he has psychometry.
- Tom, bir nesneye dokunarak ,onun geçmişi hakkında bilgi verebildiğini iddia ediyor.
- Tom claims he can swim.
- Tom yüzebileceğini iddia ediyor.
- I never claimed that I could speak French.
- Fransızca konuşabildiğimi hiç iddia etmedim.
- Tom claims he's telepathic.
- Tom telepatik güçleri olduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed that he saw a man being eaten alive by piranhas.
- Tom piranalar tarafından canlı olarak yenilen bir adam gördüğünü iddia etti.
- Tom claims that you stole his bicycle.
- Tom senin onun bisikletini çaldığını iddia ediyor.
- Tom claimed that he came from a rich family.
- Tom zengin bir aileden geldiğini iddia etti.
- She claims that she'll start the report tomorrow.
- Raporu yarın başlatacağını iddia ediyor.
- They claimed that Harrison could not read or write.
- Harrison'ın okuyup yazamadığını iddia ettiler.
- Tom claims that he's unbiased.
- Tom tarafsız olduğunu iddia ediyor.
- They claim that next summer will be the hottest of the century.
- Gelecek yazın yüzyılın en sıcak yazı olacağını iddia ediyorlar.
- Tom claims that he accidentally shot Mary while cleaning his gun.
- Tom, tabancasını temizlerken kazara Mary'yi vurduğunu iddia ediyor.
- And who claimed it would be easy?
- Kolay olacağını kim iddia etti?
- They claim that all their products are environmentally friendly.
- Tüm ürünlerinin çevre dostu olduğunu iddia ediyorlar.
- Tom claimed that he'd already given Mary the money.
- Tom zaten Mary'ye parayı verdiğini iddia etti.
- Tom claims he didn't do that.
- Tom bunu yapmadığını iddia ediyor.
- Many moisturizing creams claim to have an anti-aging effect.
- Birçok nemlendirici krem, anti-aging etkileri olduğunu iddia eder.
- Tom is probably not as rich as he claims to be.
- Tom muhtemelen iddia ettiği kadar zengin değildir.
- Is Ellen White against Helene Blavatsky as Adventist people claim?
- Adventistlerin iddia ettiği gibi Ellen White, Helene Blavatsky'ye karşı mı?
- Tom claims one god exists.
- Tom tek bir tanrının var olduğunu iddia ediyor.
- Tom claimed that he owned that expensive-looking red car we saw yesterday.
- Tom dün gördüğümüz pahalı görünümlü kırmızı arabaya sahibi olduğunu iddia etti.
- Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.
- Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.
- Tom claims he didn't do it.
- Tom yapmadığını iddia ediyor.
- Tom claims he can see auras.
- Tom auraları görebildiğini iddia ediyor.
- Tom and Mary claim that they never lie to each other.
- Tom ve Mary birbirlerine asla yalan söylemediklerini iddia ediyorlar.
- Tom couldn't possibly have done what you claimed he did.
- Tom onun yaptığını iddia ettiğini muhtemelen yapamazdı.
- They claim this medicine is safe.
- Bu ilacın güvenli olduğunu iddia ediyorlar.
- Mary claims you stole her pearls.
- Mary incilerini çaldığını iddia ediyor.
- Tom claims he doesn't remember anything.
- Tom hiçbir şey hatırlamadığını iddia ediyor.
- Some claim to know everything.
- Bazıları her şeyi bildiğini iddia ediyor.
- They claimed they weren't paid.
- Para almadıklarını iddia ettiler.
- She claims that she'll start the report tomorrow.
- Rapora yarın başlayacağını iddia ediyor.
- He claims to have passed the exam.
- Sınavı geçtiğini iddia ediyor.
- Tom claims he can levitate himself.
- Tom kendini havaya kaldırabildiğini iddia ediyor.
- Beware of anyone who claims objectivity.
- Tarafsız olduğunu iddia eden herkese karşı dikkatli olun.
- Tom couldn't possibly have done what you claimed he did.
- Tom iddia ettiğiniz şeyi yapmış olamaz.
- They claim they're Canadians.
- Onlar Kanadalı olduklarını iddia ediyorlar.
- Tom claims that you stole them.
- Tom onları çaldığını iddia ediyor.
- Tom claimed he's done that.
- Tom bunu yaptığını iddia etti.
- No one claims that he's a saint.
- Kimse onun bir aziz olduğunu iddia etmiyor.
- Tom claims to have found one of the lost Fabergé eggs.
- Tom kayıp Fabergé yumurtalarından birini bulduğunu iddia ediyor.
- They claimed they were innocent.
- Onlar masum olduklarını iddia ettiler.
- Tom claimed to be the son of a rich man.
- Tom zengin bir adamın oğlu olduğunu iddia etti.
- He claimed to be an expert in finance.
- Bir finans uzmanı olduğunu iddia etti.
- Astronomers claim they have discovered the ninth planet of the Solar System.
- Astronomlar Güneş Sistemi'nin dokuzuncu gezegenini keşfettiklerini iddia ediyorlar.
- Tom claims he's done that.
- Tom bunu yaptığını iddia ediyor.
- Tom claimed that he owned that expensive-looking red car we saw yesterday.
- Tom, dün gördüğümüz pahalı görünümlü kırmızı arabanın kendisine ait olduğunu iddia etti.
- Sami claimed that Layla had tried to break into his house.
- Sami, Layla'nın evine zorla girmeye çalıştığını iddia etti.
- Tom claims he saw some aliens getting out of a spaceship.
- Tom bir uzay gemisinden inen uzaylılar gördüğünü iddia ediyor.
- Tom claims he has animal telepathy.
- Tom hayvan telepatisi olduğunu iddia ediyor.
- Tom certainly isn't as bad as Mary claims he is.
- Tom kesinlikle Mary'nin iddia ettiği kadar kötü biri değil.
- The man claimed he didn't take the money.
- Adam parayı almadığını iddia etti.
- Tom claimed that he was working at the time.
- Tom o sırada çalıştığını iddia etti.
- Tom claims he was misquoted.
- Tom kendisine yanlış bilgi verildiğini iddia ediyor.
- Tom claimed to be Mary's son.
- Tom, Mary'nin oğlu olduğunu iddia etti.
- Tom claims he acted in self-defense.
- Tom nefsi müdafaa yaptığını iddia ediyor.
- Tom claims he was an extraterrestrial in his past life.
- Tom önceki hayatında bir uzaylı olduğunu iddia ediyor.
- They claimed that Harrison could not read or write.
- Harrison'ın okuma yazma bilmediğini iddia ettiler.
- A violinist I know claims that he owns a Stradivarius.
- Tanıdığım bir kemancı Stradivarius'u olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he hasn't been paid yet.
- Tom henüz ödeme yapılmadığını iddia ediyor.
- Tom claims one and only one god exists.
- Tom tek ve sadece tek bir tanrı olduğunu iddia eder.
- Tom claimed he was the son of a rich man.
- Tom zengin bir adamın oğlu olduğunu iddia etti.
- Tom claims he is clairvoyant.
- Tom durugörü yeteneği olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he hasn't yet been paid.
- Tom ona henüz ödeme yapılmadığını iddia ediyor.
- They claimed they weren't paid.
- Ödemediklerini iddia ettiler.
- Tom claims that he's rich.
- Tom zengin olduğunu iddia ediyor.
- The boy claims he knows nothing about it.
- Çocuk bu konuda hiçbir şey bilmediğini iddia ediyor.
- Tom claims he's never done that.
- Tom bunu hiç yapmadığını iddia ediyor.
- Sami claimed he feared for his life.
- Sami hayatı için korktuğunu iddia etti.
- Tom claims he has never told a lie.
- Tom hiç yalan söylemediğini iddia ediyor.
- I don't claim not to be a fool.
- Aptal olmadığımı iddia etmiyorum.
- I never claimed I was perfect.
- Hiçbir zaman mükemmel olduğumu iddia etmedim.
- Tom claims that he wasn't anywhere near the murder scene at the time of the murder.
- Tom cinayet anında cinayet mahalline yakın bir yerde olmadığını iddia ediyor.
- Belgians claim that French fries are not French but Belgian.
- Belçikalılar patates kızartmasının Fransız değil Belçikalı olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he has animal telepathy.
- Tom hayvanlarla telepatik bağ kurabildiğini iddia ediyor.
- Columbus claimed the Earth was round.
- Kolomb, dünyanın yuvarlak olduğunu iddia etti.
- He claims that he's gotten over all his failures.
- Tüm başarısızlıklarının üstesinden geldiğini iddia ediyor.
- Masaru claims that he is innocent.
- Masaru masum olduğunu iddia ediyor.
- Fadil claimed Layla had been kidnapped.
- Fadıl, Leyla'nın kaçırıldığını iddia etti.
- Tom claims that he saw the accident.
- Tom kazayı gördüğünü iddia ediyor.
- Tom claims he can accurately predict the future.
- Tom geleceği tam olarak tahmin edebildiğini iddia ediyor.
- He claims that you stole them.
- O senin onları çaldığını iddia ediyor.
- Tom claims he can do telekinesis.
- Tom telekinezi yapabildiğini iddia ediyor.
- Tom claims he can accurately predict the future.
- Tom geleceği doğru tahmin edebildiğini iddia ediyor.
- Tom claims he can see the future.
- Tom geleceği görebildiğini iddia ediyor.
- Tom claimed that the contract was invalid because he'd been coerced into signing it.
- Tom sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etti çünkü onu imzalamaya zorlanmıştı.
- Tom claims he never said that.
- Tom bunu hiç söylemediğini iddia ediyor.
- Tom claimed that the contract was invalid because he'd been coerced into signing it.
- Tom onu imzalamaya zorlanıldığı için sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etti.
- Tom claims he didn't cry.
- Tom ağlamadığını iddia ediyor.
- Tom claimed to be an expert in finance.
- Tom finans alanında bir uzman olduğunu iddia etti.
- He claims that he is honest.
- O, dürüst olduğunu iddia ediyor.
- They claimed they won.
- Galip geldiklerini iddia ettiler.
- Tom claims to have encountered supernatural creatures in that wood.
- Tom o ormanda doğaüstü yaratıklarla karşılaştığını iddia ediyor.
- The politician claimed that he wore neither a wig nor false teeth.
- Politikacı ne peruk ne de takma diş taktığını iddia etti.
- Mary claimed that the handbag had been a present from her husband.
- Mary, çantanın kocasının hediyesi olduğunu iddia etti.
- Tom claims he's never even talked to Mary.
- Tom, Mary ile hiç konuşmadığını iddia ediyor.
- Tom claims that he's never lied to me.
- Tom bana yalan söylemediğini iddia ediyor.
- Tom claims that he can read people's minds.
- Tom insanların zihinlerini okuyabildiğini iddia ediyor.
- Tom claimed he was innocent.
- Tom masum olduğunu iddia etti.
- Don't believe people who claim that they know everything.
- Her şeyi bildiklerini iddia eden insanlara inanmayın.
- Tom claims he did this.
- Tom bunu kendisinin yaptığını iddia ediyor.
- Mary claimed that her purse had been stolen.
- Mary çantasının çalındığını iddia etti.
- Tom claimed he left early.
- Tom erken çıktığını iddia etti.
- Sami has never stopped claiming his innocence.
- Sami masum olduğunu iddia etmekten hiç vazgeçmedi.
- Tom claims that he's happy.
- Tom mutlu olduğunu iddia ediyor.
- Tom claims that Mary promised him the job.
- Tom, Mary'nin ona iş sözü verdiğini iddia ediyor.
- He claims his wife doesn't understand him.
- Karısının onu anlamadığını iddia ediyor.
- I don't quite believe it when I hear someone claim they can speak more than five languages fluently.
- Birinin beşten fazla dili akıcı bir şekilde konuşabildiğini iddia ettiğini duyduğumda buna pek inanmıyorum.
- Tom claims he can do astral projection.
- Tom astral seyahat yapabildiğini iddia ediyor.
- They claimed they were innocent.
- Masum olduklarını iddia ettiler.
- Tom claims he acted in self-defense.
- Tom yaptığının nefsi müdafaa olduğunu iddia etti.
- They claim that next summer will be the hottest of the century.
- Önümüzdeki yazın yüzyılın en sıcağı olacağını iddia ediyorlar.
- Tom claims he can levitate himself.
- Tom havada durabildiğini iddia ediyor.
- Tom claimed he walked from Boston to Chicago.
- Tom, Boston'dan Chicago'ya yürüdüğünü iddia etti.
- Sami claimed Layla killed Farid.
- Sami, Farid'i Layla'nın öldürdüğünü iddia etti.
- Tom claims he can communicate with spirits.
- Tom ruhlarla iletişim kurabildiğini iddia ediyor.
- Tom claims he can swim.
- Tom yüzme bildiğini iddia ediyor.
- Tom claimed that Mary shot him.
- Tom, Mary'nin onu vurduğunu iddia etti.
- Tom claims that he has never killed anyone.
- Tom hiç kimseyi öldürmediğini iddia ediyor.
- Tom claimed he saw a UFO.
- Tom bir UFO gördüğünü iddia etti.
- Tom claimed to be the owner of the land.
- Tom arazinin sahibi olduğunu iddia etti.
- He claims that you stole them.
- Onları senin çaldığını iddia ediyor.
- Tom claims he has clairvoyance.
- Tom durugörü sahibi olduğunu iddia ediyor.
- Is Ellen White against Helene Blavatsky as Adventist people claim?
- Adventistlerin iddia ettiği gibi Ellen White, Helena Blavatsky'nin karşıtı mıdır?
- Tom claimed that he didn't know his beach house was being used for illegal activities.
- Tom yazlık evinin yasa dışı faaliyetler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.
- He claims that he is a painter.
- Kendisinin bir ressam olduğunu iddia ediyor.
- Dan claimed that he acted in self-defence.
- Dan nefsi müdafaa yaptığını iddia etti.
- Tom claims he hasn't been paid yet.
- Tom henüz para almadığını iddia ediyor.
- Tom claims that he was born in Boston.
- Tom Boston'da doğduğunu iddia ediyor.
- Tom claims that he can speak French.
- Tom Fransızca konuşabildiğini iddia ediyor.
- Women who claim to love Disney films are, in most cases, suffering mentally.
- Disney filmlerini sevdiğini iddia eden kadınlar, birçok durumda zihinsel olarak acı çekiyorlar.
- They claim that all their products are friendly to the environment.
- Tüm ürünlerinin çevre dostu olduğunu iddia ediyorlar.
- Their daughter claims to see monsters.
- Kızları canavar gördüğünü iddia ediyor.
- Dan claimed that he had lost his key.
- Dan anahtarını kaybettiğini iddia etti.
- Tom claimed that he didn't do that.
- Tom, bunu yapmadığını iddia etti.
- Tom certainly isn't as bad as Mary claims he is.
- Tom kesinlikle Mary'nin olduğunu iddia ettiği kadar kötü değil.
- Tom is probably not as rich as he claims to be.
- Tom muhtemelen olduğunu iddia ettiği kadar zengin değil.
- Mary was supposedly on business in Boston, but Tom claimed to have seen her in New York last night.
- Mary sözde Boston'da işteydi ama Tom onu dün gece New York'ta gördüğünü iddia etti.
- Tom never claimed to be perfect.
- Tom hiçbir zaman mükemmel olduğunu iddia etmedi.
- Tom claimed that he could run faster than Mary.
- Tom Mary'den daha hızlı koşabileceğini iddia etti.
- Sami never stopped claiming his innocence.
- Sami masum olduğunu iddia etmekten hiç vazgeçmedi.
- He claims that he is a painter.
- O, bir ressam olduğunu iddia ediyor.
- I certainly don't claim that.
- Onu kesinlikle iddia etmiyorum.
- Tom claimed that his father had raped him on multiple occasions.
- Tom, babasının kendisine birçok kez tecavüz ettiğini iddia etti.
- Tom claims one god exists.
- Tom bir Tanrı'nın olduğunu iddia ediyor.
- Dan claimed he stole the diamond from a rich businessman's wife.
- Dan elması zengin bir iş adamının karısından çaldığını iddia etti.
- Tom claimed he killed Mary in self-defense.
- Tom, Mary'yi nefsi müdafaa için öldürdüğünü iddia etti.
- Tom claimed he didn't do that.
- Tom bunu yapmadığını iddia etti.
- Tom claims he can bend spoons with his mind.
- Tom zihniyle kaşıkları bükebildiğini iddia ediyor.
Show More (365)
|
|
- One problem is the inadequate nature of Member State payment claim forecasts.
- Sorunlardan biri de Üye Devletlerin ödeme talep tahminlerinin yetersiz olmasıdır.
- But it should be possible to make that case through individual assessment, not with a blanket dismissal of the claim.
- Ancak bu durum, talebin genel olarak reddedilmesiyle değil, bireysel değerlendirme yoluyla mümkün olmalıdır.
- It is not national claims, but the market that plays a decisive role in respect of such rights.
- Bu tür haklar açısından belirleyici rol oynayan ulusal talepler değil, piyasadır.
- We should also support Malta's claim to six seats in the European Parliament.
- Malta'nın Avrupa Parlamentosu'ndaki altı sandalye talebini de desteklemeliyiz.
- In addition, the consumer is also safeguarded as regards the court or out-of-court settlement of claims.
- Buna ek olarak, tüketici, taleplerin mahkemede veya mahkeme dışında çözümlenmesi konusunda da güvence altına alınmıştır.
- Then, of course, a lot of information about our claims and commitments came from outside the bookkeeping system.
- Sonra, elbette, taleplerimiz ve taahhütlerimizle ilgili pek çok bilgi defter tutma sisteminin dışından geldi.
- Clear and swift decisions are the best way of reassuring victims of the outcome of their claim.
- Açık ve hızlı kararlar, mağdurlara taleplerinin sonucu konusunda güven vermenin en iyi yoludur.
- They are going to be disadvantaged because, under the new proposals, there will be a payment on historical claims.
- Dezavantajlı olacaklar çünkü yeni tekliflere göre, geçmişe yönelik talepler için bir ödeme yapılacak.
- Your claim is totally unacceptable.
- Talebiniz tamamen kabul edilemezdir.
- May I see your claim tags?
- Talep fişlerinizi görebilir miyim?
Show More (7)
|